İslamiyet öncesi dönemde olay çevresinde gelişen edebi metin örnekleri olarak sadece destanlar mevcuttur.
Destan: Eski çağlarda genellikle tanrıların, olağanüstü güçlerin yaptıkları savaşları, savaş katılanların başlarından geçenleri, gösterilen kahramanlıkları, yaşana olağanüstü olayları, felaketleri hayal gücüyle donatarak ve manzum olarak anlatan ürünlere denir. Bunların çoğu anonimdir. Mitolojiyle karıştırmamak gerekir. Mitolojinin kahramanları tanrılar ve tanrılaştırılmış insanlardır. Ayrıca, Âşık Edebiyatı nazım şekillerinden ‘destan’ın söyleyeni bellidir.
Bir milletin destanının olabilmesi için;
- Milletin tarihinin efsaneler yaratma dönemine uzanacak kadar eski olması,
- O milleti tarihinde unutulmaz tabiat olayları, büyük savaşlar, göçler, istilalar, yeni coğrafyada vatan kurmalar gibi halk hayat ve hafızasını nesillerce meşgul edecek olaylar bulunması,
- Bütün bu olayları derleyip gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacak birisinin olması gerekir.
Destanların Özellikleri
- Olağanüstü olaylara ve kişilere yer verilir.
- Destanların söyleyeni belli değildir.
- Bir milletin ulusal törelerini, inançlarını ve değerlerini yansıtır.
- Destan kahramanlarına tarih sayfalarında rastlanabilir(Oğuz Kağan Destanı-Mete Han)
Destanlar doğal ve yapma destanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar:
A. Doğal Destanlar: Milletlerin ilkel çağlarında kendiliğinden oluşan, ait olduğu milletin vicdanında derin izler bırakan bir olayın nesilden nesile aktarılarak -hayal gücü de katılarak- anlatılmasıdır. Anonim özellikler gösteren bu destanlar derlenip şekillenir.
- İlyada ve Odysseia (Homeros)
- Şehname (Firdevsi)
- Kalevala (Lönnört)
- Nibelungen (Wagner): Almanların
- Ramayana: Hintlilerin
- Chasenderolant: Fransızların
- Oğuz Kağan, Türeyiş
B. Yapma Destanlar: Yeni ve yakın çağlarda, herhangi bir tarihi olayın bir şair tarafından yazılmasıyla oluşan destanlardır.
- Vergilius (Aeneis, Latin Edb.)
- Çılgın Orlando (İtalyan şair, Ariosto)
- Kurtarılmış Küdüs (Tasso)
- Kaybolmuş Cennet (Milton)