Paragrafta Yapı Test-2 1. (I) Bu dönemde, kendi kafalarıyla düşünemeyenlerin hataları gelip halkımızın sırtında büyümeye başlamıştır. (II) Böylece, o, zamanı yaşamak isterken, zaman onu yaşamış; yani zaman içinde etkisiz kalmış; yaşadığı döneme damgasını vuramamıştır. (III) En başta, kendi kafasıyla düşünmediği için, başka kafaların etkisinde kalmıştır. (IV) Yeryüzündeki büyük sanat yapıtları, bilimsel aşamaların ürünü değildir. (V) Düşünce tarihi, iskambil kâğıdından egemenliklerle insanın yüce gücü arasındaki savaşlarla doludur. Numaralanmış cümlelerden hangisi bir paragrafın “sonuç cümlesi” olmaya diğerlerinden daha uygundur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 2. (I) Her zaman yalnız oldum. (II) içimde giderilmez bir yalnızlık taşıdım. (III) Yalnızlık tutkumu içsel bir derinlik ve ayrıcalık gibi yaşadım, korumaya çalıştım. (IV) Dengemi sık sık bozan da dengede kalmamı sağlayan da buydu. (V) Yanımda beni seven, beğenen ve benim de sevdiğim biri olmadığında yerle bir olmaya yazgılı bir dengeydi yani. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden önce “Bıçak sırtında bir dengeydi bu” cümlesi getirilirse paragrafın anlam akışı bozulmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 3. O anda, hiçbiri bu cinayetin sonuçlarını tahmin edememişti. İttihatçıların aleyhine çok sert yazılar yazan bu genç yazarın ölümüne bazıları açıkça, bazıları gizlice sevinmişti. Enver Bey ise bu cinayete hiç şaşırmamıştı… Yukarıdaki parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) sanki işleneceğini biliyor gibiydi. B) olayı duymamış gibiydi. C) haberi yokmuş gibiydi. D) çok soğukkanlı karşılamıştı. E) ilk defa duyuyor gibiydi. 4. Rasim Özdenören’in Gül Yetiştiren Adam’ı yalnızca kendi eylemselliğinin etrafında dönmez; aksine yazarın öngördüğü yaşayışını “Gül” imgesiyle donatarak bir iletinin sözcülüğünü üstlenir. Evin sınırlarının dışında hüküm süren modern dünyaya karşı bütün direncini yalnızca Gül’den alır. Bütün değişim ve açılımlara kapalı bir insan olur. Toplumsal iyinin peşindedir ama toplum, kendini toplumdan dışladığı için, onun farkında değildir. Yukarıdaki paragraf aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez? A) Aykırılık modern dünyada değil, Gül Yetiştiren Adam’dadır. B) Toplum farkında olmadığı için de adamın toplumsal etkisi yoktur. C) Toplumsal iyinin peşinde olduğu halde, topluma ulaşmanın yolunu aramaz. D) Farkında olmadığı için de adamın değerini bilmez. E) Adam, toplumdan dışlanmayı isteyerek seçmiş ve benimsemiştir. 5. (I) Gönlümüzün güzelliği sevgi ise, beynimizin güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. (II) O yeteneği her an, her dakika kullanalım. (III) Annenizi, babanızı, arkadaşlarınızı dinleyin. (IV) Unutmayalım ki düşünen insan özgür insandır. (V) Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözümleyecek, pek çok şeyi bilecektir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 6. I. Annesi öldüğünde, onun şimdiki yaşından daha gençti. II. Kısaca, evlenme önerilerini ite ite bu günlere gelmişti. III. Akasyanın dolgun çiçekleri de beyaz beyaz kırpışarak beklerdi onun gelmesini IV. Daha kendisine nasıl sesleneceğine karar verememiştir. V. Kimi zaman “hanım” kimi zaman da “kızım” diye sesleniyordu ona. Numaralanmış cümlelerden hangisi, bir paragrafın sonuç cümlesi olmaya diğerlerinden daha uygundur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 7. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A) Ancak bugünkü sanat ortamına baktığımızda, sanatçıların bireyselleştiğini görüyoruz. B) Bu parçalanmışlığı yeni baştan düşünmek, parçalanmışlığı yeni baştan empati duygusuna çekmek gerekiyor. C) Geçmişi sözlü geleneğe bağlı olan ve yazmaya üşenen toplumların belgeleri her zaman yetersiz kalır. D) Yaşanmışa olan ilgi, sıradanmış gibi gözüken olayların arkasındaki anlam da fotoğrafa ışık tutuyor. E) Tarihsel bağlamda da, günün değerlerinin kavranabilmesi, geçmişte yapılan çalışmalara bağlıdır. 8. (I) ilk kez “yazı” yazmak için oturduğumda, yazdığım “öykü” oldu. (II) Yazıya dönük düşünüşüm, duyarlılığım, duruşum ve dilim, bir öykü kuracak malzemelermiş meğer. (III) Bir yerde biriken suyun, akacağı yönü kendiliğinden bulması gibi, kendine bir yatak oluşturması gibi.(IV) Önce bir tohum halinde, öykülük bir düşünce düşer içime. (V) Sonra da çimlenip dal budak salar. Yukarıdaki parçada anlam akışına göre “Yazıya dönüşmek için bende birikenler öykülükmüş meğer.” cümlesi, numaralanmış cümlelerden hangisinden sonra getirilmelidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 9. (I) Carlos Saura’nın güvensiz bulduğu çocukluk dönemini, ben güvenli ve asla unutulmayan güzelliklerle dolu huzurlu bir dönem olarak anımsıyorum. (II) Özlediğim, bir daha yaşama olanağım olmayan o yıllar (yaşam biçimleri, dostluk, komşuluk, arkadaşlık ilişkileriyle) öykü olarak geri dönüyor. (III) Yapıtlarımdaki öyküler çocukluk döneminin izlerini taşır. (IV) Kuşkusuz, yapıtlarımda çocuklukta yaşadıklarımı bire bir yazmıyorum; o dönemin bazı izleriyle yetiniyorum. (V) Yaşanmışlığın sağlandığı zenginlikten yararlanıyorum; anılar, durumlar öyküye dönüşürken bambaşka biçimler alıyor. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi çıkarılırsa parçada bir anlam eksikliği ya da daralması olmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 10. Öykünün romana göre kısa olan yapısı ve şiire göre anlam açıklığıyla modern insanı rahatlıkla yakalayabilecek bir tür olduğunu düşünüyorum. Yani öykü, kısa ve yoğun yapısı, anlam açıklığı ve gündelik hayata denk düşen yalın, dolaysız anlatımı ile modern insanın beklentilerine cevap verebilecek bir özelliğe sahiptir. Ayrıca öykü, modern insanın ritmiyle, temposuyla ve yaşadıklarıyla örtüşen bir türdür. Aşağıdakilerden hangisi, öykünün modern insan için uygun görülen yanlarından biri değildir? A) Romandan kısa, şiirden anlaşılır olması B) Günlük hayata yoğunluk bakımından denk düşmesi C) Modern insanın beklentilerine cevap vermesi D) Modern insanın yaşantı temposuyla örtüşmesi E) Modern insanı yoğun çalışma temposunda rahatlatması 11. Gömlek ve pantolonlarını giyebildiği kadar giyer, giyilemeyecek kadar kirlendiğinde çıkarıp attığı söylenirdi. Bütün bunlara karşın, çağrılı bulunduğu en temiz evlerde bile, ev sahiplerine sezdirmeden cebinden bir alkol şişesi ve pamuk çıkarıp gümüş çatal bıçakları ovar, yemeğe öyle başlardı. Ev sahipleri de onun vehimlerini bildiklerinden gizli temizliğini görmezden gelir —- gibilerden onun çelişkisine için için gülerdi. Yukarıdaki paragrafta boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur? A) bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu B) lâfla peynir gemisi yürümez. C) lâf söyledi, bal kabağı D) nerede sabah orada akşam E) acemi çaylak bu kadar uçar. 12. Öykü yazmak için çok zaman bir hareket noktasına, bir spot cümleye, bir imgeye ihtiyaç duyarım. Bundan sonra anlatımın serüveni başlar. Öyküye bir şey yapamadığınız ana kadar öykünün işçiliği sürer. Artık bir nokta bile koyamadığınızda öykü bitmiş, derdiniz belli ki biraz azalmıştır ama bunun çok uzun sürmeyeceğini… Yukarıdaki parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz? A) yeni bir öyküye başlamanız gerektiğini bilirsiniz. B) dertlerinizin yeniden artacağını bilirsiniz. C) bunun son acı çekmeniz olduğunu bilirsiniz. D) kısa bir süre sonra yeniden başlayacağını bilirsiniz. E) yeni acıların yeni öykülere yönlendireceğini bi-lirsiniz. 13. Çok konuşulan bir çağda yaşıyoruz. Söz gümüşse sükût altındır atasözü, başka bir değer yargısına göre söylenmiştir. Altının da, gümüşün de hayli düştüğü şimdilerde, … Yukarıdaki parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) bu söz de anlamını korumaktadır. B) bu söz de artık geçerliliğini yitirmiştir. C) bu söz de çok kullanılmaktadır. D) bu söz de eskisinden daha derin bir anlam kazanmıştır. E) bu söz de yeni bir anlam kazanmıştır. 14. Katoliklerin “Biz nasıl bize yapılan kötülükleri affediyorsak, Tanrım sen de bizim günahlarımızı affet.” şeklindeki kalıbında her zaman bir pazarlık taktiği sezer gibi olmuşumdur. Affetme, her zaman Tanrı’ya yaranıp kendi günahlarını bağışlatma amacı gütmeyebilir…. Yukarıdaki parça aşağıdakilerin hangisiyle tamamlanamaz? A) Yerine göre öyle affetmeler vardır ki, affedileni cezadan fazla çarpar. B) Bazı durumlarda “Keşke affetmeseydi de cezalandırsaydı.” deriz. C) Cezalandırmanın affetmekten çok daha gerekli olduğuna inanılan durumlar vardır. D) Tanrının affettiğine inanmak kadar, insanın vicdanen rahat olması da önemlidir. E) Her affetmenin karşı beklentisi de kendi günahlarının affedilmesini istemektir. 15. Öyküde yenilik, öykü sayısının artması, çeşitlenmesi değil; öykünün yeni bir boyut kazanmasıdır. Yeni oluşum beraberinde yeni açılımlar/yönelimler getirir. Öykücülerin artması da şüphesiz, bu gerçeği örtemez. Öykünün kendi özünü çoğaltması bir yenilik değil ama bir renkliliktir. Bu bir çiçek bahçesinde aynı çiçeğin değişik renklerde görülmesi gibi bir şeydir. Öyküde yenilik derken, eskinin rafa kaldırılması anlaşılmamalıdır. Yukarıdaki parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Öyküde yenilik nedir? B) Yeni oluşum beraberinde neler getirir? C) Öykücülerin çoğalması nasıl bir şeydir? D) Öyküde yenilikten ne anlıyorsun? E) Öykünün kendi özünü çoğaltması ne demektir? 16. (I) Ne var ki, insanlar birbirine biyolojik özelliklerinden başka şeyler de geçirirler. (II) Bunların başında kültür gelir. (III) Kültür insan aklının deneylerinin durmadan gelişen, yenilenen bir ürünü, durmadan ateş alan, başka ateşleri yakan atılımlarıdır. (IV) Bazen geçmişin binlerce yıl derinliğinde kalan bir ölümlü, dirilir, gelir, yaşadığımız toplumda güncelleşir. (V) Bazen Sokrates’i görürüz aramızda, bize günümüzün gerçeğini aydınlatan bir ışık tutar. (VI) Eşsiz yürekliliği, cana yakın bilgeliği ve baldıran zehrini bir bardak saf su içer gibi yudumlaması ile… Yukarıdaki paragraf iki parçaya bölünürse, ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 17. Şimdi toplumu yazıyorum, kırsal kesimi yazıyorum, gecekonduları yazıyorum gibi iri lâfları, bunlara gereksinim duyanlara bırakıyorum. Hatta insanı yazıyorum diyenleri de. İnsan, fakat ne kadarını tanıyorsunuz onun? Kişinin en iyi tanıdığı kendisidir. Benim için öykü dışa bile değil, kendime dökülüştür, kendime açılışım, kendimi tanımaya çalışmamdır. Yukarıdaki paragrafta yazarın aşağıdakilerden hangisini taşıdığı söylenemez? A) Birtakım konulardan vazgeçme B) Kendince gerekli alanı bulmuş olma C) Küçümseyici bir tavır takınma D) Hikâyeciliğini kendisi üzerinde odaklandırma E) Evrensel değerleri ve insanı anlatma 18. insan bazı kimselerle okul sıralarında tanışır. Bizim Galile diye bildiğimiz ünlü bilim adamıyla aşinalığımız da küçüklüğümüzden başlar. Dünya’nın Güneş çevresinde döndüğünü söyleyen Galile, bu nedenle engizisyon mahkemesi karşısına çıkarılmış, en ağır işkencelere çarptırılacağı söylenerek bu fikrinden vazgeçmesi söylenmiş; ünlü bilgin: —- Galile, aşağıdaki cevaplardan hangisini verirse, düşüncesini değiştirdiği kanaati uyanabilir? A) Ne yapayım ki dönüyor, demiş. B) Bu gerçeğin bilinmesini şimdilik ertelemiş olurum. C) Gerçekler, biz istemiyoruz diye değişmez. D) İnsanın hayatı, bazen bilimselliğin önüne geçer. E) Ben, yanlış bir düşüncenin doğrusunu söyledim. 19. (I) Bağışlama sizi geçmişin olumsuz yükünden kurtarır. (II) Bağışlamayı, dargınlık, kızgınlık gibi olumsuzlukları üzerinizden atmak olarak düşünün. (III) Olayın mantığı oldukça basittir. (IV) Eğer bağışlamazsanız, dünyanın enerjisini geçmişin çöplüğüne atarak ziyan ediyor olacaksınız. (V) Bağışlama bir enerji musluğu gibidir. (VI) Sizi geçmişten gelen olumsuz enerjiden kurtarır ve geleceğe doğru yol almanız için şimdinin olumlu enerjisini açığa çıkarır. Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılırsa ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 20. Hayatımın ortalarındayım. Yarısını yaşayıp bitirdim, yarısı önümde uzanıyor. Benim yaşımdaki insanlar orta yaşlı sayılıyorlar. Ama ben bazen buna inanmakta güçlük çekiyorum. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Ben her zaman genç olmayı istiyorum. B) Orta yaşlı sayılmayı bir türlü kabullenemiyorum. C) Yaşlılığa bir adım daha yaklaşmış olmak beni ürkütüyor. D) İçimdeki genç kız, düşlerinden, coşkusundan vazgeçmek istemiyor. E) Orta yaşlılığın insanın en olgun çağı olduğunu düşünüyorum. 21. (I) Hatıraların perdesi açılınca hissettiğim o yürek serinletici rüzgar nereden çıkıp gelir? (II) iyi şeyler ve iyi insanlık bulmak istediğinde neden hep hatıraların ırmağına serper insan ağlarını? (III) Geçmişte yaşadığımız günler, günlerimize karışan insanlar, dokunduğumuz varlıklar, gezindiğimiz mekânlar damağımızda benzersiz ve asla kaybolmayan bir tat olarak durur. (IV) Bunaldıkça, oyunlarına koşan bir çocuk gibi anılara döneriz. (V) Onların yalnız hatıralarda kaldığını düşünmekse hüzün verir çoğu zaman. (VI) Yalnız yazmak o müthiş tadı uzun süre yaşatabilir insana. Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf kaçıncı cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 22. (I) Kişiliğimiz iletişim içinde olduğumuz insanlarınkinden farklıdır. (II) Hepimiz dünyayı bir miktar farklı algılarız. (III) Aynı olayı gören iki kişiye ne gördüklerini sorarak bunu doğrulayabiliriz. (IV) Hepimizin baskın bir gereksinimi vardır. (V) İnsanların farklı kişiliklere sahip olduğu düşüncesi uzun yıllar önce Cari Jung tarafından ileri sürülmüştür. (VI) Bir insanın kişiliğini ve gereksinimini anlayamadıkça o insanla karşılıklı tatmin edici bir ilişki kurmanız mümkün değildir. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 23. (I) Dış dünyaya yönelik tutumumuz, geçmişimize, niteliklerimize, inançlarımıza ve kendimiz hakkında neler hissettiğimize bağlıdır. (II) Bencil bir tutumumuz varsa insanlara büyük bir olasılıkla şüpheyle bakarız. (III) Kişisel gelişimimizde ilerledikçe kişisel gelişim gösteren insanları yaşamımıza çekeriz. (IV) Cömert bir tutuma sahipsek güven duymaya daha yatkın oluruz. (V) Kendimize karşı dürüstsek ve insanlara adil davranırsak, onlara bizi her an aldatabilecek kişiler gözüyle bakmayız. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 24. (I) Bir yazarın sanat yaşamını iki ayrı aşamada incelemek gerek sanırım. (II) ilk dönem bütün duyguların alabildiğine başıboş ve özgür olduğu çocukluk ve ilk gençlik yıllarıdır. (İli) Gözlemleri ona yaşamın katı yüzünü gösterir. (IV) Bu yıllarda, duygusallığı, düşçülüğü ve içe dönüklüğüyle yaşıtlarından çok farklı bir yapıdadır yazar. (V) Henüz tam gelişmemiş sağlam bir kişiliğin denetiminde olmayan bu farklı yapı her şeyden kolayca etkilenir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. CEVAP ANAHTARI 1-B 2-E 3-A 4-E 5-C 6-B 7-C 8-A 9-C 10-E 11-A 12-C 13-B 14-E 15-C 16-C 17-E 18-D 19-D 20-E 21-B 22-D 23-C 24-C