13. ve 14. Yüzyıllarda Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler Anadolu’da Oğuz Türkçesiyle oluşturulan ilk eserlerde genellikle dinî ve tasavvufî temalar işlenmiştir. Tasavvuf, insanın manevi boyutu öne çıkaran, kişinin içsel dönüşüm geçirerek Allah’a ulaşmasını amaçlayan bir duyuş, düşünüş ve yaşayış sistemidir. Tasavvufu benimseyen, yaşamını bu anlayışın gereklerini göre biçimlendiren kişilere mutasavvıf (sûfî) denir. Bireysel yaşantı ve deneyimlerle anlam, değer ve yaşarlık kazanan bir sistem olan tasavvuf, toplumsal hayattaki varlığını tarikatlar aracılığıyla sürdürmüştür. Bektaşilik, Mevlevilik gibi isimler alan tarikatlar, kendi aralarında birtakım küçük farklılıklar gösteren tasavvufi kurumlardır. Mutasavvıflar, tasavvufi yaşantıyı anlatmak için “Tatmayan bilmez!” demişlerdir. Kişinin, kendisini ve Allah’ı her şeyiyle bilmesini, kendi içinde ruhsal bir yolculuk yaparak Allah’a ulaşmasını amaçlayan tasavvufi yaşantının kendine özgü bir sistemi ve dili vardır. Tarikatlara mensup olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yerlere, tekke (dergâh) denir. İslam dünyasında medreseler tefsir, hadis, fıkıh gibi dinî ilimlerin yani İslam’ın görünen yüzünün öğretildiği yerler olarak varlık gösterirken tekkeler İslam’ın içsel boyutunun yaşandığı, tasavvufi öğretilerin aktarıldığı, zikir ayinlerinin yapıldığı mekânlar olarak işlev görmüştür. 13. ve 14. Yüzyıllarda Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler şunlardır: 1. İlahi İlahi, Allah’ı övmek, onun birliğini, yüceliğini, kudretini dile getirmek için söylenen şiirlerin genel adıdır. Tarikatlara göre farklı adlar alan ve özel bir ezgiyle söylenen bu şiirlerde hece ölçüsünün çoğunlukla sekizli, yedili ve on birli kalıpları kullanılmıştır. İlahilerde birim değeri genellikle dörtlüktür. Beyitlerle ve aruz ölçüsüyle oluşturulan ilahiler de vardır. Dinî-tasavvufî Türk halk şiiri geleneğinde ilahiler, çoğunlukla sözlü anlatımla oluşturulmuş, kuşaktan kuşağa da genellikle bu yolla aktarılmıştır. Türk edebiyatında ilahi nazım türü denince akla ilk gelen isim Yunus Emre dir. Daha Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz. İlahi 2. Nefes Bektâşî-Alevi tekkelerinde okunan tasavvuf temalı şiirlere “nefes” denir. Nefeslerde genellikle vahdet-i vücut görüşü dile getirilmiş, Hz. Muhammet ve Hz. Ali övülmüştür. Daha çok cem ayinlerinde saz eşliğinde okunan şiirler olan nefesler, hece ölçüsüyle de aruz ölçüsüyle de oluşturulmuştur. Daha Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz. Nefes 3. Gazel Anadolu’da Oğuz Türkçesiyle oluşturulan ilk eserlerde ağırlıklı olarak dinî-tasavvufî temalar işlenmekle birlikte XIII. yüzyılın sonlarından itibaren din dışı temalar da işlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde oluşturulan din dışı temalı şiirlerde nazım biçimi olarak genellikle gazel kullanılmıştır. Gazelin birim değeri (nazım birimi) beyit, birim sayısı 5-15, ölçüsü aruzdur. Kafiye düzeni “aa ba ca da…” biçimindedir. Gazelin ilk beytine matla, son beytine makta, en güzel beytine beytü’l-gazel ya da şah beyit denir. Gazel şairi mahlasını şiirin genellikle son beytinde söyler. Türk edebiyatına İran edebiyatından geçen bir nazım biçimi olan gazel, divan edebiyatında yaklaşık altı yüzyıl boyunca en çok kullanılan nazım biçimi olmuştur. Anadolu’da din dışı temaların ele alındığı ilk gazeller, divan edebiyatının kurucusu da sayılan Hoca Dehhânî tarafından yazılmıştır. Daha Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz. Gazel
Gerçekten çok iyi anlatılmış. İyi ki de var bu sayfa. Çok şey öğrendim sayenizde. Teşekkürler. :)Yanıtla
Mezun olunca YGS sıralamamı ve puanımı buraya yazacağım. 10.sınıfım 12. sınıfta YGS’ye çalışmaya başlayacağım.Yanıtla