Sözlük anlamı “dönmek, yüzünü çevirmek” olan iltifât, bir belâgat terimi olarak manzum ya da mensur bir sözü birinci, ikinci veya üçüncü şahıs kiplerinden biri ile ifade ederken diğer bir kipe aktarmaktır, iltifat içinde değerlendirilecek diğer bir anlatım biçimi de aynı ifade içinde sözü, fiil kiplerinin birinden diğerine çevirmektir.
İltifat, söz bir düzen içinde devam ederken onu birdenbire, beklenmedik şekilde ve akla gelmeyen bir yöne çevirmek olduğu için bu ifade biçiminin en etkili olanı heyecan hâlinde söylenenidir. İltifatın rücû’ ve tekrirde olduğu gibi zihni uyarma, dikkati çekme gibi önemli işlevleri vardır.
İltifat Sanatına Örnekler:
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak O benim milletimin yıldızıdır parlayacak O benimdir o benim milletimindir ancak Çatma kurbân olayım çehreni ey nazlı hilâl Kahramân ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celâl Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarımBu üç kıt’anın ilkinde muhataba hitap vardır. Bu hitabın amacı milletin sancak ve bayrak ile somutlaşmış olan istiklâl inancını pekiştirmektir. İkinci kıt’ada muhatap değişmiştir; bu kıt’adaki muhatap “hilâldir. Şair üçüncü kıtada kendisine döner ve hitabı terk ederek bir hikâyeye ve tasvire başlar. Bu kıtada fiil kipleri değişmiştir. Şair birinci tekil kişi zamirleri ile ifadesini sürdürür. Buna ek olarak bu son kıtanın ilk iki mısraında da bir iltifât vardır. Birinci mısrada geçmiş zaman kipi kullanıldıktan hemen sonra geniş zaman kipine geçilmiştir. Alt mısraında da gelecek zamanın rivayetinden yine geniş zamana geçiş vardır. Bu özgürlüğün geçmişten geleceğe yönelik sürekliliğini vurgulamaktadır. Aslında bu şiir baştan sona kadar bir üslûp özelliği olan iltifâtın usta bir şair elinde nasıl bir sanata dönüşebileceğini gösteren örneklerle doludur.
Kapuna yüz sürdügiyçün buldı bu kadri güneş Ey güneş hoş südde-i âlîye itdün ilticâBeyit “Güneş bu değeri senin kapına yüz sürdüğü için buldu. Ey güneş! Hoş, yüce bir eşiğe sığındın.” anlamındadır. Bir kasideden alınmış olan bu beyitte şair birinci mısrada memduhu olan I.Selim’e, ikinci mısrada da iltifat yoluyla muhatabını değiştirerek “güneş”e hitap etmektedir.
Aradan yıllar geçti, işte o günden beri Ne zaman yolda bir hana rastlasam irkilirim, Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar, Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar. Ey garip çizgilerle dolu han duvarları, Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!
Şairin muhatabı önceleri “yollar” iken, daha sonra “han duvarları”dır.