Öne Çıkanlar Ali Şîr Nevâî, Türkçeyi yüksek bir sanat dili halinde işlemeye çalışan, bu görüşü savunan ve Türk diline değer kazandıran üstün bir bilgin ve devlet adamıdır. 1441’de Herat’ta doğan sanatçı 1501 yılında aynı şehirde vefat etmiştir. Ali Şîr Nevâî’nin eserleri hem yazıldıkları devirde, hem de daha sonra bütün Türk dünyasında zevkle okunmuş, pek çok ünlü Türk şairi onu örnek almış, ona övgü yazmıştır. XV. yüzyılda yaşamış büyük Osmanlı Şairi Ahmet Paşa, XVI. Yüzyılda yaşamış ve Azeri lehçesiyle yazmış ünlü Fuzûlî, Ali Şîr Nevâî’den etkilenmişlerdir. Edebi Kişiliği Hamse (Beş mesnevi) sahibi olan ilk sanatçıdır. Şiirlerini Türkçe ve Farsça yazmıştır. Kaşgarlı Mahmut’tan sonra Türk diline en büyük hizmet eden kişi olarak tanınan Ali Şîr Nevâî, Muhâkemetü’l-Lügateyn adlı kitabında Türkçe ile Farsçayı karşılaştırarak pek çok yerde Türkçenin üstünlüğünü savunmuştur. Ali Şîr Nevâî, bu kitabını Türkçe’yi bırakarak eserlerini Farsça verenlere ithafen yazmıştır. Ali Şîr Nevâî, Türkçe yazdığı şiirlerinde Nevâî, Farsça yazdığı şiirlerinde ise Fanî mahlaslarını kullanmıştır. Anadolu dışında, Çağatay sahasında eser vermiş din dışı Divan şairidir. Platonik ve romantik bir aşk anlayışı vardır. Lirik ve canlı bir anlatıma sahiptir. Şiirlerinde dini-tasavvufi temaları da olgun bir samimiyetle kullanır. Eserleri: Ali Şîr Nevâî’nin dördü Türkçe, biri de Farsça olmak üzere beş ayrı divanı vardır. Türkçe divanlarının genel adı Hazâinü’l Maânî’dir. Türkçe divanlarını, Garâibü’s-Sağîr, Nevâdirü’ş Şebâb, Bedâyiü’l-Vasat ve Fevâidü’l-Kiber adları altında yazmıştır. Beş mesnevisinden meydana gelen Hamse’si ile Türk edebiyatına ilk hamse yazan Ali Şîr Nevâî’nin divanlarından hariç 18 ayrı eseri daha vardır. Hamse (beş mesnevi) şu mesnevilerden oluşur: Hayretü’l- Ebrâr, Leylâ vü Mecnûn, Sedd-i İskenderî, Ferhad ü Şîrin, Seb’â-yı Seyyâre. Muhakemetü’l-Lügateyn Türkçenin Farsçadan üstün bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmış bir eserdir. Ayrıca Bkz. Muhakemetü’l-Lügateyn Hakkında Ayrıntılı Bilgi Mizanü’l Evzan Aruz ölçüsü ile ilgili inceleme eseri olan bu eser, yüzyıllarca medreselerde okunmuştur. Mecalisü’n Nefais Türk Edebiyatı’nda ilk şuara tezkiresi olarak önemlidir.