Öne Çıkanlar a. Ünlü Türemesi Kimi sözcükler ek alırken sözcük ile ek arasında bir ünlü ortaya çıkar. Buna ünlü türemesi adı verilir. “Azıcık aşım, kaygısız başım.” cümlesinde “az” sözcüğü “-cık” ekini alırken arada “ı” ünlüsünün türediğini görüyoruz: güpegündüz, gencecik, biricik vb. sözcüklerinde de ünlü türemesi vardır. b. Ünlü Düşmesi Türkçede iki heceli olan ve ikinci hecesinde dar ünlü (ı, i. u, ü) bulunan kimi sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde sözcüğün ikinci hecesindeki dar ünlü düşer. Buna ünlü düşmesi ya da hece düşmesi denir. Akıl-ım > aklım Şekil-ini > şeklini Boyun-u > boynu Birleşik sözcüklerde iki sözcüğün birleşimi sırasında ünlü düşmesi görülebilir. Cuma ertesi > cumartesi Kayın ana > kaynana Kahve altı > kahvaltı “etmek, olmak, eylemek” yardıma eylemleriyle yapılan birleşik fiillerde de ünlü düşmesi görülebilir. Kayıp olmak > kaybolmak Kayıt etmek > kaydetmek Seyir etmek > seyretmek Bazı sözcüklerin türetilmesi sırasında ünlü düşmesi görülür. sıyır-ık > sıyrık ayır-ıl-an > ayrılan devir-ik > devrik buyur-uk > buyruk c. Ünlü Daralması Türkçede “y” ünsüzünün daraltıcı bir özelliği vardır. Buna göre “a, e” düz – geniş ünlüleriyle biten sözcüklere şimdiki zaman eki “-yor” getirildiğinde, sözcüğün sonundaki düz – geniş ünlüler daralarak “ı, i, u, ü” ye dönüşür. Buna ünlü daralması denir. “Annemin kaç gündür yüzü gülmüyor.” cümlesinde “gülme-” fiiline “-yor” şimdiki zaman eki getirilmiş ve fiilin sonundaki “e” ünlüsü daralarak “ü”ye dönüşmüştür. Dolayısıyla ünlü daralması olmuştur. Yaşa-yor > yaşıyor Bilme-yor > bilmiyor Ye-y-enler > yiyenler İste-yor > istiyor sözcüklerinde de ünlü daralması olmuştur. d. Ünsüz Benzeşmesi Sert ünsüzlerle biten sözcüklerden sonra “c, d, g” yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek geldiğinde, ekin başındaki yumuşak ünsüzler sertleşerek “ç, t, k” olur. Buna ünsüz benzeşmesi veya ünsüz uyumu denir. “Her işte bir hayır vardır.” cümlesinde “iş” sözcüğü “ş” sert ünsüzüyle bitmiştir. Sonra da sözcüğe “-de” hâl eki getirilmiştir. Sözcüğün sonundaki sert ünsüzden dolayı ekin başındaki “d” yumuşak ünsüzü sertleşerek “t” olmuştur. Dolayısıyla “işte” sözcüğünde ünsüz benzeşmesi vardır. Seç-gi > seçki Simit-ci > simitçi 1955-de > 1955-te sözcüklerinde ünsüz benzeşmesi vardır e. Ünsüz Yumuşaması Türkçede “p, ç, t, k” sert ünsüzleriyle biten sözcüklerin sonuna ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde sözcüğün sonundaki sert ünsüzler yumuşayıp “b, c, d, g, ğ” olur. Buna ünsüz yumuşaması denir. p > b ç > c t > d k > ğ’ye dönüşür. “Bu, bardağı taşıran son damlaydı.” cümlesinde “bardak” sözcüğüne ünlüden oluşan “-i” hâl eki gelmiş ve sözcüğün sonundaki sert ünsüz olan “k”, yumuşayarak “ğ ‘ye dönüşmüştür. O hâlde “bardağı” sözcüğünde ünsüz yumuşaması olmuştur. “Kardeşim bu rengi çok sever.” cümlesinde “renk” sözcüğüne “i” ünlüsü gelmiş ve sözcüğün sonundaki “k” ünsüzü “g ‘ye dönüşmüş, yani ünsüz yumuşaması olmuştur. ilaç-ı > ilacı armut-un > armudun dolap-ım > dolabım icat-ı > icadı sözcüklerinde de ünsüz yumuşaması vardır. Sert ünsüzle biten sözcüklerle “etmek, olmak” yardımcı eylemlerinin oluşturduğu birleşik fiillerde ünsüz yumuşaması görülür. Kayıp etmek > kaybetmek Kayıt olmak > kaydolmak Tek heceli sözcüklerde genellikle ünsüz yumuşaması olmaz. Kaç-a > kaça Süt-ü > sütü sözcüklerinde ünsüz yumuşaması olmamıştır. Ancak, Çok-u > çoğu Renk-i > rengi sözcüklerinde ünsüz yumuşaması olmuştur. Özel isimlerde ünsüz yumuşaması konuşma sırasında olsa bile bu, yazıda gösterilmez. “Zonguldak’ın nesi meşhur?” cümlesinde özel isim olan “Zonguldak’ın” sözcüğü konuşma sırasında “Zonguldağın” biçiminde telaffuz edilir. Ancak bu yumuşama, görüldüğü gibi, yazıda gösterilmez. Türkçeye yabancı dillerden geçmiş “sanat, hukuk, hürriyet vb.” sözcüklerde ünsüz yumuşaması görülmez. f. Ünsüz Türemesi “Affına sığınıyorum.” cümlesinde “af” sözcüğü ünlüyle başlayan bir ek alırken ikinci bir ünsüz (f) türemiştir. İşte “af, zan, his, şık vb.” sözcüklerin sonuna ünlüyle başlayan bir ek gelirse sözcüğün sonunda bir ünsüz daha ortaya çıkar. Buna ünsüz türemesi denir. Zan-ımca > zannımca His-ine > hissine Af-ı > affı sözcüklerinde de ünsüz türemesi olmuştur. “etmek, olmak” yardımcı eylemleriyle yapılan bileşik fiillerde de ünsüz türemesi görülebilir. Ret-etmek > reddetmek Af-etmek > affetmek Hal-olmak > hallolmak g. Ünsüz Düşmesi “k” ünsüzüyle biten kimi sözcükler, ek aldığında sözcüğün sonundaki bu ünsüz bazen düşer. Buna ünsüz düşmesi denir. “Alçacık bir ağacın altında oturduk.” cümlesinde “alçacık” sözcüğünde ünsüz düşmesi olmuştur. “Alçak” sözcüğü “-cık” ekini alırken sözcüğün sonundaki “k” ünsüzü düşmüştür. Ufak-cık > ufacık Büyük-cek > büyücek sözcüklerinde de ünsüz düşmesi olmuştur. h. Kaynaştırma Ünsüzleri Türkçede iki ünlü yan yana bulunmayacağından ünlü ile biten bir sözcüğe yine ünlü ile başlayan bir ek geldiğinde araya “y, ş, s, n” kaynaştırma ünsüzlerinden uygun olanı (koruyucu ünsüzler) girer. “O, konuşmayı pek sevmezdi.” cümlesinde “konuşma” sözcüğü ünlüyle bitmiştir. Bu sözcük “ı” ekini almıştır. İki ünlü yan yana bulunamayacağından, araya “y” kaynaştırma ünsüzü girmiştir. Annesi, yirmişer, elmaya sözcüklerinde de kaynaştırma ünsüzü vardır. i. n>m Değişmesi Türkçede kullanılan bazı kelimelerdeki b ünsüzünden önce gelen n ünsüzü m’ye dönüşür: saklanbaç, penbe, çenber, anbar, saklambaç, pembe, çember, ambar Yukarıdaki sözcüklerde n ünsüzü m’ye dönüşmüştür. j. Ulama Ünsüzle biten bir sözcüğün ünlü ile başlayan bir sözcüğe eklenmesidir. Teyzem_ananas_aldı. Konunun_önemli bölümlerinin_altını çizdim. Not: Sözcükler arasında noktalama işareti varsa ulama yapılamaz. Atatürk, ulusa seslendi. Burada Atatürk ve ulusa sözcükleri arasında noktalama işareti olduğu için ulama yapılamaz.