Cümle Anlamı ve Yorumu Test-14

1. Bir kişiyi tanımanın en iyi yolu onun yaptıklarına, arkadaşlarıyla ve çevresiyle nasıl geçindiğine bakmaktır. Başkalarının anlatımıyla o kişi tam anlamıyla tanınamaz. Aksi halde yanılgıya düşe­riz. Bundan dolayı, kişiyi ele veren ancak kendi davranışlarıdır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçayı en iyi şe­kilde özetler?

A) Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.

B) Düşünmeden konuşan, konuşunca düşü­nür.

C) Bin dinle, bir konuş.

D) Mecliste arif ol, her sözü dinle.

E) Her yüze güleni dost sanma.

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazar, iç dünyasına yönelik özelliklerinden söz etmiş­tir?

A) Bunca yıl, hep çocuklarıma güzel bir gele­cek bırakmak amacıyla çalıştım.

B) Günlerim evden işe, işten eve gidip gel­mekle geçiyor.

C) Girişken biri değilim, bir türlü çekingenliği­mi üzerimden atamıyorum.

D) Büyüklerime saygıda kusur etmemeye özen gösteriyorum.

E) Hayatımı tekdüzelikten kurtarmak için hafta sonlarında sosyal etkinlikleri takip ediyorum.

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde söyleyenin düşüncesi kinayeli bir biçimde dile getiril­miştir?

A) Havaların ısınmasıyla tatil yörelerine akın ol­du.

B) Turizm gelirlerinde ciddi artışların olduğu di­le getirildi.

C) Yıl boyunca derslerine hiç çalışmayan öğ­renciler tatili gerçekten hak ettiler.

D) Yaz gelince orman yangınlarında bir artış gözleniyor.

E) Yetkililer, çevre kirliliğiyle mücadelede ciddi önlemler aldıklarını söylediler.

 

4. Beethoven’le ilgili hikâyeyi bilirsiniz; çaldığı bir parçayı dinleyen biri: “Ne anlatıyor bu?” diye sormuş. Beethoven, aynı parçayı tekrar çalmış: “İşte bunu!” demiş.

Bu davranışıyla Beethoven’in anlatmak iste­diği, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir parçanın ancak iki defa dinlemekle anla­şılabileceği

B) Müziğin zor anlaşılır bir sanat dalı olduğu

C) Gerçek sanat eserinin açıklanamayacağı

D) Bir parçayı herkesin anlamasının gerekmedi­ği

E) Sanat öğreniminde tekrarın gerekli olduğu

 

5. (I) Çini ve seramik denince akla ilk gelen kentler­den biridir Kütahya. (II) Bunlar, önemli bir sanat kolu olmanın yanı sıra Kütahyalılar için bir geçim kaynağıdır. (III) Burada çiniciliğin tarihi 14. yüz­yıla kadar uzanır. (IV) Türkiye’de çinicilik en çok Kütahya’da yapıldığından kentin adı çiniyle bir­likte anılır. (V) Ayrıca burada üretilen seramik eş­yaların ünü, yurtdışına taşmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­gisinde, neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

6. Yakup Kadri, genç sanatçıların, ortaya çıktıkla­rında kendilerinden öncekileri inkâr ettiğini söy­lüyor. Böyle yaptıkları için hepsi cılız kaldı, diyor ve ekliyor: “Edebiyatta babasız deha yoktur.”

Bu parçada tırnak içinde verilen cümleyle an­latılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başarılı yapıtlar, sanatçının, önceki yapıtlarını da dikkate almasıyla oluşur.

B) Edebiyata ilk adımlarını atan sanatçılar, usta bir sanatçıyı mutlaka taklit etmelidir.

C) Her sanatçı, kendinden önce sanata katkıda bulunanlara saygı duymalıdır.

D) Sanatta yetkinliğe, geçmişteki sanatçıların bi­rikimlerinden yararlanılarak ulaşılabilir.

E) Genç sanatçıların geçmiş edebiyat anlayışla­rını benimsemeleri doğru değildir.

 

7. Romancı, insanı olduğu gibi değil, düş gücüyle biçimlendirerek yansıtır.

Bu cümleyle aynı anlama gelen cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Romancı insanın iç dünyasını işler.

B) Romancı, insanoğlunun kusurlu yanlarını düş gücüyle tamamlar.

C) Romancı, kişileri kendine göre yorumlaya­rak anlatır.

D) Romancı, insanları yaşadıkları koşullar içinde ele alır.

E) Gerçek romancı, kahramanlarını onların davranışlarına göre oluşturur.

 

8. (I) Belli bir yaşın üzerindeki sanatçılarımız bazı yenilikleri çabucak benimseyemiyorlar. (II) Bu­nu yazılarında ya da özel sohbetlerinde açıkça belirtiyorlar. (III) Bu konuda kendilerince çeşitli gerekçeler ileri sürüyorlar. (IV) Yıllardır izledik­leri yöntemin dışına çıkmak çok zor geliyor on­lara. (V) Oysa yeniliklere uyum sağlamak, on­ların işlerini çok kolaylaştıracak. (VI) Daha az za­manda daha nitelikli ürünler ortaya koyabile­cekler.

Bu parçada yazar I. cümlede ileri sürdüğü görüşün gerekçesini numaralanmış cüm­lelerin hangisinde belirtmiştir?

A) II.   B) III.   C) IV.   D) V.   E) VI.

 

9. I. Sanatçıların, bütün yapıtlarında aynı düşün­cede olmamaları çok doğaldır.

II. Sanat yapıtları, başka yapıtlardan izler taşı­yabilir.

III. Yazarların, zamanla düşüncelerinin değiş­mesi şaşılacak bir durum değildir.

IV. Okuyucular, içerisinde çelişki bulunan yapıt­lara pek değer vermez.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangi­leri birbirine anlamca en yakındır?

A) I. ve II.   B) I. ve III.   C) I. ve IV.   D) II. ve IV.    E) III. ve IV.

 

10. Şiirlerim sade olmasına sade; ama bu sadelikte benim payım arpa boyunu geçer mi? Bence bu, şiirin geçmişi ve bugünü ile ilgili bir şey.

Bu cümlelerde asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir şiirin dilinin açık ya da kapalı olması şiirin tarihsel gelişimi ile ilgilidir.

B) Her dönemde şiir anlayışında değişme ol­ması doğaldır.

C) Yalın şiir yazamayan şairler geçmişi ve bu­günü suçlayıcı tavır takınırlar.

D) Geçmişin ve bugünün şiir anlayışı yarının şi­irini hazırlayacaktır.

E) Geçmişten geleceğe uzanmak isteyen şair yalın şiir yazmalıdır.

 

11. Bir dilin yaşaması için önce o dili konuşan bir topluluğun bulunması gerekir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümle ile anlam­ca aynı doğrultudadır?

A) Şair ve yazarların dil üzerindeki çalışmaları o dili ayakta tutar.

B) Dil, yeni kavramlara karşılık bulundukça gelişimini devam ettirir.

C) Bir dili konuşan topluluk olduğu sürece o dil hayattadır, denilebilir.

D) Her dilde, o dili konuşan toplumun kültürü­ne ait sözcükler vardır.

E) Dilleri ayakta tutanlar şair ve yazarlardır.

 

12. Bir yapıta değer biçerken yanılmak, her sanatçı gibi eleştirmenin de hakkıdır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisi bu cümleyle anlamca çelişir?

A) Sanatçı, değerlendirmelerinde nesnel olmak zorundadır.

B) Eleştirmen de bir sanatçı gibi yanlış değer­lendirmeler yapabilir.

C) İyi bir eleştirmen, titiz davranıp değerlendir­melerinde yanlışa düşmez.

D) Eleştirmenin görevi, sanatçının yanlışlarını düzeltmektir.

E) Eleştirmen, yapıtını kaleme alırken bir sanat­çı titizliğini göstermeyebilir.

 

CEVAP ANAHTARI

1-A  2-C  3-C  4-C  5-D  6-D  7-C  8-C  9-B  10-A  11-C  12-C


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir