Dize sonlarındaki söylenişleri aynı fakat anlamları farklı sözlerin oluşturduğu uyak türüne “cinaslı uyak” denir. Sesteş sözcüklerle cinaslı uyak yapılır. Sesteş olmayan; ama okunduğunda kulağa aynı gelen sözlerle de cinaslı uyak yapılır. “Kuzusu – kuzu su” gibi.
Kara gözler, kara gözler
Kararmış kara gözler (gözlerin rengi)
Gemim deryada kaldı
Yelkenim kara gözler (kara parçasını beklemek)
Yukarıdaki anonim dörtlükte geçen “kara gözler”; ikinci dizede gözün rengini belirlemekte; dördüncü dizede ise “bir yerin, kara parçasının gözlendiği, beklendiği” anlamını vermektedir. Okunuşları ve yazılışları aynı, ancak anlamları farklı olan sesteş sözcüklerle yapılan böyle kafiyeler cinaslı kafiyedir.
Madem çoban değildin
Arkandaki sürü ne (soru anlamı)
Beni yârdan ayıran
Sürüm sürüm sürüne (sürünmek fiili)
Bu şiir de anonim bir mânidir. İkinci dizede “sürü” ve “ne” sözcükleri bir araya gelerek dördüncü dizedeki “sürüne” sözcüğüyle cinaslı kafiye oluşturmuştur. Dikkat edilirse, bu mânide cinaslı kafiye sesteş sözcüklerden oluşmamıştır. İkinci dizedeki “sürü ne” sözcüğü iki farklı sözcükten meydana gelmiştir. “Sürü” sözcüğü koyun, kuzu, keçi gibi hayvanlardan oluşan topluluktur.