Edebiyat Öğretmeni

Fabl

Sonunda ders verme amacı güden, genellikle manzum öykülerdir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır.

Fabl Özellikleri

  1. Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü
  2. Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü
  3. Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü
  4. Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı ders bölümü (kıssadan hisse bölümü)

Dünya Edebiyatında Fabl

Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler fablları taş tabletlere yazıp resimlemişlerdir.

Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydeba’nın fablları “Kelile ve Dimne” adlı bir eserde toplanmıştır. Fabl türünün en önemli eserlerinden biri olan Kelile Dimne’yi Debşelem isimli bir Hint Hükümdarı döneminde yazmış ve hükümdara sunmuştur. Eserde hayatı sisler içerisinde kalan bir Hind Hükümdarı olan Debşelem Şah’ın bir vasiyet üzerine ünlü bilge Beydaba’nın yanına gitmesi; ondan hikmetli sözler, öğütler, devlet yönetiminde yardımcı olacak öğretici masallar dinlemesi anlatılmaktadır. Eserde bulunan hikayelerde siyaset, erdem ve eğitim gibi birçok farklı konu işlenmiştir. Kitap 14 bölümden oluşur. Kitap, adını ilk bölümündeki hikayelerin kahramanı olan iki çakaldan almıştır; “doğruluğu ve dürüstlüğü” simgeleyen “Kelile” ile “yanlışlığı ve yalanı” simgeleyen “Dimne”. Beydeba, hiç kuşkusuz, Hint edebiyatında eşsiz bir yere ve öneme sahiptir. Eserlerinden biri de “Bülbül ile Bağcı”‘dır.

Fransız Edebiyatı’ndan La Fontaine, fabl türünün en önemli sanatçısıdır. La Fontaine, masallarındaki konular, şark klasiklerinden alınmadır. Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği sade bir şekilde yazılmıştır. La Fontaine’in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir üslubu vardır. Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazen insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır. Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur. La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir.

Yunan Edebiyatı’nda ise Ezop’un fablları İ.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. Aristotales, Ezop’un yolsuzluktan yargılanan bir siyasetçiyi tilki ile kirpinin öyküsünü anlatarak nasıl savunduğunu şöyle anlatmıştır: Ezop mahkemede “bir tilkinin, başı pirelerle derde girmiş, bir kirpi de onu pirelerden kurtarsın mı diye sormuş, tilki, ‘hayır, bu pireler doydu, artık fazla kan emmiyorlar. Onları kovalarsan, yerlerine yeni, aç pireler gelir’ demiş”, dedikten sonra, jüriye dönerek, sözlerini şöyle bitirmiş: “Dolayısıyla saygıdeyer jüri üyeleri, müvekkilimi cezalandırırsanız onun yerine onun kadar zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha da beter soyar.”

Türk Edebiyatında Fabl

Türkçedeki ilk örneği Şeyhi’nin yazdığı “Harname”dir. Batılı anlamda ilk örnekleri Şinasi vermiştir. Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllara yer vermiştir.

Recaizade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi birçok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur. Ali Ulvi Elöve “Çocuklarımıza Neşideler” adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir. Nabizade Nazım’ın “Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk” adlı eseri vardır Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.

Exit mobile version