Anlatım Birimi Olarak Paragraf Paragrafın Oluşumu Dilin anlamlı en küçük birimi sözcüklerdir. Sözcükler bir araya gelerek yargı taşıyan cümleleri, cümleler de aynı anlam etrafında bir zincirin halkaları gibi bir araya gelerek paragrafları oluşturur. Buna göre paragraf, bir düşünce etrafında kümelenen en küçük anlatım birimidir. Sözcük ve cümleler bu anlatım birimi içinde değer kazanarak bir duygu, düşünce, olay ya da durumu anlatır. Örneğin “bugün, top oynadı, okul çıkışında, halı sahada, çocuklar” gibi sözcük ve sözcük grupları tek başına anlamlıdır ama bunlar bu halleriyle bir duygu ya da düşünceyi anlatacak durumda değildir. Bu sözler kişi, zaman, mekân gibi unsurlara bağlanarak bir araya getirildiğinde bir yargı ifade edecek hâle gelir: “Bugün çocuklar okul çıkışında top oynadı.” Artık bu cümle bir yargı taşımaktadır, cümlenin bir anlamı vardır. İşte, paragraf da yargı taşıyan cümlelerin belli bir anlam etrafında bir araya gelmesiyle oluşur. Bu açıdan kişi, zaman, mekân ilişkilerini, bir duygu ya da düşünceyi açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etmek için cümle kümelerine ihtiyaç duyulur. Cümlelerin, bir duygu, düşünce ya da durumu belli bir anlam bağlamında, dil kurallarına uyarak bir düzen içinde anlatması sonucu paragraf oluşur. Cümle nasıl bir iletişim aracıysa paragraf da bir iletişim aracıdır. Yazar, iletmek istediği duygu ya da düşünceyi paragraflar hâlinde bir metne dönüştürür. Bu metinde paragraflar konuyu ya da konunun farklı bir yönünü işler. Paragraf, okumayı ve anlamayı kolaylaştırır. Paragraflara ayrılmamış bir metni okumak ve anlamak paragraflara ayrılmış bir metni okumak ve anlamaktan çok daha zordur. Paragraf, aynı zamanda yazıyı daha planlı hâle getirir. Böylece ele alınan konu ve konunun farklı yönleri ayrı paragraflar hâlinde daha anlaşılır bir şekilde verilmiş olur. Çünkü bir metinde birden çok düşünce ya da bir düşüncenin farklı yönleri işlenir. Bunların hepsini paragraflara ayırmadan vermek okumayı zorlaştıracaktır. Ancak bir duygu ya da düşüncenin farklı yönleri, farklı paragraflarla daha düzenli bir şekilde verilmiş olur. Bu, aynı zamanda düşünce karışıklığının da önüne geçer. Çünkü duygu ve düşüncelerin ayrı paragraflar hâlinde verilmesi, karışıklığı önler. Paragraf – Cümle İlişkisi Paragraf yapı, anlam ve anlatım bakımından bir bütündür. Bu bütünün temelinde cümleler vardır. Duygu, düşünce, olay ya da dileği tam olarak anlatan söz dizimi olan cümleler tek başına bir ileti taşır. Tek başına anlamlı olan bu birlikler bir araya gelerek paragrafları oluşturur. Önemli olan, cümlelerin aynı duygu ve düşünce etrafında örgülenmesi, aynı olay ya da durumu anlatacak şekilde bir birlik oluşturmasıdır. Cümleler anlam bakımından birbirini desteklemeden anlamlı bir birim olan paragraf oluşmaz. Daha doğrusu aralarında anlam bakımından ilgi bulunmayan cümlelerin bir araya getirilmesi paragraf için yeterli değildir. Paragrafı oluşturan cümleler mutlaka dil ve anlatım ilişkileri çerçevesinde bir araya gelmeli, bağlayıcı sözlerle bağlanarak paragraftaki anlamı oluşturmalıdır. 1. Son yıllarda dünyanın farklı bölgelerinde farklı doğal felaketler insanları derinden etkiliyor. 2. İklimlerdeki dengesizlikler insanların yaşamını olumsuz bir şekilde etkiliyor. 3. İnşaların yaşadıkları çevreyi korumaması, üstelik ona zarar vermesi anlaşılır gibi değil. 4. İzlanda’daki yanardağın faaliyete geçmesi bir hafta boyunca Avrupa’yı etkisi altına aldı. Bu cümleleri peş peşe sıralayıp onlardan bir paragraf oluşturmaya çalıştığımızda bir sonuca ulaşamıyoruz. Çünkü bu cümlelerde doğa ve çevre felaketi olsa da her bir cümle farklı bir düşünceyi işlemekte, sonuçta bu cümleler dil ve anlatım bakımından bir araya gelip anlamlı bir bütün yani paragraf oluşturamamaktadır. 1. Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla karşılaştık. 2. Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha düzdü. 3. Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. 4. Uzaklarda, bir insan boyu yüksekte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. 5. Merakla bu yığınlara yaklaştık. 6. Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca içinde yaşayan insanları gördük. Bu cümleleri sıraladığımızda anlamlı bir paragraf elde ederiz. Çünkü bu altı cümlede gezi yapan bir kişinin, bu gezi sırasında gördüklerini anlatması söz konusudur. Bu altı cümle birbirine bağlanarak paragraf oluşturmuştur. Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla karşılaştık. Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha düzdü. Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. Uzaklarda, bir insan boyu yüksekte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. Merakla bu yığınlara yaklaştık. Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca içinde yaşayan insanları gördük. Bu paragrafı oluşturan cümleler içinde dil ve anlam ilişkileri vardır. 1. cümlede gezi sırasında karşılaşılan bir ovadan söz edilmiştir. 2. cümlede bu ovanın nasıl olduğu üzerinde durulmuştur. Burada ilk cümlede verilen geniş ovanın nasıl olduğu ya da görüldüğü verilmiştir. 3. cümlede ova, daha önce görülen yerlerle karşılaştırılarak burada küçük tepelerin olmadığından söz edilmiştir. Burada küçük toprak yığınları vardır. 4. cümledeki bu toprak yığınlarının ne olduğu. 6. cümlede verilmiştir. Bunlar, içinde insan yaşayan, küçük pencereleri olan barınaklardır. Görüldüğü gibi, paragrafta her cümlenin bir işlevi ve anlamı vardır. Hiçbir cümle boş yere kullanılmamıştır. Yukarıdaki paragrafı oluşturan cümleler bağlayıcı sözlerle birbirine bağlanmıştır. Böylece cümleler bir bütünlük oluşturacak şekilde bir araya getirilmiştir. 1. cümlede bir ovadan söz edilmiş, 2. cümlede “ova” ifadesiyle sözü edilen ovanın özellikleri verilmiştir. 3. cümlede “burada” ifadesiyle gelinen ova ile önceki yerler arasında ilgi kurulmuştur. 4. cümlede ovanın ilerisindeki tepeciklere dikkat çekilmiştir. 5. cümlede “bu yığınlara” bağlayıcı sözüyle 4. ve 5. cümleler arasında ilgi kurulmuştur. 6. cümlede “bunların” bağlayıcı sözcüğü ile 4. cümleden itibaren sözü edilen yapıların ne olduğuna açıklık getirilmiştir. Paragrafta cümleler dil bağlantıları açısından da birbiri ile uyum içindedir. Paragrafın bütün cümlelerinde yüklemler geçmiş zamanlıdır. Anlatıcı birinci kişidir. Parçayı İki Paragrafa Bölme Paragraf anlamlı bir bütündür ve her paragrafta bir konu işlenir. Dolayısıyla da paragrafın bütün cümleleri aynı konuyu anlatır ya da açıklar. Ancak yazar, bir konuyu işlerken her paragrafta konunun farklı bir yönü üzerinde durabilir. Anlattığı bir konudan konunun farklı bir yönüne geçtiği için de yazarın yeni bir paragraf oluşturması gerekir. Bunu anlamak için paragrafta işlenen konuya dikkat etmek gerekir. Bir parçada iki farklı konu işleniyorsa ya da konunun farklı bir yönü ele alınıyorsa bu parçanın iki paragrafa ayrılması gerekir. Parçanın iki paragrafa bölünmesiyle ilgili sorularda bizden ikinci paragrafın başladığı cümlenin bulunması istenir. Bu tür soruları çözerken önce her cümlede anlatılanları belirlemeli, sonra bu belirlenenleri diğer cümlelerle karşılaştırmalıdır. Bazı cümlelerde bir konudan söz edilirken bazı cümlelerde ise farklı bir konudan ya da konunun farklı bir yönünden söz edildiği görülecektir. Son aşamada bu iki farklı konu arasındaki geçiş cümlesini ya da ikinci paragrafın giriş cümlesini bulmak gerekir. (I) Mektup on altına yüzyıla kadar salt haberleşme amacıyla kullanılıyor, bu anlamda bir tür gazete görevi de yapıyordu. (II) On altıncı yüzyıldan sonra ise söz konusu görevinin yanı sıra, duygu ve düşünceler de mektuplar aracılığıyla paylaşılmaya başlandı. (III) Goethe’nin ciltler dolusu özel mektupları. Schiller’in yazışmaları. Gogol, Puşkin, Byron’ın unutulmaz mektupları bunlar arasında sayılmaya değer niteliktedir. (IV) Candide yazarı Voltaire’in yazdığı mektuplar öğüt vermek, danışmak, bilgi almak, yapıtlarını tanıtmak gibi değişik amaçlar içerir. (V) Bu büyük ustanın en başarılı mektuplarıysa duygularını paylaşmak için yazdığı mektuplardır. (VI) Bunlar, özentiye kaçmadan, yapaylığa düşmeden, içten geldiği gibi yazılmış mektuplardır. I. cümlede mektubun işlevinden söz edilmiştir. II. cümlede mektubun bu işlevinin yani gazete görevinin yanında duygu ve düşünceleri ulaştıran bir araç hâline gelmesinden söz edilmiştir. III. cümlede duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı mektuplara örnekler verilmiştir. Bu cümlede “bunlar arasındaki” bağlayıcı sözü bu ilgiyi göstermektedir. IV. cümleden itibaren ise farklı bir konuya geçilmiştir. Bu cümleden itibaren Voltaire’in mektuplarının içeriğinden söz edilmektedir. Dolayısıyla ikinci paragraf IV. cümle ile başlamalıdır.