Öne Çıkanlar 1. Aşağıdakilerden hangisi “dil”in işlevlerinden biri değildir? A) Göndericinin iletiyle ilgili duygu ve heyecanlarını dile getirmek B) Nesnel ve gözlemlenebilir iletiler sunmak C) Alıcıda bir tepki oluşturarak alıcıyı harekete geçirmek D) İnsanların yaşam standartlarını yükseltmeye yardımcı olmak E) İnsana özgü durumların sanatsal gerçekliğe dönüştürülmesinde bir araç olarak kullanmak 2. Tekneden biraz açılıyor ve sonra kendimi Ölüdeniz’in yakınlarında Akdeniz’in derinliklerine bırakıyorum. Bütün dikkatimi toplamış durumdayım. Amacım ilginç bir hayvanı ya da görüntüyü kaçırmamak. Denizin dibi baştan başa su yosunlarıyla kaplı. Adeta bir yosun denizi var. Bu yosun denizinin bazı bölümlerinde gözüme dev koridorlar çarpıyor. Bunlar, şiddetli rüzgârın etkisiyle sürüklenen teknelerin demirlerinin bıraktığı izler. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır. B) Amaç cümlesine yer verilmiştir. C) Çoğullaştırmalar kullanılmıştır. D) Nitelemelerden yararlanılmıştır. E) Dil, kanalı kontrol işleviyle kullanılmıştır. 3. Afazi, hasta için dışarıdan izleyebilen lisan bozukluğunun çok ötesinde büyük bir konfüzyon boşluğu ifade eder. Beyin hastalığı sonucu sözlü ve yazılı iletişim fonksiyonlarında ortaya çıkan kayıpların saptanması klinik afazi tanısının özünü oluşturur ve yeterli kabul edilir. Afazide düzelme belirtilerini hasta herkesten önce fark eder ve yaşar. Bu parçada dil hangi işlevde kullanılmıştır? A) Dil ötesi işlev B) Göndergesel işlev C) Alıcıyı harekete geçirme işlevi D) Sanatsal işlev E) Kanalı kontrol işlevi 4. İş yerimizin penceresini açtığımızda karşıdaki binanın üzerinden dumanların çıktığını görüyoruz. Bir anda itfaiyeciler o alanı dolduruyor. Yangın çıktığını anlıyoruz. Bu parçada geçen “duman” sözcüğü dil bilgisi açısından ne tür bir göstergedir? A) Belirti B) Belirtke C) Simge D) İkon E) Alıcı 5. Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde tüm orman adları bir tehlikeyi işaret ediyor. Ormanın içinde “dolin” ya da köylülerin “koyluç” dedikleri yüzlerce derin kuyu mevcut. Bunların buzulları elli yüz metre dik olarak kayaların içine gidiyor. İnsanın bir anlık dalgınlık sonucunda üzeri yeşilliklerle örtülü, ıslak dallar ve odunlarla kapalı bu deliklere düşme olasılığı çok fazla. İşte adlar da bu tehlikeyi işaret ediyor: Kurtgirmez, Kapan, Ayı Gölleri… Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı duyulardan yararlanılmıştır. B) Dil, gördergesel işlevde kullanılmıştır. C) Örneklemeye başvurulmuştur. D) İlahi anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. E) Nitelemelerden yararlanılmıştır. 6. Dilin işlevleriyle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisinde yanlışlık vardır? A) Dilin bilgi verme işlevine göndergesel işlev denir. B) Bir ileti göndericinin duygularını aktarmak için oluşturulmuşsa, dilin heyecana bağlı işlevi devreye girmiştir. C) Gönderilen bir ileti, alıcıyı tepki vermeye ya da davranış değişikliğini sağlamaya çalışıyorsa dilin alıcıyı harekete geçirme işlevi kullanılmıştır. D) Bir ileti, dille ilgili bilgi vermek amacıyla oluşturulmuşsa dil, kanalı kontrol işlevini yerine getirmiştir. E) Yazar veya şairin okuyucuda duygu yoğunluğu yaşatmak için kullandığı dil, dilin şiirsel işlevidir. 7. Batı Karadeniz’deki Kastamonu yöresinde yol kenarındaki bir tabelada “Daş düşebülü, ayu çıkabülü.” yazmaktadır. Bu tabeladaki cümle, dilin hangi özelliğini göstermektedir? A) Ağız B) Şive C) Lehçe D) Jargon E) Argo 8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere ayraç içinde verilen sözün getirilmesi uygun olur? A) Belli bir topluluk arasında kullanılan ve o topluluğa özgü kavramları barındıran dile —-denir. (Argo) B) Her yerde her zaman kullanılmayan, genelde eğitimsiz kişilerin kullandığı sözlere —- denir. (Jargon) C) —-, bir dilin metinlerle takip edebilen dönemlerinde dilden ayrılan ve bazı ses, şekil farklılıkları gösteren koludur. (Şive) D) —-, bir şeyi betimlemeye yarayan işaretlere verilen isimdir. (Lehçe) E) Bir anadilin ses, yapı bakımından ayrılık gösteren koluna —- denir. (Bağlam) 9. Su yosunları, suyun altındaki yaşam için çok önemli bitkilerdir. Suyun asit oranını dengeleyip sabit tutmalarının ötesinde balıklar için de bir numaralı besin kaynağıdır. Bu su yosunlarının ölümü, deniz ve denizde yaşayan canlılar açısından tam bir felaket olur. Bu yosunlarla beslenen birçok canlı ölür. Denizin asit dengesi bozulur. Bu bozulan denge birçok canlının daha ölümüne yol açar. Bu parçada dil hangi işlevinde kullanılmıştır? A) Heyecana bağlı işlev B) Alıcıyı harekete geçirme işlevi C) Göndergesel işlev D) Kanalı kontrol işlevi E) Sanatsal işlev 10. Çanakkale Boğazı’ndaki batıkları görüntülemek amacıyla birkaç kez Boğaz’da dalmayı denemiştim. Ama akıntının gücü, Boğaz’ın eksik olmayan rüzgârı girişimlerimi sonuçsuz bırakmıştı. Denize dalma merakım neredeyse kaybolacaktı. Şimdi Çeşme’de yine bir batık görüntüleme amacıyla dalıyorum. Ama burasıyla Çanakkale’nin denizi arasında yabani bir tayla, uysal bir sütçü beygiri kadar fark var. Boğaz’ın akıntısından, rüzgârından burada eser yok. Deniz bir çarşaf gibi yayılmış duruyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kahraman anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. B) Amaç cümlesine yer verilmiştir. C) Dil heyecana bağlı işleviyle kullanılmıştır. D) Benzetmeye başvurulmuştur. E) İnsana ait bir özellik insan dışındaki varlığa aktarılmıştır. CEVAP ANAHTARI 1-D 2-E 3-B 4-A 5-D 6-D 7-A 8-C 9-C 10-E