Öne Çıkanlar 1901’de Servetifünûn Topluluğunun dağılmasından sonra edebiyat dünyasında bir boşluk oluştu. Bazı genç sanatçılar, bir edebi topluluk oluşturmak için bir araya geldi. Bu gençler, Fecriati Topluluğu adı altında toplandılar. Sanat görüşlerini bir beyanname ile ortaya koydular. Topluluğa ad olarak sunulan “Sinâ-yı Emel” (ideal zirvesi) beğenilmeyerek Faik Ali’nin teklif ettiği Fecriati (geleceğin aydınlığı) ismi kabul edilmiş, Faik Ali başkanlığa seçilmiştir. 1909’da Hilal gazetesi matbaasında toplanan genç sanatçılar Fecr-i Ati’yi (Geleceğin Şafağı) kurarlar. Bu gençler arasında Yakup Kadri, Fuat Köprülü, Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip, Celal Sahir, Refik Halit, Şahabettin Süleyman, Tahsin Nahit gibi isimler vardır. Temsilcileri: Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip Yöntem, Tahsin Nahit, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, M. Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Müfit Ratip, Faik Ali, Celal Sahir, Faik Ali, Şahabettin Süleyman, Emin Bülent Serdaroğlu, İzzet Melih… Şu sanatçılar Fecriati Topluluğu dağıldıktan sonra Milli Edebiyat hareketine katılmıştır: M. Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Canip Yöntem, Hamdullah Suphi, Şahabettin Süleyman. Fecr-i Ati Edebiyatının Genel Özellikleri: Servet-i Fünun dergisinde 1910’da bir bildiri yayımlayarak kendilerini kamuoyuna duyuran bir edebiyat topluluğudur. Edebiyatımızda bildiri (beyanname, manifesto) yayımlayan ilk topluluktur, daha sonra Yedi Meşaleciler ve Garipçiler de bildiri yayımlamışlardır. Topluluk üyeleri edebiyatta yenilikler yapma amacını taşımışlardır. Fecr-i Aticiler “Sanat şahsi ve muhteremdir.” görüşünü savunmuşlardır. Fransız edebiyatını örnek aldılar. Servetifünûn’a tepki olarak ortaya çıkmışlar, onları yeteri kadar Batı yanlısı olamamakla suçlamışlardır fakat eleştirdikleri Servetifünûn’dan öteye gidememişlerdir. Sanat anlayışları, dil ve üslup yönünden Servetifünûn’a benzer. Şiirlerinde ağır, süslü bir dil kullanmışlardır. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalara sıkça yer vermişlerdir. Türk edebiyatına herhangi bir yenilik getirememişlerdir. Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmışlardır. Serbest müstezat nazım biçimini geliştirerek kullanmışlardır. Aşk ve tabiat, şiirlerinde işledikleri başlıca konulardır. Aşk teması, romantik ve duygusal özellik taşır. Doğa tasvirleri gerçekten uzaktır. Şiirlerinde kişilerin psikolojik sorunlarına yer verdiler. Sanatlı söyleyişlere ve imgelere sıkça yer vermişlerdir. Düz yazı alanında önemli bir varlık gösteremeyen Fecriati sanatçıları, topluluk dağıldıktan sonra çeşitli alanlarda başarılı örnekler vermişlerdir. Topluluk üyeleri şiirde sembolizm, parnasizm ile empresyonizmden; roman ve hikâyede realizm ile natüralizmden etkilenmişlerdir. Fecr-i Ati bir bakıma Servet-i Fünun’la Milli Edebiyat arasında bir köprü işlevi görmüştür. Bu dönem sanatçıları tiyatro türüne pek önem vermemişlerdir. Batı’yla sanat bakımından daha güçlü ilişkiler kurmayı, halkın sanat kültürünü geliştirmek için halka konferanslar vermeyi, sanatı ileriye taşımayı amaçlamışlar; ama kısa sürede dağılan etkisiz bir topluluk olmuşlardır. Fecr-i Aticilerin çoğu Milli Edebiyat akımına katılmış; bu dönem bir tek Ahmet Haşim’le anılır olmuştur. Sanat anlayışlarında bir bütünlük olmadığı için Fecriati Topluluğu kısa süre içinde dağılmıştır. Ayrıca Bkz. Fecr-i Âtî Topluluğunun Oluşumu Fecr-i Ati Beyannamesi Fecr-i Ati Şiiri Fecr-i Ati Topluluğunun Dağılışı Fecr-i Ati Edebiyatı’nın Sanatçıları Fecr-i Ati Dönemindeki Bağımsız Sanatçılar