Öne Çıkanlar 17. yüzyılın Nefi’den sonra en büyük şairidir. Asıl adı Yusuf olan sanatçı, 1642’de Urfa’da doğmuş, eğitimini burada tamamlamış, daha sonra İstanbul’a gelmiş, 1712’de İstanbul’da vefat etmiştir. “Bende yok sabr-ı sükûn, sende vefadan zerre, İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere.” Na ve bi kelimeleri Farsça ve Arapçada ‘yok’ manasına gelmektedir. Bu beyitte Nabî mahlasının oluşumunu belirtmektedir. Edebî Kişiliği Edebiyatımıza düşünce şiiri çığırı açmıştır. Bu açıdan o, hikemi şiirin kurucusudur. Didaktik, yani öğretici şiirin en başarılı şairlerindendir. Eserlerinde duygu ve hayal yerine düşünceye önem vermiştir. Bu nedenle şiirlerinde heyecan ve duygular azdır. Günün olaylarını, çağının haksızlıklarını, huzursuzluklarını edebiyat ve sanattan taviz vermeden işlemiştir. Nâbî’ye göre şiir, günlük hayatın içinde olmalı, hayattan ve insanlardan kopmamalıdır. Bunun için Nâbî’nin şiirleri hayat içinde karşılaşılan sorunlara çözümler üreten, yer yer öğütler veren ve yol gösteren bir yapıdadır. Şiirlerini hakîmane bir eda ile söyleyen sanatçı, bunlarda sanat unsurlarından uzak durmamıştır. Şiirlerinin dili dönemine göre bir hayli sadedir. Rahat ve kolay bir söyleyişi vardır. Bazı hikmet sözleri atasözü gibi kabul edilmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Manzum ve mensur birçok eseri vardır. Şiirlerinde sade, açık ve akıcı bir dil kullanan Nâbî, nesirlerinde hayli ağır bir dil kullanmıştır. Eserleri: Hayriyye, Hayrabad, Surname, Tercüme-i Hadis-i Erbain, Münşeat, Fetihname-i Kamaniçe Hayriyye Oğlu için yazdığı öğütler kitabıdır. Mesnevi tarzında yazılan eser, dini, millî, ahlaki ve insani öğütleri içerir. Hikemi tarzın en güzel örneklerinden biridir. Bu yönüyle didaktik bir eserdir. Sanatçı, devrin hayatını, sosyal anlayışını da bu eserinde başarılı bir şekilde ortaya koymuştur. Hayrabad İçinde masalsı öğelerin olduğu bir mesnevidir. Eser, Ferüdittin Attar’ın “İlahiname” isimli eserinden hareketle yazılmış dört bölümden oluşan bir mesnevidir.