Öne Çıkanlar

1. Gök gürültüleri ve şimşek aydınlıklarıyla bölünmüş bir rüyanın hafifliğiyle işiyor yüzün. Sabah, bir masal gibi sarıyor eşyayı. Güneş saçlarını donuk, üşengeç sisler ardında gezdiriyor. Bu masalın içinden, içli bir şarkı gibi sesleniyor yüzün. İstanbul, Çamlıca’da, Sarayburnu’nda ve Boğaz’ın kendi masalına âşinâ sırtlarında kanayan güneşin utangaç ışıklarıyla konuşuyor. Güz çiçekleri gibi, ince ve soylu hüzünlerle, mutlu yalnızlıklarla besleniyor yaşama sevincin.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) İşitsel ve görsel öğelere
B) Kişisel duygu ve düşüncelere
C) Düşünceleri kanıtlayıcı örneklere
D) Karşıt kavramlardan yararlanmaya
E) Kişileştirme (teşhis) sanatına

2. Toprak, kuru dallar, otlar tanıdık bir şarkıyla gelen yağmurun serinliğine bırakıyor kendini. Sonbahar sapsarı ve serin bahçelerinden, ince yağmur tıpırtıları, gök gürlemeleriyle şehre doğru yürüyor. Bir adam, yağmurun mırıltısına kaptırıyor kendini, zamanı unutuyor. Gece ıssız bir orman gibi kaplıyor sokakları. Camlar ardına çekiliyor kadınlar. Camlarda yağmurun şarkıları yankılanıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme – Betimleme
B) Tartışma – Açıklama
C) Karşılaştırma – Öyküleme
D) Açıklama – Betimleme
E) Örnekleme – Tanımlama

3. Uzak bahçelerde güneş, ilk yaprakları sarartmanın rahatlığıyla, ardında ikindi serinlikleri bırakarak veda ediyor. Son çiçekler dal uçlarında sevinçli çocuklar gibi kıpırdıyor. Üzüm salkımları, yaprakların aralarından tanelerini ışıldatıyor. Akşama doğru kuşların saltanatı başlıyor tenha bahçelerde. Ağaçlar mesut bir yorgunlukla giriyor geceye.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Doğayı bir devinim içinde verme
B) Betimlemeye başvurma
C) Benzetmelerden yararlanma
D) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
E) Eksiltili cümlelerden yararlanma

4. (I) Nisan saçlarını çözünce kendimi sınırsız bir zenginliğin ortasında buluyorum. (II) Tüm eski yorgunluklarım, ümitsizliklerim, kalbimin tortuları silinip gidiyor. (III) Nisan, ürkek sevinciyle bir güvercin gibi yaklaşıyor şehre. (IV) Daha tam belirlenmemiş renklerin arasından, sabahları içime bir nilüfer beyazlığı düşüyor. (V) Kalbim, o beyazlığın yaydığı serinlikle gün boyu kıpırdayıp duruyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde insana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır?
A) I. ve II.   B) I. ve III.   C) III. ve V.   D) II. ve IV.   E) IV. ve V.

5. Kendi kendime gülümsüyorum. Türküler söylemek geliyor içimden. Herkesin iyiliğini istiyorum. Yaşama sevinci dediklerinin bu olduğunu düşünüyorum. Gözlerimin önünde kırmızı, sarı ve mor lâleler beliriyor. Dokunmuyorum onlara. Nisan, bir şiir gibi caddeleri, sokakları ince ince dolduruyor. “Ey insanlar, nisandan haberiniz var mı?” demek geliyor içimden. Kuş seslerinden, lalelerden, akşam rüzgarlarına karışan erguvan renklerinden haberiniz var mı?”
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Sevinçli   B) Coşkulu   C) Hayalci   D) Gerçekçi   E) İyimser

6. Bu kitaplar, bu çağa yöneltilmiş en ince eleştirilerdir. Vurdumduymazlığa, bağnaz düşüncelere, haksızlıklara, yanlışa… Bu çizgilerde eleştirici bağırmaz, sesini yükseltmez. Ama öyle bir söyler ki sözünü, yer yerinden oynar, en zalim yürek bile parçalanır, karanlık ters yüz olur.
Bu parçadaki altı çizili cümleyle söz konusu eserin aşağıdaki niteliklerinden hangisi belirtilmektedir?
A) Akıcılığı   B) Etkileyiciliği   C) Yoğunluğu   D) Özgünlüğü   E) Yalınlığı

7. Hep orada, yüksekçe bir yerde dururdu. (I) İrice bir şeydi. (II) Kocaman düğmeleri vardı. (III) Düğmelerden birini çevirince rakamların, şehir adlarının olduğu şeritin lambası yanardı. (IV) İlk çıkan radyolarda ışıklı şerit yoktu. (V) O ışıkla birlikte hışırtılar yerini bir şarkı, türkü ya da bir konuşma sesine bırakırdı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

8. Yazar, kasabanın gerçeklerini anlatırken tarafsız bir tutum sergiliyor. (I) Olayları objektif bir gözle ve gerçeğe uygun olarak veriyor. (II) Birçok olayı, yaşayanların ağzından anlatıyor. (III) Olayla ilgisi olmayanların izlenimleriyle farklı boyutlan da ortaya çıkarıyor. (IV) Kendi düşüncelerini satır aralarına, konuşturduğu kişilerin cümlelerine sıkıştırıyor. (V) Bu kişilerin izlenimleriyle olayları tek yönlü olmaktan çıkarıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın düşünce akışını bozmaktadır?
A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

9. Günlükler daha çok içe dönüktür. Yazarın kişisel yanlarını, kişiliğinin kıvrımlarını içerir. Anılar ise dışa dönüktür. Yazar kendini anlatırken başkalarıyla ilişkilerine, onlarla yaşadıklarına da yer verir. Sınırlar ilişkide olduğu, bir şeyler paylaştığı insan sayısına göre genişler. Günlüklerde ben merkezli değerlendirmeler yer alır.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine başvurulmuştur?
A) Öykülemeye
B) Karşılaştırmaya
C) Betimlemeye
D) Tartışmaya
E) Açıklamaya

10. Okulumuzda üniversite öğrenimine yeni bir sistem getirdik. Bölümleri ilk iki yıl için genel hatlarıyla ayırdık. Her bölümde ilk iki yıl ortak olan temel bilimleri öğretmenin yanında genel kültür ağırlıklı dersleri vermeyi düşünüyoruz. Sonraki üç yıl ise branşlara ayrılacak ve herkes kendi alanının bilgisini öğrenecektir. Mühendislerimiz, sosyal bilimcilerimiz ikinci yılın sonunda alanlarını belirleyecek ve branş derslerini almaya başlayacaklardır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama   B) Öyküleme   C) Betimleme   D) Tartışma   E) Karşılaştırma

11. Karşıdan, beyaz kasketli, yetmiş yaşlarında bir adam, başı örtülü, kendisinden biraz daha genç gösteren altmış yaşlarında gözlüklü bir kadının koluna girmiş, birlikte park tarafından kahveye doğru, ağaçların arasından yavaş yavaş yürüyorlardı. Yaşlı adam ceketinin içine beyaz, uzun kollu bir gömlek, keten pantolon, keten ayakkabı, kadın ise uzun bir palto giymişti.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme   B) Karşılaştırma   C) Tanımlama   D) Tartışma   E) Betimleme

12. İstanbul’u Avrupa ve Asya diye ikiye ayırabiliriz. Avrupa yakası biraz daha yoğun, biraz daha canlı, hareketli, biraz daha karmaşıktır. Avrupa’nın buhranlı, hızlı, sorunlu yaşamı buraya gelmiştir. Anadolu yakası ise karşıya göre sakin, mütevazi, doğuya has bir dinginliğe sahiptir. Karşının gösterişinden debdebesinden pek de haberli değildir. Yaşamı biraz daha içe dönüktür.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Tanık gösterme
B) Öyküleme
C) Karşılaştırma
D) Tartışma
E) Betimleme

13. İnsanoğlunun başarısında, korkularını açık yüreklilikle tartışabilmesinin büyük bir payı vardır. Korkularımızı, ancak açık yüreklice tartışarak yenebiliriz. Bu korkular aslında çok basit nedenlere dayanır. Onları enine boyuna ele aldığınızda bu basitliği anlayacak ve yaşamınız olumlu yönde değişecektir. Bir psikoloji profesörü : “Korkularını tartışabilecek cesarette olanlar, yaşamın dizginini eline geçirmiş demektir.” diyor. Tartışılmayan hiçbir gerçek yerli yerine oturmuş değildir zaten.
Bu parçada düşünceyi geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Karşılaştırmaya
B) Tanımlamaya
C) Örneklemeye
D) Tanık göstermeye
E) Duyulardan yararlanmaya

14. Bazı yazarlarda sanat edebiyat noktasında bir duyarlık görürsünüz. Bunun altını kurcaladığınızda kişisel bir kaygıya dayandığını anlarsınız ve duyarlığın gerçek olmadığını fark edersiniz. Bazı sanatçılarda ise toplumsal sorunlardan sanatsal sorunlara kadar uzanan geniş bir duyarlık görürsünüz. Bu tip sanatçıların duyarlığı gerçek bir duyarlıktır ve bencillik, kişisellik barındırmaz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Betimlemeye
B) Öykülemeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanık göstermeye
E) Tanımlamaya

15. Romancılarımız yıllar boyunca bize, Meşrutiyet devrinin Batı tipi konaklarında oturan, alafrangaya ilgi duyan paşa hanımlarından başlayıp, uzun soluklu bunalımlar içinde bunaldıkça bunalan feminist eğilimlere kadar uzanan geniş yelpaze içindeki Türk kadınından birçok romanda söz ettiler. Devlet Ana’dan Huzur’a, Yılanların Öcü’nden Sinekli Bakkal’a, Orda Kimse Var mı dizisinden Fatih Harbiye’ye, Dersaadet’te Sabah Ezanları’ndan Hıçkırık’a kadar.
Bu parçada yazar düşüncesini kanıtlamak için aşağıdakilerin hangisine başvurmuştur?
A) Tanık göstermeye
B) Örneklemeye
C) Karşılaştırmaya
D) Soyutlamaya
E) Benzetmeye

16. Haşmetli ve yalçın uçurumların eteğinde beyazdan öfkelerle köpürüp yüksek köprüleri tınmadan geçen, yüksek yaylaların gözünü kamaştıran şimşeklerin yanık kokusunu düzlüklerde derviş gibi demlenerek efillenen sazlıklara taşıyan sular… Düzde toprak barışığı, gölde rüzgâr kırışığı, çavlanda heyecan sarhoşu sular… Bereketin atardamarı, yayla balıklarının evi, dağların denize ülfeti sular…
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarma
B) Benzetmelerden yararlanma
C) Karşıtlıklardan yararlanma
D) Eksiltili cümlelere yer verme
E) Anlatımda nesnel davranma

17. Nietzsche ile Namık Kemal miladi takvimin aynı yıllarını paylaşmış iki insandır. Hatta Namık Kemal, Nietzsche’den dört yıl önce doğmuştur. Nietzsche metafizik buhranlarla yüreğinin kandilini durmadan parlatırken, Namık Kemal, anlık heyecanlarla yüzeyde kalmıştır. Biri içten içe olgunlaşıp bir fikir meşâlesi, ruhunda depreşen muhalifliğini derinlemesine kurcalayan bir filozof olmuştur. Diğeri yanıp sönen, içinde olma ve olgunlaşma yokken dışı oldurma ve olgunlaştırmaya kalkan bir ses olmuştur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Karşılaştırma   B) Örnekleme   C) Öyküleme   D) Açıklama   E) Tartışma

18. Şiir, insanın yüreğinde kopan fırtınaların ahenkli bir biçimde söze dökülmüş şeklidir. Bu “ahenk” sözü sizi yanıltmasın. Dize sonlarındaki ses benzerliği demek olan ahenkten daha geniş bir anlamda kullanıyorum onu. Buradaki “ahenk” söz konusu fırtınaların özlü dizeler halinde ve insanın kulağına hoş gelecek şekilde zaman zaman birbirini çağrıştıran seslerle, zaman zaman birbirini çağrıştıran sözcüklerle kurulan genel bir musikidir.
Bu parçanın anlatımında yazar, aşağıdakilerin hangisinden yararlanmıştır?
A) Betimleme
B) Öyküleme
C) Tanık gösterme
D) Karşılaştırma
E) Tanımlama

19. İnsanın tarımı öğrenmesi hayatında, içinde yaşadığı toplumda ve bütün düzende köklü değişikliklere yol açmıştır. Paylaşım kargaşası tarımı öğrenmekle başlamıştır. Bu, insanlar arasındaki ilişkilerin bozulmasına, insanoğlunun kötü yanlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Doğulu ünlü bir sosyolog “Tarım devrimiyle ortaya güçlü ve kötü bir insan çıktı.” demekten kendini alamamıştır. Bu tarımla başlayan paylaşım ve kazanma kavgası sanayileşmeye doğru sosyoloğun haklılığını iyiden iyiye kanıtlamıştır.
Bu parçada yazar düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Tartışmaya
B) Örneklemeye
C) Karşılaştırmaya
D) Tanık göstermeye
E) Tanımlamaya

20. Selçuklu mimarisinde binanın sağlamlığı, dayanıklılığı önemliydi. Duvar ve kubbe sisteminde estetiğe pek önem verilmezdi. Estetik süslemede, kitabelerde ve iç düzenlemesinde önemliydi. Osmanlı mimarisinde estetik oldukça ön plana çıktı. Duvarların, kubbelerin, kulelerin, minarelerin sağlamlığı kadar estetiğine de önem verildi. Kitabelerde ve iç süslemelerde ise daha da ileri gidildi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Karşılaştırmaya
B) Betimlemeye
C) Öykülemeye
D) Tanık göstermeye
E) Örneklemeye

21. Göçebeler aynı ülke sınırları içinde yerleşik bir düzene geçmemiş olan insanlardır. Yerleşiklerin, çeşitli sebeplerle bunların dönüp dolaşmasından rahatsız oldukları ve bunlara yerleşmelerini buyurdukları gözlemlenir. Göçmenlik ise daha farklı ve geniş bir durumdur. Tabii her şeye rağmen göçebelik, göçmenlikten daha az üzüntü doğuran bir olgudur.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama   B) Betimleme   C) Karşılaştırma   D) Öyküleme   E) Tanık Gösterme

22. Sende anlaşılmaz bir saplantı var. Bir şair, yapıtında kendini sergilerse, iç dünyası, çevresi, ilişkileriyle kendini şiirine koyarsa, biçimsel kaygılarını geriye iter diye düşünüyorsun. Bu çok yanlış. Tersine şairin biçimsel kaygıları dengelenir, gereksiz oyunlara sapıp yozlaşması önlenir.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden en çok hangisine başvurulmuştur?
A) Öyküleme   B) Betimleme   C) Tartışma   D) Karşılaştırma   E) Tanık Gösterme

23. Sokaktan bir asfalt delme makinesinin dayanılmaz gürültüsü geliyor. Matkabının asfaltı parçaladığı gibi, gürültüsü de sabırlı sessizliği paramparça ediyor. Her şey hızla değişiyorken yeni durumlara iyi kötü ayak uydurmaya çalışıyor olsam da biraz geride kalıyorum. Hayata karşı gerektiği kadar tutumlu davranamadığını!, bir zaman karar kılıp bir yere ait olmadığımı, giriştiğim işlerin sonunu önceden hesaplama yetimin pek gelişmemiş olduğunu ve önceliklerimin değişip durduğunu biliyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Duyguları yansıtma
B) Benzetmeye başvurma
C) İşitsel öğelerden yararlanma
D) Kişileştirmeden yararlanma
E) Örneklerden yararlanma

24. Sanatların kendilerine özgü nitelikleri var. Sanatçılar o niteliklerin dışına taşamazlar. Mimarlık müziğin yaptığını yapamaz, müzik de mimarlığın yaptığını yapamaz. Sanatların çakışan ortak alanları bulunabilir ama çakışmayan alanlarıdır asıl niteliklerini belirleyen. Müzik sizin için dünyanın en büyük sanatı olabilir ama müziğin içine girip oturamazsınız. Ondan böyle bir şey de beklemezsiniz zaten.
Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden en çok hangisine başvurulmuştur?
A) Tanık Gösterme
B) Karşılaştırma
C) Öyküleme
D) Betimleme
E) Tartışma

25. Çalışırken üstüne giydiği her yanı yağ lekeleriyle dolu beyaz gömleği, yorgunluktan kanlanmış gözleri, dağınık saçları ve üstüne sinen tuhaf mum kokusuyla, içinde binlerce mumun yandığı ateş sarayını terk edip çıktı. O çıktıktan sonra bütün mumlar birkaç dakika arayla sönmeye başladılar. Bahçenin ortasındaki o ışık küresi hızla soluklaşarak söndü.
Bu paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Betimleme – Karşılaştırma
B) Öyküleme – Betimleme
C) Tanık Gösterme – Açıklama
D) Örnekleme – Öyküleme
E) Betimleme – Tartışma

26. Henüz her şey yolundayken bedenim bana ya-bancılaşmaya başlamışken daha, bütün tanışmalardan, başlangıç ve bitişlerden, sevecenlik, aşağılanma, ayrılık ya da gidiş dönüşlerden, büyük bunalımlar ve şaşkın, yaralı dolaşmalardan sonra bir gün acı çekmekten bıkmış olduğumu düşünüp düz bir çizgiyi özledim. Yatağında uslu bir su gibi akmaya özendim. Yorgunluk belki. Güvenli bir limanda bir solukluk dinlenme. Çiçek yetiştirme, kedi besleme dönemi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Duyguları yansıtmaya
B) Benzetme yapmaya
C) Betimleyici anlatıma
D) Görsel öğelere ağırlık vermeye
E) Birinci kişinin ağzından anlatmaya

CEVAP ANAHTARI
1-C  2-A  3-E  4-B  5-D  6-B  7-D  8-D  9-B  10-A  11-E  12-C  13-D  14-C  15-B  16-E  17-A  18-E  19-D  20-A  21-C  22-C  23-E  24-E  25-B  26-D