Öne Çıkanlar 1. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez? A) İki arkadaş kafa kafaya vermiş düşünüyordu. Yaptıkları her işte birbirlerine yardım ederlerdi. B) Bu kadar güzel yapılan bir işe bile burun kıvırdı. Sınıftaki arkadaşlarının çoğunu beğenmeyip küçümserdi. C) Çocuğun tedirgin hali yüzünden içime kurt düştü. Davranışlarından dolayı hepimiz ondan şüphelendik. D) Bir yıldır telefon bile açmayan arkadaşına gönül koymuştu. Söylediklerimi yapmayınca ona çok gücendim. E) İşe geç kalma ihtimalini de hesaba katıyordu. Akşama işlerinin hepsini yetiştirememe olasılığını da dikkate almıştı. 2. Cemil Meriç dilinin zenginliği, anlatımının kıvraklığı sayesinde, zengin birikimini ve düşüncesini çok kolay ve yalın bir dille aktarır. O, en çetrefil konuları anlatırken bile heyecanlı bir maceradan söz ediyormuş gibi söylediklerini soluk soluğa takip etmemizi sağlar eserlerinde. Ele aldığı konulara herkesten farklı bir bakışı vardır ki: “Hayret, bunları ben niye daha önceden düşünmedim?” dersiniz. Bu parçada Cemil Meriç’in yapıtlarının hangi yönünden söz edilmemiştir? A) Özgünlüğünden B) Akıcılığından C) Sadeliğinden D) Toplumsallığından E) Üslubundan 3. 50'li, 60'lı yılların orta halli İstanbul evlerinde kitap aşkı bugünkü gibi sönük değildi, insanlar kitaplardan konuşurlardı. Yahya Kemal’den, hatta Fikret’ten, Namık Kemal’den, Abdülhak Hamit’ten dizeleri ezbere söylemek adettendi. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kitap okumanın belirli bir çaba gerektirdiği B) Okumanın insanın yaşamını zenginleştirdiği C) Yazarların topluma olumlu etkileri olduğu D) İnsanların kitap okuma heyecanı taşıdığı E) Edebiyatsız bir toplumun ilerleyemeyeceği 4. Ahmet Ümit “Beyoğlu Rapsodisi” adlı romanında Beyoğlu yaşantısını, Beyoğlu’nun kültürel mozaiğini, yerel terimlerini anlatmıştır. Yazar, romanda içeriği ve biçimi hiç nefes darlığı çekmeden uyumlu bir biçimde buluşturmuştur. Bu parçada “hiç nefes darlığı çekmeden” sözüyle eserin anlatılmak istenen yönü aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgün bir üslupla oluşturulduğu B) Sade bir dille kaleme alındığı C) Üslup ve konu arasındaki bağın kolayca kurulduğu D) Kısa zamanda yazıldığı E) Konunun gerçeklere uygun olduğu 5. Günümüzde kimse sekiz yüz sayfalık roman okumuyor artık. Okumaya fırsatımız yok. Çok değerli bir yapıt dahi olsa… Bu yüzden roman akıcı olsun ve olabildiğince sözünü kısa tutsun istiyorum. Romancı, okurun tamamlamasına fırsat verecek yerler bırakmasın romanda. Bu parçada geçen, “okurun tamamlamasına fırsat verecek yerler bırakmamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Romandaki sayfa sayısını azaltmak B) Romanları yalın bir dille yazmak C) Her şeyi apaçık anlatmak D) İlgi çekici konulara yer vermek E) İçerikte düşsel öğelere yönelmek 6. (I) Yazarımız, bu eseriyle 1998 yılında Sabahattin Ali Öykü Ödülü’nü aldı. (II) Eser, okura değişik dünyaların kapılarını açan öykülerden oluşuyor. (III) Yazar, öykülerinde masaldan aldığı imgelerle, gerçeği büyülü bir şekilde sunuyor. (IV) Büyük bir ustalıkla kullandığı Türkçeyle fantastik bir dünya kuruyor. (V) Bu özellikleriyle öykücülüğümüze yepyeni, taze bir tat getiriyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 7. (I) Şairin Anadolu şiirleri, var olan tüm düşüncelerin usta bir ozanın elinde yoğrulmuş şeklidir. (II) Nasıl, bir insan bütün evrenin küçük bir örneği ise bu şiirlerde de öyle bir durum söz konusudur. (III) Şair, bu şiirlerde alışılagelen ve aranan ritmik ses uyumunu bir yana bırakmıştır. (IV) O, dizelerini şiirine seçerek koyduğu sözcüklerin içinde saklı bulunan sesle yaratmıştır. (V) Bunun yanında sözcüğün ses gücü değil, taşıdığı enerji etkili kılmıştır bu şiirleri. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlama yapılmıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 8. I. Baharda tomurcuklar patlayıp çiçek açar. II. Sessizliği akarsuyun şırıltısı bozuyordu. III. Küçük çocuk arıların vızıltısından korkmuştu. IV. Karşısındakini sakin sakin dinleyen adam birden gürledi. Yukarıdaki numaralı cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangileri gerçek anlamıyla kullanılmamıştır? A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV. D) II. ve III. E) II. ve IV. 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir zamirle sağlanmıştır? A) Bu işi tek başınıza nasıl yaptınız? B) Dünkü yarışmada kim birinci oldu? C) Siz hangi türdeki şiirlerden hoşlanırsınız? D) Ahmetler hangi mahallede oturuyor? E) Seyirciler içeriye ne zaman alınacak? 10. (I) Denemeci, her tümcesini pırıl pırıl işlemek zorundadır, hiçbir zaman vurdumduymaz bir dil işçisi olamaz. (II) Çalıştığı alan, hitap ettiği okur kitlesi üstün bir başarı ister ondan. (III) Denemeci okuyucuya zaman zaman ilginç bilgiler sunsa bile, asıl amacı okuyucuyu düşündürmektir. (IV) Konu seçiminde olduğu gibi anlatımda da özgürdür denemeci. (V) Anlaşılır olmak kadar, özgünlük de denemecinin ilk hedeflerindendir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi bir önceki yargının gerekçesidir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 11. İnsan, bir kitabı okuduktan sonra evreni algılayışı değişmiyorsa o, gerçek sanat eseri değildir. Bu sözleri söyleyen birinin, okuduğu kitapta aradığı özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgün bir söyleyişinin olması B) Sıradışı bir konuda yazılması C) Kişinin yaşama bakışını etkilemesi D) Gerçekleri anlatıyor olması E) Sanat eseri niteliği taşıması 12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlananı hem niteleme hem belirtme sıfatı almış bir ad takımı vardır? A) Yeniden, yaşadığı topraklara dönecekti. B) Burada hissettikleri, düşündüklerinden farklıydı. C) Güneşin açık koyu renkleri gökyüzünü kaplamıştı. D) Parkın iki yaşlı ağacı hayata küsmüştü sanki. E) Bu şehir, insana tertemiz bir hava solutuyordu. 13. Kaldırın bugün Ne kadar engel varsa Güneşle aranızda, Elinizin değdiği her şey Gökyüzü koksun Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Bileşik sözcük B) Ekeylem C) Bağlaç D) Çekimli fiil E) İlgeç 14. Aşağıdakilerin hangisinde yüklemi durum yönüyle tamamlayan bir sözcük vardır? A) Ilık bir yaz sabahı kamp yerinden ayrıldık. B) Denizin beyaz köpüklü dalgaları sahile vuruyordu. C) Turnuvanın ilk maçını çok rahat kazandık. D) Her tarafı kaplayan rengarenk çiçekler bizi büyülemişti. E) Ağaçlı yolda ilerlerken çocukluk günlerimi hatırladım. 15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ekfiil yoktur? A) Babamın hediye ettiği kalem kaybolmuştu. B) Yarışmacılar, soruları doğru cevaplamıştı. C) Spor yapmak, çocukların gelişimi için önemlidir. D) Bence konser bir gün öncesinden iptal edilmeliydi. E) Kar yağışı, çocukları çok sevindirdi. 16. (I) Montaigne’in Denemeleri’ni uzun bir önsözle vermeyi gerekli görmedim. (II) Çünkü Montaigne, eserini zaten kendisini tanıtmak için yazmış. (III) Onunla okuyucu arasına girecek olan herkes boş sözler söylemek tehlikesine düşer. (IV) Üstelik Montaigne’i Türk okurları çok yakından tanımaktadır. (V) Çünkü Avrupa’dan bize gelen her kitapta payı olan bu büyük düşünce kaynağı, Avrupa’nın kurucu beyinlerinin en önemlisidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 17. (I) içeriği ne olursa olsun, bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde bulunmaları gerekir. (II) Uygarca konuşma ve tartışma becerisinin gelişmediği toplumlarda, bir sorunu çözme çabaları kısa sürede çatışmaya dönüşür. (III) Böylece, var olanı çözmek şöyle dursun, soruna yenileri eklenir. (IV) Dünyanın birçok ülkesinde görülen gerginliklerin kökeninde, iletişim yetersizliği yatar. (V) Ayrıca çağdaş toplum olabilmek için yeni iletişim becerileri kazanılması gerektiği de yadsınamaz. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri birbirine anlamca en yakındır? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) II. ve IV. E) IV. ve V. 18. Toplum tarafından iyice benimsenen sinema, tiyatronun açtığı yolda ilerlemiş bir sanattır. Fakat birçok sınavdan geçip şu an yakaladığı başarıyla tiyatroyu ikinci plana atacak bir sanat dalı olmuştur. Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangisi farklı görevde kullanılmıştır? A) benimsenen B) geçip C) ilerlemiş D) açtığı E) atacak 19. Ben senin en çok sevgi (I)dolu yüreğini sevdim. Tüm çocuklara kanat geren (II)anneliğini Nice (III)sevgilerin bir pula satıldığı bir (IV)dünyada (V)Sensin, her şeyin üstünde tutan, sevdiğini Bu dörtlükte geçen altı çizili sözcüklerden hangileri yapısı yönüyle diğerlerinden farklıdır? A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve V. 20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf tümleci yoktur? A) Bir saat sonra kasabanın iki kilometre uzağındaki konaklama yerinde buluşacağız. B) Son sınavda başarılı olamayanlar gelecek hafta yeni bir sınava alınacak. C) Yarışlara iyi hazırlanmak için verilen programı eksiksiz uygulamalısın. D) Çarşıda meydana gelen kazada yaralanan üç kişi hastaneye kaldırılmış. E) Yetkililer, göldeki kirliliğin azalması için bir dizi önlem aldı. 21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hem … hem …” bağlacı özneleri birbirine bağlamıştır? A) Derneğimiz, hem öğretmenlerin hem öğrencilerin katılacağı bir gezi düzenledi. B) Personel şefi, hem bugün hem yarın yarım gün çalışacağımızı söyledi. C) Kaymakam, bugün hem yeni alışveriş merkezinin hem eğlence parkının açılışını yapacak. D) Bu konuda araştırma yapmak için hem dergileri hem gazeteleri inceleyelim. E) Kitap fuarına hem çocuklar hem de yetişkinler çok büyük ilgi gösterdi. 22. Okulun (I)kitaplığında bulamadığım (II)yazıları (III)araştırmak için şehir kütüphanesine gittim; (IV)görevlilerin yardımıyla ancak birkaç (V)yapıta ulaşabildim. Bu cümlede geçen altı çizili sözcüklerden hangisi çekim eki almamıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 23. Aşağıdaki cümlelerde geçen ikilemelerden hangisi görev yönüyle diğerlerinden farklıdır? A) Aysun, okuluna ve arkadaşlarına yeni yeni alışıyordu. B) Birkaç saat içinde siyah siyah bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. C) Kardeşinin yaptığı yaramazlıkları babasına bir bir anlattı. D) Topladığı yardım paketlerini üçer üçer ihtiyaç sahiplerine dağıttı. E) Temizlik yaptıktan sonra, evin her tarafı pırıl pırıl görünüyordu. 24. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü tür yönüyle diğerlerinden farklıdır? A) Uzun çalışmalar sonunda kitabını bitirdi. B) Acele etmeliyiz, hava biraz sonra kararacak. C) Çocuğun yaralı halini görünce gözleri yaşardı. D) Öğrenciler haftaya buluşmak üzere sözleştiler. E) Yağmurlar kesilince ırmağın suyu azaldı. 25. Köylüler çalıştıkları bahçelerden birinde bizi konuk etmek isteyince arkadaşlarımız, bu daveti seve seve kabul etti. Bu cümlenin öğelerinin sıralanışı aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Zarf tümleci – dolaylı tümleç – özne – yüklem B) Zarf tümleci – özne – belirtili nesne – zarf tümleci – yüklem C) Özne – belirtili nesne – zarf tümleci – yüklem D) Özne – zarf tümleci – zarf tümleci – yüklem E) Dolaylı tümleç – belirtili nesne – zarf tümleci – yüklem 26. Ünlü bir sanatçı: “Şu mavi gök altında, söylenmedik söz kalmamıştır; sanatçıyı farklı kılan söyleyiş güzelliğidir.” der. Bu sözle vurgulanan gerçek açıktır. Çağlar boyunca sanatçılar her konunun kapısını defalarca çalmışlardır. Öyleyse asıl sorun konuların değişmemesi değil —- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) değinilmemiş konular bulanamamasıdır. B) özgün anlatımın yakalanamamasıdır. C) yapıtların topluma cevap verememesidir. D) sanatçıların bazı konuları birkaç defa ele almasıdır. E) okurun duygularına seslenilememesidir. 27. Sanatçı, eserine yerleştirdiği yaşam gerçeğini; coşkularını, tutkularını, duygularını, dilin kendisine sunduğu olanakları kullanarak biçimlendirir. Dolayısıyla yazınsal yaratı dilsel bir ürün olduğu kadar, insan elinden çıkmış bir yapıttır da. — Bu, kimi yapıtlarda oldukça gizlenmiştir ve örtülü bir şekilde yer alır. Bu gizliliğe rağmen yetkin bir okur, yazınsal türde yazarın sesini, soluğunu sözcüklerin ardından rahatlıkla duyar. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur? A) Başarılı bir yapıtın konusu gerçeklerdir. B) Herkes bu tür yazılar yazabilir. C) Her yapıt, dokusunda sanatçının vurduğu damgayı taşır. D) Sanatçının anlattıklarını her okur kendine göre yorumlar. E) Okur, bir sanat yapıtında kendinden bir şeyler bulmalıdır. 28. (I) Bursa’dan Gemlik’e geçtiniz mi hiç? (II) Bir şiirsever, yol kenarındaki tabelaya şu dizeleri yazdırmış; “Gemliğe doğru / Denizi göreceksin / Sakın şaşırma!” (III) Garip’in 1945 baskısının ilk şiiridir bu. (IV) Bu, aynı zamanda benim, Orhan Veli’nin en çok sevdiğim şiiridir. (V) Orhan Veli’nin şiiri, cumhuriyetin yetiştirdiği ilk kuşağın, birdenbire yaşamayı, yaşamdaki sevinci ve üzüncü bulmasının şiiridir. (VI) Gerçekten, sevinç ve üzünç, bazen azalan bazen çoğalan bir şekilde Orhan Veli’nin şiirlerinde yer alır. (VII) Gemlik denizi karşısında duyduğu o sevinç şaşkınlığı, Keşan’dan Korudağı’na ve oradan yine Saros körfezine baktığında birdenbire bir üzünç türküsüne dönüşür. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 29. Vazgeçmeyeceğim hiçbir şeyden Yürüse de dünya üzerime Göze almışım ölmeyi bir kere Ne çevirebilir ki beni sevginden Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisiyle çekimlenmiş bir fiil yoktur? A) Gelecek zaman kipi B) Dilek-şart kipi B) Geniş zaman kipi D) Gereklilik kipi E) Geçmiş zaman kipi 30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “olmak” sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır? A) Şu ana kadar girdiği tüm sınavlarda başarılı oldu. B) Dün, hastanemizde yaklaşık yirmi doğum oldu. C) Okuldan eve dönerken bir kazaya tanık oldum. D) Bu konuda bize konferans vermeniz yararlı oldu. E) Annem yeni evimizi görünce mutlu oldu. 31. Gerçek sanatçı, içinden çıktığı toplumu eğitmek gibi bir görevi olduğunu asla unutmamalıdır. Bu cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öznesi sıfat tamlamasıdır. B) Yüklemi basit çekimli bir fiildir. C) Birden fazla türemiş sözcük vardır. D) İsim tamlaması kullanılmıştır. E) Edat kullanılmıştır. 32. Sonbahara doğru kasabamızın sabahları pek güzelleşir. Güneş, ovanın doğu sınırını pembe bir şerit gibi çizen Emir Dağları’nda yüzünü göstermeden uyanırız. Kasabanın arkasından yükselen dağlar hafifçe morarmıştır ve gökyüzü gümüş rengindedir. Yüzümü yıkamak için bahçedeki çeşmeye gittiğim zaman göğsüm genişler, güçlenirim. Ağaçlara bakarak üç beş defa derin derin nefes alıp, veririm. Sonra içimde belli belirsiz bir boşluk oluşur ve ben: “Niçin biraz daha erken kalkamadım?” diye üzülürüm. Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleme – açıklama B) Açıklama – karşılaştırma C) Öyküleme – betimleme D) Karşılaştırma – betimleme E) Öyküleme – örneklendirme 33. (I) Bugün edebiyatımızda işini ciddiye alan, çalışkan romancılara ihtiyaç var. (II) Belgesellerin ilgi görmeye başlamasını bu eksikliğe bağlıyorum. (III) Artık belgesiz, tümüyle imge ürünü romanlar yazılmayacak, okunmayacak anlamına gelmez bu. (IV) Ama bugün tezli ve gerçekçi romanlara daha çok ilgi gösteriyor roman okuyucusu. (V) O yüzden romancılık, artık bir “meslek” olmalı, romancılar kendilerini sadece bu işe adayarak, belgeler ışığında, titiz araştırmalar sonucunda romanlarını yazmalıdır. Bu parçada anlatılmak isteneni içeren en genel yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 34. Ahmet Haşim ne yazık ki uzun zamandır yeni neslin dil bakımından ulaşamayacağı bir yerde duruyor. Bugünkü gençliğe bakınca Türkçenin Bakî’leri, Yahya Kemal’leri yetiştirmiş olduğuna inanmak çok güç. Onlar sanki başka bir dilin başka bir kültürün şairleri. Başka bir dilin dedim; çünkü Türkçeyi sonunda birkaç yüz sözcükle konuşulan bir dil yapmayı başaran neslimizin, yalnız edebiyatla değil dille bugüne aktarılması gereken kültürle bağlantısını sağlamak da bu kısıtlı sözcük kadrosuyla çok güç artık. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Eski şairlerimizin dilinin ağır olmasından B) Yeni neslin ulusal sorunlara eğilmemesinden C) Türkçenin söz dağarcığının daraltılmasından D) Dilimizin eskisi gibi büyük şair yetiştirememesinden E) Yeni sanatçıların, yapıtlarında kültürel konulara yer vermemesinden 35. (I) 1539′da kaleme alınan “Ziyafetname” adlı eserden, yemeklerde kullanılan sebzelerin İstanbul’daki bostanlarda yetiştirildiğini; baklagillerin ise eyaletlerden getirildiğini anlıyoruz. (II) Artık işlevini yitirmiş olsa da bugün bu yerlerden bazıları İstanbul’da semt ismi olarak anılıyor. (III) Bu merkezlere “kapan” ismi veriliyordu. (IV) Uzak eyaletlerden gelen malzeme, İstanbul’un belirli merkezlerinde cinsine göre toplanıyor, kalite kontrolü yapılıp fiyatı belirleniyordu. (V) Bunlardan en ünlüsü, “un hali” anlamına gelen Unkapanı semtidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirirse parça anlamlı bir bütün olur? A) I. ve III. B) II. ve IV. C) II.ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V. 36. (I) Dil, toplumsal bir iletişim ve anlaşma aracıdır. (II) Bu yönden dilin en önemli niteliği, anlaşılabilir olmasıdır.(III) Dil, başıboş büyüyüp gelişen bir canlı değildir. (IV) Bu da dilin doğal ve yalın olmasını gerektirir. (V) Çünkü dil düşünceyi, insanların anlayabildiği ölçüde aktarır. (VI) Düşünceler ancak bu yolla paylaşılıp geliştirilebilir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 37. Yıldızların yeryüzüne indiği bir geceydi. Saros Körfezi’ne yaklaşırken arabanın açık penceresinden uzanıp etrafı dinledim. Tek duyulan ağustos böceklerinin korosuydu. Ayışığı, yol boyunca geçtiğimiz ayçiçeği tarlalarını, ince uzun sazları, çam ormanlarını hiç üşenmeden laciverde boyuyordu. Ama asıl merak ettiğimiz Saros’un o ünlü mavişiydi. Ancak bu maviyi görmek için gün doğumunu beklemek gerekiyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gözlemlerden yararlanılmıştır. B) Kişileştirme yapılmıştır. C) Farklı duyulardan yararlanılmıştır. D) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. E) Tanımlamaya yer verilmiştir. 38. Eleştirmenler, gazetelerin kültür sanat sayfalarında yeni çıkan bir yapıt için: “yalın ve açık bir anlatım, şiirsel bir roman, okuyucuları başka dünyalara götüren bir roman, büyüleyici…” gibi ifadeler kullanıyorlar. Oysa gerek bir roman sanatı, gerekse eleştiri için bu ve benzer ifadelerin hiçbir önemi yoktur. Örneğin bir anlatım nasıl yalın ve açık olabilir? Çarpıcı kullanımlar neye göre çarpıcıdır? Bunun ölçütü nedir? Bir romanın beni başka dünyalara götürme garantisi nedir? Bu yüzden birçok değerlendirmenin, kanıtlanabildiği tartışılabilecek yargılardan oluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştirinin, öznel ifadelerle yapılamayacağı B) Bir sanat yapıtını eleştirmenin yanlışlığı C) Eleştirinin gazetelerde yapılmaması gerektiği D) Her sanat yapıtı için farklı bir değerlendirme yapılması gerektiği E) Gerçek bir eleştirinin zaman içerisinde yapılabileceği 39. Kitap, baştan sona kişisel gelişim konusunda gençlere yardımcı olmayı amaçlıyor. Örneğin, kırsal bölgeden pırıl pırıl bir genç büyük bir kente geliyor; ama onu mutsuz edebilecek birçok olay bekliyor. Ayrıca, kentlerde oturan gençler de daha güzel yaşamak, hayatlarını daha dolu ve anlamlı kılmak istiyorlar. Ama bunun nasıl yapılacağını bilmiyorlar. İşte bu konularda gençlere yardımcı olmak için yazılan bu kitabın çağdaş ülkelerde de örneklerine bol bol rastlıyoruz. Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kişilere faydalı olmak amacıyla yazıldığına B) Problem yaşayan gençlere yol göstermeyi amaçladığına C) Farklı çevrelerde yaşayan insanlara da seslendiğine D) Pek çok ülkede benzerlerinin bulunduğuna E) Yaşanmış örneklere yer vererek anlatımını güçlendirdiğine 40. Ben bu savı destekleyemem. Çünkü değişik türlerde yazanlar var ve her türde başarılı olmuşlar. Şair Necati Cumalı’nın çok güzel şiirleri var, hikayeci Cumalı’nın çok güzel öyküleri var; Cumalı’nın Derya Gülü çok sevdiğim bir tiyatro oyunudur. Ya da şair-hikâyeci-tiyatro yazarı-denemeci Sabahattin Kudret Aksal… Ama yalnızca şiir yazmış olan Edip Cansever’e de tutkunum… Bana gelince biraz da yaşamın akışı içinde değişik türlere yöneldim, ilk dönemler öykü ve roman dışında bir şey düşünmüyordum. Ama söylediğim gibi bazı yönlendirmeler beni eleştiriye, denemeye itti. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir? A) Yazarlarımız arasında çeşitli türde yazanlar var mı? B) Her edebiyatçı şiir yazmalı mı sizce? C) Çeşitli türlerde aynı başarıyı yakalamak mümkün müdür? D) Yazarlığınızın hangi döneminde öykü ve roman yazdınız? E) Sanatçının, sadece bir türde yazması gerektiği görüşüne katılıyor musunuz? CEVAP ANAHTARI 1-A 2-D 3-D 4-C 5-C 6-A 7-B 8-C 9-B 10-A 11-C 12-D 13-C 14-C 15-E 16-E 17-D 18-B 19-E 20-D 21-E 22-C 23-B 24-A 25-B 26-B 27-C 28-D 29-D 30-B 31-D 32-C 33-E 34-C 35-B 36-B 37-E 38-A 39-E 40-E YGS Türkçe Deneme Sınavı-15 İndir!