Öne Çıkanlar

1. Bu sanatçımızın başarısı, şiir hakkındaki teorik bilgisinin yanında, tüm şiir geleneğimizi süzerek şiirine katmasında gizlidir.

Bu parçada "tüm şiir geleneğimizi süzerek şiirine katmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Bu sanatçımız, şiirlerinde geleneksel biçimlere bağlı kaldığı için başarılı olabilmiştir.

B) Türk şiir geleneğini çok iyi bilen ancak bilinçli olarak kendini ona kaptırmayan bir şairimizdi.

C) Elbette ki bir sanatçı, gelenekten sıyrılabildiği ölçüde başarılı sayılacaktır.

D) Onun, eserlerinde Türk şiirinin birikiminden bilinçli olarak yararlandığını söyleyebiliriz.

E) Nitelikli okurun beklentisini karşılamak isteyen şair, şiir teorisiyle de ilgilenmelidir.

 

2. İnsan, bazı durumlarda çok çaresiz kalır. İpin hangi tarafından tutmak istesek olmaz. Bu durumlarla sadece arada bir değil çoğu zaman karşılaşırız. Bir çare bulmaya çalışsak da nafile. Bu durumumuzu ortaya koymak için "—-" deyimi son derece yerinde bence.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi getirilmelidir?

A) havanda su dövmek

B) yer demir gök bakır

C) hem nalına hem mıhına vurmak

D) ötesi çıkmaz sokak

E) dört duvar arasında

 

3. Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatırlar diye. Gerçekten de iyi yazarlar üstüme fena gelir yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı siki tembih edermiş. Ben de öyleyim aslında. Böyle derim de kıymetli dostumdan da ayrılamam. O kadar çok dünyayı içine almış ki bu adam ne yapsanız, hangi olmayacak konuyu ele alsanız bir taraftan gelir işinize karışır ve size türlü zenginlikler, güzelliklerle dolu cömert bir el uzatır. Kendini her gelene bu kadar kolayca yağma ettirmesi bayağı gücüme gidiyor. Şöyle biraz tuttunuz mu kolu kanadı elinizde kalıyor.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Önüne gelene fedakârca yaklaşma

B) Kendi sesini duyurmayı engelleme

C) Yazarken cesaretsiz kılma

D) Dünyayı algıladığı gibi yansıtma

E) Yardımseverce yaklaşma

 

4. (I) Kitapçıda çok ilginç bir kitaba rastladım. (II) Dikkatli bir biçimde, kitabı epeyce inceledim. (III) Gerçekten çok ilginç bir kitaptı. (IV) O güne kadar bu kitaba rastlamayışıma hayret ettim. (V) Söyle bir yazarın bu düşüncelerle çok tuhaf geldi bana.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir "yadırgama" söz konusudur?

A) I.    B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

 

5. Mevlana: "Nice insanlar gördüm, sırtlarında elbise yok; nice elbiseler gördüm, içlerinde insan yok." derken bir insanlık felsefesi de yaratıyor.

Bu cümlede Mevlana'nın sözüyle anlatılmak istenene en yakın yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dünyada zenginden çok fakir yaşamaktadır.

B) Zenginlik bir asalet özelliği olarak düşünülebilir.

C) İnsanları dış görünüşleriyle değerlendirmek sağlıklı değildir.

D) Elbiseler kimi zaman bir asalet de yükler.

E) Sırtlarına elbise alamayacak kadar çok insan vardır.

 

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım, ayraç içinde verilen kavramla ilişkili değildir?

A) Bu tatil köyü daha önce gördüklerimizden daha konforlu ve uygundu. (Karşılaştırma)

B) Ödevlerini bitirsin ve hemen kontrol ettirsin, diyordu. (Doğrudan anlatım)

C) Romanın çoğu yerinde ayrıntılı betimlemeler yapılmış. (Biçem)

D) Toplumun sorunlarıyla ilgili bir roman yazmayı düşünüyorum. (Varsayım)

E) Bu sorumsuz davranışlarına artık kızamıyorum bile. (Kanıksama)

 

7. (I) Tanpınar, başkentin Ankara olmasının kültürel değişime neden olacağını belirtir. (II) Başkentin Ankara olması edebiyatın ve aydınların Anadolucu olmasını da sağlar. (III) Bu yöndeki en önemli eser Yakup Kadri'nin "Yaban" adlı romanıdır. (IV) Bu kitapta yoksulluk ve çaresizlikle sürdürülen Kurtuluş Savaşı, Anadolu gerçeğiyle karşılaşan Türk aydınının şaşkınlığı betimlenir. (V) Ayrıca Refik Halit'in "Yatık Emine" adlı öyküsü de Anadolu kadınının yerini başarıyla sergilemesi nedeniyle öne çıkan eserlerdendir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisini söylemek doğru değildir?

A) I. cümle, doğrudan anlatım cümlesidir.

B) II. cümlede, bir saptama yapılmıştır.

C) III. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.

D) IV. cümle, bir içerik cümlesidir.

E) V. cümlede, kişisel düşünceye yer verilmiştir.

 

8."Düşüncelerinize katılmıyorum ama söz söyleme hakkınızı sonuna kadar savunacağım." diyen birinin aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilmesi en doğrudur?

A) Kararlı

B) Hoşgörülü

C) Saygılı

D) Mücadeleci

E) Özgürlükçü

 

9. Bunca mesele dururken böyle işlerle uğraşmak —-

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa farklı bir anlam ortaya çıkar?

A) havanda su dövmekten başka nedir?

B) olduğumuz yerde saymaktır.

C) bizi yüz yıl geriye götürür.

D) akıntıya kürek çekmek olur.

E) bir adım ileri gitmemektir.

 

10. (I) Genç şair, şiirlerini sadece dergilerde yayımlayacağını belirtmiş. (II) Bu, "şiir dergilere aittir, dergiler okurlara", görüşünün bir sonucu. (III) Şiirler oldukça güzel, duygular yoğun. (IV) Bu şiirlerde gördüğüm, şairin, üstündeki etkilerden tam olarak sıyrılamadığıdır. (V) Ortalama şiirin yörüngesine sık sık giriyor şair.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak şairin, henüz özgünlüğü yakalayamadığı vurgulanmıştır?

A) I.    B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

 

11. "Kenarında bulunduğum uçurumdan açık kollarımla ta aşağılardan çekiyordum soluyacağım havayı, keder ve acılarımı dalgalara ve rüzgârlara salmanın coşkusunu yaşıyordum." cümlesindeki sözcüklerde aşağıdakilerden hangisine bir örnek yoktur?

A) Ünlü daralması

B) Ünsüz yumuşaması

C) Ünsüz benzeşmesi

D) Ünsüz düşmesi

E) Kaynaştırma

 

12. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?

A) Antrenman sahasının karla kaplı olması her şeyi altüst etti.

B) Gerekli fizibilite çalışmaları yapıldıktan sonra karar verilecek.

C) Taksi şöförü birkaç dakika sonra elinde poşetlerle döndü.

D) Parnasizmle birlikte plastik sanatlar şiire girer.

E) İnsanın fizyolojik yapısı bu işe müsait değildir.

 

13. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işareti (') doğru kullanılmıştır?

A) Bolu Tüneli'nde meydana gelen kazada can kaybı olmadı.

B) Yasa tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dün tartışıldı.

C) Türk Dil Kurumu'nda çalışacak araştırma görevlileri seçildi.

D) Yunus Emre'ler Mevlana'lar bu toprağın değerleridir.

E) Türkçe'yi iyi öğrenmenin kısa yolu çok okumaktır.

 

14. Yaşadığımız çağın gerisinde kalmamanın arayışı içerisindeyiz günümüzde. Hem teknoloji bakımından hem sosyal ve kültürel yaşam bakımından kendimizi geliştirmeye çabalıyoruz. Kimse geri kalmak istemiyor artık. Daima ileriye, daima gelişmeye doğru odaklanmış insan topluluklarının belirginleştiği bir dönemdeyiz.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Tezlik fiili

B) Ek eylem almış sözcükler

C) Birleşik yapılı cümle

D) Dönüşlülük zamiri

E) Birden çok isim cümlesi

 

15. Siz, bütün şiirlerinizi bir araya topladığınız bu eserde, asası elinde, sazı kolunda, diyar diyar dolaşan halk aşıklarından birisiniz.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) İkileme, zarf göreviyle kullanılmıştır.

B) "topladığınız" ve "dolaşan" sözcükleri sıfat-fiildir.

C) Dolaylı tümleç, sıfat tamlamasından oluşmaktadır.

D) Yüklem, belirtisiz ad tamlamasından oluşmaktadır.

E) Birleşik isim cümlesidir.

 

16. 1970'li (I)yıllardan bu yana (II)yazılan şiir (III)eleştirilerinde genellikle Türk şiirinde (IV)oluşan (V)aşınmaya dikkat çekilmiştir.

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi yapısı yönüyle diğerlerinden farklıdır?

A) I.    B) II.    C) III.    D) IV.    E) V. 

 

17. (I) Arkamda yükselen güneş, gölgemi araba izlerinin kıvrımları üzerinde eritip uzaklara kadar götürüyordu. (II) Deniz tarafından esen hafif fakat serin bir bahar yeli, kasabadan uzaklaştığımı anımsatıyordu. (III) Kırağı yemiş toprak, taze çimen kokusu ve yaprakların hışırtısı doğayı daha huzur verici kılıyordu. (IV) Güneşin vurduğu yerlerden dalgalı bir buğu yükseliyordu. (V) Arabacı, dudağında bir ıslıkla aşinası olduğu bu manzaraya dikkat etmeksizin atları sürüyordu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, edat öbeğine yer verilmiştir.

B) II. cümle, özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.

C) III. cümledeki bağlaç, özneleri bağlamıştır.

D) IV. cümlenin yüklemi, türemiş bir eylemdir.

E) V. cümlenin yüklemi, geçişsiz bir eylemdir.

 

18. İnsanı (I)ihtiyarlaştıran onun geride bıraktığı yılların (II)çokluğu değil, ideal (III)yokluğudur. Yıllar cildi (IV)buruşturur fakat (V)idealsizlik ruhu öldürür.

Yukarıdaki cümlelerde numaralanmış sözcüklerden hangisinin düzeltilmesiyle anlatım bozukluğu giderilmiş olur?

A) I.    B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

 

19. Eve dönerken hava iyice kararmıştı. Gece tüm güzelliğiyle karşımızdaydı. Yıldızlar uzakta ama elinizi uzatsanız parmaklarınıza değecek sanırsınız! Otlaklarına bir an önce kavuşmak isteyen atlar tırısa kalkışmışlardı, çakıllar tekerlerin altında boyuna gıcırdıyordu. Bozkırdan esen rüzgâr, ağaçların yapraklarını hışırdatıyordu.

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerin hangisi ağır basmakladır?

A) Öyküleme

B) Betimleme

C) Açıklama

D) Örnekleme

E) Tartışma

 

20. Oysa akşam ne güzel başlamıştı. Büyük Liman üstündeki otelimizden çıkmış, bir taş atımı uzaklıktaki "eski mahalleye inmiş, ara sokaklardaki antikacılara, seramik atölyelerine, çeşitli küçük dükkânlara girip çıkmış, Çarşı Hamamı ve Büyük Cami'nin fotoğraflarını çektikten sonra sahilde şirin bir lokantaya girmiştik. Yediğimiz ahtapot ızgarası da nefisti. Havanın hafifçe serinlediği gece yarısına doğru kalkmış, otelimize gelmiştik. Otelimizin karşısındaki bahçeden müzik sesi geliyordu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Öyküleyici anlatımın özellikleri görülür.

B) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.

C) Beş duyuya ait özelliklere yer verilmiştir.

D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.

E) Dil heyecana bağlı işleviyle kullanılmıştır.

 

21. Yahya Kemal'in büyük bir şair olduğunu, çağımızın en büyük Türk şairi olduğunu ben de biliyorum. Gazelleri de "Vuslat, Açık Deniz, Ses" gibi şiirleri de dilimizin en değerli eserlerindendir. Şiirlerini gelecek kuşakların da seveceğine inanıyorum. Bir Yahya Kemal, aruzun yaşadığını ileri sürmemiz için yetmez. Ondan başka birkaç kişi, gençler arasında da birkaç kişi, göstermemiz lazım; onları gösteremiyoruz. Hece ile, serbest ölçüyle yazan iyi şairlerimiz, ilgi çeken gençlerimiz var ancak aruzla yazan yok.

Bu parçanın yazarı, düşüncelerini açıklarken aşağıdakilerin hangisini öncelikli olarak kullanmıştır?

A) Bir konuyla ilgili açıklayıcı ve betimleyici bilgiler verilmiştir.

B) Okuyucuyu ikna edici, düşünceyi kanıtlayıcı bir anlatım seçilmiştir.

C) Okuyucunun iç dünyasına yönelik, izlenimci anlatım kullanılmıştır.

D) Olay içinde yaşatmaya yönelik bir anlatıma ağırlık verilmiştir.

E) Emir cümlelerinden oluşan bir anlatım kullanılmıştır. 

 

22. "Sönmez seher-i haşre kadar şi'r-i kadim / Bir meş'aledir devredilir elden ele" beytinde Yahya Kemal'in de söylediği gibi şiir, sonsuza kadar evrenimizi ışıtacaksa elden ele, şiir yazmış tüm ellerden "el almak" gerek. Saf olanın kalbe değmemesi mümkün değil. Gerçeğin şaşırtarak dönüşmesidir büyü. O büyü, edebiyattır; sözcüğün gücüyle kamaştırır kalpleri. Bilincimiz değilse de belleğimiz anımsayacaktır yüzyıllar öncesinden ruhumuza üflenen o nefesi.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiir, önceden yapılmış okumaların ötesini göstermeye çalışan bir büyüteçtir.

B) Şiir, ezberlerin ve yerleşmiş bakışların dışına çıkan bir okuma eylemidir.

C) Şiirdeki duygular gelenekten günümüze gelip geleceğe uzanır.

D) Kalıplar ve mecazlar şiire yoğun anlam kazandırır.

E) Şiire yüklenmiş anlamlar özgün olmalıdır.

 

23. 2000 yılının ortalarında Fırat Nehri kıyışında, Birecik Barajı'nın yapımı nedeniyle pek çok yerin sular altında kalmasının ardından Belkıs-Zeugma antik kenti ve eşsiz mozaiklerinin kurtarılması için olağanüstü kamuoyu oluşturuldu, Yalnız Zeugma değildi etkilenen; Halfeti ilçe merkeziyle kırk dört köy oturulamaz, bağ ve bahçelerinden ürün alınamaz duruma gelmişti. Yaşanan drama seyirci kalamayanlar çoktu elbette. Neler yaşanmadı ki: Yitirilen kültürel ve doğal değerler, insanların acıları, isyanları…

Bu parça için düşünülecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?

A) Birecik Barajı'nın Sonuçları

B) Belkıs-Zeugma Antik Kenti

C) Anadolu ve Çilekeş Yaşam

D) Kaybolan Değerler

E) Kamuoyu Duyarlılıkları

 

24. (I) Sanatlar arasında geleneği en güçlü tür şiirdir. (II) Hangi akım moda olursa olsun hangi anlayış doruğa çıkarsa çıksın şiir hep iktidardadır. (III) Şiir, kafamıza değil, yüreğimize seslenir aslında. (IV) Çünkü günlük yaşamın tutanağıdır şiir. (V) Kitleleri ardından sürükleyen bir işlev de üstlenmiştir çoğu zaman. (VI) Yığınlara türlü mesajlar iletmiştir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlam akışını bozmaktadır?

A) II.    B) III.    C) IV.    D) V.    E) VI.

 

25. Sanatçının kişiliği, kim olduğu değil ne yazdığıdır okuru ilgilendiren. Bir eserden tat alabilmek için yaratıcısının hayat hikâyesine ihtiyaç yoktur. —- Aksine büyük sanatçıların hayat hikâyelerini öğrendikten sonra eserlerinden aldığınız haz azalır. Çünkü her yazarın eserinde hayatından izler vardır ve yazarın hayatını biliyorsanız eseri okurken olayların bir sonraki aşamasını yazarın hayatından yola çıkarak tahmin edebilirsiniz. Bu da okuma zevkinizi yerle bir eder.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Çünkü her sanatçının farklı bir yaşam tarzı vardır.

B) Herkesçe beğenilen romancıların hayatları hakkında kesin bilgiler yoktur.

C) Bu düşünce şiirde de aynı şekilde ortaya çıkar.

D) Büyük bir sanatçının eserlerinden aldığınız haz onun hayat hikâyesini öğrenmekle artmaz.

E) Bu durum büyük sanatçılar için geçerli değildir. 

 

26. (I) Yaşamı, yaşanılanı ya da düşleneni yansıtma, edebiyatın en belirleyici niteliğidir. (II) Yansıtmanın güzel bir tat kazanması da sanatçının dili kullanma gücüne, yeteneğine bağlıdır. (III) Çünkü bir dil sanatıdır edebiyat. (IV) Müzisyenler için sesler, ressamlar için renkler, yontucular için mermer ve bir bronz neyse bir romancı, bir ozan, bir öykücü ya da oyun yazarı için de dil odur. (V) Romancı, ozan, öykücü ya da oyun yazarı sözcüklerin gizli evrenine uzanarak, onların kendisine sunduğu olanakları iyi değerlendirerek özgünlüğü olan yaratılara ulaşabilir. (VI) Bu da ancak romancının, öykücünün ya da ozanın, dili kullanmadaki gücüne bağlıdır.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci paragrafın numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlaması uygun olur?

A) II.    B) III.    C) IV.    D) V.    E) VI.

 

27. (I) Halk çoğunluğunun diliyle kitapların dili arasındaki ayrılığın göze battığı yerde milli kültür gelişmiyor demektir. (II) Bunca gayretimize rağmen bu uçurumu kaldırma işinin başında sayılırız. (III) Bizde gerçekten bir uçurum vardı bu iki dil arasında. (IV) O kadar ki, hâlâ aramızda, düşündüğünü konuşur gibi yazmaya çabalayanları ayıplayan, kötüleyen, lekeleyen kültürlü kişiler var. (V) Türk geleneğine aykırıymış, konuşur gibi yazmak ve halk ağzını ilim diline karıştırmak.

Bu parçanın anlam bütünlüğünün sağlanması için numaralanmış cümlelerden hangi ikisi yer değiştirmelidir?

A) I. ve II.    B) II. ve III.    C) III. ve IV.    D) II. ve V.    E) IV. ve V.

 

28. Ülkelerin çağdaşlık yarışında bulundukları düzey, yalnızca bilim ve teknikteki üstünlükleri, sanayileşmedeki başarılarıyla ölçülemez. Uygarlığın en önemli ölçütlerinden biri, ulusların kültürel değerlerine sahip çıkması, bunu evrensel değerlerle buluşturabilmesidir. Kendi kültürüne, tarihsel değerlerine sahip çıkan, farklı kültürlerin düşünce ve eserlerine saygı duyan birey ve kuruluşlar demokrasinin en önemli güvencesidir. Bu açıdan —-

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) her ülke çağdaşlık yarışında diğerinden bir adım önde olmak için çaba gösterir.

B) zengin tarihsel ve kültürel birikimi olan kentler bu değerleri korumalı, paylaşıma sunmalı, böylece ülkeler arası işbirliğinin gelişmesine olanak sağlamalıdır.

C) uygar dünyanın dört bir yandaki çok farklı kültürleri küreselleşme adına kısırlaştırdığını, tek sesli bir dünya yaratmak istediğini görüyoruz.

D) demokratik toplumlarda diğer toplumlara göre sosyal adalet duygusunun daha yüksek olduğunu görüyoruz.

E) uygarlığın ve demokrasinin en önemli ölçütünün kültürel ve tarihsel mirasa sahip çıkmak olduğu söylenebilir.

 

29. —- Doğru ya da yanlış, öznel ya da nesnel her türlü yoruma açık olması nedeniyle çoğu kez yazarın bile aklından geçirmediği gizli anlamlarla yüklü karmaşık bir alan olmuştur artık. Roland Barthes'in dediği gibi "Son söz okurundur her zaman." Son söz okurun olduğu için de bir yazarın düşüncesini savunma, onun tam kendi istediği biçimde değerlendirilmesini sağlama yolunda harcanan çabalar, başarısızlığa adanmış çabalardır genellikle. Bunun için belki de en iyisi sözü doğrudan doğruya yapıta bırakmaktır.

Bu paragrafın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Okura ulaşmış başarılı bir yapıt, tümüyle yazarının değildir, bir bakıma aynı yapıt da değildir.

B) Yazar eseri bitirdikten sonra herkesin eseri kendine göre yorumlaması doğru değildir.

C) Başarılı bir yapıt, yazarından okuyucusuna bir mektup özelliği taşır.

D) Yazılan her eser, hem yazarının hem de okuyucusunun hayatından kesitler taşır.

E) Eser, topluma bir ayna olmaktan çok, yaşamın bir öznel yansıması olmalıdır. 

 

30. Dik bir yokuşu tırmanmayı göze alamayanlar hiçbir zaman zirveye ulaşamazlar. Başarı sadece yeteneği olanların hakkıdır, sözü ne derece doğrudur? İnsan, başarmak için dostlarına güvenmelidir, türünden sözler biraz iğreti kaçıyor. Hayat, iniş ve çıkışlarla doludur; bunu unutmamak gerekir. Şurası bir gerçek ki başarı, çok büyük bir mücadeleyi göze almak neticesinde ortaya çıkar.

Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başarı, her insanın hakkı değildir.

B) Başarı ve yetenek birbirine paraleldir.

C) Hayatın zorluklarını unutmamak gerekir.

D) Her işin başı ve mutluluğun anahtarı cesarettir.

E) Başarı savaşmanın, pes etmemenin sonunda gelir.

 

31. Kültür adamlarımızın pek çoğu ya bizzat edebiyatla uğraşmışlar ya da bir sanatçının çevresinde yetişmişlerdir. Bunların öncülüğünde yapılan çalışmalar kültür hayatımızın değişmesine yol açmıştır: Önce Ahmet Yesevi'nin çevresinde yetişen şair evliyalarımızla Anadolu Türkleşmiş, Yunus Emre ve Mevlana gibi büyük gönül dostları yüzyıllar ötesinden insanlığa seslenecek güce ulaşmıştır. Namık Kemâl ve arkadaşlarının da etkisiyle Osmanlı toplumu değişmiştin

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Sanatçı yönü olan kişilerin kültür hayatımızın değişmesine öncülük ettiklerine

B) Kültür değişiminin uygar bütün toplumlarda görülebileceğine

C) Değişimin ve dönüşümün zamanla, aşamalı bir şekilde olabileceğine

D) Sanat ve edebiyattaki değişimin ve yeniliklerin toplum hayatını etkilediğine

E) Toplumsal hayatın, sanatla ve edebiyatla ilişkisinin derinliğine

 

32. Atatürkçülüğü, yol gösterici bir ışık olarak kabul ediyoruz. Neden böyle davranıyoruz? Elbet, Atatürk de bizim gibi bir insandı. Ama bizi geçmiş, çağını aşmış bir insandı. Yol gösterici niteliği ile yaşadığı günlerde bugünleri görmüş insandı. Bu bakımdan fikirleri, düşünceleri dün olduğu gibi bugün de bize ışık tutuyor. Atatürkçülük; düşünce tarzı bakımından 30, 40, 50 hatta 80 sene evvel Atatürk'ün karşılaştığı olay karşısında söylediği sözden ziyade, bugün karşılaşılan olay hakkında aklın ve mantığın felsefesi ile düşünme sanatıdır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Atatürk'ün yaşadığı çağda birçok sorunla mücadele ettiğine

B) Atatürk'ün çağını aşan bir insan olduğuna

C) Atatürk'ün öngörü sahibi bir insan olduğuna

D) Atatürk'ün fikirleriyle geçmişe ve bugüne ışık tuttuğuna

E) Atatürkçülüğün akıl ve mantık felsefesi ile düşünme sanatı olduğuna

 

33. Ders kitaplarının sınırlarını aşamayan okuma çalışmalarının, lise öğrencileri için genellikle doyurucu olmadığı bir gerçektir. Serbest okuma etkinlikleri ile bu durumu değiştirebiliriz. Okuma beceri ve alışkanlığı bakımından ileri düzeyde bulunan edebiyat kültürünü genişletmek isteyen öğrenciler de serbest okuma yoluyla isteklerine uygun bir gelişme olanağına kavuşmuş olurlar: Serbest okuma deneyiminin verdiği alışkanlık, öğrenciyi hem öğrenimi sırasında hem de ileride bir meslek sahibi olduğu zaman daha mutlu ve başarılı bir duruma getirir.

Aşağıdaki sorulardan hangisi bu parçanın konusunu bulmaya yöneliktir?

A) Ders kitapları öğrencilerin okuma alışkanlığı kazanmasında yeterli midir?

B) Mutlu ve başarılı bir yaşam için ne gerekir?

C) İleri düzeyde bir edebiyat kültürü için neler yapmalıdır?

D) Serbest okuma alışkanlığı kazanmak için ne yapmalıyız?

E) Serbest okuma deneyimi öğrenciye ne kazandırır? 

 

34. Yıllardır romanlar üzerinde yapılan tartışmalarda, romanların dilinin önemini anlatan, somut örneklerle ele alan yazılara az da olsa rastladık. Az da olsa diyorum çünkü romanın önce bir dil işi sonra da bir konu işi olduğu unutuldu sanki. Son zamanlarda roman bolluğunda, genç yazarlara eleştirmenlerce iyi bir romanın iyi bir dille oluşturulacağı anlatılmalıydı. Yalnız genç yazarlara değil, tüm yazarlara anlatılmalıydı bu.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Roman üzerine yapılan tartışmalarda dilin değerini vurgulayanlar fazla değildir.

B) Dili iyi kullanmak roman türünün en önemli öğesi durumundadır.

C) Eleştirmenler yazarlara gerekli yol göstericiliği yapmamıştır.

D) Son yıllarda roman türünün sayısında çok büyük bir artış yaşanmıştır.

E) Roman türünün diğer türlere göre dil yönünden büyük zorlukları vardır.

 

35. Divan edebiyatında en önemli nazım biçimlerinden biri de gazellerdi. Bunlar içinde tasavvufi derinliğe sahip olanları. bir tarafa bırakırsak diğer gazellerde büyük düşünceler bulunmaz. Kalıplaşmış, hiç değişmeyen birtakım ifadeler vardır. Divan şairinin aşk, mevsim üzerine söyledikleri de öyle çok derin ve yeni şeyler değildir. Büyüklerin övüldüğü bazı şiirlerde de birtakım beylik sözlerle karşılaşabiliriz.

Bu parçada divan şiirinin hangi yönü eleştirilmektedir?

A) Gazellerin üslup ve içerik yönüyle başarısız şiirler olması

B) Konu ve anlatım tarzı yönüyle gazellerin sınırlarının çok dar olması

C) Süslü bir dil kullanıldığından üst zümreye hitap etmesi

D) Gerçek hayatta olmayan konuların, yüzeysel bir dille anlatılması

E) Devletin ileri gelenleri ile ilgili abartılı ifadelere yer verilmiş olması

 

36. Mehmet Akif'in şiirlerinde estetikten çok düşünce önemlidir. Onun için erdem, ahlak ve fikir ön plandadır. O, Doğu kültürüne bağlıdır. Onun içindekileri de benimsemiş bir insandır. Akif, aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygulamıştır. Şiirin ulusal olmasını, dini temellere dayanması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca her zaman toplumsallığı amaç edinmiş, bireyselliği geri planda tutmuştur. Bütün derdi toplumdur. Toplumun değerlerinin insanı sarması gerektiğini düşünmüştür.

Bu parçadan Mehmet Akif'le ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Bireysel duyguları arka plana atmıştır.

B) Şiirlerinde düşünceyi öne çıkarmıştır.

C) Eserlerine toplumcu bir anlayış hâkimdir.

D) Dönemin anlayışından farklı hareket etmiştir.

E) Toplumcu kimliğini hep korumuştur.

 

37. Bizans Dönemi'nin İstanbul'u heykeller, çeşitli anıtlar, dikili taşlar bakımından çok zengindi. Ancak yüzyıllar boyunca depremler, yangınlar, yağmalamalarla bunlar ya yok olmuş ya hasar görmüş ya da yurt dışına götürülmüş. Çoğu, günümüze kalamayan bu yapıtların kimilerini Avrupalı sanatçıların çok eski dönemlerde yaptıkları resimlerde ya da Osmanlı minyatürlerinde görebiliyoruz.

Bu parçadan yola çıkılarak Bizans Dönemi sanat eserleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Doğal afetler, dönemin sanat eserlerine zarar vermiştir.

B) Dönemin sanat eserleri Avrupalı ressamlarca yurt dışına çıkarılmıştır.

C) Bizans eserlerinden bazılarına Osmanlı minyatürlerinde rastlanmaktadır.

D) Bizans Dönemi yapıtlarının çok azı günümüze ulaşabilmiştir.

E) Bizanslılar, İstanbul'u heykeller, anıtlar, dikili taşlarla donatmıştır. 

 

38. Gustave Flaubert, "Madam Bovary" adlı eseriyle realist akımı başlattığı kabul edilen sanatçıdır. Bu roman Avrupa'da o zamana kadar görülmemiş bir teknikle yazıldığı gibi anlattığı olay da Avrupa'da büyük yankı uyandırmıştı. Romantik yazarların sağlam Hıristiyanlık duygusuyla yazdıkları eserlere alışık olan Avrupalılar bu romanda kocasını aldatan bir kadın tipiyle karşılaşınca büyük bir şaşkınlık yaşadılar. Oysa bu durum hayatta yaşanması mümkün olmayan bir durum değildi. Flaubert, insanları bu gerçekle yüzleştirdi sadece.

Bu paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Gustave Flaubert'in realist akımı başlatan sanatçı olduğuna

B) Madam Bovary adlı eserin Avrupa'da büyük şaşkınlık yarattığına

C) Realist yazarların dine karşı tavır takındıklarına

D) Sanatçının eserinde insanları gerçeklerle yüzleştirdiğine

E) Eserin teknik olarak da öncekilerden farklı olduğuna

 

39. Bir eseri sanatçısının sizdeki hatıralarıyla değerlendirmek, etik değerlerinizi bir kenara bırakmak anlamına gelir. Böyle bir tavır romanı okurun gözünde aydınlatmak değil okuru sizin düştüğünüz karanlığa çekmektir. Değerlendirmeniz olumlu da olsa olumsuz da olsa karanlık aynı karanlık olarak kalacaktır. Eğer okur da eseri sizin değerlendirmelerinizi esas alarak değerlendirirse sadece sanatçıya değil sanatın kendisine büyük haksızlık yapan bir eleştirmen olursunuz.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eleştirmen değerlendirmelerinde belli dayatmalara boyun eğmemelidir.

B) Roman, kendine has dünyası içinde değerlendirilmelidir;

C) Sanat eseri sanatçısının hayatından izler taşımalıdır.

D) Okur eleştirmenleri hiçbir zaman dikkate almamalıdır.

E) Sanat eseri yazarından bağımsız, nesnel bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir.

 

40. Savaşların yıkımı, ekonomik yaşamın sarsıntıları, azınlıkların özgürlüklerini elde etmesi Osmanlı İmparatorluğu'nu ayakta duramaz hale getirmiştir. Bu dönemde aydınlar katı birçok düşünce akımı arasında gidip gelmektedir. Milli Edebiyat'ı hazırlayan "Türkçülük" bu koşullar altında doğar. Ömer Seyfettin bu dönemin en ünlü öykücüsüdür.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Toplumsal yapı yazarları etkilemiştir.

B) Sözü edilen dönemde birçok düşünce akımı vardır.

C) Ömer Seyfettin akım tartışmalarına son vermiştir.

D) Milli Edebiyat'ı Türkçülük akımı temellendirmiştir.

E) Ömer Seyfettin Milli Edebiyat'ın en önemli öykücüsüdür.

 

CEVAP ANAHTARI

1-D  2-B  3-D  4-E  5-C  6-D  7-A  8-E  9-C  10-D  11-D  12-C  13-A  14-A  15-D  16-A  17-E  18-A  19-B  20-C  21-B  22-C  23-A  24-B  25-D  26-D  27-B  28-E  29-A  30-E  31-B  32-A  33-E  34-E  35-B  36-D  37-B  38-C  39-E  40-C

 

YGS Türkçe Deneme Sınavı-23 İndir!