Cinas Yazılışları ve okunuşları aynı olup farklı varlık ve kavramları ve anlamları karşılayan sözcükleri bir arada kullanma sanatına cinas denir. Cinaslı sözcükler genellikle mısra sonlarında kullanılır. Cinas Sanatına Örnekler: “Karşımda duran yüce dağlar Ayrılık yüreğimi dağlar” Bu dörtlükte “dağlar” sözcüklerini inceleyelim. Dilimizde ‘yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri” anlamında “dağ”, bir de “acısı yüreğine işlemek” anlamında “dağlamak” sözcüğü vardır. Şair, yazım bakımından aynı seslerden oluşan, farklı varlık ve kavramları karşılayan bu “dağlar” sözcüklerini kullanarak cinas yapmıştır. Cinas Türleri a. Tam cinas: Cinası oluşturan sözcükler genellikle birbirinin aynı olur. Bu tür cinaslara tam cinas denir. “Benim için her bir sözün kıymetlidir inciden Gözyaşların akıtma gel, odur gönlüm inciden” dizelerindeki “inci” sözcüklerinde tam cinas vardır. Birinci “inci” sözcüğü “istiridye gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi” anlamında bir isimdir. İkinci “inciden” sözcüğü ise “herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak” anlamında bir fiildir. Anlamları farklı, yazılış ve söylenişleri aynı olan bu sözcükler yazım bakımından birbirinin aynı olduğu için, oluşan bu cinasa “tam cinas’ denir. b. Ayrık cinas: Cinaslı sözcüklerden biri, iki ayrı sözcük olarak kullanılıyorsa böyle cinaslara ayrık cinas (tam olmayan cinas) denir. “Gayet çoktur değil, benim varam az Bana yardan gayri cerrah varamaz” dizelerinde böyle bir kullanım söz konusudur, “yaram az” ve “yaramaz” sözleri arasında cinas yapılmıştır. Birincisi iki ayrı sözcükten, ikincisi ise bir sözcükten oluşmuştur. Sonuçta birinci mısrada cinası oluşturan sözcükler ayrı yazılsa da ortada yazımca bir benzerlik söz konusudur. İşte bu ayrık cinastır.