Öne Çıkanlar

1. (I) Şu ana kadar yazdıklarımla gerçek yaşam arasında bire bir bağlantı yok. (II) Bir öykümde kahramanı tanıdığım birisinden esinlenerek oluşturdum ama onun da gerçekleri bütünüyle yansıttığını söyleyemem. (III) Yazdıklarım çoğunlukla hayatın kıyısında köşesinde kalmış olay ve karakterlere yönelik gözlemlerime dayanıyor. (IV) Başlangıçta kafamda bir kurgu olsa da olay ve karakterler bir süre sonra kendi akışını izliyor. (V) Belki de bu yüzden kurguya yönelik ne kadar plan yapsam da karakterlere hakim olamadığımdan bunların en az yarısını kağıda dökemiyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazar, yapıtlarını yazarken kendi isteği dışında gelişen durumlardan söz etmiştir?

A) I. ve III.   B) I. ve V.   C) II. ve IV.   D) III. ve V.   E) IV. ve V.

 

2. Yazar, hiçbir zaman hazır bilgilerin aktarıcısı olmamış, yaptığı derin araştırmalar sayesinde geniş bir kültürel birikimden yararlanmayı bilmiştir.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Zaman belirteci vardır.

B) Ek almamış sözcükler vardır.

C) Nesne, bir söz grubundan oluşmuştur.

D) İlgeç kullanılmıştır.

E) Yüklemler, duyulan geçmiş zamanla çekimlenmiştir.

 

3. Sanat hayatı boyunca, (I)çağının ötesinde yaşayan ve anlaşılmak için yılmaz bir mücadele vermek zorunda kalan diğer büyük sanatçıların (II)başına geldiği gibi yoluna (III)taş koymak isteyen bakışlarla, söylemlerle ve kişilerle karşılaşmış bir sanatçıdır Rodin. Heykeltıraş olarak ortaya attığı düşüncelerin (IV)savaşımını vermek zorunda bırakılmış, hakkında yapılan yorumların, sanatını sürdürmesinin önünde bir (V)engel çıkarmasına izin vermemiştir.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi deyim değildir?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

4. I. Hangi mevsimde bu kadar renk var?

II. Taze otlar biçilerek bahçeye yığıldı.

III. Gün ışığı odaya yayılmaya başlamıştı.

IV. Kısa söyleşide çalışmalarını anlatmış.

V. Bu sessizliği çok arayacağız.

Bu cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangileri nitelik bildirmektedir?

A) I. ve II.   B) II. ve III.   C) II. ve IV.   D) III. ve V.   E) IV. ve V. 

 

5. I. Öykülerinde, tiyatrolarında ve oyunlarında yaşamın sıkıntılarından bunalmış, toplumla uyumsuz kahramanları ele alıyor yazar.

II. Tiyatro ve romanlarındaki yalın anlatım, öykülerinde girift, yoğun ve zor anlaşılır bir yapıya bürünüyor.

III. Onun yapıtlarının toplumun tüm kesimlerince beğenilerek okunmasının en önemli nedeni yapıtlarında dünya görüşünü ön plana çıkarmamasıdır.

IV. Bilinç akışı, iç monolog ve geriye dönüş gibi modern teknikleri öykü ve romanlarında ustaca kullanan yazar tiyatrolarında klasik anlatım biçimlerini tercih eder.

V. Romanları ödüle layık görülen yazarın tiyatro ve öykü kitaplarının yazın dünyasında geri plana itilmesi yazar adına üzüntü verici bir durumdur.

Bir sanatçının yapıtlarının özelliklerinin ele alındığı yukarıdaki cümlelerin hangilerinde, bütün yapıtlarında ortak olan noktalardan söz edilmiştir?

A) I. ve II.   B) I. ve III.   C) II. ve IV.   D) III. ve V.   E) IV. ve V.

 

6. Öykü, edebiyatın operası gibidir. Opera nasıl olay anlatıcılığı, oyunculuk, müzik, dekor, bale vb. sanatsal alanları içinde barındırıyorsa öykü de anlatının, betimlemelerin bütünleştiği bir tür olarak kendini gösterir. Daha genel bir deyişle, yazarın yoğun bir anlatı serüveninden yararlanarak yazdığı öykü, edebiyatın bütün yönlerini özünde barındırdığı gibi diğer yazınsal türlerden de ayrılır. Öykücü doğayı anlatırken ondan bambaşka bir doğa çıkarır. Sanatçı, yazarsa okuyanı, ressamsa seyredeni, besteci ise dinleyeni alıştıklarından uzaklaştırdığı, ona yeni anlatımsal tatlar, görüntüler, sesler sunduğu ölçüde değer kazanır.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Açıklayıcı bir yol izlenmiştir.

B) Karşılaştırma yapılmıştır.

C) Benzetmeden yararlanılmıştır.

D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

E) Değişik cümle türleri kullanılmıştır.

 

7. Bilimkurgu, yapısı gereği ütopyanın en rahat kâğıda dökülebileceği zemindir. Onu konu edinen romanlarda yeni, yepyeni bir düzen kurabilmek için öncelikle eski düzeni çevreleyen kurallardan ve bağlardan kurtulmak gerekir. Bu yüzden çoğu yazar, dünyamızın yakın gelecekteki hâlini bile yapıtına bir zemin olarak yeterli görmez. Çoğu bilimkurgu romanı, ya büyük bir devrimin ardından bambaşka hâle gelmiş dünya ya da dünyanın dışında hiç bilmediğimiz bir sistem, bir gezegen üzerine kurulur.

Bu parçada bilimkurgu türüyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir?

A) Anlatılanların var olandan bağımsız, yeni bir dünya düzeni oluşturularak verilmeye çalışıldığı

B) Yazara anlatmak istediklerini rahatça yansıtabileceği özgür bir alan sunduğu

C) Okurların ilgisini diğer yazınsal ürünlerden daha çok çekebilecek bir tür olarak görüldüğü

D) Bu alanda özgün ürünler ortaya koymanın başka alanlarda ürün vermekten daha zor olduğu

E) Okurların hayal gücü geliştirmesine en elverişli yazınsal tür olduğu

 

8. (I) Günümüzde kitap yayımlamak son derece kolaylaşmış ve maliyeti düşmüştür. (II) Bu nedenle her yıl çok sayıda yazar adayı şiirlerini, öykülerini, romanlarını yayımlamaktadır. (III) Son yıllarda belli bir ücret karşılığında genç yazarların kitaplarını yayımlayan çok sayıda yayınevi kuruldu. (IV) Bu yayınevlerine başvurulması halinde Kültür Bakanlığı ile yapılması gereken formalitelerden kurtuluyorsunuz. (V) Hatta kitabınızın satma potansiyeli varsa dağıtımcılarla bile iletişime geçiyorlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, tamlayan eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır.

B) II. cümlede, iyelik eki almış birden çok sözcük kullanılmıştır.

C) III. cümle, basit bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, içinde birden çok birleşik sözcük olan kurallı bir cümledir.

E) V. cümle, koşul cümlesidir.

 

9. Odalarda'yı, yirmi dört yaşında yazmıştım. O dönemler bir Dostoyevski delisiydim. Ama Gogol'ün Palto adlı yapıtındaki öykülerden biri olan Kaput, beni adamakıllı etkilemişti. Bu öykünün başkişisine çok benzeyen bir yakınım vardı. Kaput'ta anlatılanlarla o yakınımı birleştirerek yazmaya başladım Odalarda'yı. O yakınım, yayımlanınca romanımı okumuş, pek beğenmiş ama romandaki başkişinin kendisi olduğunu anlayamamıştı. Dostoyevski de tıpkı benim gibi, Gogol'ün bu yapıtından yola çıkarak yazdığı İnsancıklar adlı romanın bir yerinde, kahramanına bu öyküyü okutur. Ama İnsancıklar'ın başkişisi, Kaput'un başkişisinin yaptıklarını okudukça ona güler; o kişinin kendisi olduğunu anlayamaz.

Bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak yazınsal yapıtlarla ilgili aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?

A) Kapalı bir anlatımın benimsendiği yapıtlarda yazarın anlatmak istedikleri okurlarca yanlış anlaşılabilir.

B) Farklı yapıtlardaki kahramanların özelliklerinin birleştirilmesi bir yapıtın okurlar üzerindeki etkisini artırır.

C) Bir sanatçının ilk yapıtında başka yazarlardan esinlenmesi doğal karşılanmalıdır.

D) Yazarlar, kişileri anlatırken abartıya kaçmazsa inandırıcılığı elbette sağlayacaktır.

E) Yazar yaşamdan seçtiklerini kendince kurguladığından okur anlatılanların gerçek olduğunun ayrımına varamaz.

 

10. (I) Sabah, puslu olsa da bizi fazla endişelendirmeyen bir havada uyanıp yola koyulduk. (İl) Karşılaştığımız manzaralar doyulmaz güzellikteydi, bu nedenle fotoğraf makinemi sık sık çıkarıyor, resim çekmeye çalışıyordum. (III) İlerledikçe çevremizdeki orman yavaş yavaş seyreldi, tek başına her şeye direnen son ağacı da geçtikten sonra sadece yer yer kayalarla delinmiş bir kar tabakası altındaki yamaçta yükselmeye başladık. (IV) Geçmişte sert rüzgarlardan çok çektiğimiz için sonunda her yanı eğimli bir yamaçta, korunaklı bir kayanın kenarına yerleşmeye karar verdik. (V) Kuzeyimizde harika bir şekilde kendini gösteren manzarayı çadır kapımızdan doyasıya seyredebiliyorduk.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir deneyimden söz edilmektedir?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

11. Ünlü bir şairimize 17-18 yaşlarında yazdığım şiirlerimi göstermek istiyordum. Yaşadığım olayları şiirleştirdiğim kitabımı sundum ona. Masasına oturup gözlüğünü taktıktan sonra, hiçbir bıkma belirtisi göstermeden bütün şiirlerimi okudu. Okuması bittikten sonra başını kaldırarak o unutamadığım cümlesini söyledi: "Bu metinlerde anlatılanların hepsi çok güzel ama bunları şiir biçiminde değil, roman ve öykü biçiminde kaleme almalısın."

Bu parçada altı çizili sözle şairin, şiirle ilgili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde anlam ve anlatım uyum içinde olmalıdır.

B) Şiir yazmak için esaslı bir birikim edinmeye gerek yoktur.

C) Şiirde anlaşılmak için çaba göstermeye gerek yoktur.

D) Duyguları harekete geçirmeyen şiirler değersizdir.

E) Şiir olay anlatmaya uygun bir tür değildir.

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklemler aynı kiple çekimlenmiştir?

A) İşlerini hemen bitir de müzeye gidelim.

B) Yazdığınız şiirleri dergimize gönderin, biz inceledikten sonra onları yayınlarız.

C) Verdiğim ödevlerin hepsini yapın, kitap okumayı da unutmayın.

D) Bizimkiler bir gelsin de bu konuyu görüşürüz.

E) O bildiklerini anlatmaz ama ben yine de ona bir şeyler sorayım.

 

13. "Sanat nedir ?(I)" sorusu yüzyıllar boyunca tartışılmış ;(II) şairler, yazarlar, bilim adamları bu kavramı tanımlamaya çalışmıştır. Ama bunca araştırmacının, yazarın tek bir tanımda birleştiğini söylemek zor !(III) Yine de bu tanımlar içerisinde en dikkate değer olanı kanımca şudur :(IV) "Sanat, yaşamı güzelleştirme ve anlamlı kılma çabasıdır." Çünkü yaşamı güzelleştirmeyen bir uğraşın, sanat olabileceğini düşünebilir miyiz ?(V)

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

14. Sergideki resimlerim, (I)İstanbul Caz Festivali'nde çektiğim özgün fotoğraflardan oluşuyor. Sanatçıların sahnede, (II)provalarda canlı konser esnasında çekilmiş fotoğrafları bunlar. (III)Diyaframı açarak, (IV)enstantaneyle oynayarak, biraz da makineyi sallayarak ve poz süresini düşürerek elde ettiğim kareler. Örneğin bir (V)kılarnet sanatçısının sahnede çalarken öyle bir anını yakaladım ki sanki havada uçuşan notaları fotoğraf karesine aktardım.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde işi yapan belli değildir?

A) Akşamüzeri başlayan rüzgâr, sabaha kadar esti.

B) Yaptığı konuşmada, önemli saptamalarda bulundu.

C) Ormandaki yaşlı ağaçlar, bu yaz dönemi kesildi.

D) Araştırmalarımı genellikle kütüphanede sürdürdüm.

E) Kıyıda birkaç kişi hasar gören sandallarını onarıyordu.

 

16. (I) Benim müziği sevmem galiba insanî duyguların derinliğinden kaynaklanıyor. (II) Hep o derinliği anlatmak için bir araç aradım. (III) Bazen edebiyat bile yetersiz kalıyor bunu anlatmaya, müzik ve notalar ise dilin anlatamadığını açığa çıkarıyor. (IV) Müzikte beni cezbeden şey işte buydu. (V) Bunu keşfettiğimden yıllardır müzikle uğraşıyorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, birden çok basit çekimli eylem vardır.

B) II. cümlede, "derinliği" sözcüğü hem yapım hem çekim eki almıştır.

C) III. cümlede, "bile, ise, ve" sözcükleri bağlaçtır.

D) IV. cümlede, adıl ek eylem alarak yüklem olmuştur.

E) V. cümlenin yüklemi çatısına göre geçişsizdir.

 

17. —-. Nice yazar belli aralıklarla bunca kitap yazabildiyse, bunu, sürekli yazmasına, yazma işine ara vermemesine borçludur. Ben, hayatta geçinebilmek için değişik işlerde sürekli çalıştım. Bu aralıksız çalışmamı, yazamayış nedeni gibi gördüm hep. Sonradan anladım ki bu bir bahaneymiş. Yazmaktan korktuğumu anladım ve yeniden dönüp yazmaya başladım. Ama bu dönüşler çok yorucu oluyor. Kolay kolay giremiyorsunuz yazma işine. Yabancılaşmış oluyorsunuz. Hiç yazamayacağınızı, yazma yeteneğinizi yitirdiğinizi falan düşünüyorsunuz. Kafanızda kurduğunuz imgeler sözcüklere bir türlü dönüşemiyor.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Yazmak sanatçılar için kişisel bir süreçtir

B) Yazmak kalemi eline alan herkes için kolay bir iştir

C) Yazmak bilim adamı titizliği gerektirir

D) Yazmak süreklilik gerektiren bir iştir

E) Yazmak yeteneğe çalışmayla yön verilerek geliştirilebilir

 

18. (I) Edebiyatı hem çevirmen hem de eleştirmen gözüyle görmenin zenginliği, bütün metinlerine yayılmış dil işçiliği, özgün biçemi ve ironisi onu Türk yazınının önemli yazarlarından biri saymaya yeter. (Sanatçının sahip olduğu niteliklerle ilgili kişisel düşünceler ortaya konuyor.) (II) Gündelik yazılarında bile genel geçerliği aşan bir derinliğe sahip anlatımı hemen gözünüze çarpar. (Anlam yoğunluğu olan bir yazın dilinin olduğu belirtiliyor.) (III) Her yazdığında hem sahip olduğu geniş yazın kültürünün hem de sanatçı sorumluluğunun izlerini görürüz. (Zengin bir yazınsal birikimi olduğu söyleniyor.) (IV) Şu veya bu düşüncenin, kesimin adamı olmadan bağımsız, üretken bir aydın olmanın çabasını bütün metinlerine yansıtmıştır. (Her görüşü saygıyla karşılayan bir sanat evreninin olduğu dile getiriliyor.) (V) Bu yazarımızı okuyarak zaman süzgecinden geçecek, bizi estetik açıdan üst düzeylere taşıyacak metinlere ulaşma şansına sahibiz. (Okura sağlayacağı faydalarla ilgili saptama yapılıyor.)

Bir sanatçının ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisiyle ilgili olarak ayraç içinde verilen bilgi yanlıştır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

19. Çağdaş Türk edebiyatında o, bütünüyle bir döneme damgasını vuracak kadar etkili bir fırtınaydı. Uzun yıllar boyunca onun hemen her eserini büyük bir dikkatle okudum. Kimileri onun şiirini küçümsemiş olsalar da yazın dünyasında çok sevilen bir şairdi. Aynı zamanda usta bir romancıydı. Yazdıklarıyla kemikleşmiş pek çok değer yargısını enikonu sarstı. Her yapıtında kendini yeniden var edebilen bir sanatçıydı kısacası.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Söyledikleriyle ilgi çekmek – sözcüklerin anlam evrenini genişletmek

B) Ürettikleriyle kendini kanıtlamak – kararsız kalmak

C) Kabul edilen düşünceleri değiştirmek – özgün olmak

D) Kendinden önce yapılanları beğenmemek – tekrar tekrar okunmak

E) Sanat alanındaki tartışmaları değersiz görmek – yeterince anlaşılamamak

 

20. (I) O, başkalarının önemsemeyeceği en küçük ayrıntıyı bile aydınlanmacı bir bakış açısının süzgecinden geçiriyordu. (II) Nice bilimsel konu onda başkalarında göremeyeceğiniz engin bir bilgi birikimiyle dile getirilmiştir. (III) O, yalnızca bunları meraklı okurlara anlatmakla kalmıyor, okurun dikkatini yazdıklarına çekecek özgün bir anlatım yakalamaya çalışıyordu. (IV) Bunu gerçekleştirmek için dönemindeki yazarların yapıtlarını inceliyor, onların kullanmadığı söyleyişleri ve anlatım biçimlerini kullanmaya çalışıyordu. (V) Bilimsel yapıtların kaçınılmaz hastalığı olan günlük yaşamdan uzak ve donuk bir anlatıma yer vermiyordu yapıtlarında. (VI) Montaigne gibi, pazarda zerzevat satan bir kişinin bile anlayabileceği dili benimsemişti çünkü onun amacı bilgiyi kitlelere ulaştırmaktı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde sanatçının "Kimilerine göre karmaşık anlatım bilgelik olarak görülür, okuru terimlere boğmak, metni yabancı sözcüklerle doldurmak bir hüner kabul edilir." cümlesinde belirtilen tutuma karşıt bir dil anlayışı benimsediği çıkarılabilir?

A) I. ve II.   B) II. ve III.   C) III. ve VI.   D) IV. ve V.   E) V. ve VI.

 

21. (I)Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor

Bu şehir o (II)eski İstanbul mudur

(III)Karanlıkta bulutlar (IV)parçalanıyor

Sokak lambaları birden yanıyor

Kaldırımlarda yağmur kokusu

Hangi kapıyı (V)çalsa kimi zaman

Arkasında (VI)yalnızlığın hınzır uğultusu

Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerin hangilerinde bir ses olayı vardır?

A) I. ve III.   B) II. ve IV.   C) III. ve VI.   D) IV. ve V.   E) V. ve VI.

 

22. (I) Yazarların ağır ve anlaşılmaz bir anlatım kullandığı yazınımızda yalınlık yeniden gündeme getirilmeli ve onun hakkında bugün de konuşulmalı bence. (II) Buna önem veren biri olarak alabildiğine yalınlaşmak, benim yazıdaki en büyük tutkumdur. (III) Bu anlayışımdan dolayı yazılarımda hiçbir zaman numara yapmam, karşımdakine bir şeyi kabul ettirmeye çalışmam. (IV) Her yazdığım deneme, şiir bir çocuk için bile zevkle okunacak kadar ilgi çekici olmalıdır. (V) Yazdıklarım kolayca anlaşılacak ölçüde ve duru bir su gibi apaçıktır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde aynı düşünce değişik sözlerle yinelenmiştir?

A) I. ve III.   B) I. ve V.   C) II. ve IV.   D) III. ve V.   E) IV. ve V.

 

23. (I) Bir eleştirmen olarak yazarların ilk kitaplarının önemli olduğunu düşünüyorum. (II) Onlara çok daha başka bir sevgiyle, özel bir ilgiyle yaklaşılması gerektiğini her zaman söylerim okurlarıma. (III) Çünkü yazar, o güne kadar yaşadıklarını, bütün birikimini ortaya koymaya çalışmıştır; farkına varmasa da bunu yapmıştır. (IV) Zaten çiçeği burnunda bir sanatçı için başka kendini gösterme yolu da yoktur. (V) Ayrıca hiç el değmemiş bir yaşanmışlık vardır o kitapta.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir öneriden söz edilebilir?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

24. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinin ayraç içinde verilen açıklaması yanlıştır?

A) Toprağı işleyen ekmeği dişler. (Uğraşı alanının bütün gereklerini yerine getiren kişi, çalışmasının verimlerinden yararlanır.)

B) Sel gider kum kalır. (Geçici durumlara güvenmek doğru değildir.)

C) Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış. (Aklına geleni hemen gerçekleştirmeye çalışma; önce iyi düşün, taşın, doğabilecek sonuçları hesapla.)

D) Mızrak çuvala sığmaz. (Herkesin gözü önünde duran, apaçık bilinen gerçeklerin gizli tutulması, örtbas edilerek yokmuş gibi gösterilmesi imkânsızdır.)

E) Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör.(ileride zarara uğrayıp üzülmek istemiyorsan karşına çıkabilecek tehlikelere karşı şimdiden tedbir al.)

 

25. Tarihte ilk paranın basıldığı yer olan Sardes antik kenti, Manisa'nın Salihli ilçesi yakınlarında bulunuyor, ayrıca bu kentte kütüphane, tapınak, hamam ve mahkeme binası ayakta kalan yapılar olarak dikkat çekiyor.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Birleşik eylem

B) Birden çok eylemsi

C) Ünsüz yumuşaması

D) Sıfat tamlaması

E) Belirtme durum eki almış sözcük

 

26. Kendi yolunu kendi açmayan hiçbir şairin kalıcı olması düşünülemez.

Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?

A) Başkalarına öykünmekten kurtulamayan şairden özgün şiirler yazmasını beklemek boşunadır.

B) Gelecek çağlarda da okunmak isteyen şair, şiirlerini her zaman taze kalacak sözcüklerle oluşturmalıdır.

C) Ancak kendine özgü anlatım yolları bulan şair, yaşadığı döneme damgasını vurabilir.

D) Kalıcı şiirler yazabilmenin yolu, şairin şiir birikimini çok iyi özümsemesinden geçer.

E) Şiirde ölümsüzlüğe kavuşmak, şairin özgün bir söyleyişi yakalamasıyla mümkün olur.

 

27. Kimi yazarlar vardır ki yaşadıkları dönemde söylediklerini sanki bütün zamanlara söylemiştir. Sophokles böyle uzun soluklu bir yazar. Antigone onun diğer oyunlarından çok farklı ve neredeyse bir gezgin gibi dünyanın tüm tiyatrolarında dolaşmış ve defalarca oynanmış. Oyunu yaşadığımız coğrafyayla olan şu yakınlıklarından hareketle sahnelemeye karar verdik: Karadeniz'i Ege'ye bağlayan Bosphorus'tan (Boğaziçi) ve iki kardeş denizin varlığından söz ediliyor. Boğaz'ın kuzeyindeki Kyani kayalıklarından, Karadeniz sahilindeki Midye kasabasından, Trakya'dan, Küçük Asya hükümdarı Tantalos'un kızı Danea'nın Manisa'daki Spylos (Sipil) Dağı'ndaki taşlaşmış bedenini betimleyen Ağlayan Kaya'dan… Daha da önemlisi Oidipus'un büyük dedesi Kadmos, Fenike'den yani Kenan Eli diye bilinen Filistin topraklarından gelmiş Thebai'ye. Thebai kentinin Mısır'daki Thebai (Teb) kentiyle benzerliği, Adapa sözcüğü ile Oidipus (Ödip) sözcüklerinin sessel uyumu gibi şaşırtıcı yakınlıklar var.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Açıklama

B) Benzetme

C) Karşılaştırma

D) Tartışma

E) Örneklendirme

 

28. O, her bakımdan toplumla iç içe yaşayan bir ozandır. Kendisini yetiştiren halkın dilinin gücünü, anlatım yeteneğini aydınlık duygu ve düşüncelerle bilenmiş şiirlerinde açıkça sergiler. Özlü, tok anlamlı dizeler, keskin ironi, şifreli anlatımlar, imgeler onun dizelerini süsler. O, karmaşık, dolambaçlı laf kalabalıkları yerine net betimlemeleri yeğler. Dizeleri birçok yönden işlenmiş, yetkinleştirilmiş ve özgün deyişlerdir. İçinden çıktığı halkın yaşamında yer alan unutulmaz büyük olaylar, kendi yaşadığı ya da tanık olduğu şeyler onun dizelerinde son derece inandırıcı ve etkili biçimde yer alır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen ozanın özelliklerinden biri olamaz?

A) Öğretici bir yöntem belirleme

B) Yaşantıdan beslenme

C) Gülmeceden yararlanma

D) Kapalı bir anlatıma yer verme

E) Yeni söyleyişlerden yararlanma

 

29. Yazınsal yapıtlar karşısında okurun, yazara kıyasla büyük bir özgürlüğü vardır: Bir kitabı sonuna kadar okuma ya da okumama özgürlüğü… Siz yazar olarak öykünün, romanın alacakaranlık koridorlarında dilediğiniz kadar didinin kitabınızı eline alıp karıştıran okur, onu sonuna kadar okumama, dilediği anda elinden atma hakkına, özgürlüğüne sahiptir. Bu durumda, o okurun bamteline dokunmak yazarın görevleri arasındadır. Bence bu çaba, yazı yazmanın en güç olduğu kadar en saygın, en ustalık isteyen yanıdır. Okurun yazılanla özdeşleşmesi, ustaca kurgulanmış yeni bir gerçekliğin okurda karşılığını bulması hiç de kolay başarılabilecek bir şey değildir.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılabilir?

A) Bir yapıtın okurun duygu evrenini tam olarak yansıtması mümkün değildir.

B) Okur seçici olduğundan yazarlar okurun ilgisini çekmek için çaba göstermelidir.

C) Yazar yaşamadığı kimi durumları okura sunarsa bunun okur üzerinde hiçbir etkisi olmayacaktır.

D) Okur bir yapıtı değerlendirirken yazarın etkisinden kurtulamaz.

E) Yazarın yapıtını yetkin bir anlatımla oluşturması o yapıtın beğenilmesi için yeterli değildir.

 

30. (I) Orhan Kemal ile Sabahattin Ali'nin dünya görüşü yakındır fakat ortaya koydukları ürünler birbirinden oldukça farklıdır. (II) Sabahattin Ali'nin öyküleri, ele aldığı konunun sosyolojik, tarihsel, toplumsal arka planını iyi bildiği için Orhan Kemal'in öykülerine göre çok daha sağlam ve donanımlıdır. (III) Orhan Kemal'in öyküleri hem içerik hem biçim açısından romanlarından çok daha farklı bir yapıdadır. (IV) Kuşkusuz bu önemli fark, biçim, kurgu ve dil yetkinliği hesaba katıldığında daha da derinleşir. (V) Bu iki yazarı takip eden günümüz okurlarının okuma tercihlerinde elbette bu durum etkilidir. (VI)Dolayısıyla okur, başarılı bir kurguyla oluşturulan Sabahattin Ali'nin öykülerini Orhan Kemal'in öykülerinden fazla okumakta ve hakkında daha çok konuşmaktadır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II.   B) III.   C) IV.   D) V.   E) VI.

 

31. Yazardan yazara, ozandan ozana değişiyor bu. Ad sayacak değilim. Genelleyerek söyleyeyim, kimileri çalakalem yazıyor. Bu yüzden dağınık bir söylemleri var. Yazdıklarını dinlendirip üzerinde çalışmıyor. Kimileri yanlış, boş bir çabanın içinde; dilin dolaşımı dışına atılmış sözcükleri diriltmeye uğraşıyor. Öte yandan sayıları sınırlı da olsa sözcükleri bir tartımdan geçirerek seçen, bunları güzelduyusallığın derinlikli sularında uyuyup arındıranlar da var. Cümle ve sözcük düzleminde kılı kırk yararak anlatımlarını biçimlendiriyorlar. Dağlarca'nın yıllar önce söylediği, "Dil, hem yazının hem de yazarın onurudur." sözünü yazma eyleminin anayasası sayıyorlar.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Yazın dünyasında yazarlar biçime mi yoksa içeriğe mi önem veriyorlar?

B) Yazarlar, şairler dili güzel ve etkili kullanmaya özen gösteriyorlar mı?

C) Anlatımını beğendiğiniz, Türkçeye gereken özeni gösterdiğini düşündüğünüz genç yazarlarımız var mı?

D) Sanatçılarımızın yetkin bir yapıt oluşturmak için yapması gerekenler nelerdir?

E) Dil üzerine çalışıp kendine özgü bir yol açan sanatçılara değer veriliyor mu?

 

32. (I) Gündelik izlenimlerimizi eskitmeden, yıpratmadan bir defter sayfasına aktarıp aradan beş on yıl geçtikten sonra okumak eşi olmayan deneyimdir. (II) Zamanın akışı içinde değişen yönlerimize, yeni yeni görünümler alan, anlamlar kazanan kişiliğimize bu şekilde tanık olma imkânı verir günlükler. (III) Ayrıca monotonlaşan yaşamımıza renk katar ve yaşadıklarımız tutanaklara geçirmek güzel bir eğlenceye dönüşür bizim için. (IV) Günlüğün hoşça vakit geçirmenin yanında yazarlığa adım atmak isteyen gençlere deneyim kazandırma gibi bir görevi vardır. (V) Wirginia Woolf, W. Faulkner gibi pek çok yazar edebiyata ilk adımlarını günlükleri aracılığıyla atmışlardır. (VI) Bu yazarların günlüklerini okuduğunuzda kişiliklerinin ipuçlarını görebilir, yazarlığa giden yolda neler yaşadıklarını öğrenebilirsiniz.

Bu parça ikiye ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II.   B) III.   C) IV.   D) V.   E) VI.

 

33. Yazın dünyasında uzun süreden beri faaliyet gösteren bir yayınevimiz bu yıl bir öykü antolojisi hazırladı. Ancak hazırlanan anlotojiyle ilgili tartışmalar hiç bitmedi ve bazı öykücülerin neden bu antolojiye alınmadığı soruldu. Yayınevi, bu tartışmalar karşısında yeterli yerinin olmadığını iddia etti. Pekala Mustafa Kutlu, Sevinç Çokum, Nazan Bekiroğlu, Necip Tosun gibi isimlerin yer almadığı bir antolojinin Türk öyküsünün bütün renklerini yansıttığı söylenebilir mi? Yayınevi, bu yazarları yapıtına almamasının, bir ressamın çizdiği tabloda kimi önemli renklerin eksik kalması gibi bir sonuç doğuracağını iyi biliyor olmalı.

Bu parçada altı çizili bölümde yapılan benzetmeyle, yayınevinin hazırladığı antolojiyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nitelikli bir çalışmayla oluşturulmadığı

B) Kuşatıcı bir bakış açısıyla oluşturulmadığı

C) Belli bir okur kitlesine seslendiği

D) Sadece son dönem öykücülerinin ürünlerinin alındığı

E) Olumlu düşüncelerden çok olumsuz değerlendirmeler içerdiği

 

34. Geçen ay bir kitabım çıktı: Yüzler ve Sözcükler. Türkçenin inceliklerini, güzelliklerini yazınsal yapıtlardaki kullanımlardan yola çıkarak göstermeyi amaçladım. İstiyorum ki ana dilini seven herkes ve gelecek kuşaklar, bu kitaptaki örneklere, alıntı ve yorumlara bakarak bilgilerini temellendirsin. Özellikle de öğretmenlerin elinde olsun, gençlere ulaşsın. Ama bunun bir düş olduğunu da bilmiyor değilim. Okunurluk katsayısı ne denli yüksek ürünler ortaya koyarsanız koyun nitelikli okurlar olmadıkça bu kitaplar, kitapçı vitrinlerinde yaşlanıp gidecektir.

Bu parçaya göre yazarın,

I. Gelecek nesillere nitelikli bir miras bırakmak

II. Okurları yazma konusunda istekli hâle getirmek

III. Belli bir bilince ulaşmış okurlar görmek

IV. Kendi görüşlerini savunan bir okur kitlesi meydana getirmek

yargılarından hangilerini amaçladığı söylenebilir?

A) I. ve III.   B) I. ve IV.   C) II. ve III.   D) II. ve IV.   E) III. ve IV.

 

35. (I) Ömer Seyfettin, öykü türünün edebiyatımızdaki ilk ve önemli örneklerini ortaya koymuş başarılı bir sanatçıdır. (II) Dile olan tutkusuyla, dili sadece korumaya çalışmakla kalmamış, dili geliştirmeye de çalışmıştır. (III) Dille oynar, onu kurcalar ve adeta yoğurur. (IV) Şimdi bile okuduğumuz nice yapıt içerik ve anlatım olarak onun yapıtlarından etkilenmiştir. (V) Yazın tarihimizi inceleyen eleştirmenlerin ortak vardığı yargıya göre o, Türk edebiyatına yön veren ana çizgilerden biri olarak anılması gereken sanatçılardan birisidir.

Ömer Seyfettin'den söz edilen bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, yetkin bir sanatçı olduğu dile getirilmiştir.

B) II. cümlede, dile katkı sağladığından söz edilmiştir.

C) III. cümlede, önceki cümlede belirtilenle ilgili bir yorum yapılmıştır.

D) IV. cümlede, kendinden sonra gelen sanatçıların onu taklitten öteye gidemedikleri belirtilmiştir.

E) V. cümlede, edebiyatımızda etkili olduğundan söz edilmiştir.

 

36. Roman kahramanları, bütün insanların özelliklerini bünyesinde toplayabilir. Hem korkak hem cesur, hem iyi hem kötü, hem iyimser hem karamsar olabilir. Söz gelimi Raskolnikov, Suç ve Ceza romanında hem katil olacak kadar olumsuz özelliklere sahip hem de bütün parasını yoksullara verecek kadar cömert bir kişiliktir. Bu karakter özellikleri aslında yazarların yapıtlarında sergilemek istediği evrensel insan tipinin çeşitli yönlerini oluşturur.

Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir yazarın düşünceleri yapıtı oluştururken farklı anlayışlara bürünebilir.

B) Yetkin yazarlar, yapıtlarında toplumun her kesiminden kahramanları anlatır.

C) Bir yapıtta kahramanları her yönüyle görmemiz yazarın gerçekçi bir bakış sergilediğini gösterir.

D) Yazar, kahramanlarına farklı hatta zıt özellikler yükleyerek insanı tüm yönleriyle anlatmayı amaçlar.

E) Yazarlar çoğu kez yapıtlarındaki kahramanlara, kişiliklerinden silinmez izler katarlar.

 

37. Sanatçının her biri özgün araştırma niteliğindeki Yeryüzü Şiiri ve Yeryüzü Destanları adlı yapıtlarını okuyunca bir toplumun başka bir toplumu tanımasının ancak o toplumun şiirini kavramasına bağlı olduğunu daha iyi anlıyorum. Şairin bu seçkileri okuyanı kültürle donatıyor, düşünsel anlamda geliştiriyor ve şiir okumanın tadına vardırıyor. Onu günlük yaşamın sıkıntılarından kurtararak ona güzellikler dünyasında soluk aldırıyor. Yazdıklarıyla insanın yüzüne bir güzellik aynası tutuyor, kişinin o aynada güzellikleri görmesini sağlıyor.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, şairin şiirleriyle okura sağladıkları arasında gösterilemez?

A) Yaşamın telaşından uzaklaştırarak rahatlatmak

B) Bilgi vererek katkı sağlamak

C) Güzelduyusal bir etki oluşturmak

D) Kişiyi olumlu duygularıyla yüz yüze getirmek

E) Toplumları kaynaştırmak

 

38. Eleştirmen, ödüllerin genç yazarlar ve araştırma yapmak isteyenler için teşvik edici olduğunu söylüyor. Ancak yazarların "Nasıl yazarsam ödül alabilirim?" ya da "Seçici kurul ne tür yapıtlardan hoşlanır?" gibi düşüncelerle yola çıkmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Bu türden bir çabanın sanatçıyı güdümlü hale getireceğinden endişe ettiğini söylüyor. Bu anlamda ödülün bir amaç olmaması, daha çok okura ulaşmada yazarlara fayda sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Bu parçada ödülle ilgili görüşlerini böyle dile getiren bir eleştirmenin, aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?

A) Ödülün ustalardan çok gençlere verilmesi gerektiğini

B) Deneyimsiz yazarların ödül sayesinde tanınacağını

C) Salt ödül kazanma düşüncesiyle yapıt kaleme almanın yazara zarar vereceğini

D) Okurun ödül kazanan yazarları daha değerli gördüğünü

E) Gerçek bir ödülün yazın dünyasında etkin bir rol oynaması gerektiğini

 

39. Oğuz Atay, yazdıklarıyla edebiyatımızın geleneksel kalıplarının dışına çıkmayı tasarlamıştı. Ancak 1960'lardan sonraki on yıl içinde oluşmuş toplumcu edebiyat kültürünün gölgesi ve o dönemde içinde bulunulan sosyal ortam, edebiyatımıza son yarım yüzyıl boyunca dokuduğu kumaştan dikilmiş tek tip elbise dayatmıştır. Yazın dünyasına değişik bir yerden bakmak isteyenlere bütün kapıları pencereleri sımsıkı kapatmıştır adeta ve Tutunamayanlar'ın yazarı, Oğuz Atay'a da bu koşullar altında yazın dünyasına kapıdan değil bacadan girmek düşmüştür.

Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Yerleşik kurallara uymama

B) Aynı sanat anlayışını benimsetmeye çalışma

C) Belli çerçevenin dışına çıkmaya izin vermeme

D) Gerçek dışı konulara yönelme

E) Farklı bir yol deneme

 

40. (I) Sanatçının ilk kitabı yayınlandığında kelimenin tam anlamıyla olay olur, yazdığı öyküler kapalı ve alışılmadık üslûbuyla çok tartışılır. (II) Kitaptaki öyküler, ayrıntı zenginliği, kurgu orijinalliği ve anlatım yetkinliği ile usta bir öykücünün habercisidir. (III) Ama sanatçı bu kitaptan sonra edebiyat sahnesinden çekilir hem de tam on yedi yıl. (IV) İkinci öykü kitabıysa ilk öykülerinin seviyesini tam olarak tutturamaz. (V) Hem dil açısından hem de ele aldığı konular yönünden çok başarılı öyküler değildir bu kitaptaki öyküler.

Bir sanatçının ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, kaleme aldığı öykülerin oluşturduğu etki dile getiriliyor.

B) II. cümlede, öykülerinin içeriğinden söz ediliyor.

C) III. cümlede, yazmaya uzun bir süre ara verdiği belirtiliyor.

D) IV. cümlede, karşılaştırmalı bir yargı ortaya konuyor.

E) V. cümlede, bir değerlendirme yapılıyor.

 

CEVAP ANAHTARI

1-E  2-D  3-A  4-C  5-B  6-D  7-A  8-C  9-E  10-D  11-E  12-C  13-C  14-E  15-C  16-A  17-D  18-D  19-C  20-E  21-C  22-B  23-B  24-C  25-E  26-E  27-D  28-A  29-B  30-B  31-B  32-C  33-B  34-A  35-D  36-D  37-E  38-D  39-D  40-B

YGS Türkçe Deneme Sınavı-43 İndir!