Etkili, güzel söz söyleme sanatı olan edebiyatta, dilin gerçek ve sembolik anlamlarına başvurmak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ilgisi kurmak yoluyla yapılan sanatların büyük bir yeri vardır. Bu sanatlara “edebî sanatlar” adı verilir. İnce duyguların, estetik duyarlığın ürünü olan edebî sanatlar, Türk edebiyatında geniş yer tutar. Özellikle Klâsik (Divan) Türk edebiyatında bu sanatlara büyük önem verilir.
Edebî sanatlar, dilin gerçek ve sembolik her türlü anlamını karşılamak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ve çağrışım ilgileri kurmak, harf ve sözcüklerin şekil olarak görüntülerinden ve ses değerlerinden yararlanmak amacıyla üretilmiş söz söyleme sanatlarıdır. Edebî sanatlar, ince duyguların, keskin zekâların ve estetik duyarlığın ürünü olarak doğmuştur.
Düzyazı temelde düşüncenin tarlasıdır. Bu nedenle düzyazılarda düşünce ağırlıklı konular işlene gelmiştir. Bu açıdan düzyazılarda yalın bir anlatım tercih edilmiştir. Şiirde ise düşünceden çok duygular ağırlıktadır. Şiir, insanların duygu ve hayallerine seslenir. Duygu ve hayallerin canlı tutulması, sözlerin okuru coşturması için şairler söz sanatlarından sık sık yararlanmışlardır.
Bir düşünceyi sanatlardan arındırılmış bir şekilde, düz olarak anlatmak ile söz sanatlarından yararlanarak anlatmak, kişide uyandıracağı etki bakımından aynı değildir. Örneğin bir düşünceyi söz sanatı olmadan:
– Bu sabah en acımasız olan bile ağladı.” şeklinde ifade etmekle;
“En katı yüreklinin bile bu sabah ikiÜç damla yaş kurudu solgun yanaklarında”
şeklinde ifade etmek birbirinden çok farklıdır. Bu şiirde şair “katı yürekli” sözleri ile sözcükleri gerçek anlamının dışında, mecaz anlamı ile kullanmış, ayrıca kişinin ağladığını “iki üç damla yaş kurudu solgun yanaklarında” sözleri ile daha güzel bir şekilde ifade etmiştir.
“Sana dert dökmeye yetmiyor bir günKâğıt bile mısralardan tedirgin
Vakit gece, kalem hasta, göz yorgun
Yazamadım, yazılmıyor sultanım”
Bu dörtlükte şair, duygularını sevdiğine anlatırken hem abartmadan (duygularını olduğundan çok gösterme) hem de kişileştirmeden (insan dışındaki varlıkları insana özgü niteliklerle aktarma) yararlanmıştır.
Edebî sanatlar mecazlar, anlam sanatları ve söz sanatları olmak üzere üç kümede ele alınabilir:
- Mecaza Dayalı Sanatlar
- Teşbih (Benzetme)
- İstiare (Eğretileme)
- Mecaz (Değişmece)
- Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması)
- Kinaye (Değinmece)
- Tariz (Tersini Söyleme)
- Teşhis (Kişileştirme)
- İntak (Konuşturma)
- Anlama Dayalı Sanatlar
- İham
- Tevriye (İki Anlamlılık)
- İstihdam
- Tenasüp (Uygunluk)
- Leff ü Neşr (Sıralı Açıklama)
- Tecahül-i Arif (Bilmezlikten Gelme)
- Hüsn-i Ta’lil (Güzel Neden Bulma)
- Sihr-i Helâl
- Mübalağa (Abartma)
- Tezat (Zıtlık)
- İstidrak
- Tekrir (Tekrar Etme)
- Nidâ (Seslenme)
- İstifham (Soru Sorma)
- Rücu (Geriye Dönme)
- Tefrik
- Kat (Kesme)
- Terdit (Geri Çevirme)
- İltifat
- Telmih (Anımsatma)
- İrsal-i Mesel (Atasözü Söyleme)
- İktibas (Alıntı Yapma)
- Söze Dayalı Sanatlar