Öne Çıkanlar Her dizedeki hece sayısının eşitliğine dayanan ölçüye “hece ölçüsü” denir. Hece ölçüsüyle yazılmış bir şiirde ilk dize kaç heceden oluşmuşsa onu takip eden diğer dizeler de aynı sayıdaki heceden oluşur. Hece ölçüsündeki bütün heceler eşittir. Bu ölçüde açık-kapalı, uzun-kısa hece ayrımı yoktur. Her ölçü, bağlı olduğu dilin yapısından doğar. Hece ölçüsü Türk dilinin bir ürünüdür ve doğal olarak Türkçenin dil yapısına en uygun ölçüdür. Türklere aittir. Türk halk edebiyatının millî ölçüsü, hece ölçüsüdür. Türkler İslâmiyet sonrasında aruzla tanışana kadar hep bu millî ölçüyü kullanmışlardır. Türkler Anadolu’ya geçerken edebiyatlarını dolayısıyla da hece ölçüsünü de bu topraklara taşımışlardır. Özellikle halk edebiyatında ozanlar ve tasavvuf edebiyatındaki büyük sanatçılar hece vezniyle eserler vermişlerdir. Tanzimat döneminde ise hece vezni kent kültürüne de girmeye başlamıştır. Özellikle Namık Kemal, Ziya Paşa gibi sanatçılar bu ölçüye sıcak bakmışlar ancak şiirlerinin büyük çoğunluğunu divan edebiyatından alışkın oldukları aruz ölçüsüyle yazmışlardır. Ancak hece ölçüsü asıl taraftarlarını Miliî Edebiyat Döneminde bulmuştur. Tevfik Fikret’in çocuklar için yazdığı “Şermin” adlı eser, hece ölçüsüyle yazılan ilk eser sayılabilir. Sonra. Millî Edebiyatın öncülerinden kabul edilen Mehmet Emin Yurdakul’un sade dil ve hece vezniyle yazdığı ilk şiirleri 1897 de Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. Servet-i Fünuncularla aynı dönemde eser vermesine rağmen heceyi en güzel şekilde kullanan bir diğer sanatçı da Rıza Tevfik Bölükbaşı olmuştur. 1911 de Genç Kalemler dergisi etrafında toplanan Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem gibi Millî Edebiyatçılar hem dilde sadeleşmeyi hem de şiirde hece veznini savunmuşlardır. Millî Edebiyat akımının etkisiyle Beş Hececiler şiirlerini hece vezniyle yazmışlar ve bu ölçüyü geliştirmişlerdir. Cumhuriyet Döneminde artık aruz öçlüsü etkisini tamamen yitirmiş ve neredeyse bütün şairler şiirlerini hece ölçüsüyle yazmışlardır. Hece ölçüsünde iki temel özellik vardır. a. Dizelerdeki hece sayısı: Hece ölçüsüyle yazılmış bir şiirin bütün dizeleri eşit sayıda heceden oluşur. Dizedeki hece sayısına “kalıp” denir. Hece sayısının eşitliği o dizenin ölçüsünü, kalıbını gösterir. Bir dize kaç heceden oluşuyorsa o dizenin kalıbı odur. Örneğin bir dize yedi heceden oluşuyorsa o dize yedili hece kalıbıyla yazılmış demektir. Bu yol uzaktır (5 hece) Menzili çoktur (5 hece) Geçidi yoktur (5 hece) Derin sular var (5 hece) Yunus Emre’ye ait olan bu şiirin dizelerine bakıldığında her bir dizenin beş (5) heceden oluştuğu görülmektedir. Öyleyse bu şiir beşli (5’li) hece kalıbıyla yazılmıştır. b. Durgulanma ve durak: Hece ölçüsüyle yazılmış bir dizenin belli bölümlere ayrılmasına “durgulanma”, bu bölümlerin yerlerine de “durak” denir. Hece ölçüsündeki “durak”, aruz ölçüsündeki takti’nin karşılığı sayılabilir. Ancak “takti”de sözcükler başından, sonundan veya ortasından bölünebilirken hece ölçüsünde “durak” yapılırken sözcükler bölünmez. Durak, şiir okunurken kulakta uyumlu bir izlenim bırakan anlamlı söz öbekleri arasında yapılabilir. Durak yapılan yerlerde nefes alma imkânı doğar. Duraklar kalıp içinde (+) işareti ile gösterilir. Dizelerde durak yapılan yerler (/) işareti ile gösterilir. Hece sayıları ise rakamla gösterilir. Şiirdeki hece kalıbı ve duraklarında çeşitli alternatifler kullanılabilir. Vurgulu hecelerden biri durağın sonuna getirilerek de durgulanma yapılabilir. İkili, üçlü gibi az heceden oluşan dizeler duraksız okunur. Bu dizeler aslında tek duraklıdır. Dize başlar, biter ve ondan sonra durulur. Yani durak böyle dizelerde dizenin sonundadır. Durakları her dizede değişen şiirler duraksız kabul edilir. Bununla birlikte aynı şiirde aynı hece ölçüsü içinde iki farklı duraklı kalıp kullanılabilir. Hece ölçüsüyle yazılmış bir dizede 2-20 arasında hece vardır. En çok 7, 8 ve 11 heceden oluşan dizeler kullanılır. Hece ölçüsünün kalıplarındaki durak sayısı en az 2, en çok 5 olabilir. Bir dizede en fazla beş kez durak yapılabilir. Bir durağın kendi içindeki hece sayısı ise 1 ile 10 arasında değişir. Dizeler de duraklarına göre iki, üç, dört ve beş duraklılar olmak üzere dört grupta toplanabilir. Bir şiirde ölçü aynı olabilir ama duraklar değişebilir, değişik duraklar kullanılabilir. Kar yağıyor / inceden (4+3) Gül açılır / goncadan (4+3) Ben yâri / kıskanırım (3+4) Yerdeki / karıncadan (3+4) Bu anonim mani 7’li hece ölçüsüyle yazılmıştır ancak değişik iki durak kullanılmıştır. Bu maninin 1. ve 2., 3. ile 4. dizelerinde aynı durak sistemi kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatı döneminde Abdülhak Hamit Tarhan, duraksız şiir denemelerine girişmiştir. Cumhuriyet Döneminde ise Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Muhip Dıranas, hece ölçüsüyle serbest duraklı şiirler yazmışlardır. Hece Kalıpları Türk edebiyatında, şiirlerde, hece sayısı ve durak şekillerine göre çeşitli hece ölçüleri kullanılmıştır. 2 heceden 20 heceye kadar çeşitlilik gösteren hece ölçüsü vardır. 5 ila 15 heceden oluşan dizeler yaygındır. Hece ölçüsünün bu çeşitleri, aruz kalıplarının karşılığı sayılabilir. Hece ölçüsünde en fazla kullanılanlar ise yedili, sekizli ve on birli hece kalıplarıdır. Erzurumlu Emrah’a ait olan aşağıdaki koşma ise on birli hece kalıbıyla (6+5=11) yazılmıştır. Hazan ile geçti gülşen ü bostan Eyler dertli bülbül zar garip garip Haraba yüz tuttu bezm-i gül-istan Ağla şimden gerü var garip garip