20.yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan bir felsefe akımıdır. Egzistansiyalizm, insanın önce var olduğunu, daha sonra hareket ve davranışlarıyla kendini yeniden yarattığını ileri sürer.
Varoluşçuluk olarak da bilinen bu akım, II. Dünya Savaşı’nın sonunda, Fransız yazarlarından J. Sartre tarafından özel bir edebiyat kolu olarak tanıtılmıştır. Bu edebiyat kolu, insanın varlığı, hürlüğü, tek gerçek olduğu hâlde onu saran dünyayı bir türlü anlayamamaktan doğan umutsuzlukla bezginlik içinde hayatı tatsız, saçma bulması görüşüyle hareket eder.
Egzistansiyalizm, bireyin varoluşunu, özünden üstün tuttuğu için aynı zamanda topluma bir karşı çıkışı da içerir. Bütün zaaflarıyla birlikte insanı ereklerini seçişinde özgür tutar. Kendini anlamaya, anlamlandırmaya çalışmak, başka bir deyişle kendi yazgısını sorgulayıp üzerinde düşünme zorunluluğu duymak insani bir gereksinimdir.
J. P. Sartre, egzistansiyalizmi şu sözleriyle açıklar: “İnsan, bütün bir dünyadır; her yerde vardır, her yerde hareket halindedir, her şeyden sorumludur. Ne yaparsam yapayım, onu yapan benim. Şimdiki durumumuz, bütünüyle düşüncelerimizin sonucudur.”
Egzistansiyalizmi başlatan sorulardan biri de şudur: “Ben kimim? Bir birey olarak var olmamın bence anlamı nedir?” Bu soruya verilen cevap ise şöyledir: “Bizi biz yapan, kararlarımızdır. Bizi biz yapan kendi benliğimizle aldığımız kararlarımızdır. Bu özel benlik, dünyaya bir defa gelir, başka kimsenin olamayacağı, yapamayacağı bir şeyi, olmak ve yapmak gücüdür.”
Egzistansiyalizm Akımının Özellikleri
- İnsan, kendini bulmalı, özünü elde etmeli. Hiçbir güç; insanoğlunu, kendinden, kendi benliğinden kurtaramaz.
- Egzistansiyalizm, insanın kendi varlığını sorgulamasını ister. Her insanın kendi iradesiyle biçimlendireceği bir geleceği vardır.
- Bu akımda, insanı insan yapan, onun kendi kararlarıdır. Önemli olan gerçek, herkesin üzerinde birleştiği objektif gerçek değil, kişisel gerçektir.
- İnsanın önündeki olanaklar bütünü, öteki insanlarla ve nesnelerle ilişkilerinden oluştuğundan varoluş, “her zaman bir dünyada var olma”dır. Bir başka deyişle insan her zaman seçimini sınırlayan ve koşullandıran somut tarihsel bir durum içindedir.
- İnsanın özgürlüğü son derece önemlidir. Zaten insan, özgür olmaya mahkumdur.
Egzistansiyalizmin Temsilcileri
- Jean Paul Sartre
- Albert Camus
- Andre Gide
- Franz Kafka