İslamiyet öncesi dönemde Türkler Orta Asya’da göçebe bir toplumdular. Kabileler halinde yaşayan Türklerin tek bir hükümdarı vardır. Bu hükümdara hakan veya kağan denilirdi. Önemli günlerde şölen veya toy denilen tören düzenlerlerdi. Bu törenlerde kopuz isimli müzik aletiyle şiirler söyleyen ozan, şaman, kam denilen şairler bulunuyordu.
Tüm eski edebiyatlarda olduğu gibi İslamiyet Öncesi Türk edebiyatında da şiir; çeşitli törenlerde müzik ve dansla iç içe doğmuş ve gelişmiştir. “Şaman, kam, ozan, baksı” gibi adlar verilen, hekimlik, büyücülük ve din adamlığı yapan kişiler, aynı zamanda birer şairdir. Bunlar şiirlerini düzenlenen törenlerde, kutsal bir amaç için kopuz eşliğinde çalıp söylemiştir. Bu törenlerin başlıcaları Sığır töreni, yuğ töreni ve şölen‘dir.
Sığır töreni: Türkler, her yılın belli aylarında avlanmaya çıkardı. Boyun erkekleri sürek avına çıkar, bunu da dinî bir tören havasında yapardı. Şamanlar, bu törenlerde avın kutlu olması ve bereketli geçmesi için kopuz eşliğinde şiirler düzer, ava katılanları yüreklendirir ve kutsardı. Büyük av yakalayanlar milli bir kahraman gibi karşılanır, onların adlarına koşuklar ve destanlar söylenirdi.
Şölen: Yılda bir kez, sığır törenlerinden sonra yapılırdı. Avlanan hayvanlar kesilir, pişirilir ve toplu halde ziyafet verilirdi. Boyların reisleri, beyler ve halk bir arada yiyip içip eğlenirdi. Ozanlar bu şölenlerde kopuz eşliğinde “koçaklamalar, lirik yır’lar (besteli şiir)” söylerdi. Daha sonraları mutlu günlerde, bayramlarda, yıl dönümlerinde hakanlar ve beyler tarafından verilen ziyafetlere de şölen denmiştir.
Yuğ töreni: Türklerin dinî inançlarına göre yaptıkları yas törenidir. Bir hakanın, bir kahramanın, sevilip sayılan bir kimsenin ölümü üzerine düzenlenir. Ölen kişi, önce bir çadıra konur, çadırın etrafında kurbanlar kesilir; sonra da yüksek bir yere kazılan mezarına konur, bu mezar süslenir, bunların başına balballar (mezar taşları) dikilirdi. Boyun erkekleri silahlanıp atlarına binerek mezarın etrafında yedi defa dönerdi. Yuğ törenlerinde ağıtlar düzülür ki bunlara sagu denirdi. Sagularda ölen kişinin yiğitlikleri ve iyilikleri övülür, bu ölümden duyulan acı dile getirilirdi. Yuğ törenlerinde kadın ve erkeklerin saç kesmeleri, elbiselerini parçalamaları, yüzlerini tırnaklarıyla kanatmaları, hatta kulaklarını kesmeleri gibi aşırı hareketler ve jestler görülürdü.
İslamiyet öncesi dönemde söylenen şiirlerin genel özellikleri şunlardır;
- Kopuz eşliğinde okunmak için söylenmiştir.
- Hece ölçüsü kullanılmaktadır.
- Kullanılan nazım birimi dörtlüktür.
- En çok redif ve yarım kafiyeden yararlanılmıştır.
- Diğer dillerin etkisinden uzak saf sade bir Türkçe kullanılmıştır.
- Yazıya geçirilmemiş ya da çok geç geçirilmiştir.
- En çok tabiat, aşk, kahramanlık kavramları işlenmiştir.
- İslamiyet öncesi Türk şiirinin çeşitleri destan, koşuk ve sagudur.