Edebiyat Öğretmeni

Destanlar

Destanlar henüz aklın ve bilimin toplum hayatına tam anlamıyla hâkim olmadığı ilk çağlarda ortaya çıkmış sözlü edebiyat ürünleridir. Milletleri derinden etkileyen tarihî ve sosyal olayları anlatan edebî eserlere destan adı verildiğini biliyoruz. Bu tür edebî eserler deprem, bulaşıcı hastalık, kuraklık, kıtlık, yangın, göçler, savaşlar ve istilâlar gibi önemli olayların etkisiyle tarihin eski çağlarında meydana gelmiştir.

Destanlar üç safhada oluşur:

  1. Doğuş Safhası: Bu safhada milletin hayatında iz bırakan önemli tarihî ve sosyal olaylar, bu olaylar içinde yüceltilmiş efsanevî kahramanlar görülür.
  2. Yayılma Safhası: Bu safhada, söz konusu olay ve kahramanlıklar, sözlü gelenek yoluyla yayılır. Böylece bölgeden bölgeye ve nesilden nesle geçer.
  3. Derleme (yazıya geçirme) Safhası: Bu safhada, sözlü gelenekte yaşayan destanı, güçlü bir şair, bir bütün hâlinde derleyip manzum olarak yazıya geçirir. Çoğu zaman bu destanların kim tarafından derlendiği ve yazıya geçirildiği belli değildir.

Destan Çeşitleri

  1. Tabii (Doğal) Destan: Toplumun ortak malı olan ve birtakım olaylar sonucu kendiliğinden en oluşan destanlardır. Örnek: Oğuz Kağan Destanı
  2. Yapma (Yapay) Destanlar: Bir şairin, toplumu etkileyen herhangi bir olayı tabiî destanlara benzeterek söylemesi sonucu oluşan destanlardır. Örnek: Üç Şehitler Destanı – Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Destanların Genel Özellikleri

Türk destanları, İslamiyet’ten önceki destanlar ve İslamiyet’ten sonraki destanlar olmak üzere ikiye ayrılır.

İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DESTANLARI

İSLAMİYETTEN SONRAKİ TÜRK DESTANLARI

Exit mobile version