Öne Çıkanlar

1. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamıyla kullanılmıştır?

A) Bu konu beni fazla açmadığı için salondan erken ayrıldım.

B) Her ne kadar fikirlerimiz çarpışsa da biz onunla eski dostuz.

C) Çevresinde olanlardan etkilenmeyen geniş bir adamdı.

D) Bana karşı bu soğuk bakışların bir nedeni olmalıydı.

E) Yıllardan beri bahçedeki bu duvarı yıkacağını söylüyor.

 

2. “Ağız” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?

A) Konuşmaya başlayınca çevresindekilere ağız açtırmazdı.

B) Bu ozan, bütün şiirlerini Kars ağzıyla söyler.

C) Sinirlenince ağzına geleni söyler, sonra pişman olurdu.

D) Onun bu konuya bakışını öğrenmek için ağzını aradım.

E) Sabahtan beri ağzına tek lokma almadığını söylüyor.

 

3. Bu sanatçımız örneklerine yıllar öncesinde birkaç yapıtta rastladığımız söyleyiş özelliklerini tozlu raflarından indirmiş ve büyük ilgi görmüştür.

Bu cümledeki “söyleyiş özelliklerini tozlu raflarından indirmek” sözüyle, söz konusu yazarla ilgili olarak belirtilmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hiç denenmemiş bir anlatımı tercih ettiği

B) Eskilerde kullanılmış, unutulmaya yüz tutmuş anlatım biçimlerini kullandığı

C) Kendisinden önce yaşamış yazarları örnek aldığı

D) Yenilik adına yapılan her değişimi benimsemediği

E) Anlatımının başka yazarlarca örnek alındığı

 

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansıma bir sözcük kullanılmıştır?

A) Üzerinde tiril tiril bir gömlek vardı.

B) Şırıl şırıl akan çeşmenin başında durduk.

C) Bir köpek havlıyordu çalılıkların arkasında.

D) Bir gök gürlemesinin ardından yağmur başladı.

E) Sokak kapısının gıcırtısı sabaha kadar devam etti.

 

5. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?

A) Sel ile gelen yel ile gider.

B) Aç doymam, tok acıkmam sanır.

C) Ak akçe kara gün içindir.

D) Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.

E) Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış.

 

6. Batılı şairlerden biri, ben suya taş atan bir adamım, diyor. Buradaki sudan maksat kamuoyu değil midir? Şair, havuz kenarında eğlenen bir çocuk gibi bu suya taş atıyor ve her taş, kendi ağırlığına göre birtakım halkalar oluşturarak ve sesler çıkararak suyun dibine dalıyor. İşte bir zamanlar bizim şairlerimizin de taş attığı yer, hiç dalgalanmayan ve hiç ses vermeyen ıssız bir denizdi.

Bu parçada geçen “hiç dalgalanmayan ve hiç ses vermeyen ıssız bir deniz” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eleştirmenlerin şiire kayıtsız kaldığı bir zaman dilimi

B) Gerçek sanatçıların bulunmadığı dönem

C) Sanatçıların topluma karşı sergiledikleri yanlış tutum

D) Sanat yapıtlarında estetik düşüncesinin önemsenmediği devir

E) Sanat yapıtlarının değerinin anlaşılmadığı ortam

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kurmak” sözcüğü “Çamların ortasındaki bir alana çadırımızı kurduk.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?

A) Yurda yeni gelen bu arkadaşımızın ranzasını beraber kurmuştuk.

B) Çocuğun konuşmaları, onun birileri tarafından kurulduğunu gösteriyordu.

C) Sanatçıların sorunlarını çözmede onlara öncülük edecek bir dernek kuruldu.

D) Bu fabrika kurulalı tam seksen iki yıl oldu.

E) Köylü kadınlar çardağın altında turşu kuruyorlar.

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yumuşak” sözcüğü “Sanatçı bu makalesinde kendisini haksız yere eleştirenlere çok sert bir karşılık vermiş.” cümlesindeki “sert” kelimesinin anlamca karşıtıdır?

A) Hasta yatağındaki yumuşak sözleri, tatlı bakışları hiç aklımdan çıkmıyor.

B) Ünlü futbolcu, yumuşak bir bilek hareketiyle rakibini geçti.

C) Bu kuş, gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökünü yiyerek yaşarmış.

D) Çuvalların ağızlarını, yumuşak bir tel parçasıyla bağlamışlar.

E) Elindeki poşetin içinde pamuk gibi yumuşak bir madde vardı.

 

9. Eski defterleri karıştırmanın ne faydası var? Sinemamızı bu kötü durumdan kurtarmak için yeni fikirler üretmek zorundayız.

Bu parçada geçen “eski defterleri karıştırmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tarihi olayları anlatan filmler çekmek

B) Sakıncalarını gözeterek bir işe başlamak

C) Olayların gerçek nedenlerine inememek

D) Başarılı olamamaktan korkmak

E) Geçmiş olayları yeniden ele almak

 

10. “Bir sözcükle anlatılabilecek bir kavramı birden fazla sözcükle anlatmaya dolaylama denir.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir örnek vardır?

A) Yedi tepeli şehrin sokakları bomboştu.

B) Yakıcı sıcağın altında gün boyu dolaştık.

C) Sokak başlarında soğuk su satan çocuklar yok artık.

D) Eski evlerin bulunduğu bu mahalleye hiç gelmemiştim.

E) Denizin mavi ve serin sularında gözden kayboldular.

 

11. Sıcak yaz günlerinde bütün köy, bu pınarın başında toplanırdı.

Bu cümlede altı çizili sözcükte görülen söyleyiş özelliği aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?

A) Yarın, işyerinden izin alabilirsem sizinle Ayvalık’a geleceğim.

B) Bu kötü gidişten kendisinin sorumlu olduğuna inanmıyor.

C) Vaktinin büyük bir kısmını bu çalışma ofisinde geçiriyor.

D) Soğuk ve yağışlı havalarda evde çalıştığını söylüyor.

E) Aralarında geçen bu tatsız konuşmaya o da üzülmüş.

 

12. Sanatçı, yapıtlarını oluştururken son derece özenli davranıyor. Dili mükemmel kullanıyor. Kurgu da öyle. Ancak olayların üzerine bir tül perde çekip, çözümlemeyi okura bırakıyor.

Bu parçada geçen “olayların üzerine bir tül perde çekmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçekleri olduğu gibi anlatmak

B) Olayları anlatırken duygularını dizginlemek

C) Dış dünyayı ve gerçekleri sezdirmekle yetinmek

D) Düşsel öğelere ağırlık vermek

E) Gerçekleri anlatmaktan kaçınmak

 

CEVAP ANAHTARI

1-E   2-B   3-B   4-A   5-E   6-E   7-A   8-A   9-E   10-A   11-A   12-C