İki savaş arasındaki yitik kuşağın duygu ve düşüncelerini büyük bir inandırıcılık ve insancıllıkla aktaran Hemingway, savaş muhabiri olarak bulunduğu İspanya’da “iç savaş”ı yaşadı. Hemingway’ın, büyük bir insanlık dramı olan bu savaşı, İspanya halkının Cumhuriyetçi mücadelesini anıtlaştırdığı Çanlar Kimin İçin Çalıyor (1940) romanı, savaş edebiyatının ölmez örneklerindendir.
Romanın Özeti:
Köprüyü uçurmakla görevli bir asker olan Robert, kılavuzu Anselmo ile dağlardaki çete üyelerinden yardım istemeye gider. Çete reisi Pablo’nun mağarasında gördüğü Mana adlı kızdan çok etkilenir. Pablo’nun karısı Pilar, kocası karşı çıksa da köprünün uçurulmasına yardım edeceklerini söyler. Ertesi gün Robert, Pilar ve Maria, önemli bir çetenin reisi olan El Sordo’yu görmek için bulunduğu tepeye giderler. Robert, yol boyunca onların hayat hikâyelerini dinler.
Maria’nın annesi ve babası faşistlerce kurşuna dizilmiştir. Benzer bir şeyi Pablo’nun karşı taraftaki insanlara yapması psikolojisini bozmuş, onda savaşın dışında kalma düşüncesini doğurmuştur. Robert, El Sordo ile tanışır ve ondan köprüyü uçurma işinde kendisine yardım edeceklerine dair söz alır. Bunun için birlikte plan yaparlar. Dönüşte Robert, Maria ile evleneceğine dair Pilar’a söz verir. Onlara kendi hayatından, savaşla ilgili yazacağı kitaptan söz eder.
Kampa vardıklarında mayıs ayı olmasına rağmen kar yağar. Anselmo soğukta donmak pahasına gözcülük görevini yerine getirir. Robert ile Maria arasındaki aşk giderek kuvvetlenir. Birlikte gelecek günleri hayal ederler. Fakat Robert buradan sağ çıkacağından emin değildir. Bu arada Robert ile kavga eden Pabio bir sorun olmaya başlar. Karısı Pilar bile onun öldürülmesi gerektiğini düşünür. Nitekim Pablo gece dinamitlerin bir kısmını alarak oradan kaçar. Sabah olduğunda silah sesleri duyulur. Sordo’nun birlikleri saldırıya uğrar ve geri dönen Pabio, Sordo ve arkadaşlarının öldürüldükleri haberini getirir. Robert, gelişmeleri haber vermek ve köprüye saldırıyı durdurmak için birliğine mektup yazar. Ancak mektup ulaşması gereken yere çok geç gider. Bu durum birimlerin kopukluğunun ve savaşın anlamsızlığının bir göstergesidir aslında.
Mağarada köprünün uçurulacağı saati bekleyen Robert, vakit geldiğinde harekete geçer. Herkes planlandığı şekilde yerini alır. Robert, dinamitleri köprünün altına yerleştirir ve bir kamyon yaklaşırken patlatır. Köprüden kopan parçalardan biri Anseimo’yu öldürür. Bu arada içlerinden bazıları daha vurulur. Karşı tarafın açtığı ateşten kaçarken Robert’in bacağı kırılır ve Robert, Maria’ya gitmesi için yalvarır. Onları uzakLaştırınca esir düşmeyi ya da kuşuna dizilmeyi istemediği için kendini öldürür. Robert artık Maria’da onların Cumhuriyet idealinde yaşayacaktır.