Öne Çıkanlar Dramatik şiir, eski tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir hâline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum, dram tiyatro türünün (19. yy.) çıkışına kadar sürmüştür. Daha sonra ise tiyatro metinleri düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır. Batı edebiyatında Corneille, Racine, Shakspeare bu türün örneklerini vermişlerdir. Türk edebiyatında dramatik şiir türünde hemen hemen hiç örnek verilmemiştir. Çünkü Türk edebiyatı, Batı’ya açıldığı Tanzimat döneminde Batı da da bu tür, şiir şeklinde değil de nesir şeklinde yazılıyordu. Türk edebiyatı da bu nedenle tiyatro türünü Batı dan nesir olarak almıştır. Ancak Türk edebiyatında, Namık Kemal, Abdülhak Hamid Tarhan, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi nadir de olsa nazımla (şiir şeklinde) tiyatro yazan sanatçılar olmuştur. Dramatik Şiir Örneği Musa – Zaten emeli yüzünden okunuyor, Kur an’ı hıfzetmiş kadar gönlüme ferahlık geliyor. Mirvan – (Aziz’e) Ziyad, oğlunun cevabını sen oku. Al. (Kâğıdın birini verir.) Ben kardeşiminkini okuyacağım (Zehra’ya). İşte seninki! Mervan- Sanki tufan bulutunda yıldız Kim şu mahşerde kalan şehzade? Bütün etrafım düşman sarmış, Beni kurtar, diye haykırdı! Aziz – O silâhlı kız kim oluyor öyle? Acaba nereden koştu, geldi? Meğer ordumda melekler varmış, Bana Allah için imdat etti, yetişti. Mervan – Hâli sevdamı şiddetlendiriyor. Buna Tanrı’yı şahid tutarım. O güzel ikrama ben nasıl mukabele edeyim? (Abdülhak Hamit Tarhan) Dramatik şiir, harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta “trajedi” ve “komedi” olmak üzere ikiye ayrılan bu şiir türü “dram’ın eklenmesiyle üçe çıkmıştır. Dramatik şiir, aslında şiir şeklindeki tiyatro eseriyle ilgilidir. Bu eserler, temsil edilecek olayın niteliğine göre isimler alır. 19. yüzyılın sonlarına kadar genel olarak tragedya, komedya ve dram olarak adlandırılan bu eserler zamanla değişmiş, ülkelere göre değişik adlar almıştır.