Öne Çıkanlar 14. yüzyılda yaşamış divan şairidir. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Kırşehirli ya da Germiyanlı olduğu sanılmaktadır. Eserlerinden İran edebiyatını yakından tanıdığı, Farsça ve Arapçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır. Firdevsî ve Sadi’den yaptığı tercümeler bunu göstermektedir. Edebî Kişiliği Döneminde kullanılan deyimleri ve atasözlerini nazma geçirmiştir. Şiirlerinde sade bir dil kullanmıştır. Arapça ve Farsça kelimelere oldukça az yer vermiştir. Bazı vezin kusurları bulunmakla beraber onun aruza hâkim olduğu göze çarpmaktadır. Klâsik nazım tekniğini iyi bilen, klâsik edebiyatın estetik anlayışı içerisinde şiirler yazabilen bir şair olduğu görülmektedir. Tercümenin yaratıcı bir sanat yeteneği gerektirdiği sırrını kavrayan bir sanatkârdır. Türkçeye tercümeler yaparken sadece sözcük ve kavramlar aktarmamış, kendi yaratıcı gücünden birçok ilavede bulunmuştur. Eserleri: Süheyl ü Nevbahar, Ferhengnâme-i Sadî Süheyl ü Nevbahar Yeğeni İzzeddîn Ahmed’le birlikte yazdığı aşk mesnevisidir. Eser daha çok manzum aşk ve macera hikâyeciliği içinde yer almaktadır. İlk bin beytini yeğeni İzzeddîn Ahmed, geriye kalan 4661 beyti kendisi yazmıştır. Yemen padişahının oğlu Süheyl ile Çin hükümdarının kızı Nevbahar arasındaki aşk macerasını anlatır. Bu konu etrafında çeşitli olayların yer aldığı eser dinî, ahlaki nasihatlerle örülü fikrî ve didaktik bir muhteva taşımaktadır. Ferhengname-i Sadi 1354 yılında kaleme alınan 1073 beylik bu mesnevi, Sadi’nın Bostan’ından seçilmiş şiirlerin tercümesidir. Hacim bakımından Bostan’ın dörtte biri kadar olan Ferhengnâme dinî, ahlaki konularda öğütler veren, bunlarla ilgili hikâyelerin yer aldığı bir eserdir. Türkçeye Sadi’den yapılmış ilk manzum tercüme olan eser on bölüm hâlinde düzenlenmiş, Bostan’daki sırasıyla verilen bölümlerde fikirler yer yer genişletilmiştir.