Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir (1920 – 1960) Serbest Nazım: Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir. Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır. Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır. Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur. Toplumcu Şiir: Halkı ve halkın sorunlarını anlatan şiir türüdür. Nazım Hikmet ve Rıfat Ilgaz’ın şiirleri buna örnektir. Yirminci yüzyılın başlarında, neredeyse tüm dünyada eş zamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğar. Toplumsal gerçekçilik ya da sosyalist gerçekçilik adı verilen bu akım; şiirden, edebiyatın ve sanatın her alanına kadar geniş bir yelpazede etkisini gösterir. Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil eder. Serbest Nazım ve Toplumcu Şiirin Özellikleri: Pragmatik, yani çıkarcı şiirdir. Şiir tezlidir, savunulan bir görüş vardır ve bu görüş kendini şiirde belli eder. Şair, toplumun bir parçası olduğu için şiirlerini toplumsal bir kaygı ile yazmalıdır. Şair ancak toplum şiirleri yazarak kendini geliştirebilir. Bireysellikten önce kolektiflik vardır. Dilin harekete geçiren gücünden, etkisinden yararlanılmıştır. Söylev üslubundan yararlanılmıştır. Geniş kitlelere hitap etmek, onları harekete geçirmek için yazılmıştır. Şiirde biçimden çok içeriğe önem vermişler bu sebeple de ölçüsüz, kafiyesiz şiirler yazmışlardır. Gelecekçilik (Fütürizm) akımından etkilenmişlerdir. Gelecekçilik (Fütürizm): 20. yüzyılın başlarında İtalya’da ortaya çıkan bu akımın sanatçıları, şiirde temel öğelerin cesaret, isyan ve cüret olduğunu savunmuşlardır. Edebiyatın durgun değil hareketli, barışçıl değil kavgacıl olmasını istemişlerdir. Savaşı övmüşler ve geçmişi kötülemişlerdir. Türk Edebiyatında Nazım Hikmet, ünlü Rus şairi gelecekçi Mayokovski’den etkilenmiştir. Serbest Nazım ve Toplumcu Şiirin Önemli Temsilcileri NAZIM HİKMET (1902 – 1963) Toplumcu gerçekçi edebiyatın öncüsü olup, ilk şiirlerini ölçülü ve uyaklı yazmıştır. Rusya’daki öğrenim yıllarında Fütürist şair Mayakovski’nin sanat görüşünü benimsemiş, ölçülü ve uyaklı şiiri bırakmıştır. Rusya’dan döndükten sonra öz, biçim ve tema bakımından yeni şiirleriyle serbest nazmın ve toplumcu şiirin ilk örneklerini vermiş; bu yönüyle pek çok şairi etkilemiştir. Şiir dışında roman, tiyatro, masal, mektup gibi türlerde eserler vermiştir. “Memleketimden İnsan Manzaraları” ve Kuruluş Savaşı’nı anlattığı “Kuvayı Milliye Destanı” önemli eserlerindendir. Eserleri: Şiir: 835 Satır, Jokond ile Si-Ya-u, Memleketimden İnsan Manzaraları, Kuvayı Milliye Destanı Tiyatro: Kafatası, Yusuf ile Menofis Roman: Kan Konuşmaz Masal: Sevdalı Bulut Mektup: Kemal Tahir’e Mahpushaneden Mektuplar Daha Fazla Ayrıntı İçin Bkz. Nazım Hikmet Ran Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri RIFAT ILGAZ (1911 – 1993) Toplumcu gerçekçi bir şair ve yazardır. Özellikle 1940’lı yıllarda yoksulların yaşamlarını anlattığı şiirleriyle, toplumcu gerçekçi şairlerin önemli temsilcilerindedir. “Markopaşa” dergisinde mizahi yazılar yazmıştır. En önemli eserlerinden olan Hababam Sınıfı, başlangıçta tiyatro olarak yayımlanmıştır. Eserleri: Şiir: Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Bütün Şiirleri Roman: Karartma Geceleri, Sarı Yazma Mizahi Hikâyeler: Don Kişot İstanbul’da, Radarın Anahtarı Mizahi Romanlar: Hababam Sınıfı, Pijamalılar Daha Fazla Ayrıntı İçin Bkz. Rıfat Ilgaz Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri CEYHUN ATUF KANSU (1919 – 1978) Önceleri halk şiirinden etkilenen şair, 1940’lı yıllarda toplumcu gerçekçi şiire katılarak serbest şiirler yazmaya başlamıştır. Şiirleri dışında makale, hikâye, deneme türlerinde de yazan sanatçı, “Dünyanın Bütün Çiçekleri”, “Kızamuk Ağıdı” adlı şiirleriyle sevilmiştir. Eserleri: Şiir: Bağbozumu Sofrası, Bağımsızlık Gülü, Sakarya Meydan Savaşı, Yanık Hava Daha Fazla Ayrıntı İçin Bkz. Ceyhun Atuf Kansu Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri ERCÜMENT BEHZAT LAV (1903 – 1984) İlk şiir kitaplarını 1930’lu yılların başında yayımlayarak adını duyuran şair ölçülü, uyaklı şiire karşı çıkışıyla dikkati çekmiştir. Fütürizmin ilk temsilcisidir. Gerçeküstücülükten başlayarak değişik şiir akımlarını deneyen şair, şiirimize alaysılamayı getiren ilk şair olma özelliğini taşır. Eserleri: Şiir: S.O.S, Kaos, Açıl Kilidim Açıl, Mau Mau, Üç Anadolu HASAN İZZETTİN DİNAMO (1909 – 1989) İlk şiirlerinde Faruk Nafiz’in etkisinde kalan sanatçı daha sonra Nazım Hikmet’in etkisinde kalmıştır. Marksist anlayışla şiirler yazmıştır. Toplumcu gerçekçi bir sanatçıdır. Eserleri: Şiir: Adsız Kitap, Deniz Feneri, Karacaahmet Senfonisi, Özgürlük Türküsü, Mapusanemden Şiirler, Sürgün Şiirleri, Gecekondumdan Şiirler, Kavga Şiirleri, Çoban Şiirleri, Tuyuglar, Nazım’dan Meltemler HASAN HÜSEYİN (1927 – 1984) Önce, kullandığı dil ve şiir dünyasını algılaması bakımından Attila İlhan’ın etkisinde kalmışsa da giderek kendi söyleyişini bulmuştur. “Kavel”, “Kızılırmak”, “Temmuz Bildirisi” adlı şiir kitaplarıyla toplumcu şiirde yeni örnekler vermiştir. Toplumcu gerçekçidir. Eserleri: Şiir: Kızılkuğu, Ağlasın Ay Şafağı, Oğlak, Acıyı Bal Eyledik, Kelepçenin Karasında Bir Ak Güvercin, Ka- vel, Kızılırmak, Temmuz Bildirisi AHMET ARİF (1927 – 1991) Toplumcu gerçekçi şairler arasındadır. Anadolu insanını anlatmıştır. Doğu Anadolu insanının sorunlarını ele almıştır. Marksist bir anlayışa sahiptir. Halk türkü, ağıt ve masalların hem içli, hem gür sesi ve özüyle beslenmiştir. Eseri: Şiir: Hasretinden Prangalar Eskittim ÖZDEMİR İNCE (1936 – …) İlk şiiri 1954’te “Kaynak” dergisinde yayınlandı. Pazar Postası, Türk Dili, Değişim, Dost, Şiir Sanatı, Papirüs, Soyut, Türkiye Yazıları, Milliyet Sanat, Yusufçuk, Adam Sanat gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle tanındı. Şiir üzerine kuramsal yazılar ve değişik konularda denemeler, eleştirel denemeler yazdı. Eserleri: Şiir: Kargı, Tutanaklar, Kiraz Zamanı, Karşı Yazgı, Rüzgâra Yazılıdır, Elmanın Tarihi, Kentler, Yedi Der-yalar Geçsen, Siyasetname, Eski Şiirler, Canyelekleri Tavandadır, Hayat Bilgisi, Zorba ve Ozan, Başak ile Terazi, Burçlar Kuşağı, Güneş Saati, Gürlevik, Yazın Sesi, Uykusuzluk, Mani Hayy, Evren Ağacı, Bütün şiirleri (Tekvin, Delta, Tohum Ölürse, Yağmur Taşı) Düzyazı: Şiir ve Gerçeklik, Söz ve Yazı, Tabula Rasa, Dinozorca, Yazınsal Söylem Üzerine, Tarih Affetmez, Çile Törenleri, Bu Ne Biçim Memleket, Yaşasın Cumhuriyet CAN YÜCEL (1926 – 1999) Hasan Ali Yücel’in oğludur. Modern şiirimizde hiciv ustalarından biridir. İlk kitabı “Yazma”dan sonra uzun bir süre biçim arayışlarıyla oyalanmıştır. Şairliğini külhanca raconlarından yararlanarak siyasal inançlarıyla yoğurmuştur. Eserleri: Şiir: Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve Oğlum, Şiir Alayı, Canfeda, Çok Bi Çocuk, Kısa Devre, Kuzgunun Yavrusu, Gece Vardiyası, Gezintiler, Maaile, Seke Seke, Alavara, Mekânım Datça Olsun, Güle Güle-Seslerin Sessizliği
Siz buraya koyuyorsunuz bunları iyi güzel de edebiyat hocaları da buradan kopyalıyor sonrada kendi hazırlamış gibi ögrenciye veriyorlar.Yanıtla
Sn. Öğrenci. Farklı bir bilgi var da biz mi kopya çekiyoruz? Zaten bunları hazırlayanlar da öğretmenlerdir Örneğin ben başka sitelere ya da başka illerdeki arkadaşlarıma kendi hazırladığım notları/sınavları/çizelgeleri göndererek bilgi paylaşımında bulunuyorum. Öğrencilere dersi anlatırken farklı notlardan ya da farklı kaynaklardan yararlanıyorum. Senin de bildiğin üzere bu bilgiler hiçbirimize yüklü olarak gelmiyor ve ders anlatmakla çocuklara yazdırmak arasında disiplinli cümle kurmak gibi farklar olabilir. Temadan kopulmadığı sürece hiçbir problem yok. Şimdi gidip sağda solda hocaların hazırladığı dokümanlar için “Hocalar da internetten alıyor” gibi hezeyanlarda bulunabilirsin. Düşünün.
Edebiyat öğretmeni olmak başka şey, (Şâir- yazar) sanatçı olmak başka şey. Sanatçıdan beklediğini edebiyat öğretmeninden bekleme. Sana öğrenmenin yolunu öğretiyorsa kâfi. Mevcut bilgiler öğretmene göre farklılık arz etmez. Sadece üslup ve ifâde farklılık gösterir. Ayrıca, edebî şahsiyetleri eserlerini tahlil ederek öğrenmek daha iyidir.
Öğretmenlik artık kolaylaştı , kopyala – yapıştır …acaba hiç kendine soruyor mu anlatıklarımla sınavda sorduklarım eş değer mi diye?Yanıtla
Ben de edebiyat öğretmeniyim. Ben şu kadarını söylerim. Hocanız konuyu kendisi anlatmış ve soru cevap yöntemi kullanmış ise, beyin fırtınası metodu ile anlatımı canlı tutmuşsa sizi de buradan sorumlu tutmuşsa bunda bir sorun yok. Ancak burayı olduğu gibi deftere yazdırmış ve bunları kendi anlatımı ile beslememişse hepinizin sitemini anlarım. Mutlu bir gelecek sizlerin olsun.
Ne bekliyorsunuz ki? Edebiyat öğretmenlerinin edebiyatta çığır açmasını mı? Tabi ki bunların aynısı anlatacaklar.Yanıtla
Yüzde yüz katılıyorum. Herhalde bu öğrenci modelleri, öğretmenlerin edebiyatı baştan sona sıfırdan yaratmasını bekliyor. Burada fantastik film kurgulamıyoruz. Olan bilgiyi alıp kendimizce ifade ederek aktarım yapıyoruz. Bu, matematik problemi ya da dil bilgisi konusu değil ki problemler, cümleler uydurup oradan çözümleme yapılsın.
Daha ne yaptığını bilmeyen öğrenciler var. Edebiyat tarihidir edebiyat dersi ve edebiyat tarihini yeniden yazacak halimiz yok ha edebiyat fakültesine girin orada görün edebiyatı burada anlatılanlar sizin düzeyinize uygun. Uzaydan mı bahsedeceğiz edebiyat dersinde tabi ki edebiyat tarihi aynen ele alınacak yeni bir tarih mi yazalım sizin bakmaya tenezzül etmediğiniz notları hazırlayıp çoğaltıp veriyoruz faydası olsun diye bir de o notları okusanız.Yanıtla
Biz tarihi değiştirin demiyoruz. En azından olayı değişikliğe uğratmadan özgün cümlelerinizle anlatın. Bu kadar hazırcılık öğretmenlere yakışmıyor.
Harbiden bunun sayesinde hocanın gönlünü aldım. İnşallah daha detaylı şeyler yazarlar da akılda kalıcı olur. Gerçi bu da iyi aslında da işte.Yanıtla
1- Pragmatiktir açıklaması Amprizmle benzerliği yönünden kabul edile bilir ama Pragmatizme -çıkarcılık- demek cahilliktir. O yorumu değiştirin :)Yanıtla
Fütürizm akımı aynı isimde 2 farklı akım olarak farklı tanımlanmalıdır öyledir çünkü. Nazım savaşı filan desteklemez.Yanıtla
Sınav var hoca bize milli edebiyat ve saf öz şiirin karşılaştırmasını yapın diyor, yardımcı olur musunuz?Yanıtla
Sabahattin Ali‚ Haldun Taner‚ Necati Cumalı‚ Samim Karagöz‚ Fakir Baykurt‚ Kemal Tahir‚ Orhan Kemal ve Yaşar Kemal’i de ekler misiniz?Yanıtla
Bu dünyadaki herkes (filozoflar) şimdiye kadar toplumu anlamaya çalışmışlardır. Oysa asıl mesele dünyayı anlamak değil onu değiştirmektir. (Karl Marx’ın sözü) bu sözü açıklayın.Yanıtla
Siz burada sadece 3 yazar vermişsiniz ama kitaplar 12 tane yazar vermiş. Mehmet Başaran, Şükran Kurdakul… gibi.Yanıtla
Sabahattin Ali için “şair değil yazar” demişsiniz. Düzeltmenizi tavsiye ederim. Ki kendisi hem şair hem de yazardır. Kendisine ait olduğu pek de bilinmeyen birçok şiiri bestelenmiştir. Mesela: “Hapishane Şarkısı”.Yanıtla
Serbest nazım ve toplumcu şiir hakkında verilen bilgiler, öğrenciler acısından yeterli düzeydedir. Öğrenciler bunlardan yeterince yararlanabilirler. Bana göre çalışmalarını ciddiyetle yapmalılar. Gayet güzel ve verimli bir araştırma metnidir, çalışmalarınızın devamını dilerim.Yanıtla
Öğretmenlerin buradan almalarında bir şey yok ama sınavda başka yerlerden çıkıyor kalıyoruz ortada, sorun orada.Yanıtla
Hocam eserleri biraz uzun tutup yazar ve şairlerin sadece önemli özelliklerini yazarsanız daha iyi olmaz mı? LYS’de eserleri çok çıkıyor ve burada eserler çok az alınmış.Yanıtla
Madem memnun değilsiniz siz edebiyatçı olun ve yine sizin tabirinizle “kendinize göre yeni özgün dillerle anlatın” edebiyat okumak dışarıdan bakıldığı gibi değil her yiğidin harcı da değildir.Yanıtla
“Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder.” Nazım HikmetYanıtla
Bu tamamen eksik. Bizim işlediğimiz ve hocaların yazdırdıklarını şahsen nette bulamıyorum. Şükran Kurdakul neden yok örneğin ve daha birçok kişi eksik.Yanıtla
Siz öğrenciler madem bu kadar atar yapıyorsunuz o zaman bu siteye girmeyin, gidin hocalarınız size ne yazdırıyorsa onlara bakın hem aynı değiller mi!Yanıtla
Sorular sanki uzaydan çıkıyor, tabi bunlardan anlatacak en düzgün kaynak burası. Lafım boş konuşanlara.Yanıtla