Öne Çıkanlar 1. Tanpınar’ın bazı gözlemlerinde Ataç’ın denemeciliğini aydınlatan kimi ipuçları buluyoruz. Doğrudur, onun yazdıkları, hangi tür içinde gösterilirse gösterilsin, ister günce, ister eleştiri, ister mektup adını taşısın, bütünselliği içinde ele alındığında, “ses perdesi değişen bir sohbet” güncel karşılığıyla bir “söyleşi”dir bir bakıma. Böyle nitelendirebilir, böyle adlandırabiliriz. Hiç de yanılmış olmayız. Yukarıdaki parça aşağıdaki türlerden en çok hangi ikisinin özelliklerini taşımaktadır? A) Deneme – fıkra B) Günlük – söyleşi C) Günlük – deneme D) Deneme – söyleşi E) Makale – fıkra 2. Aşağıdakilerden hangisi iyi bir eleştirinin özelliklerinden biri değildir? A) Üzerinde düşünülen, yazılan yapıt bütün yönleriyle ele alınmalıdır. B) Eleştirmen eserle ilgili düşüncelerini, “sevdim, beğendim, beğenmedim” gibi sözcüklerle belirtmelidir. C) Eleştiri, ele alınan yapıta, ondan alınan örneklere bağlı kalmalıdır. D) Eşleştirmen esere ön yargılarla değil, nesnel bir biçimde yaklaşmalıdır. E) Eleştirmen eleştirisini nesnel nedenlere dayandırarak yapmalıdır. 3. Aşağıdakilerden hangisi anı türünün özelliklerinden biri değildir? A) İnsanoğlunun yaşadığı, geride bıraktığı olay ve durumları anlatır. B) Yaşanılmakta olan zaman dilimini değil, yaşanılmışı anlatır. C) Bu türün yazarları, yaşadıkları dönemdeki yazılı ve yazısız kaynaklardan yararlanabilirler. D) Bu yazılar, yazarın kişisel yönleri yanında o dönemin gerçeklerini yansıtan aynalardır. E) Bu yazıların üstüne mutlaka yazıldığı günün tarihi atılır. 4. Sanat, bilim, edebiyat ya da başka alanlarda ünlenmiş bir kişi kendi hayatını kendi ağzından anlatırsa, yani oturup yazarsa buna —- denir. Bu tür yazılarda her şeyi anlatanın ağzından öğreniriz, bu nedenle de özneldir. Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) biyografi B) anı C) otobiyografi D) günlük E) gezi 5. İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır. Ama her şey bir dosta söylenmez ki… Onun için, hele bir insan yazarsa, içinin gizli kıvrımlarını görmesini biliyorsa, masasının başına geçip kalemi eline almadan edemez. İç dünyasının inceliklerini yazıya döktükten sonra üzerine bir de tarih atar. İşte —- dediğimiz, yazarın kendi kendisiyle bu alçak sesle konuşmasından doğmuştur. Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yazı türlerinden hangisi getirilmelidir? A) deneme B) makale C) fıkra D) günlük E) eleştiri 6. Bu “pazar” yazısında sizleri rahatlatacak şeylerden söz edeceğim: Plaj mevsimi geliyor. Kışın mangal başlarında, kalorifer yanında, denizin sadece sözlüklerde adı geçen bir nesne olduğuna inananlar, neon ışığında biçimini yitiren bedenleriyle plajlara koşacaklar; bir sanatoryum açmazından yeni kurtulmuş hastalar gibi, sinirli karınlarıyla sırtlarını, güneşin, tuzlu suyun dinlendirici ürpertilerine bırakacaklar. Yukarıdaki parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir? A) Günlük B) Makale C) Fıkra D) Anı E) Eleştiri 7. Bundan elli yıl önce benimsenen Latin harflerinin okuma-yazmayı çok kolaylaştırdığı yadsınamaz bir gerçektir. Bu kolaylığın neden ileri geldiği, teknik incelikleriyle bundan önce birkaç kez anlatılmıştı. Bu ellinci yıl dönümünde de elbette yine üzerinde durulup bu bakımdan yeni açıklamalar yapılacaktır. Biz ise konuyu başka bir bakımdan ele alarak Harf Devrimi’ni, bilim ışığında tarihsel bağlamı içindeki anlamı yönünden aydınlatmaya çalışacağız. Yukarıdaki parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinin girişinden alınmış olabilir? A) Fıkra B) Deneme C) Makale D) Öykü E) Anı 8. Miti toplumlar yaratır, bir kişi değil. Bunun için bu eserde Memidik’in muhtarı öldürme düşüncesiyle dolu yaşamından bir kişinin bir cinayet mitini yaratışına varamıyor Yaşar Kemal. Romancının bu işe bütün gücünü harcadığı yerler, Anadolu’da “kan tutması” denen psikolojik durumu anlatmak için durmadan abartmalara başvurması, Memidik’in düş ve düşünce dünyasında bir yama olarak kalıyor. Organ nakli gibi bir şey. Yaşar Kemal’in romancı ustalığı göstermek için yaptıkları üst üste çekilmiş fotoğraflara benzer bir bulanıklık yaratıyor. Yukarıdaki parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir? A) Deneme B) Makale C) Fıkra D) Anı E) Eleştiri 9. Belgeye bağlama zorunluluğu duymadan çeşitli sonuçlara varmayı amaçlayan, öznel bir üslupla yazılan ve okuyucuyu düşünmeye, araştırmaya yönelten yazı türüdür. Bu türde konu sınırlaması yoktur. Yazar, zaman zaman kendisiyle konuşurmuş gibi yazar, bu nedenle de içten bir anlatımı vardır. Yukarıda kısaca tanıtılan ve Türk edebiyatında en ünlü ismi Nurullah Ataç olan tür aşağıdakilerden hangisidir? A) Makale B) Fıkra C) Deneme D) Eleştiri E) Hatıra (Anı) 10. Aşağıdakilerin hangisi “fıkra”nın özelliklerinden biri değildir? A) Geleceğe kalmayan yazılardır. B) Güncel konular başta olmak üzere pek çok konuda yazılabilir. C) Ele aldığı konuyu yazar kanıtlamak zorundadır. D) Yazar ele aldığı konuları kendi görüşlerine göre işler. E) Fıkranın dili yalındır ve okuru etkileyen bir yapısı vardır. 11. On iki, on beş yaşına kadar kulak, saniyede on beş yirmi bin titreşimli ince sesleri kolayca ayırt edebildiği halde, bu sayı orta yaşlarda on binin altına, altmış yaşından sonra beş binden aşağı düşer. Gözlerdeki uyum kudreti de on beş yaşından sonra düşme gösterir. Diğer duyu organları ve bütün organlar için çok erken yaşlarda başlayan bir ihtiyarlama söz konusudur. Yukarıdaki parça aşağıdakilerin hangisinden alınmış olabilir? A) Deneme B) Fıkra C) Günlük D) Makale E) Röportaj 12. Bir kişinin baştan sona tüm hayatının anlatıldığı yazılara —- denir. Yazar eğer kendi hayatını anlatıyorsa o zaman bu yazılara —- denmektedir. Yukarıdaki parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) anı – deneme B) biyografi – günlük C) sohbet – otobiyografi D) günlük – anı E) biyografi – otobiyografi 13. Bir kişinin efsane yaratmasını anlatırken başarısız olan Orhan Kemal, bir efsanenin yıkılışını anlatırken alabildiğine ustadır, başarılıdır. Bu, öyle sanıyorum, efsaneyi yıkanın gene bir insan topluluğu oluşundan ve bu yıkışın gerçek sebeplere bağlı oluşundan ileri geliyor. Bundan da Orhan Kemal’in hayal dünyasının sınırlı olduğu, olayları ve kurguları toplumdan alırsa kısmen başarılı olduğu anlaşılıyor. Yukarıdaki parça aşağıdakilerden hangisinden alınmış olabilir? A) Makale B) Eleştiri C) Fıkra D) Anı E) Günlük 14. Mektup türüyle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Kişilerin bir haberi, bir durumu başkasına iletmek için yazdığı yazılardır. B) Yazar herhangi bir konudaki görüşünü karşısındakine kabul ettirmek amacıyla mektuba başvurur. C) Fuzuli’nin “Şikâyetname” adlı eseri edebi mektup türünün ilk örneklerindendir. D) Tanzimat’tan sonra gazetelerde yayımlanan birçok mektup görülmüştür. E) Mektuplar yazılış amaçlarına göre çeşitli isimler (özel, iş…) alabilir. 15. Gençliği bir mutluluk dönemi sanmak yanılgısına düşenler, ihtiyarlığı da acıklı, hatta biraz ayıp sayıyorlar. “Artık ben ihtiyarladım.” deyince, “Hayır ihtiyarlamadınız, sadece biraz yaşlandınız.” diyorlar. Sanki yaşlanmakla ihtiyarlamak aynı anlama gelmiyormuş gibi konuşuyorlar. Ben biliyorum dostum, onlar “Sizi bugün çok iyi gördüm.” gibi laflarla aslında kendilerini kandırıyorlar. Herkes biliyor ki insan elbet ihtiyarlayacak ve sonunda ölüm onu bulacaktır. Yukarıdaki parça aşağıdaki edebi türlerin hangisinden alınmış olabilir? A) Günlük B) Gezi C) Fıkra D) Sohbet E) Anı CEVAP ANAHTARI 1-D 2-B 3-E 4-C 5-D 6-C 7-C 8-E 9-C 10-C 11-D 12-E 13-B 14-B 15-D