9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Dersi 1.Dönem 2.Yazılı Soru ve Cevapları-Test 1. Çinli filozof Konfüçyüs şöyle der: "Bir milletin iradesini ele alsaydım yapacağım ilk iş şüphesiz dilini gözden geçirmek olurdu çünkü dil kusurlu ise kelimeler düşünceyi iyi ifade edemez. Düşünce iyi ifade edilmezse vazife ve hizmet de gerektiği gibi yapılamaz. Vazife ve hizmetin gerektiği gibi yapılamadığı yerlerde âdet, kaide ve kültür bozulur. Âdet, kaide ve kültür bozulursa adalet yanlış yollara sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar mühim değildir." Konfüçyüs'ün bu sözlerinden aşağıdakilerin hangisine ulaşılmaz? Dilin, düşünceleri doğru aktarılabilmesi için hatalardan arınmış olması gerekir. Bir toplumda sorumlulukların yerine getirilebilmesinin bir koşulu da dilin düşünceyi doğru biçimde taşıyabilmesidir. Adaletin işleyişi toplumun kültür, gelenek ve kurallarından bağımsız değildir. Dil, bir toplumdaki adalet sistemini, kültürü vs. pek çok değeri etkilediği için en önemli öğedir. Adaletin sağlam biçimde işlemesi için halkın eğitimine önem verilmesi gerekir. 2. I. İnsanların duygu ve düşüncelerini sözcük ve işaretler yoluyla birbirine aktardıkları en etkili iletişim aracına dil denir. II. Aynı dil içinde farklı bölgelerde ses, şekil ve anlamca farklılık gösteren konuşma diline lehçe denir. III. Bir dilin tarih içinde yazılı metinlerde izlenemeyen dönemlerde birbirinden ayrılan kollarına ağız denir. IV. Bir dilin, yazılı metinlerde izlenebilen dönemlerde bir birinden ayrılan koluna şive denir. V. Başıboş, düzensiz kişilerin kendi arasında anlaşmak için oluşturduğu konuşma diline argo denir. Yukarıda numaralanmış cümlelerde altı çizili kavramlardan hangileri yer değiştirirse bilgi yanlışlığı giderilmiş olur? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve V. 3. Bilim Sanat I. Terim a. İmge II. Sübjektif b. Objektif III. Bilgi c. Duygu IV. Gerçek d. Güzel V. Fayda e. Estetik zevk Yukarıdaki gruplarda verilenlerden hangileri yer değiştirirse yanlışlık giderilmiş olur? A) I. ile a. B) II. ile b. C) III. ile c. D) IV. ile d. E) V. ile e. 4. Edebi eser ile bilimsel eser karşılaştırıldığında aşağıdakilerden hangisi bilgi yanlışlığına neden olur? Edebî eser öznel iken bilimsel eser nesneldir. Edebî eser okurun duygularına, bilimsel eser ise okurun duyularına hitap eder. Edebi eserde estetik zevk ön planda iken bilimsel eserde gerçekçilik ön plandadır. Edebi eserde bir nesnenin olduğu gibi anlatılması esas alınırken bilimsel eserde o nesnenin insanda uyandırdığı izlenimler esas alınır. Edebi eserde kullanılan dil çok anlamlı bir yapıda iken bilimsel eserde dil sözlükteki ilk anlamı etrafında gelişir. 5. Nostalji, insanın geçmişi özlemesi, dünyada en sık rastlanan durumdur. Bunun bir biçimi, bireyin doğrudan doğruya kendi geçmişini özlemesi. Herkesin daha genç daha güçlü, daha kaygısız olduğu bir dönemi, ya da öyle olduğuna inandığı bir dönemi vardır. Bu dönem sık sık özlemle anılır, "Hey gidi günler!" denir, "bugün"ün anlamsızlığı karşısında iç çekilir. Bir de bireyselliği aşan nostaljiler vardır. Burada insan kendi biyolojik gençliğini özlemez, bütün bir hayat tarzına, bir değerler sistemine, kaybolmuş bir uygarlığa özlemle bakar. Kültürel bir nostaljidir böylesi. Biyolojik anlamda olsun, kültürel ve tarihi anlamda olsun, geçmiş bugünden iyi miydi gerçekten? Bilmem anlatabildim mi? Bu parçadaki altı çizili cümlelerde dil hangi işlevlerde kullanılmıştır? Göndergesel / heyecana bildirme / kanalı kontrol Dil ötesi / alıcıyı harekete geçirme / kanalı kontrol Alıcıyı harekete geçirme / kanalı kontrol / göndergesel Göndergesel / alıcıyı harekete geçirme / heyecan bildirme Dil ötesi / alıcıyı harekete geçirme / heyecan bildirme 6. Rüzgâr gökte bir gezinti Üşürüz her akşam vakti Ne sıcak vücutlar gitti Toprağı ısıtmak için Bu dizelerle ilgili olarak; I. Birinci dizede bir sözcükte ünsüz yumuşaması kuralına aykırılık vardır. II. İkinci dizede ses düşmesi olan bir sözcük vardır. III. Üçüncü dizede ulama görülmektedir. IV. Dördüncü dizede ünsüz yumuşamasının görüldüğü bir sözcük vardır. numaralanmış bilgilerden hangileri doğrudur? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III D) II. ve IV. E) III. ve IV. 7. Aşağıdaki dil-dil ailesi-yapı eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? Arapça – Hami-Sami – Çekimli Çince – Bantu – Tek heceli Fince – Ural-Altay – Eklemeli İngilizce – Hint-Avrupa – Çekimli Türkçe – Ural-Altay – Eklemeli 8. Düz Yuvarlak Geniş Dar Geniş Dar Kalın 0 I a u İnce ö i e ü Türkçenin ünlülerini ve özelliklerini gösteren bu tablodaki yanlışlık aşağıdaki değişikliklerin hangisi yapılarak giderilebilir? "u, ü" sesleri "yuvarlak-geniş" bölümüne getirilmelidir. "a, e" ile "o, ö" seslerinin yerleri değiştirilmelidir. "a, e" ile "u, ü" seslerinin yerleri değiştirilmelidir. Tablodaki yuvarlak-dar sütunu atılmalıdır. "ö" ile "o" sesleri yer değiştirmelidir. 9. Birkaç adım ötemdeki bankta oturan yaşlı adamın rengi sapsarıydı. Yanına gittim, bezgin gözlerle bana bakıyordu. Bu cümlelerde; I. ünsüz benzeşmesi II. ünlü düşmesi III. ünlü daralması IV. ünsüz yumuşaması V. ulama ses olaylarının hangisi yoktur? A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III. D) III. ve V. E) IV. ve V. 10. "Notların sen de olduğunu fark ederse sana da bana da kızabilir." Bu cümledeki yazım yanlışı aşağıdakilerden hangisidir? "fark ederse" sözü birleşik yazılmalıdır. "kızabilir" sözü "kıza bilir" şeklinde olmalıdır. "sana da bana da" sözlerindeki "de" ler birleşiktir. "sen de" sözü birleşik yazılmalıdır. "Notların" sözünün ilk harfi küçük olmalıdır. 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? Mektubuna "Aziz dostum" diye başlamış. Bunu dün gece Ahmet'ten öğrendim. Armstrong, Ay'a ilk ayak basan kişidir. İki yıldır ona, "Aklını başına al." diyorum. Apartmanın duvarında "Menekşe Apt." yazıyordu. 12. Aşağıdakilerden hangisinde bir yazım yanlışı yoktur? Hindistan Cevizinin besin değeri oldukça yüksek Şehrimizde Lale Festivali 25 Haziran'da başlayacak. Millî Edebiyat Döneminin özelliklerini tahtaya yazdı. Yurt dışından gelen öğrenciler Türkçe'yi kolay öğreniyorlar. VI. Uluslararası Türk Dili kurultayı Ankara'da toplandı. 13. I. Türkçe, bin yılı aşkın bir zamandan beri, Asya'da, Avrupa'da, hatta Afrika'da onbinlerce eser vermiş büyük bir dildir. II. Bu pınar hâlâ gürül gürül akmakta ve yalnız Türkiye’de değil, dünyanın bir çok yerinde pek çok eser vermektedir. III. Tarihten bugüne gelen eserin her birinde ayrı bir tat, ayrı bir zenginlik vardır. IV. Gerçekten de Türkçe henüz keşfedilmemiş birçok zenginliği bünyesinde barındıran engin bir denizdir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazım yanlışı vardır? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) II. ve IV E) III ve IV. 14. I. Fotoğraf karelerinin gözden kaçanları anlatılamayanları yakaladığını fark ettim. II. İlk fotoğraf makinemi, merakımı fark eden dayım hediye etti. III. Fotoğraf merakım üniversite yıllarında gezdiğim sergilerle başladı. IV. Hiçbir resim, hiçbir roman bir yaşam kesitini böylesine iyi anlatmayı başaramazdı. V. O zamanlar benim ihtiyacımı karşılayacak kadar iyi bir makineydi. Numaralanmış cümlelerden bir paragraf oluşturulmak istense sıralaması nasıl olmalıdır? A) II — V — III — I — IV C) I — III — IV — II — V B) I — IV — III — II — V D) III — I — IV — II — V E) III – I – IV – V — II 15. Hiç kimse ses çıkarmadı. Oltalarını denize saldılar. Nişancı Veli, iki yeşil ışıltıya kesmiş gözlerini denize dikmiş, alnı kırışmış, kaşlarını çatmış, oltasının ipine bakıyordu. Sağ kolunu hızla çekti, aynı hızla da bıraktı, sonra ipi çekmeye başladı. Herkes gözünü ona dikmişti. O ise oltanın ipini usul usul çekiyor, düzgünce önüne yığıyordu. Oltanın ucunda büyük bir mercan pespembe ışıldıyordu. Nişancı'nın yaşlı, buruş buruş eli balığa uzandı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlere başvurulmuştur? Betimleme – açıklama Öyküleme – betimleme Öyküleme – açıklama Tanımlama – örnekleme Örnekleme – öyküleme 16. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir paragrafın ilk cümlesi olamaz? Çocukken babamla kasabaya gelen gezici sirke gitmiştim. Masallar çocukların hayal dünyasının gelişmesini sağlar. Günümüz çocukları arkadaşlarıyla oyun oynayarak büyüyemediklerinden daha geç sosyalleşiyor. Yeşil alanların apartmanlara dönüşmesi çocukları evlere hapsetti. Çocukluğumda okuduğum bu kitaplar izlediğim filmlerden daha fazla iz bıraktı. 17. Dünyada mutlu olmak mı istiyorsunuz, iki yolu var diyor filozof: Bunlardan biri bütün istediklerini elde etmek ki imkânsız bir şeydir. Böyle insanlara rastlamak mümkün değildir. İkinci de, elde edebileceklerini istemeyi bilmektir. Yani yapıp ettiklerine, içinde bulunduğu koşullara bakıp yapabileceği, ulaşabileceği kadarını isteyecekmiş insan. Ben bu fikre şiddetle karşı çıkıyorum. Mutsuz olmak riskini göze alıp hedeflerinizi büyütün, diyorum gençlere. Dünyada hangi buluşu, hangi yeniliği kendini böyle sınırlayan biri yapmış olabilir? Hangi başarı hikâyesinin altında bu bakışa sahip birinin imzası vardır? Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir? İnsan, ulaşamayacak olsa da daima en yüksek olanı istemeli, kendini hedef için zorlamalıdır. İnsanın hedefi, kendisinin mutlu olmasından öte büyük hedeflere ulaşıp insanlığa katkı sağlamak olmalıdır. Amaçlarını gerçekleştirmemek insanı mutsuz kılabilir ama mutluluğu yakalamak insanın elindedir. Başarıyı yakalamış insanlar, kendi sınırlarını çok iyi bilen, bunu gereğinden fazla zorlamayanlar arasından çıkmıştır. Mutluluk ya da mutsuzluk, hayata bakış açısıyla ilgili duygulardır; başarılı olduğu hâlde mutsuz insanlarla doludur etrafımız. 18. Edebiyatımızda -—, -—, "olay hikâyesi"nin; — ve —- "durum hikâyesi”nin önemli temsilcileri arasında yer alır. Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda verilenlerin hangileri getirilmelidir? Ömer Seyfettin, Sabahattin Ali; Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Ali; Memduh Şevket Esendal, Ömer Seyfettin Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık; Sabahattin Ali, Memduh Şevket Esendal Memduh Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık; Ömer Seyfettin, Sabahattin Ali Ömer Seyfettin, Memduh Şevket Esendal; Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık 19. Elbiselerini masanın üstüne atıvermiş, pijamasının ceketini giymemişti. Yatağının yanındaki sandalyeye iliştim. İçim bir tuhaftı. Ona bakamıyordum; fakat onunla doluydum: Tıpkı, çok eskiden bir defa daha olduğu gibi: O zaman daha küçüktü, tifoya tutulmuştu ateşi vardı, sayıklıyordu. O, şimdi bunu hatırlamaz ki. Karlı bir şubat gecesi doğmuştu. Babamın kucağına verirken bir tuhaftım… İsim ararken kamus bana ne kadar boş gelmişti. Ona, ışık ışık, kâinat gibi manalı bir kelime bulmak istiyordum. Sonunda Ömer dedik. Bu da ona yakışmıştı. Onu, tarihe girmiş bütün Ömerlerin ikbaline lâyık görüyordum. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez? Kahraman bakış açısı ile oluşturulmuştur. Betimleyici öğelerden yararlanılmıştır. Geriye dönüş tekniği kullanılmıştır. Kahramanın duyguları aktarılmıştır. Diyaloga yer verilmiştir. 20. Olay ve durum hikâyesinin karşılaştırıldığı aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? Olay hikâyesinde serim, düğüm, çözüm planına uyulurken durum hikâyesinde bu plana uyulmaz. Durum hikâyesinde hareket öğesi ön plandayken olay hikâyesinde durağan bir anlatım vardır. Olay hikâyesi edebiyatımızda daha eski bir geleneği varken durum hikâyesi daha yenidir. Durum hikâyesinde betimleme anlatım tekniği ağırlıklı olarak kullanılırken olay hikâyesinde öyküleme ağırlıklı olarak kullanılır. Yazar durum hikâyesinde kişilerin iç dünyasını, psikolojik durumunu yansıtırken olay hikâyesinde olay anlatımının verdiği çatışma ön plandadır. 21. Bir hikâyeden alınan aşağıdaki parçalardan hangisi tanrısal (hâkim) anlatıcının bakış açısıyla verilmiştir? Başıboşluğa özendiğim ama gerçekte beceremediğim uzun bir avarelik döneminden sonra bir iş yerinde çalışma konusunda oldukça zorlanmıştım. Girdiğim işlerin kiminden ilk günü, kiminden haftasında, kiminden de daha ayını doldurmadan arkama bakmadan kaçarcasına ayrılmıştım. Saç maşası satan adam, güverte yolcularına ait sancak omuzluğunun alabandasında dinelmiş, bağıra bağıra mallarını övüyordu. Günün son turuncu ışığı sönmek üzereydi. Denizin mavisi koyulaşmıştı. Dalga başlarında; çakmak çakılıyor-muş gibi, turuncu kıvılcımlar uçuyordu. Her şeyi anımsıyorum. Kimse inanmıyor; varsın, inanmasın… Ne büyüğü, ne küçüğü; iki halam, bir gün bile benimle bu olayı konuşmadı. Babam hiç o dallara basmazdı; hoş, baba oğul gibi konuşacak ne zamanımız, ne bir yakınlığımız oldu. Akşam, caddelerin kalabalık zamanında, köşe başına bir kadınla bir çocuk gelirdi. Siyah bir çarşafa bürünen kadın elleriyle çarşafını yüzüne kapatır, yalnız iki siyah göz, sokağın yarı aydınlığında, parıltısız, önüne bakardı. Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her halinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir planını yapıyordu. 22. Mangalı küllenmiş bu soğuk, karanlık odada Hasip daima camdan yağan kara, Fotika'nın mezarını örten iri kara bakıyordu; Saatçizade bir cevap bulmak, bir şey söylemek arzusuyla hâlâ duruyor, arıyordu. Hasip'i kolundan tutup bir amele kızı gibi sokağa atmak kolay değildi; zira iş zamanı fabrika ustasız kalacaktı; zira bu fikirlerle, bu isyan fikirleriyle kovulan adamlardan daima çekinmek lazımdı şimdi yapılacak muamele sükûn ve intizardı. İşte bu düşünce ile döndü, kapıyı açtı ve sükûnetle dedi ki: — Çok hiddetlenmişsin Hasip Efendi, yarın akşama konuşuruz; ben sana, maaşına dair iyi bir haber getirecektim. Amele Kâtibi yerinden fırladı: — Yok, dedi, benim hesabımı verin, çıkacağım. Hâlbuki öbürü hiç dinlemedi, yürüdü, paltosunun yakasını kaldırarak avluyu geçti. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Dilin alıcıyı harekete geçirme işlevinden yararlanıldığı İlahî bakış açısıyla yazıldığı Olayın birinci kişinin ağzından anlatıldığı Betimleme öğelerinden yararlanıldığı Mekân ve zamanla ilgili bilgiler olduğu 23. Edebî metinlerde belirli bir mesleği, zihniyeti ya da çevreyi temsil eden, kalıplaşmış davranışlar ve konuşmalar sergileyen, aynısı veya benzerleri başka eserlerde de karşımıza çıkabilecek kahramanlara ……..; duygu, düşünce, konuşma ve davranış bakımlarından bireysel nitelikler gösteren; kendine özgü kişilik özellikleriyle diğer insanlardan ayrılan, yer aldığı eserin olay örgüsü ve içeriği ile birlikte ele alınıp çözümlenebilen ve bu bakımdan başka eserlerdeki benzerlerinden ayırt edilebilen kahramanlara …….. denir. Yukarıdaki parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri getirilebilir? yardımcı kahraman – başkahraman yardımcı kahraman – tip tip – karakter karakter – tip tip – kahraman 24. Aşağıdaki metinlerin hangisinde öyküleme ya da betimlemeden yararlanılmamıştır? Bahçenin yukarısındaki tavşan kümesi gibi, bu çalılık da Sofi dışında herkese gereksiz bir şey olarak görünürdü. Eskiden çalılıkta dar bir geçit vardı. Sürünerek girilince çalıların ortasında geniş bir alana çıkılırdı. Sofi elindeki iki mektupla koşarak bahçeyi geçti, eğilip emekleyerek çalıların arasına girdi. Geçit, ayakta durabileceği kadar yüksekti. Buradan dalların ve yaprakların arasındaki küçük deliklerden dışarıyı gözetleyebiliyordu. Boşlukların hiçbirisi madeni para büyüklüğünden daha iri değildi. Bir şey her zaman var olabilir miydi? Var olan her şeyin bir başlangıcı olmalıydı, değil mi? Evren de bir zamanlar başka bir şeyden meydana gelmiş olsa gerekti. 25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ayraçla ( ) belirtilen yere iki nokta (:) getirilemez? Bu eğitime katılanların sorumluluklarından biri de ( ) eğitim süresince dış dünya ile en az şekilde iletişim kurmaktır. Odası oyuncaklarla doluydu ( ) gemiler, tanklar, askerler… İki meseleyi açıklamakta zorlandık ( ) Neden evrakın geciktiği ve neden gecikmenin bildirilmediği. Hikâye ( ) Gerçeğe yakın olayların ayrıntılara inilmeden anlatıldığı kurgusal tür. Yazarın şu sözleri salondakileri duygulandırdı ( ) Ödülümü otuz yıl önce bu günü hayal eden ama altı yıl önce ölen babama armağan ediyorum. 26. Yağmur, yağmur sonbaharda I Son güllere yağan yağmur II III Ey ışıksız odalarda IV Gönüllere yağan yağmur V Bu dizelerde numaralanmış kelimelerden hangileri yapıca türemiştir? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV. D) III. ve IV. E) IV. ve V. 27. Aşağıdaki altı çizili kelimelerin hangisinde birden fazla çekim eki vardır? Ne var ki yolculuklar Her sefer ağlatır beni Ben ki yalnızım bu dünyada Bir sabah kızıllığında Yola çıkarım Uzunköprü'den Yaylımın atları şıngır mıngır Bir odamız vardı etrafı sarmaşık Bostanlara bakan penceremiz Duyduk kaçınılmaz sonucun geldiğini Ömrün azalıp gitgide eksildiğini 28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde oluşum yönüyle farklı bir birleşik kelime kullanılmıştır? Ufku karartan gökdelenlere nefretle baktı. Şehrin yakınına bir uçaksavar füzesi düştü. İşi oldubittiye getirip kurtulacağını sanmasın. Burayı yolgeçen hanına çevirdiniz, diye bağırdı. Bu çiçeğe günebakan denmesi hiç de yanlış değildir. 29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır? İğnelerini, ipliklerini, kumaşlarını topladı; aceleyle merdivenlerden indi. Şişşt! Herkes sessiz olsun. Hiçbir şey duyamıyorum. Niçin buradasın, toplantın yok muydu bugün? Bana şöyle dedi acı acı gülümseyerek. Bunlar şiir falan değil. Kitaplar, defterler, kalemler… Oda darmadağın olmuştu. 30. Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil ( ) iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar var ki pek az yaşamışlardır ( ) Şunu anlamakta geç kalmayın ( ) Doya doya yaşamak yılların çokluğuna mı bağlıdır sanıyorsunuz ( ) hayır, bu sizin gücünüze bağlıdır. Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinin hangileri getirilmelidir? A) (;) (!) (:) (?) B) (,) (.) (:) (?) C) (,) (.) (:) (,) D) (;) (.) (;) (,) E) (,) (!) (") (") 31. -in (-m, -un, ün) eki, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, iyelik göreviyle kullanılmıştır? Kitabın bütün sayfalarını tek tek taradı. Arkadaşın da bize gelsin, çay içeriz. Dertlerin biri bitiyor, biri başlıyor. Sevginin aşamayacağı engel yoktur. Kıyının en sonundaki tek katlı evde yaşıyor. 32. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde vurgu nesne üzerindedir? Karadeniz kıyılarında tek katlı evler vardır. Sapanca Gölü'nün kenarındaki yazlığa gitmiş. Düzce'de fındık bahçeleri çokça bulunur. Rize'deki çay bahçeleri, yöre insanını zenginleştirir. Samsun'un sahil kenarlarını bu yaz gezeceğim. 33. Aşağıdaki nazım biçimlerinin hangisinde tümüyle beyit nazım birimi kullanılmıştır? Gazel, Kaside, Şarkı Koşma, Semai, Varsağı Mesnevi, Müstezat, Rubai Şarkı, Rubai, Gazel Gazel, Mesnevi, Kaside 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Dersi 1.Dönem 2.Yazılı Soru ve Cevapları-Test İndir! (Orhan EREN)