Küçük Ağa Ankara’da Roman Özeti Tarık Buğra’nın yazdığı “Küçük Ağa Ankara’da”, Kuvayı Milliye döneminin en önemli, en çarpıcı olaylarından birisinin, Çerkes Ethem olayının, örgütlenişinden sonuna kadar iç gelişmesi, yalın fakat etkili bir roman diliyle anlatılmaktadır. Romanın Özeti: Çolak Salih şubat ayının ortalarında Akşehir’e ulaşır. Akşehir’deki Kuvayi Milliyecilerin bel kemiği olan Ali Emmi ağır hastadır. Salih’i kahvede saygı ve sevgiyle karşılarlar. Salih onlara İstanbullu Hoca’nın ölmediğini kılık değiştirdiğini sonra da fikirlerinde değişiklik olunca Kuvayi Milliyecilere katıldığını anlatır. Emine’ye gelince; İstanbullu Hoca’nın vurulup öldüğü duyulunca onu yaşlı, Çarıkçı Hasan’a nikahlamışlardır. Çolak Salih bunu öğrenince kalmanın gereksizliğine inanır, kaçarcasına oradan gider. Az zaman sonra da Ali Emmi ölür, toprağa verilir. Çerkez Ethem’in çetesinde düşmana karşı savaşan Küçük Ağa hem Çerkez Ethem’in, hem Tevfik Bey’in güvenini kazanmış; onların istekleri Kuvayi Milliyeciler tarafından karşılanmazsa Ankara’ya yürüyeceklerini öğrenmiştir. Küçük Ağa, Çerkez Ethem’in Kuvayi Milliyeye vuracağı darbenin şiddetini azaltmak için Ethem’ in askerlerini içlerinden böler. Çerkez Ethem’in kuvvetlerinin yarısı Kütahya Komutanı İzzettin Bey’e teslim olur. Böylece Çerkez Ethem’in oyunu bozulur. Küçük Ağa bin atlısıyla Ankara’ya gider. Günler günleri takip eder. Akşehir’e gönderdiği Çolak Salih dönmeyince kendisi de Akşehir’e gitmeye karar verir. Oraya varınca karısının başkasıyla evlendirildiğini görür, bu yüzden “İstanbullu Hoca” kimliğini açıklamaz. Oğluyla arkadaşlık kurar. Hayli zamandan beri hasta olan Emin ölür, toprağa verildiği akşam Küçük Ankara’ya hareket eder. Kurtuluş Savaşı’nın önde gelen kişilerinden olur. Fakat o, saadeti sadece bir hatıra olarak hatırlar.