Edebiyat alanında, yalnızca “dil”de Osmanlıcayı kullanıp biçim, üslup ve içerikte tümüyle Batı’yı benimseyen ilk topluluk, Servet-i Fünûn dergisi çevresinde etkinlik gösteren Edebiyat-ı Cedideciler’dir (1896 – 1901).
Servet-i Fünûn dergisinin 1901’de süresiz kapatılması, topluluğun da dağılmasına yol açmıştır. Ancak Servet-i Fünûncuların dağılmasındaki temel neden derginin kapatılması değil, topluluğun kendi içinde ortaya çıkan görüş ayrılıklarıdır. Tevfik Fikret’le Ali Ekrem arasındaki şiir tartışması, sanatçıların bir yol ayrımına girmesine neden olmuş, Tevfik Fikret dergiden ayrılarak köşesine çekilmiştir. Servet-i Fünûn dergisi altı ay sonra tekrar çıkmaya başlamışsa da eski heyecan kalmamış, kadrosu dağılmıştır.
II. Meşrutiyet’ten (1908) sonra değişik edebiyat ve sanat dergilerinde yazan gençler, Şahabettin Süleyman’ın çabalarıyla bir araya gelirler. Amaçları, eskidiğine inandıkları Edebiyat’ı Cedide’nin karşısında Batı edebiyatı yolunda daha iyi, daha yenilikçi bir edebi topluluk oluşturmaktır.
Hilâl Basımevi’nin bir odasında toplanan genç yazarlar, uzun tartışmalardan sonra kurdukları topluluğa Fecr-i Âtî (Geleceğin Doğuşu) adını verirler (1909). Yayın organı olarak da yine Servet-i Fünûn dergisini seçerler. Dergide kendilerini kamuoyuna tanıtan bir bildiri yayımlarlar.
Fecr -i Âtî Bildirisi ‘nden Birkaç Cümle:
“Lisanın, edebiyatın ulûm-ı edebiyye ve içtimaiyyenin terakkisine hizmet etmek, şurada burada tenemmüv eden istidatları sinesinde cemederek ittihat ve içtimain hasıl edeceği kuvvetle tekemmüle, müsademe-i efkârın parlatacağı barika-yi hakikatla tenvir-i efkâra çalışmak: İşte Fecr-i Âtî’nin gaye-i azim ve meramı!”
“Halkın seviye-i zevk-i edebîsinin ilâsına, hususi malûmatının tevsiine çalışmak, memalik-i garbiyedeki müessesat-ı mümasile ile tesis-i revabıt ve münesebat ederek memleketimizin tenevvüat-ı edebiyyesini garba, garbın envarını âfâk-ı şarka nakledecek metin ve ulvî bir nakil vazifesini görmek, Fecr-i Âtî’nin cümle-i âmâlindedir.”
Günümüz Türkçesiyle
“Dilin, edebiyatın, yazınsal ve toplumsal bilimlerin ilerlemesine hizmet etmek; ayrı ayrı, şurada burada gelişip büyüyen yetenekleri bağrında toplayarak birlik ve topluluğun doğuracağı güçle yetkinleşmeye, düşünsel çatışmaların parlatacağı gerçek şimşeğiyle düşünceleri aydınlatmaya çalışmak: İşte Fecr-i Âtî’nin azim ve isteğinin ereği!”
“Halkın yazınsal beğeni düzeyinin yüceltilmesine, özel bilgilerinin genişletilmesine çalışmak; Batı ülkelerindeki dengi kurumlarla bağlantı ve ilişki kurarak ülkemizin yazınsal türlerini, Batı’nın aydınlığını Doğu ufuklarına aktaracak güçlü ve yüce bir aktarma görevini yapmak, Fecr-i Âtî’nin tüm amaçlarındandır.”
Ayrıca Bkz.
Fecr-i Ati Topluluğu (1909-1912)
Fecr-i Ati Topluluğunun Dağılışı