Sabahattin Kudret Aksal (1920-1993) 25 Mart 1920’de İstanbul’da doğan sanatçı 1937’de Özel Işık Lisesi’nden mezun olmuş ve 1943’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirmiştir. Çeşitli liselerde felsefe dersleri verdikten sonra 1940’ta kısa bir süre iş müfettişliği yapmıştır. İstanbul Konservatuarı Müdürlüğü, belediye yazı işleri müdürlüğü, belediye iktisat müfettişliği. Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Sanatçı Belediye Konservatuarı Estetik ve Psikoloji öğretmenliğinden emekli olmuştur. 19 Nişan 1993’te İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. Edebi Kişiliği: Edebiyat dünyasına şiirler giren sanatçı, ilk şiirlerinde açık Türkçeyle söyleyişi ve halk ağzına özendiği, nükteli şiirleri ile Garip anlayışına yaklaşır; daha sonraki şiirlerinde ise kapalı, imgeli bir şiir özelliği gösterdiği için İkinci Yeni ile ilişkilendirilir. Şiirlerinden başka hikâye, tiyatro ve romanları ile de başarılı örnekler veren sanatçı, şiirlerinde yaşama sevincini, gelip geçici kısa süreli mutlulukları; hikâyeleri ve oyunlarında ise psikolojik gözlemlerini ele almıştır. Eserlerinde insan-çevre-kâinat münasebetlerini araştırmaya yönelik bir tutum görülen sanatçı özellikle yazdığı tiyatrolarla ölmezliğe ulaşmıştır. Şairanelikten, süsten arınmış sade bir dille yazan ve şekil üzerinde titizlikle duran yazar şiiri ise bir duyguyu, bir düşünceyi en güçlü biçimde veren bir sanat dalı olarak görmüştür. Kısaca özetleyecek olursak; İlk şiirlerinde Garipçilerin etkisinde kalmış, yaşamın akışındaki bireysel sevinç ve mutlulukları anlatmıştır. Şiirlerinde “yasama sevincini” işlemiştir. 1960’tan sonra düşünce yönü ağır basan şiirler ortaya koymuştur. Bu şiirlerinde kişinin evrendeki yerini, değerini aramaya çalışmış; felsefi düşüncelere yer vermiştir. Öykülerinde çocukluk ve gençlik anılarını, yaşamın tekdüzeliğini ele almıştır. Hikâyelerinde psikolojik gözlemler ön plandadır. Eserleri: Şiir: Şarkılı Kahve, Gün Işığı, Duru Gök, Bir Sabah Uyanmak, Elinle, Eşik, Çizgi, Zamanlar, Bir Zaman Düşü, Buluşma, Batık Kent Öykü: Gazoz Ağacı, Yaralı Hayvan Deneme: Geçmişle Gelecek Oyun: Evin Üzerindeki Bulut, Şakacı, Bir Odada Üç Ayna, Tersine Dönen Şemsiye, Kahvede Şenlik Var, Kral Üşümesi, Önemli Adam, Bay Hiç, Bir Dalda Üç Ayna Gazoz Ağacı: Saim, hikâyenin başkahramanıdır. İstanbul’un kenar mahallerinde yaşayan, hovarda bir gençtir. Sorumluluk duygusundan yoksun, annesinin emekli maaşıyla geçinen, işsiz, kahvede oyun oynamaktan başka bir şeyle ilgilenmeyen bir kişidir. Melahat, Saim’in âşık olduğu genç kızdır. Aynı mahallede sıradan bir hayat sürmektedir. Basit, sade, evinde kocasını beklemekten başka hiçbir işle meşgul olmayan bir kadındır. Terzi çırağı, 17 yaşlarında, Melahat’a âşık olan bir gençtir.