Öne Çıkanlar 1. (I) Türk edebiyatında, roman ve öykü kendini Tanzimat Dönemi'yle birlikte göstermeye başlamıştır. (II) Bu dönemde Batı'ya yöneliş öne çıkmış, edebiyata yeni yeni konular girmiştir. (III) Dönemin yazarları sosyal konulara eğilmişler, edebiyatı sosyal konuların aktarılmasında araç olarak kullanmışlardır. (IV) Ahmet Mithat edebiyatımızda sosyal konulara en çok yer veren yazarlardan biridir. (V) Roman ve hikâyelerinde mekânı İstanbul dışına taşımaya çalışmış, böylelikle edebiyata farklı çevreler kazandırmıştır. (VI) Bu çevrelerden biri de köydür, bu anlamda "Bir Gerçek Hikâye" ve "Bahtiyarlık" adlı yapıtları köye yönelişin ilk örnekleridir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. 2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatılanlar ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır? A) Yazdığınız romanların içerdiği görüşlerden dolayı tepkiyle karşılandığını düşünün, o zaman ne yaparsınız? (varsayım) B) Anlattıklarınızı bilimsel bir temele oturtmadıkça eleştirileriniz okurlar üzerinde etkili olmaz. (koşul) C) Eminim yazdığınız bu şiirler okurlarca çok beğenilecek ve siz yetkin şairlerin düzeyine yükseleceksiniz. (olasılık) D) Yapıtlarınızdaki dil yanlışlarını düzeltmediğiniz sürece kalıcı olamayacağınızı belirtmeliyim. (uyarı) E) Yapıtlarımda kenar mahallelerin yoksul çocuklarını anlatmam, insanlarda bu kesimlere karşı bir duyarlılık oluşturmak içindi. (amaç) 3. Hangi yaklaşımla olursa olsun çözümleme, yazar tarafından oluşturulmuş bir metnin ayrıntılı okunmasıdır. Yazar tarafından oluşturulmuş cümlelerin düzenlenişi ve konuyu ele alma biçimi (bir durumu ya da olayı gösterme, doğrulama, basit varsayımlar ya da tutarlı kanıtlar ortaya koyma vb.) üzerine değerlendirme ve yargılama yapar. Bütünüyle nesnel olması gereken çözümlemenin bundan dolayı öznellik içermesi kaçınılmazdır. Bu parçada çözümleme ile ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Ortak bir yönteminin olmadığı B) Tarafsız yapılabilmesinin olanaksız olduğu C) Sanatsallıktan yoksun olduğu D) Yapıt odaklı yapılması gerektiği E) Yazarın yaşamıyla ilintilendirilmesi gerektiği 4. Yıllardır modası geçmeyen Uludağ ve Kartepe ile birlikte İstanbul'a en yakın üç kayak merkezinden biri olan Kartalkaya, doğanın kusursuz güzelliğini konforla birleştiren önemli bir kış turizmi bölgesidir. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Sıfat-fiil gruplarına yer verilmiştir. B) İlgi eki almış sözcük vardır. C) Özne ve yüklemden oluşmuştur. D) Belirtme ve niteleme sıfatları kullanılmıştır. E) Zincirleme ad takımı vardır. 5. Bilimin ve sanatın her kolu (I), oluşturulduğu dili besler. Bu da dilin zaman içinde değişime uğramasına neden olur (II). Peki (III), bu değişimin ölçüsü ne olmalı (IV)? bir sınırlama getirilmeli mi bu değişime (V)? Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 6. Bulutlar (I)birleşir alaca (II)düzlükte Çöker (III)yorulmuş ufuklara bir sis Bir (IV)sıkıntı yükselir (V)suskunluğu bozulur denizin Müjdeler bir (VI)umudu, yanan (VII)ışığı fenerin Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangileri, yalnızca yapım eki almıştır? A) I. ve II. B) I. ve VI. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) VI. ve VII. 7. Onun bu konudaki çabasını —-. Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa anlamca olumsuz, birleşik bir cümle olur? A) takdirle karşılamak bence en doğrusu. B) kimse yeterince görememişti. C) herkes onun beklediği gibi değerlendirmeyebilir. D) bilinçli okurlar elbette fark edecektir. E) sizlerin de övgüye değer bulması güzel. 8. Sanatçı bu yapıtında gelişen toplumsal olayların temeline iniyor, somut verilere dayanarak konuları güncelleştiriyordu. Geçmişi şimdi gibi yaşatmak bilimin erdemiydi ona göre. Geçmiş-güncellik-somut veriler arasındaki bileşkeyi bilimsel yöntemin kaçınılmaz kuralı sayarken kaba aklın önemsemeyeceği en küçük ayrıntıyı aydınlanmacı beyninin süzgecinden geçiriyordu. Nice karmaşık konu onun dilinde akış kazanıyor, sanatçı anlaşılmazlığı bilimsellikten kovuyordu. Bilimsel yapıtların kaçınılmaz hastalığı olan çeviri dilinin yapaylığı da yoktu onun dilinde. Montaigne gibi pazarda zerzevat satan bir kişiye bile seslenen bir dili benimsemiştir çünkü onun amacı, bilgiyi bütüncül olarak kitlelere götürmektir. Bu parçada sözü edilen sanatçının hangi özelliğine değinilmemiştir? A) Titiz bir çalışmayı gerçekleştirdiğine B) Okurun tepkilerini önemsediğine C) Anlaşılır olmayı benimsediğine D) Herkesi kuşatıcı bir dil kullandığına E) Geçmiş ve günümüz eksenli analizler yaptığına 9. Şiirde imgenin yerini, şiir yaza yaza öğrendi bizim kuşak. Daha doğrusu şiiri ve yazmayı öğrenmek için yıllar gerekiyormuş meğer. Yazdığımız şiirler imgelere boğulunca okurlarımızı yitirmiştik çünkü. Basit manzumeler yazıp anlaşılır olmaktan söz etmiyorum. Şiirin, hem malzemesinin eksik bırakılmaması hem de fazla bir yük taşımaması gerektiğini fark ettik kısacası. Bu parçada altı çizili sözle, şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şairin düşüncelerini ustaca yansıtılabilmesi ve bunu ilgi çekici biçimde yapması B) Çok çeşitli konuların ahenkle bir araya getirilmesi C) Hem içeriğinin hem anlatımının öteki türlerden farklılıklar göstermesi D) Bir yandan anlaşılırlığı ön planda tutması bir yandan da yazınsallıktan taviz vermemesi E) Her zaman yeniliği kovalayan bir tarzının olması 10. Abdülhak Şinasi Hisar, İstanbul'u odak alan kitaplarında Boğaz'a o kadar önem (I)verir ki oradan Boğaziçi Medeniyeti diye bahseder. Yaklaşık altı yıl önce, büyük ilgi gören Boğaziçi'nin Rumeli yakası fotoğraflarını sergileyen Pera Müzesi, (II)bu kezde bazı özel koleksiyonlardan derlenen fotoğraflar sergisine ev sahipliği yapıyor. (III)21 Ocak -1 Nisan 2012 tarihleri arasında ziyarete açık kalacak (IV)XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi'nin Anadolu Yakası Fotoğrafları Sergisi, Boğaziçi Medeniyeti'nin önceki (V)iki yüzyılına tanıklık ediyor. Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 11. Bir söyleşisinde, kendisini tiyatro yazarlığından roman yazmaya iten nedenleri sıralarken özellikle Cumhuriyet'in analizini yapmak, onu ameliyat masasına yatırmak istediğini; tiyatroyla bunu yapamayacağını; ayrıca zamanla oynadığını ve romanda anlatıcı çeşitlemesi yapmanın, geçmişi, geleceği birlikte tasarlamanın mümkün olduğunu dile getirmiştir. Sanatçı aynı söyleşide Türk romanıyla hesaplaşma gerekçesiyle roman yazmaya başladığından söz ederken geleneksel zaman anlayışını kırmak için neler yaptığını da ortaya koymuştur. Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Okuru kendi düşünceleri doğrultusunda yönlendirmek için roman türünde yoğunlaştığı B) Roman yazmayı öteki türlerden daha çok sevdiği C) Roman yazmaya başlamasında kendince bazı gerekçelerinin olduğu D) Romanın geniş kitlelere ulaşmada daha etkili olduğunu düşündüğü E) Gerçek bir edebiyatçının bir edebî türde yetkinleşmesi gerektiğini düşündüğü 12. (I) Güneş tüm kızıllığıyla çöküyordu dağların eteklerine. (II) Çamlık Yaylası'na varıp çeşme başında dinlenmek için oturduğumda dağlar ve vadi, şeker pembesine büründü. (III) Yamaca kurulu taş ve ahşap yayla evlerinin kapılarını teker teker yokladım. (IV) Nihayet kapısı açık birini bulabildim. (V) Şömineyi yakıp ısınmak için karşısına geçiverdim. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle, yüklemi birleşik zamanlı olan basit fiil cümlesidir. B) II. cümle, öznesi bağlama grubu olan girişik birleşik cümledir. C) III. cümle, kurallı fiil cümlesidir. D) IV. cümlede, kurallı birleşik sıfat ve kurallı birleşik fiil vardır. E) V. cümlenin yüklemi, yaklaşma fiiliyle oluşturulmuş geçişli fiildir. 13. Sanatta; seçilen bir olgunun, yaşantının, düşüncenin renk, çizgi, ses, hareket veya dille ve estetik olma kaygısı güdülerek bir şekilde başkalarına aktarılması söz konusudur. Sanat kullandığı biçimleme araç ve gerecine göre ve o gereçle varmak istediği amaca göre dallara ayrılır. Örneğin müzik, yapı gereci olarak sesten; resim, boyadan; heykel, taştan; edebiyat ise duyu-algısal kaynaklı imgelerden faydalanır. —- Örneğin karikatür ilk ortaya çıktığı dönemden bugüne edebiyattan yararlanmış, edebiyat da karikatürden etkilenerek yeni arayışlara girmiştir. Şiir, müzikten yararlandığı gibi, müzik de şiirden yararlanmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Her sanat yapıtı az ya da çok bir düşüncenin sözcülüğünü yapar. B) Sanat dallarının temelinde yaşamı yansıtma vardır. C) Bütün sanat dalları evrensel nitelikler taşır. D) Bunun yanı sıra her sanat dalı, başka bir sanat dalından destek alabilmektedir. E) Edebiyat ürünleri, insanlığın ortak birikimlerini yazıya döküp insanların sesi soluğu olmuştur. 14. Sanat eğitiminin temelinde, çocuğu gözle düşünmeye alıştırmak, ona doğaya, olaylara ve yaşama bilinçle bakmayı öğretmek temel unsurlar olarak kabul edilmektedir. Bir çocuğun yeterli sanat birikimi ve beceriyi kazanmasının yanında eleştirel yaklaşımı da öğrenmesi gerekir. Böylece sanat eğitiminde çocuğun eleştirel, kültürel, uygulamalı ve estetik boyutlarda yeterli bilgi ve deneyim kazanması tüm boyutlarıyla gerçekleşmiş olacaktır. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A) Sanat eğitiminde çocuğa kazandırılması gerekenlerin neler olduğundan B) Sanatta görselliğin her şeyden önemli olduğundan C) Sanat eğitiminin küçük yaşlarda verilmesi gereken bir olgu olduğundan D) Sanatçıların eğitiminde izlenmesi gerekli olan ortak bir yöntemin olmadığından E) Sanat eğitiminde bilgiden çok uygulamaya önem verilmesi gerektiğinden 15. Ilık bir ilkbahar günü, kırlangıçlar dönmüş, tarlalar küçük, beyaz papatyalarla doluydu; sıcak ve kokulu bir hava vardı ama onun evinde ocak yanıyordu. Yaşlı şair, alçak bir koltukta, ak saçlarıyla ateşin önünde oturuyordu. Büyük bir lirik şairdi, bunun da farkındaydı; hayran olunacak büyük bir şiir yazmıştı: şiirin havası, mısralar, dil, büyüleyici ahenk… Okumaya ve tadını çıkarmaya doyamıyordum. Bu şair kartallar soyundandı, kanatlarını ilk çırpışta zirveye ulaşıyordu. Daha sonra, nesir de yazmak istediği zaman onun gerçekten bir kartal olduğunu anladım; uçmayıp da yerde yürümeye çalıştığında; ağır ve beceriksiz bir şekilde yürüyen kartal gibiydi; onun yapı taşı havaydı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Çağrışımsal gücü olan bir dil kullanılmıştır. B) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. C) Güzelduyusal (estetik) anlatımdan yararlanılmıştır. D) Kişisellikten uzak bir söyleyişle oluşturulmuştur. E) Anlatımda I. kişili anlatıma yer verilmiştir. 16. Bir simge ve kurgu ustasıdır. Gerçekten de bir şairdir. Aynı zamanda şiir yazdığı için değil; öykülerinde de şairdir o. Öykülerin gizemli dünyası, sinema tekniğini anımsatan kurgu ustalığı, sizi bir şiirdeki gibi kucaklar. Keskin köşeleri olmayan öykülerdir bunlar. "Yalova Yolu-Eylül" öykülerinin hemen hemen tümünde tekdüzeliği kıran bir kurgulama ustalığı; tutkulu tonlamaları, iç monologları, psikolojik süreçler, hemen hemen her paragrafta cümle yapılarının bile değiştiği bir anlatım canlılığı görülür. Öykülerin bütünündeki modernliğin yanı sıra, ayrıntılarda klasik yazarlara özgü bir ustalık vardır. Bu parçada sözü edilen sanatçı ve öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Görselliğe yer verdiği B) Devingen bir anlatımının olduğu C) İlgilendiği yazınsal türlerde başarı gösterdiği D) Çağdaş bir anlayışla ele aldığı E) Estetik kaygıları ön planda tuttuğu 17. Shakespeare'i diğer İngiliz yazarların arasında farklı kılan özellik, İngilizceye binlerce sözcük kazandırmasıdır. Yazarın önemi sözcükleri sayıca çoğaltmasında değil, türevlerden yararlanarak sözcüklerin anlam alanını genişletmesinde aranmalıdır. Shakspeare'in büyüklüğü de sözcüklerin art alanlarında dolaşarak anlatımına yoğunluk sağlamasından gelir. Nazım Hikmet, Sait Faik, Yaşar Kemal gibi çağdaş yazarlar kültürümüzün derin kaynaklarında oluşmuş sözcükleri, bu sözcüklerle biçimlenmiş anlatım geleneğini irdelemeselerdi, köklü ozanlık geleneğimizin soyutlamalarından beslenmeyi bilmeselerdi, yıllarca yabancı dillerin etkisinde gelişimden yoksun kalmış dilimiz anlatımsal özgürlüğüne kavuşabilir miydi? Dilimiz bugünkü zengin anlatım olanaklarına ulaşabilir miydi? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Karşılaştırma yapma B) Yorum C) Sözde soru cümlesi D) Tanımlamalara başvurma E) Gerekçesiyle belirtilen yargılar 18. Aslında fotoğraf, insanın yaşamında sonradan yer alan bir şey değildir. Algılarımızın açılmasıyla çoktan dünyamıza girmiştir bile. Her şeyi görüyor, onlar hakkında söze dökmesek de düşünüyor ve ayırt ediyoruz. Etrafımızı saran görsel uyarıcılar, zihnimizde tanımlanarak ve kavramlaşarak hayatımızdaki yerini alıyor. Sadece görseller değil elbette bizi fotoğrafa başlatan şey. Okuduğumuz bir kitabın sayfasını çevirmeden önce gözlerimizi kapatarak birkaç dakika öylece hayale dalmak da bizi çoktan fotoğrafa başlatır. Bir arkadaşımızla ya da çocukla konuşup onu izlerken de incelerken de aslında fotoğrafı, makinesiz çekmeye başlarız. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kanılarını öne çıkarma B) Söylenenleri, örnekle zenginleştirme C) Alıntıyla düşünceyi pekiştirme D) Öznel yargılara yer verme E) Anlamca kesinlik bildiren cümleler kullanma 19. (I) Sanatçının, son dönemlerde dikkatini ve emeğini çoğunlukla gazete yazarlığına yoğunlaştırması öykülerinin yönelimini de etkiledi. (II) Öykülerindeki olay anlatımının azalması, daha çok fikir ve makale tonlarının ağırlık kazanarak deneme diline çevrilmesi bu tutumun sonucu olsa gerek. (III) Hele son kitaptaki kimi metinlerin gazetedeki köşesinde yayımlanmış olması bu yargımı iyiden iyiye desteklemektedir. (IV) İlk kitabı, modern öykünün neredeyse pek çok niteliğini yansıtırken son kitabında zaman, hayat, ölüm, inanç kavramları öyküsellikten uzak bir söyleyişle anekdot ve enstantanelerle kurgulanmıştır. (V) Bu anlamda son kitabında yer alan metinler, öyküden çok, deneme tadı vermektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi hem içerik hem de üslupla ilgilidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 20. Kilometrelerce uzunluktaki ovalardan yaylalara, buzul göllerinin kıyısından denizin eşiğindeki kumluk alanlara kadar pek çok farklı coğrafyada, pek çok farklı iklimde rastlarsınız onlara. Beyaz bir kardelen erken baharda karların arasından narin boynunu uzatıp şaşırtıverir sizi. Ateşten taç yapraklar, nisan ayının ikinci yarısı ile mayıs başlarında Muş Ovası'nı kırmızı bir halıyla kaplar. Ovaya rengini veren kırmızı laledir. Beyaz kum zambağı ise deniz kıyısındaki kumluk alanları sever; yazın çiçeklenir. Arap sümbülü, yüksek dağ tepelerinden kıyılara kadar her bölgeye mavi boncuk dağıtır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Benzetmeye yer verilmiştir. B) Devrik cümlelerle anlatımda canlılık sağlanmıştır. C) Görsel öğeler ön plandadır. D) İkilemelere yer verilmiştir. E) Kişileştirme yapılmıştır. 21. Ayrılık girdi araya Hicrana düştük bugün Ah nerde gençliğimiz Sahilde savruluşları başıboş dalgaların Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller Elde var hüzün Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? A) Ünlü düşmesine uğramış sözcük B) Tamlayan eki almış sözcük C) Ek eylemi düşmüş yüklem D) Birleşik sözcük E) Birleşik çekimli eylem 22. Ortak şiir kitaplarının ön sözünde de belirttikleri gibi, "kalıplar içinde bunalmış kalmış olan şiire yeni imkânlar aramak" için yola çıkan Garipçiler, hiçbir şeyin şiir dışı kalmaması gerektiğini savunmuşlardır. Bu düşüncelerini gerçekleştirmek için de işe, eski şiirin yüksekten konuşan edasına karşılık alelâde bir konuşmayı ve "küçük, basit olayları ve insanları" şiire sokmakla başlamışlardır. Şairaneliği kovma adına edebî sanatlara, imgeye ve duyguya boş vererek sokaktaki insanı hayatıyla ve diliyle şiire sokan Garipçiler, daha önceki yenilik arayışlarında da görülen kendine yer açma amaçlı aşırılıklarını giderek törpülemişler, kamuoyunun ve sanat dünyasının ilgisini yeterince çektikten sonra, zamanla ilkelerinde esnemeye gitmişlerdir. Hareketin öncüleri, 1945'ten itibaren giderek Garip'ten uzaklaşmışlar ve şiir çalışmalarına, farklı estetik anlayışlarla ayrı kanallardan devam etmişlerdir. Bu parçada Garipçiler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirde yenilik amaçladıkları B) Şiirde klişeleşmiş kullanımlara karşı çıktıkları C) Zamanla kurallarında yumuşadıkları D) Kurucularının farklı anlayışlara yöneldikleri E) Şiiri sıradan okurlar için oluşturdukları 23. (I) Geçmişi 13. yüzyıla uzanan orta oyununun çıkış noktasıyla ilgili farklı fikirler bulunuyor. (II) Oyun, içerik olarak Commedia Dell'Arte geleneğini andırmaktadır. (III) Venedik ve Ceneviz arasında ticaret yapan Türkler de bu oyunu izlemiş ve "Arte Oyunu" ismini vermişlerdir. (IV) Bu tanımlamanın ise zamanla değişerek "orta oyunu" terimine dönüşmüş olduğu görüşü ağırlık kazanmış. (V) Aynı biçimde İspanya'da oynanan tek perdelik, dinsel ve öğretici temalı "Auto Oyunu"nun da orta oyunu olarak adlandırılmış olması muhtemel. Orta oyununun ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, kaynağı ile ilgili değişik görüşlerin olduğu söyleniyor. B) II. cümlede, bir benzerlikten söz ediliyor. C) III. cümlede, adlandırılmasıyla ilgili bilgi veriliyor. D) IV. cümlede, zamanla içerik ve biçim bakımından değişime uğradığı belirtiliyor. E) V. cümlede, bir olasılık ortaya konuyor. 24. —- türündeki bir yazıyı okurken bir anda yazar tarafından kuşatıldığımızı, yazarın çekim gücünün etkisine girdiğimizi hissederiz. Sanki yazar ete kemiğe bürünür, karşımıza geçer, bizimle konuşur, bize sorular sorar. Azıcık dikkatimiz dağılsa, ses tonunu yükseltir, kaşlarını çatar, suratını ekşitir. Okuyucunun ağzından sorular sorar, bu soruları yine kendisi cevaplar. Okuyucuya "Sizce de öyle değil mi?, Aynı durumda siz olsaydınız ne yapardınız? Haksız mıyım ama söylesenize?" gibi sorular sorarak okuyuculardan onay bekler. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Söylev B) Sohbet C) Röportaj D) Deneme E) Mülakat 25. Ben, edebiyat topluluklarının yazarları sınırlandırdığına inanırım. Çünkü bir topluluğun yazarları ortak konuların ve birbirine yakın üslupların dışına çıkamazlar. —-, benim gibi düşünüyor olsa gerek ki yazın yaşamını bağımsız olarak sürdürmüştür. Bu parçada öne sürülen düşünceye göre boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Mehmet Âkif Ersoy B) Ahmet Rasim C) Ziya Osman Saba D) Hüseyin Rahmi Gürpınar E) Yahya Kemal Beyatlı 26. İlk yapıtlarında aşk ve kadın konularını işleyen Halide Edip Adıvar, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki yapıtlarında, o dönemde yaşananları gerçekçi bir tutumla gözler önüne sermiştir. —- adlı yapıtında da bu dönemdeki anılarını dile getirmiştir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Ateşten Gömlek B) Türk'ün Ateşle İmtihanı C) Vurun Kahpeye D) Mor Salkımlı Ev E) Dağa Çıkan Kurt 27. —-, özgün şiir yeteneği olduğunu ortaya koyan —-, yazın dünyasının dikkatlerini üzerine çekmiştir. Ayrıca kendine özgü, benzetmeler, simgeler, hayaller kullanan şair, bireyin iç ve dış dünyasıyla birlikte yurt ve dünya insanına değin genişleyen bir çemberde genel olarak insanın davranış ve çatışmalarını yansıtmıştır. Edebiyatımızda, tarihimizin anlı şanlı sayfalarını anlatan destan türündeki şiirleriyle tanınmıştır. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) Keşanlı Ali Destanı'yla – Haldun Taner B) Ben ve Ötesi'yle – Necip Fazıl Kısakürek C) Safahat'ıyla – Mehmet Âkif Ersoy D) Destan Gibi'siyle – Orhan Veli Kanık E) Çocuk ve Allah'ıyla – Fazıl Hüsnü Dağlarca 28. Gerçekçi yazın anlayışını benimseyen yazarlarımızdan Yakup Kadri; "Eski Hastalık" adlı romanında, savaşta sakatlandıktan sonra Anadolu'da bir köye yerleşen Ahmet Celal'in gözünden, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Anadolu köylüsünün perişan durumunu anlatır. Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerin hangisinde belirtilmiştir? A) Cümlede sözü edilen roman "Eski Hastalık" değil, "Yaban"dır. B) Yakup Kadri, gerçekçi değil; romantik sanat anlayışını benimsemiştir. C) "Eski Hastalık" roman değil, tiyatro türünde kaleme alınmıştır. D) "Eski Hastalık", Yakup Kadri'ye değil; Halide Edip'e ait bir romandır. E) Yakup Kadri, Ahmet Celal'in gözünden, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Anadolu'yu "Nur Baba" adlı romanında anlatmıştır. 29. (I) Düşünceleri, şiirlerinde işlediği konularla Anadolu'da gelişen Türk edebiyatının çok önemli adlarından sayılan Mevlana Celaleddin Rûmî, yalnız halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkilemiştir. (II) Hece ve aruzla yazdığı şiirlerinde sevgiyi temel almıştır. (III) Tasavvufla, İslam düşüncesiyle beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle, Allah'la ilişkilerini işlemiş; ölüm, doğum, yaşama bağlılık, ilahi adalet, insan sevgisi gibi konuları ele almıştır. (IV) Çağına hâkim olan düşünüş biçimini ve kültürü, konuşulan Türkçeyle, yalın, akıcı bir söyleyişle dile getirmiştir. (V) İnsanın yaratılışını anlattığı "Risaletü'n Nushiyye" adlı yapıtını mesnevi biçiminde kaleme almıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 30. Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş Kalbim gibi feryat ediyor sızlanıyormuş Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş I. II. ve IV. dizeler nakarattır. II. Zengin uyak kullanılmıştır. III. Şarkı türünün özelliklerini taşımaktadır. IV. Redife yer verilmiştir. V. Bütün dizelerde ulama vardır. Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak verilen numaralanmış bilgilerden hangileri yanlıştır? A) I. ve II. B) II. ve III. C) II. ve V. D) III. ve IV. E) IV. ve V. 31. I. Dört ana karakter arasında geçen diyaloglardan oluşmaktadır. Bu dört ana karakterin her birinin belirli bir sosyal rolü vardır ve her biri belirli bir değeri temsil eder. II. Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden, bu dünyadan şikayetten, cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. Dinî ve ahlakî öğütler veren şiirlere de yer verilmiştir. Şiirler dörtlük biçimindedir. III. Oğuzların çevredeki boylar ile savaşlarının yanı sıra, Türk boylarının kendi iç mücadelelerinin de anlatıldığı öykülerden oluşur. Türk tarihine ait rivayetler, han ve beyler hakkında methiyeler, Türk töresine ait pek çok konu da işlenmiştir. IV. Hazırlanışı ve içindekiler bakımından döneminin dili, edebiyatı, tarihi, coğrafyası, folkloru ve sosyolojisi hakkında değerli bilgiler içermektedir. Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçenin zengin dil varlığını ortaya koymak amacıyla yazılmıştır. Aşağıdaki yapıtlardan hangisiyle ilgili bir açıklama yukarıda verilmemiştir? A) Divan-ı Hikmet B) Kutadgu Bilig C) Kitab-ı Dede Korkut D) Divanü Lügati't Türk E) Muhakemetü'l Lügateyn 32. (I)Gonce-i la'lin (II)gül-i rûyun görenler neylesin Ey (III)boyu servim varıp bir dahi gülşenden yana III I. dudağı, açılmamış çiçeğe benzeyen II. yüzü gül gibi güzel ve kızıl renkli olan III. boyu servi ağacı gibi uzun ve düzgün olan Yukarıdaki dizelerde numaralanmış bölümlerdeki gibi, kalıplaşmış, hazır benzetmeleri divan şiirinde birçok divan şairi kullanmıştır. Divan şiirinde şairlerin ortak olarak kullandığı bu tür benzetmelere ne ad verilir? A) Mazmun B) Münşeat C) Taştir D) Mensur E) Nazire 33. I. Tek kişilik gösteri olma II. Doğaçlama oynanma III. Taklitlerden yararlanma IV. Gölge oyunu olma V. Hayalî denen ustalarca ortaya konma Yukarıda numaralanmış özelliklerden hangileri meddah oyununa ait değildir? A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 34. Tuyuğ ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Tek dörtlükten oluşur. B) Uyak düzeni "abba" biçimindedir. C) Aruz ölçüsüyle yazılır. D) Türkler tarafından divan şiirine kazandırılmıştır. E) En başarılı örneklerini Kadı Burhaneddin, Nesimi ve Ali Şir Nevai yazmıştır. 35. Ahmet Mithat, —- adlı romanında deniz okulunu bitirmiş bir denizcinin korsanlarla olan kovalamacasını heyecan verici bir üslupla dile getirir. —- adlı romanında da alafranga özentileri olan, züppe bir tiple Osmanlı beyefendisi olan bir tipin yaşamlarını dile getirir. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) Hüseyin Fellah – Ferdi ve Şürekâsı B) Açık Baş – Dürdane Hanım C) Esrar-ı Cinayat – Avupa'da Bir Cevelan D) Eyvah – Paris'te Bir Türk E) Hasan Mellah – Felatun Bey'le Rakım Efendi 36. Yahya Kemal Beyatlı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygulamıştır. B) Parnasizmin edebiyatımızdaki önemli temsilcilerindendir. C) "Siste Söyleniş" adlı şiirini Tevfik Fikret'in bir şiirine karşılık olarak yazmıştır. D) Hayattayken kitap yayımlamaması dil işçiliğine bağlanmış, "esersiz şair" olarak nitelendirilmiştir. E) Sadece "Ok" şiirini serbest ölçüyle yazmıştır. 37. (I)Kemal Tahir, bazı yapıtlarında, Kurtuluş Savaşı yıllarını, Cumhuriyet'in ilk dönemlerini, Osmanlı tarihini işlemiştir. (II)"Devlet Ana" ve (III)"Kurt Kanunu" ve (IV)"Kurtlar Sofrası" bu konuları işlediği (V)romanlarıdır. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 38. (I)Rıfat Ilgaz, özellikle (II)"Hababam Sınıfı" romanıyla tanınmıştır. Yapıtlarında (III)yoksulların yaşamını, mizahi ögelerle yansıtmıştır. Yaşamının son dönemlerinde, özellikle (IV)anı ile çocuk edebiyatı türüne ağırlık vermiştir. Çocuk öykülerinin yer aldığı (V)"Şimdiki Çocuklar Harika" adlı yapıtı büyük ilgiyle karşılanmıştır. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 39. Roman yazarları arasında, 1950'den sonra gelişen gerçekçiliğe öncülük eden bir yazar olarak yer alan —-, öykülerinde de gerçeği vermiştir. Ancak ilk öykülerinde, gözlemlediği gerçek yerine kendi gerçeğini vermiştir. İlk öykü kitabı olan Silindir Şapka Giyen Köylü'de bu öyküleri bir araya toplamıştır. Çıkrıklar Durunca adlı öyküsünde de bütün memleketin ucuz Avrupa malları karşısında bunalım geçirdiğini, çıkrıkların durduğunu, köylülerin şehirlere akın ettiklerini çarpıcı ve gerçekçi bir dille anlatmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sabahattin Ali B) Sadri Ertem C) Talip Apaydın D) Zeyyat Selimoğlu E) Memduh Şevket Esendal 40. Onlar askerlerini vagonlarla, biz çarıklarla Mühimmatlarını kamyonlarla Biz kağnılarımızın sırtında taşıyorduk Düşman, yağmur yerine kurşun Kurşun yerine gülle Gülle yerine zelzele yağdırırken Biz, zaman oldu ki her gülleye bir kurşun Her kurşuna bir süngü Her süngüye bir yumrukla Öyleyken yenilmek onlara Yenmek bize düştü Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır? A) Pastoral B) Satirik C) Epik D) Dramatik E) Didaktik 41. Halit Ziya Uşaklıgil ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk romanları yazmıştır. B) Yapıtlarını o zamana kadar alışılmış olan yöntemin dışında, yeni bir cümle düzeni ile yazmıştır. C) Yapıtlarında detaylı çevre betimlemeleri yapmıştır. D) Son yapıtlarını sade bir dille yazmış, eski yapıtlarının başlıcalarını sadeleştirerek yeniden bastırmıştır. E) Kurtuluş Savaşı yıllarını anlattığı öykülerinde gerçekçi bir anlatım sergilemiştir. 42. (I)Ziya Paşa, milletin kalkınması yolunda çalışmayı ülkü edinmiş bir (II)vatan şairidir. Edebiyatı bu ülküsüne araç yapmıştır. Yapıtlarında (III)özgürlük, meşrutiyet, bağımsızlık gibi konuları isleyen şair, (IV)"Sanat toplum içindir." görüşünü savunmuştur. (V)Roman ve tiyatrolarında romantizm akımının etkisinde kalmıştır. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 43. Bağlarım Hep bahardı bağlarım Yârim uçtu elimden Hazan vurdu bağlarım Bu maniyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İstiare sanatına yer verilmiştir. B) Kesik mani olarak adlandırılır. C) İlk iki dize doldurma niteliği taşımaktadır. D) Cinaslı uyak kullanılmıştır. E) Uyak düzeni aaba biçimindedir. 44. Benim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerim Bu dizelerde görülen edebî sanat aşağıdakilerden hangisidir? A) İstifham B) Nidâ C) İntak D) Tecahül-i ârif E) Mübalağa 45. Edebiyatımızda öyle unutulmaz şiirler vardır ki neredeyse şairinin adının önüne geçmiştir. "İstanbul'u Dinliyorum", "Bursa'da Zaman", "Sakarya Türküsü", "Bülbül" bu unutulmaz şiirlerden bazılarıdır. Bu parçada şiirine yer verilmeyen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) Yahya Kemal Beyatlı B) Ahmet Hamdi Tanpınar C) Mehmet Âkif Ersoy D) Necip Fazıl Kısakürek E) Orhan Veli Kanık 46. I. Yapıtlarında toplum kurallarıyla çatışan aydınların iç dünyasına eğilmiştir. II. İlk romanı "Tutunamayanlar"da küçük burjuva dünyasına ironiyle yaklaşmıştır. III. Öykü kitabı "Korkuyu Beklerken"de de psikolojik çözümlemelere ağırlık vermiştir. , IV. "Aylak Adam" romanıyla yabancılaşma ve yalnızlaşma temalarını ustaca işlemiştir. V. "Anayurt Oteli" romanında davranışların nedeninin bilinemeyeceği tezini ele almıştır. Yukarıda numaralanmış yargılardan hangileri Oğuz Atay ile ilgili olarak söylenemez? A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 47. Aşağıdaki dizelerin hangisinde hem uyak hem de redif kullanılmıştır? A) Gül büyütenlere mahsus hevesle Renk renk dertlerimi gözümde besle B) Yan yana sessizce hüzünlerle keder Esen şu rüzgârlar âşıklara neler der C) Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler D) Tohum saç, bitmezse toprak utansın Hedefe varmayan mızrak utansın E) Seni beklemekle geçse de ömrüm Şu fani dünyada kalmasa günüm 48. (I)"Hasta Çocuk", (II)"Nesrin" ve (III)"Balıkçılar", izlenimlerinden esinlenerek kaleme alınmış (IV)mensur şiirlerdir. Bu yapıtlarında (V)Tevfik Fikret, konuşma diline yakın bir dil bulmayı amaçlamıştır. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 49. Abbas Sayar, yapıtlarında genellikle Orta Anadolu'yu anlatır. Romanlarında Türk köylüsünün yaşam koşullarını değiştirmek gerektiğini aydınlara ve politikacılara haykırmıştır âdeta. İlk romanı —-, köy halkının yoksulluğunu ve çaresizliğini anlatmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yılkı Atı'nda B) Küçük Paşa'da C) Kurt Kanunu'nda D) Sarı Traktör'de E) Yılanların Öcü'nde 50. Kul Mustafa'm eydür canadır kastım Çok ağlattı beni gözleri mestim İncitme sevdiğim severim dostum İncitirsem güzel olmaya idin Gevheri der bulmam kimsede vefa Dost diye sevdiğim etti kim sefa Hubların âşıka ettiği cefa Kanun mudur erkân mıdır yol mudur I. Nazım biçimleri aynıdır. II. Uyak (kafiye) şemaları aynıdır. III. Uyak türleri aynıdır. IV. Alındıkları şiirlerin ilk dörtlükleridir. V. 11'li hece ölçüsüyle oluşturulmuştur. Yukarıdaki numaralanmış bilgilerden hangileri verilen şiirlerin ortak özelliği değildir? A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 51. —-, hipnotize edilmiş insanlara şiir söyletmiş ve bunları başyapıt saymışlardır. Bu şiirlere "otomatik şiir" adını vermişlerdir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sembolistler B) Natüralistler C) Sürrealistler D) Romantikler E) Empresyonistler 52. Eski Türklerde düzenlenen cenaze törenlerine —-, bu törenlerde söylenen şiirlere sagu adı verilirdi. Destan özelliği de gösteren bu şiirlerde geniş doğa tasvirlerine rastlanır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) şölen B) sığır C) cönk D) baksı E) yuğ 53. I. Yapıtlarında çalkantılı dönemleri ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdelemiştir. II. İlginç konularının yanı sıra yapıtlarının biçimsel yetkinliğiyle de dikkati çekmiştir. III. İlk romanı "Ölmeye Yatmak"tan itibaren tüm yapıtları yoğun tartışmalara konu olmuştur. IV. "Ihlamur Ağacı" oyunu ile Türk Dil Kurumu Tiyatro Armağanı'nı, "İpin Ucu" oyunuyla Abdi İpekçi Armağanı'nı kazanmıştır. V. "Yeni Yalan Zamanlar", "Mor" ve "Safran Sarı" adlı romanlarını "Yeni Yalan Zamanlar" adlı bir üçleme haline getirmiştir. Yukarıdaki numaralanmış yargılardan hangileri Adalet Ağaoğlu için söylenemez? A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 54. (I)"Leyla ile Mecnun" ilk başlarda bir aşk hikâyesi gibi görünse de gerçekte, (II)tasavvufa gönül veren ve ilahi aşka ulaşmak isteyen bir dervişin macerasını anlatan bir mesnevidir. (III)Sembolik bir tarzda yazılmıştır. Ayrıca yapıt, konusu bakımından da özgündür. Çünkü bu tür aşk hikâyelerinde ilk önce erkek, kıza âşık olurken bu yapıtta ilk önce âşık olan, kız olmuştur. (IV)Nabi'nin yazdığı mesnevinin abartılı bir biçimde övülmesinden rahatsız olan (V)Şeyh Galip, bu mesneviyi altı ay gibi kısa bir sürede yazmıştır. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 55. Aşağıdakilerin hangisinde belirtilen açıklamalar birlikte verildiği sanatçıyla ilgili değildir? A) Din, bayrak, vatan, tarih, kahramanlık, aşk ve tabiat güzelliklerini konu alan şiirler yazmıştır. Aruz ve hece ölçülerini ustaca kullanmıştır. Nazım şekillerinden rubaiyi çok kullanmıştır. (Arif Nihat Asya) B) Romanlarının çoğunda efsanelerden, halk hikâyelerinden yararlanmıştır. Anadolu köylüsünün yaşamını folklorla birleştirerek anlatmıştır. (Yusuf Atılgan) C) Romanlarında olaylardan ziyade psikolojik ruh çözümlemelerine önem vermiştir. Doğu ile Batı uygarlığı, ahlâk çöküntüleri, varlığın sırları gibi konular üzerinde durmuştur. (Peyami Safa) D) Öykü, roman ve tiyatrolarında Anadolu ve özellikle Ege yöresindeki köy ve kasabalarda yaşayanların sorunlarını işlemiştir. (Necati Cumalı) E) Oyunlarının konusunu çoğunlukla Osmanlı tarihinden seçmiştir. (Turan Oflazoğlu) 56. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) Romanlarında orta sınıf insanların özellikle kadınların sorunlarını ve iç dünyalarını anlatmayı tercih eden Ayla Kutlu, roman alanındaki başarısını, sanat çevrelerinde geniş yankı yapan Bir Göçmen Kuştu O (1986 Madaralı Roman Ödülü) ve devamı niteliğindeki Emir Bey'in Kızları'yla sağlar. B) Duygu Asena, 80'li yıllarda yazdığı Kadının Adı Yok ve Kahramanlar Hep Erkek gibi romanlarında kadın sorunlarına feminist bir bakış açısıyla yaklaşır. C) Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazanan Yenişehir'de Bir Öğle Vakti'nde, gözlemlediği insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi duran hayatlarından alıp bir kurguyla buluşturur. D) Leyla Erbil, ilk romanı Tuhaf Bir Kadın'da, kadının toplumdaki yerini sorgulayıcı bir bakışla belirlemeye çalışırken Karanlığın Günü'nde kendi kuşağının yaşadığı acılı ve sıkıntılı dönemi bir kadın gözüyle dikkatlere sunar. E) Elveda Alyoşa adlı öykü kitabından sonra siyasal içerikli romanlara yönelen Oya Baydar, fantastik bir eser olan ilk romanı Sahnenin Dışındakilerde, toplumun baskıcı tutumunu ve 68 kuşağının iç hesaplaşmalarını sorgular. CEVAP ANAHTARI 1-C 2-C 3-B 4-B 5-D 6-C 7-C 8-B 9-D 10-B 11-C 12-E 13-D 14-A 15-D 16-A 17-D 18-C 19- D 20-D 21-E 22-E 23-D 24-B 25-C 26-B 27-E 28-A 29-A 30-C 31-E 32-A 33-E 34-B 35-E 36-E 37-D 38-E 39-B 40-C 41-E 42-A 43-D 44-C 45-A 46-E 47-D 48-D 49-A 50-C 51-C 52-E 53-E 54-A 55-B 56-E LYS Edebiyat Deneme Sınavı-15 İndir!