LYS Edebiyat Deneme Sınavı-11

1. Düşeriz, bir yerimiz kanar. Kan durur, yara bir süre sonra kabuk tutar. Kabuklar ikide bir elimi­ze takılır ve kaşınır. Sonra dayanamayız, kabuk­larını yolar, yarayı kanatırız. Aslı Erdoğan’ın ede­biyatla yaptığı bu sanki: Yaralarımızı kanatmak.

Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaşamın gizili ayrıntılarına değinmemek

B) Acıları yeniden canlandırmak

C) Kalıcı bir etki oluşturmak

D) Toplumsal sorunlara değinmek

E) Bireysel sorunları konu edinmek

 

2. İnsanlar neden açıkça ayrımcı olan, psikolojik ve fiziksel şiddete dayanan, bunun üzerine inşa edilmiş bir siyasal rejimini desteklerler? Bu soru 20. yüzyılın ikinci yarısının en önemli soruların­dan biri oldu. Nazi Almanya’sında yaşananlar karşısında halkın sessiz kalması ya da olanlara gizli ve açık onay vermesi, sosyal bilimcilerin ka­fasını yıllarca kurcaladı durdu. Bu konuya odaklanan yüzlerce kitap yazıldı ve film çekildi.

Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Belli bir konu üzerinde yoğunlaşmak

B)  Sosyal sorunları irdelemek

C)  İlgi çekici konuları ele almak

D)  Genel hatlarıyla konuyu ele almak

E)  Herkesçe kabul gören konuları işlemek

 

3. İsterseniz beni şüphecilikle suçlayın ama yıllar önce ölmüş büyük yazarların kitapları, defterleri, mektupları, notları ortaya çıktığında beynimde alarm çanları çalmaya başlıyor.

Bu parçada geçen “beyinde alarm çanları çal­mak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler­den hangisidir?

A)  Tehlikenin boyutlarını kavramak

B)  Düşünce dünyasında tehlikeyi haber vermek

C)  Beyni her tür tehlikeden korumak

D)  Sınırları zorlayan bir durumla karşılaşmak

E)  Uyarma amaçlı yönlendirmelerde bulunmak

 

4. (I) Felsefeciler arasında nesilden nesle aktarılan bazı efsaneler vardır. (II) Bunlardan biri 20. yüzyı­lın önemli düşünürlerinden G. E. Moore’un bir felsefe seminerinde, çağdaşı filozofları sağduyu­ya davet etmek için elini havaya kaldırarak “Bu bir eldir.” dediği konuşmasıdır. (III) Moore’un bu çıkışı, sağduyudan iyice uzaklaşan, varlıkbilim ve epistemolojiden sadece teknik terminolojiyle söz eden filozoflar için gerçekten de uyarıcı bir etki yaratmıştır. (IV) Konuşması boyunca arada sıra­da elini gösterip “Bu hâlâ bir eldir.” sözlerini yi­neleyerek komik ama bir o kadar da etkin bir ha­va yaratan Moore, “A Defence of Common Sen­se” (Bir Sağduyu Savunması) adlı makalesinde bilgi kuramını ortaya koyar. (V) Moore’un felse­fesi genel okur tarafından pek bilinmez ama fel­sefe öğrencileri için çok önemlidir.

Bu parçada numaralanmış cümleler için aşağıda söylenenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, felsefenin temel özelliğine deği­nilmiştir.

B) II.  cümlede,  doğrudan anlatıma başvurul­muştur.

C) III. cümlede, bir çalışmanın felsefeciler üze­rindeki etkisine değinilmiştir.

D) IV. cümlede, tekrarlanmış ifadelerin etkileyi­ciliğine değinilmiştir.

E) V. cümlede, birbirine karşıt bir durum ortaya konmuştur.

 

5. (I) Son on yılda yazılmış yeni romanlara baktığı­mızda kurgu kaygısının kimi zaman söz kaygısı­nın önüne geçtiğini düşünüyorum. (II) Parlak oyunlar, şaşırtmalı kurgular özellikle genç yazar­larımızı fazlasıyla cezbediyor.(lll) Bir de eğlence­li olma merakı var, edebiyatın öncelikle okura keyif vermesi gerektiği yönündeki anlayışı biraz abartıyorlar diye düşünüyorum. (IV) Edebiyatın eğlenceli de olmasına bir itirazım yok ama eğ­lencenin de fazlası bazen sabah kahvaltısında bol kremalı bir pasta yemek gibi insanın içini bulandırabilir. (V) Kimi zaman çok daha yalın kur­guların söylediği sözler çok daha iyi gelir insana.

Roman yazarlarına yönelik değerlendirmelerin yapıldığı bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)   I. cümlede, öngörü anlamı vardır.

B)   II. cümlede, mecazlı söyleyişten yararlanıl­mıştır.

C)   III. cümlede, öznel yargılar kullanılmıştır.

D)   IV. cümlede, benzetmeden yararlanılmıştır.

E)   V. cümlede, karşılaştırma anlamı vardır.

 

6. (I) Dünyanın herhangi bir şehrinde, şairin yarattı­ğı birey, başka dillere çevrildiği zaman da birey olabiliyorsa bireydir. (II) O yüzden olacak mo­dern şair kendi canından yazdığı şiiri, kendi ya­bancısı yaparken ona yabancılaşır. (III) O, ister şairin şahsi benliği olsun, ister şiirin getirdiği ye­ni ben, kimse bilmese de eğilip sesine kulak ver­mese de vardır. (IV) Çünkü insan yeni değildir ancak insana bakış yenidir.(V) Edebiyat, bu bü­yülü sürecin en güzel platformudur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda söylenenlerden hangisi yanlıştır?

A)   I. cümlede, saptama yapılmıştır.

B)   II. cümlede, I. cümledeki nedenin sonucu­dur.

C)   III. cümlede, eşitlik anlamı vardır.

D)   IV. cümlede, değerlendirme yapılmıştır.

E)   V. cümlede, tanımlama yapılmıştır.

 

7. (I) Esperanto, bir kaç meraklının dışında kimse­nin kullanmadığı bir dil olarak parlaklığını yitir­miş. (II) Oysa sanat, asırlardır evrensel diliyle sa­rıp sarmalamaya devam ediyor Dünya’yı.(III) Notalar azçok isim değiştirse de besteciler fark­lı uluslardan da olsa aynı ezgiyle tınlıyor konser salonlarında, köy meydanlarında, kent sokakla­rında… (IV) Müzisyenler için, şefin elindeki bage­tin hareketi aynı anlamı taşıyor tüm dünyada. (V) Baleye gönül veren farklı ulustan dansçılar, aynı sahnede, aynı müzikle Fransızca bale adımlarını kolayca yorumlayabiliyorlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin­de yazım yanlışı yoktur?

A) I.           B) II.        C) III.       D) IV.        E) V.

 

8. Duygulu bir şairin ( ) güçlü ve iyi bir şairin yaz­dıkları ölebilir mi ( ) Şair onları bir kenara saklasa bile bir gün defineciler ( ) arkeologlar çıkarıp bulmazlar mı ( )

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki nokta­lama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilebilir?

A)     (,)(?)(,)(?)

B)     (,)(.)(.)(.)

C)     (,)(?)(;)(?)

D)     (,)(.)(;)(.)

E)     (;)(?)(;)(?)

 

9. Aşağıda verilen cümlelerin hangisindeki altı çizi­li sözcük bağlaç olarak kullanılmamıştır?

A) Bu işi yapmasına yaparız da bizi engellemeseler.

B) Bana kızmıştı meğer onu aramalıymışım.

C) İstediklerinizi aldım fakat param da bitti.

D) Gitmek ya da gitmemek senin elinde.

E) Haber verdim sonra buraya geldim.

 

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ünsüz yumu­şaması” yoktur?

A) Arkeologun söylediklerine herkes inanmıştı.

B) Bu kitaba on lira ödemişti arkadaşım.

C) Kulağıma eğilerek bir şeyler fısıldadı.

D) Şiirlerinde ahenge büyük önem verirdi.

E) Biraz uzağa gidince daha net görüyordu.

 

11. (I) Sükût arıyordum ben arkadaşlıkta. (II) Ta­mam, ben de tuhaf bir çocuktum.(III) Ama ken­dimle barışık olmayı, dünyayla barışık olmaya tercih ediyordum. (IV) Neyse efendim, aradığım oyun arkadaşını bulmak için çok uzaklara gitme­me gerek kalmadı.(V) Arkadaşlarım yanı basım­daki kitaplarım oldu o zamanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri devrik cümledir? 

A) I. ve II.             

B) I. ve V.            

C) II. ve IV.

D) III. ve V.             

E) IV. ve V.

 

12. Düne kadar büyüleyici bir yoğunluk ve katıksız bir yeteneğin baş tacı edildiği çizgi-roman ala­nında, bugün artık daha basit ve sade ifadelerin el üstünde tutulduğunu biliyoruz. Bilgisayarın ni­metlerinden faydalanarak boyut azaltmak ve de­rinliği hiçe sayarak çizginin plastiğini zedelemek gibi, kanımca her zaman üzerinde şüphe bulutu­nun gezinmesi gereken bu yeni açılımı ve onun günahlarını sadece Manga ekolüne yüklemek haksızlık olur. Çizginin bazen edebî ve sinema­sal anlatımların önüne geçen bir gücü olduğu konusunda anlaşıyorsak eğer, bu güçsüzlüğü yaratan bütün müdahalelerde Marvel ve Bonelli ekolünün de parmağı olduğunu görmek gerek.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisine örnek yok­tur?

A)   Benzetme yapılmış cümleye

B)   Karşılaştırma cümlesine

C)  Öznel cümleye

D)  Tanımlama yapılmış cümleye

E)   Değerlendirme cümlesine

 

13. Türk edebiyatı 1970-80'li yıllara değin önce top­lumcu gerçekçiliğin etkisinde kalmış sonra da edebiyat kuramcısı Lukacs’ın estetik ilkeleri doğrultusunda sınıfsal tipolojiyi yansıtmakla yü­kümlü görmüştü kendini. Bu, sanatsallığın dışın­da bir yönelimdi ve sınıfsal ilişkileri en iyi biçim­de dile getiren kişinin başarılı yazar olarak nite­lendirilmesi anlamına geliyordu. Biçimle oyna­yan, ideolojik-etik alanlarda bir mesaj içermeyen metinlerin yazarları, toplumsal düzlemde sorum­suzluk, aylaklık ve aymazlıkla suçlanıyordu. Türk edebiyatı uzun yıllar edebiyat-dışı/sanat-dışı/estetik-dışı dogmatik ölçütlerle değerlendirildi. —-

Bu  parçanın  sonuna aşağıdakilerden  hangisi getirilebilir?

A) Bu ise, özgür bir ortam dışında var olamayan yaratıcılığın soluksuz kalması demekti.

B) Yanlış satış politikalar da edebiyatımıza hiç beklenmediği kadar zarar verdi.

C) Edebiyatın günümüz sanatçıları tarafından önemsenmesini hiç kimse eleştiremez.

D) Politikanın edebiyat üzerinde etkisi de gide­rek arttı.

E) Zamanla da değerlendirmeler haklı bir sonu­ca ulaştı.

 

14. Tarihteki önemli metinler arasındaki etkilenme, esinlenme ve referanslar her zaman Önemli tar­tışmalar yaratmıştır. Sümer Yaratılış Destanı’nın Babil mitoslarında görülmesi, buradan da za­man içinde arkaik Asur ve Yahudi mesellerine geçişi, bu destanla Tevrat’ın Tekvin kitabındaki ve Kuran’daki önemli benzerlikler, dünya çapın­da birçok tarihçi ve ilahiyatçının araştırmalarına konu olmakta. Keza, Gılgamış Destanı, Tufan miti, Kitab-ı Mukaddes ve Kuran’da sözü edilen kişiler ve anlatılan meseller, karşılaştırmalı metin tahlilleriyle incelenmektedir.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)   Örneklerden yararlanılmıştır.

B)   Karşılaştırma yapılmıştır.

C)  Öznel yargılar kullanılmıştır.

D)  Yinelemelerden yararlanılmıştır.

E)   Bilgi verme amacı taşımaktadır.

 

15. Hiçbir sanat dalı, doğal olarak belli bir yıldönü­müyle birlikte bir değişime uğramıyor. —- Eğer son on yıl içinde bir değişim yaşanmışsa -ki mutlaka ağır ağır da olsa birtakım adımlar atıl­mıştır- bunları daha geniş bir zaman içinde gö­receğimize inanıyorum. Sanıyorum bu on yıl içinde en çok tartışılan, yayımlanan yeni roman sayısındaki patlamaydı. Gerçekten de eskisin­den çok daha fazla yeni Türk romanı yayımlan­mak fırsatı buldu ve bu konuda edebiyat niteliği­nin nasıl değiştiği üzerine de epey tartışıldı.

Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakiler-den hangisiyle en uygun biçimde tamamlanabi­lir?

A)   Keskin bir sapağa girmiyor.

B)   Büyük değişimler yaşıyor.

C)  Gün geçtikçe edebiyat hızlı gelişiyor.

D)   Değişimin hızına kimse yaklaşamıyor.

E)   Olması gereken önemsenmiyor ki.

 

16. (I) Denilebilir ki tarih her yüzyılın ihtiyaçlarına gö­re yeniden yazılır. (II) Yeniden yazılırken bir dö­nemin lanetlenen politik, askeri, kültürel vs. ak­törleri kurtarıcı olarak karşımıza çıkabilir ya da unutulmuş bir olay, olgu öne çıkartılarak bir dö­nemin tarihsel gidişatının sonu ya da başlangıcı olarak işaret edilebilir. (III) 2000′li yıllarla birlikte ülkemizde de patlama yaşayan popüler tarih ro­manları ve popüler tarih kitapları bu ihtiyaç üstü­ne yükseliyor. (IV) Tarih felsefesi bizi kesin doğ­ruyu bulmaya götürmez belki ama tarihsel veri­leri doğru değerlendirmemize, bize sunulan me­tinleri doğru bakış açılarıyla sorgulamamıza yar­dımcı olabilir. (V) Doğan Özlem’in Say Yayınla­rından çıkan Tarih Felsefesi adlı yapıtı da böyle bir kapıyı aralıyor. (VI) Antikçağdan günümüze tarih felsefesinin gelişimini anlatırken bir yandan felsefi gelişmelerin, değişimlerin dünya tarihini yorumlamadaki rolünü bize ulaştırmaya çalışı­yor.

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinden itibaren ikinci paragrafa geçilebilir?

A) I.          B) II.        C) III.        D) IV.         E) V.

 

17. Türk şiirinin kitaplara geçmiş birikimi kadar zen­gindir kitap dışı kalmış şiirleri. Dergi sayfaların­da, defterlerde, gazetelerde, mektuplarda, not defterlerinde hatta günlüklerde eğilip okuyacak başları beklerler. Şiiri yayımlamakla birlikte ya­zarken arayan, buldukça yıkan sonra yeniden kuran ve yıkması hiç bitmeyen şairler geçidine de şahit oluruz orada.

Şiir ve şairle ilgili bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Asıl nitelikli sanatçılar, herkesçe tanınmayan sanatçılardır.

B)   Şiir türünde en başarılı şairler, şiirleri kitaplaşmamış şairlerdir.

C)  Şiirimizin en güzel örnekleri kitaplarda değil sözlü anlatımda aranmalıdır.

D)  Şiir birikimimizin kitaplara geçmemiş örnek­leri de oldukça niteliklidir.

E)   Türk şiirinin tarihi gelişimini gözlemlemek, sanıldığı kadar kolay değildir.

 

18. Bir kitabı hemen sevebilir misiniz? Yazarını tanı­yorsanız ve daha önce başka eserlerini okuduy­sanız içeriği nedeniyle heyecan duyabilirsiniz el­bet. Kapağı da onu sevmenizi sağlayabilir. Ba­zen sadece adına vurulursunuz bir kitabın ve görmeden satın almak istersiniz. Bu şekilde sa­dece adını görüp içeriği hakkında ufak bir bilgi ile sipariş ettiğim (daha çok başka diyarlardan) ve elime aldığımda büyük hayal kırıklığına uğra­dığım kitaplar olmuştur. Yine de bu kitabın adını ve kapağını görür görmez (yazarını o ana kadar tanımıyor olsam da) büyük bir ilgi duydum ve “Bu kitabı seveceğim.” dedim kendi kendime. Ama olmuyor. Kitap, yıllanmadıkça defalarca okunmadıkça içe çekilmedikçe sevilmiyor.

Kitapların sevilmesiyle ilgili böyle düşünen yaza­rın, aşağıdakilerden hangisini savunması bekle­nir?

A)   Bir kitabın sevilebilmesi; zamana yenik düş­meden elde tutulabilmesine, okunabilmesine ve içselleştirebilmesine bağlıdır.

B)   Kitap kapaklarının nitelikli basılması ve kitap adlarının etkileyici olması, kitapların sevilme­sinde en önemli etkendir.

C)  Günümüz koşullarında bir kitabın okuru etkileyebilmesi, her bireye hitap edebilecek ay­rıntıların kullanılmasıyla elde edilebilir.

D)  Kitap okurunun nitelikli olması, kitapların okunup sevilmesinde en önemli etkendir.

E)   Büyük yazarların kitapları ancak kalıcılığa ulaşarak her koşulda okunabilme özelliğine sahip olabilir.

 

19.          

Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken

Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz

Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken

Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz

Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Sanat” şiirinden alınan bu dörtlükten aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A)   Şairin zihniyetine

B)   Şairin uyak anlayışına

C)  Şiirin konusuna

D)   Kullanılan ölçüye

E)   Şiirin tarihi gelişimine

 

20. Okuyanlar, ilgilenenler bilirler, özellikle Batı ede­biyatı üzerine yazılmış önemli bir eleştiri külliyatı vardır. Buna önemli katkılar yapanlar arasında bizim ülkemizdeki üniversitelerin İngiliz edebiya­tı, Fransız edebiyatı gibi bölümlerindeki akade­misyenler de dâhildir. İnceleme ve eleştirilerin bir kısmı kitap olarak kitapçı raflarında kıyıda kö­şede bir yer edinebilir, bazıları ise akademi çev­relerinin dışına çıkmaya fırsat bile bulamaz. Ken­di edebiyatımız içinse biraz daha farklı bir durum söz konusu. Üniversitelerin Türk edebiyatı bö­lümleri Cumhuriyet öncesi edebiyatımızla haşır neşir olurken Cumhuriyet sonrasına ilişkin önemli kilometre taşlarını kapsamlı olarak ele al­maktan biraz uzak duruyorlar sanki. Özellikle bir dönemi, bir akımı, bir kuşağı enine boyuna araş­tıranlara ya az rastlıyoruz ya da sayıları, kendile­rine rastlayamayacağımız kadar az.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Batı edebiyatı, nitelikli olduğu için daha çok ilgi uyandırmıştır.

B) Üniversiteler de edebiyat üzerinde araştırma yapabilirler.

C) Türk edebiyatı üzerine yapılan eleştiriye da­yalı incelemeler Batı edebiyatına oranla az­dır.

D) Edebiyatımızın belli dönem ve sanatçılarına yönelik incelemeler oldukça yetersizdir.

E) Akademisyenler de edebiyat üzerine incele­me ve eleştiri yapabilirler.

 

21.          

Derinden derine ırmaklar ağlar

Uzaktan uzağa çoban çeşmesi

Ey suyun sesinden anlayan bağlar

Ne söyler su dağa çoban çeşmesi

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine örnek yoktur?

A)   Nida (seslenme)

B)  Tezat (zıtlık)

C)  Teşhis (kişileştirme)

D)   İstiare (eğretileme)

E)   Tenasüp (uygunluk)

 

22. Dumas, tanınmış ve başarılı bir oyun yazarıyken gazete yöneticilerinin ünlü bir kalemi gazeteleri­ne bağlamak için yüksek telif ücretleri ödedikle­rini görüyor. Hiçbir öneriyi geri çevirmiyor ve bu yüzden de çok çalışması gerekiyor. Bunun için de kendine bir yardımcı yazarlar topluluğu oluş­turuyor. Dumas, bu şekilde kendine yardımcı bulan tek yazar değildir. Ne var ki Dumas’tan sonra başkalarının imzasıyla çıkan romanların gölgesinde çalışan yazarlara “zenciler” denmek­tedir. Dumas, “Tarih, romanlarımı astığım bir çi­vidir.” demişti günün birinde. Dumas’nın “zenci­leri” onun için tarihsel araştırmalar yaparlar. Planlar ve entrikalar da tasarlarlar. Her zaman değil ama genel olarak sonunda romancı roma­nı tek başına kaleme alır. Söz gelişi Üç Silahşörler’in serüvenleri ve bunların devamını anlatan “Yirmi Yıl Sonra” ile “Bragelonne Vikontu” adlı iki ciltte yazar pek kalem oynatmamış.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)   Birçok yazarın kendisine yardım edecek kişi­lerle yapıt verdiğine

B)   Dumas’ın tiyatro türünde verdiği yapıtlarla ünlendiğine

C)   Gazetelere yazmaları karşılığında ünlü yazar­lara yüksek ücretler ödendiğine

D)   Dumas’ın hiçbir yapıtını kendisinin kaleme almadığına

E)   Yardımcı yazar kullanmanın sık rastlanan bir durum olduğuna

 

23. Aşağıdakilerden hangisi bir gazelin son beyitidir?

A) Tahammül mülkünü yıktın Hülagü Han mısın kâfir

Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kâfir

B) Kız oğlan nazı nazın şeh-levend avazı avazın

Belasın bende bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir

C) Ne ma’ni gösterir duşundaki ol ateşin atlas

Ki ya’ni şu’le-i can-suz-ı hüsn ü an mısın kâfir

D) Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar

Aceb bir şuha sen de âşık-ı nalân mısın kâfir

E) Nedim-i zarı bir kâfir esir etmiş işitmişdim

Sen ol cellad-ı din ol düşmen-i iman mısın kâfir

 

24.          

Karac’oğlan söyler kaşı karadan

Hicab perdesini kaldır aradan

Seni, beni bir Mevla’dır yaradan

Büyüklenme, hey kız, güzelim deyi

Bu şiir alıntısı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)   Düz uyak biçiminde uyaklanmıştır.

B)   Bir koşmanın son dörtlüğüdür.

C)  Anonim halk şiiri örneğidir.

D)  Tunç uyak kullanılmıştır.

E)   On birli hece ölçüsü kullanılmıştır.

 

25. (I) Türk şiirindeki nazım biçimlerinden biri de İs­lamiyet öncesi Türk şiirinde kullanılan koşuktur. (II) İlk İslami örneklerin verilmesiyle birlikte Arap edebiyatından gazel ve kasideler de kullanılma­ya başlamıştır. (III) İranlılardan alınma mesnevi­lerle de uzun soluklu konular işlenmiştir. (IV) Başka kültürlerden nazım biçimleri alınırken tuyuğ, şarkı gibi nazım biçimleri de Türkler tarafın­dan şiire kazandırılmıştır. (V) Türk şiirinin Batı’ya açılmasıyla da tahmis, sathiye, müstezat gibi nazım biçimleri Batı’dan alınmıştır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin­de verilen bilgi yanlıştır?

A) I.          B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

 

26. Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı (I)Divan ü Lügat’it Türk (II)11.yüzyılda yazılmış ilk sözlüktür(III)Yusuf Has Hacip’in yine aynı yüzyılda yazdığı (IV)Kutadgu Bilig de (V)bir sözlük niteliğindedir.

Yukarıdakilerin hangisinde verilen bilgi yanlıştır?

A) I.          B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

27. Aşağıdakilerden hangisi Dede Korkut Hikâyele­rinin bir özelliği değildir?

A)   On iki hikâye ve bir ön sözden oluşması

B)   Kimin tarafından yazıya geçirildiğinin bilin­memesi

C)  Türklerin Orta Asya’daki gündelik yaşamını içermesi

D)   Şiir ve düz yazı biçiminde yazılması

E)   Aliterasyon ve tekrirlere sıklıkla yer verilmesi

 

28.                         

I. Grup                        II. Grup

I. Terkibibend              Soru sorma sanatı

II.  Nabi                        Vasıta beyiti

III.  Seci                        Nesirde uyak

IV.  İstifham                  Hikemi gazel

V.   Tedriç

Yukarıda I. grupta verilenlerden hangisi II. grup­ta verilenlerden herhangi biriyle ilişkilendirilemez?

A) I.           B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

29.           

I. Aruz ölçüsünün kullanılması

II. Mazmunların oldukça az kullanılması

III.  Osmanlıcanın kullanılması

IV.  Toplumsal konulardan uzak durulması

V.  Düz yazının ikinci planda tutulması

Yukarıda verilenlerden hangisi divan edebiyatı için söylenemez?

A) I.           B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

30. Sade (Yalın) nesir, halka hitap için yazılmış, dili ağır olmayan nesirdir. Yabancı sözcük ve tamlama sayısı azdır. Anlaşılması güç söz sanatlarına yer verilmez. Menkıbeler, destanlar, dini ve tasavvufi konular, tarih ve gezi eserleri, o devre göre sade bir dille yazılmaya çalışılmıştır.

Aşağıda verilen yapıtlardan hangisi sade nesir örneğidir?

A)   Evliya Çelebi Seyahatnamesi

B)  Tazarruname

C)  Şikâyetname

D)  Tevarih-i Ali Osman

E)   Sefaretname

 

31. Aşağıdakilerden hangisi halk şiiri için söylenemez?

A)  Şiirlerin müzik eşliğinde söylenmesi

B)   Cönk adı verilen defterlere şiirlerin yazılması

C)  Hece ölçüsünün kullanılması

D)  Süslü bir dille söylenmesi

E)   Milli nazım biçimlerinin kullanılması

 

32. —-, âşığın mahlasıdır. Şiirlerinde doğa. aşk, yiğitlik ve kahramanlık teması» işler. Toroslarda ve Çukurova’da yaşayan aşiretlerin hayatını Osmanlı Devleti ile yaptıktan mücadeleleri, iskâna mecbur edilişleri ve bunun acılarını şiirlerinde dile getirmiştir. Sade samimi bir halk Türkçesi ile koşma, türkü, koçaklama, varsağı ve semai söylemiştir. Çağdaşı olan âşıklarda bulunan divan şiiri tesiri onda görülmez. Hiçbir şiirinde aruz ölçüsünü kullanmamıştır. Cönklerden, mecmualardan ve halk ağzından derlenen şiirleri vardır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilir?

A) Köroğlu

B) Karacaoğlan

C) Kayıkçı Kul Mustafa

D) Dadaloğlu

E) Seyrani

 

33.           

Civan da canına böyle kıyar mı

Hasta başın taş yastığa koyar mı

Ergen kıza beyaz bezler uyar mı

Al giy allı balam şalların hani

Bu dizelerden aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A)  Ahenk unsurları içermediğine

B)  Milli ölçüyle oluşturulduğuna

C)  Sade bir dilin kullanıldığına

D)  Ağıt türüne örnek olduğuna

E)   Halk şiiri geleneğiyle yazıldığına

 

34. Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat edebiyatı için söylenemez?

A)  Batılı tarzda ilk eserler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.

B)  Hak, adalet, özgürlük, vatan kavramları bu dönemde ilk defa kullanılmaya başlanmıştır.

C)  Yazı dilini halkın anlayacağı biçime yaklaştırmaya çalışmışlardır.

D)  Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir.

E)   Divan edebiyatındaki “bütün güzelliğine” karşın “parça güzelliğine” önem vermişlerdir.

 

35. (I)Tanzimat edebiyatının ilk sanatçıları Şinasi, Zi­ya Paşa, Namık Kemal gibi edebiyatçılardır.(ll) Bu sanatçıların aydın bir kuşak yetiştirmelerinin yanında asıl önemli yanları ise Türkçenin geliş­mesine gösterdikleri çaba olmuştur. (III) Özellik­le Şinasi’nin çıkardığı Tercüman-ı Hakikat Gaze­tesi çevresinde uyandırdığı halkçı dil hareketi ve ardından gelenlerin getirdiği yeni edebiyat anla­yışı bunda önemli bir rol oynamıştır. (IV) Aynı za­manda Şinasi şiirde ilk defa eski şekiller içinde yeni kavramları kullanmıştır. (V) Namık Kemal ise daima geniş yankılar uyandıran eserler yazmış, vatan şairi olarak tanınmıştır.

Numaralanmış cümlelerin hangisinde verilen bil­gi yanlıştır?

A) I.           B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

36. (I)Muallim Naci(II)divan şiiri geleneğini sürdürmesine rağmen, siyasi ve sosyal düşünceleri, halk di­linin yazı dili olmasını savunan fikirleriyle arka­daşlarının ortak fikirlerine katılmıştır. (III)Şiir ve İnşa  (IV)makalesinde halk şiirini överken Harabat antolojisinin ön sözünde (V)divan şiirini övmüştür.

Yukarıdakilerin hangisinde verilen bilgi yanlıştır?

A) I.          B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

37. Tanzimat Dönemi öncesi Türk edebiyatında (I) hikâye ve roman türleri yoktur. Nesir alanında daha çok tarih, siyasetname gibi eserler veril­miş, olaya dayalı eserler ise daha çok (II) mesne­vi türünde yazılmıştır. Tanzimat; nesir alanında bir çığır açmış, onu şiirden daha etkili bir hale getirmiştir. Süsten, özentiden uzak, halkın oku­ması, bilgilenmesi amacıyla eserler ortaya kon­muştur. Türk edebiyatında roman, (III) çevirilerle başlamıştır. Bu alanda ilk yerli eser (IV) Ahmet Cevdet Paşa’nın Fenelon adlı Fransız yazardan çevirdiği Telemak adlı romandır. Konusuyla, kahramanlarıyla ilk Türk romanı ise Şemsettin Sami’nin yazdığı (V) Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı aşk romanıdır.

Bu parçada numaralanmış unsurların hangisi yanlıştır?

A) I.           B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

38. —-'ın/in/nin önderliğinde Servet-i Fünûn Der­gisi etrafında toplanan bazı gençler Tevfik Fik­ret’in derginin başına getirilmesiyle edebi bir topluluk özelliği kazanır. Sonraları Cenap Saha­bettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Ce­lal Sahir Erozan, Ali Ekrem Bolayır, Halit Ziya Uşaklıgil’in katılımıyla topluluk genişler.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A)  Abdülhak Hamit Tarhan

B)   Recaizade Mahmut Ekrem

C)  Ahmet Mithat Efendi

D)  Samipaşazade Sezai

E)   Şemsettin Sami

 

39. Aşağıdakilerin hangisinde verilen sanatçılar Ser­vet-i Fünun Döneminde yaşamalarına ve yapıt vermelerine rağmen bu topluluğa katılmamış bağımsız sanatçılardır?

A)   Halide Edip Adıvar – Ali Ekrem Bolayır

B)   Hüseyin Rahmi Gürpınar – Ahmet Haşim

C)   Mehmet Emin Yurdakul – Peyami Safa

D)   Hüseyin Rahmi Gürpınar – Ahmet Rasim

E)   Ahmet Mithat Efendi – Mehmet Fuat Köprü­lü

 

40. Birçok edebi türde eser vermesine rağmen asıl ününü romanlarla sağlamıştır. Sanatlı bir söyle­yişi, iyi bir gözlemciliği vardır. Romanlarında üst tabakanın hayat özelliklerini işlemesine rağmen hikâyelerinde sıradan insanları işlemiştir. Rea­lizmden etkilenmiştir. Eserleri teknik açıdan kuv­vetlidir, bu yönüyle romancılığımızın babası sa­yılır. Mensur şiir türünde ilk yapıt veren sanatçı­dır. Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Aşka Dair, Kâbus önemli eserleridir.

Aşağıdaki sanatçılardan hangisi bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçıyla aynı edebi dö­neme dahildir?

A)   Peyami Safa

B)   Hüseyin Rahmi Gürpınar

C)  Ahmet Hikmet Müftüoğlu

D)  Ahmet Mithat Efendi

E)   Ahmet Haşim

 

41. Milli Edebiyat, 1911 yılında Selanik’te çıkan “—-” dergisinde Ömer Seyfettin’in “—-” adlı makale­sinin yayımlanmasıyla başlar. Milli Edebiyat ha­reketi öncelikle bir dil hareketidir. Sade Türkçenin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergi­de ortaya konmuştur. “Milli Edebiyat” terimi de ilk defa bu dergide kullanılmıştır.

Bu parçadaki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A)   Milli Edebiyat – Türk edebiyatı

B)  Fecr-i Ati – Lisan ve Edebiyatımız

C)  Türk Yurdu – Lisan-ı Türkî

D)  Genç Kalemler – Yeni Lisan

E)   Türk Ocağı – Gerçek dil

 

42. Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) Reşat Nuri Güntekin; yurt ve toplum gerçek­lerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yan­lış inanışları ele almış; ününü, duygusal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönüyle Anado­lu’yu anlattığı “Çalıkuşu” romanıyla sağla­mıştır.

B)  Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile ta­rihi ve sosyal olaylardan her birini bir roma­nına konu edinerek Tanzimat Dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve ku­şakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bu­nalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işle­miştir.

C) Yahya Kemal, İstanbul şairi olarak tanınır. Osmanlı İmparatorluğunun geçmişteki par­lak günlerine büyük bir özlem duyar. İstan­bul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuz­luk konularını işlemiştir.

D)  Anadolu gerçeği ilk olarak Falih Rıfkı Atay’ın “Memleket Hikâyeleri” adlı yapıtıyla edebiya­ta girmiştir.

E)   Ömer Seyfettin, anılarından, tarihteki kahra­manlıklardan ve günlük yaşayışlardan yarar­lanarak gücünü çekici anlatımından, olaylar­dan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlar­la biten hikayeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar.

 

43.          

I.  Konuşma dili olarak İstanbul Türkçesi be­nimsenmiş, yazı dili ile konuşma dili arasın­daki fark kalkmıştır.

II.  Türk dilinin kuralları belirlenmiş, Arapça ve Farsçadan gelen tamlamalar yerine Türkçe tamlamalar kullanılmıştır.

III.  “Türkiye Türkçesine diğer Türk lehçelerinden sözcük alınmalıdır.”görüşü savunulmuştur.

IV.  “Terimler bilimle ilgili olduğu için aynen kul­lanılmalıdır.” görüşü benimsenmiştir.

V.  İstanbul ağzı, yazı ve kültür dili olarak be­nimsenmiştir.

Yukarıdakilerden hangisi Milli Edebiyat Dönemi­nin dil anlayışı değildir?

A) I.          B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

44. Bu sanatçılar Milli Edebiyat Akımından etkilen­miş ve şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır. Şiirde özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele Döneminde başlamışlardır. Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahra­manlıklar ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir. Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalma­yıp yeni biçimler aramışlardır.

Ağıdakilerden hangisi parçada “bu sanatçılar” denen topluluktur?

A) Yedi Meşaleciler

B) Beş Hececiler

C) Servet-i Fünuncular

D) Fecr-i Aticiler

E)  I.Yeniciler

 

45. Fecr-i Âti topluluğundan sonra 1928 yılında biri hikayeci diğeri şair olan yedi gencin bir kitap çı­kararak başlatmak istedikleri edebî harekettir. Yedi Meşaleciler hareketini başlatan gençlerin kimi lisede kimi üniversitede öğrencidir. Toplu­luğa ad olarak Yedi Kollu Şamdan, Yedi Dağın Çiçeği, Yedi Veren, Yedi Ses, Yedi Yıldız gibi isimleri düşündükten sonra Yedi Meşaleciler is­mine karar verirler. Servet-i Fünun Dergisi’nin 22 Mart 1928 tarihli sayısında Yedi Meşale isminde bir kitap çıkaracaklarını ilan ederler. Kitap, nisan ayında piyasaya çıkar ve büyük ilgi görür. Kita­ba yazılan ön sözde edebi alanda neler yapa­caklarını anlatırlar.

Aşağıdaki sanatçılardan hangisi bu parçada sö­zü edilen topluluğa dahil edilemez?

A)   Yaşar Nabi Nayır

B)   Kenan Hulisi Koray

C)  Sabri Esat Siyavuşgil

D)  Ahmet Haşim

E)   Vasfı Mahir Kocatürk

 

46. Aşağıdakilerin hangisinde verilenler Ahmet Haşim’in şiir kitaplarıdır?

A)   Göl Saatleri – Piyale

B)   Gurabahane-i Laklakan – Piyale

C)  Bize Göre – Göl Saatleri

D)   Frankfurt Seyahatnamesi – Bize Göre

E)    Göl Saatleri – Bize Göre

 

47. Eski şiire tepki olan —- ,üç ozanın adıyla anılır: Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday. Üç arkadaş Varlık dergisinde ölçüsüz, uyaksız, şairanelikten uzak yeni bir şiir akımı başlatır. Bu yoldaki şiirlerini bir kitapta toplarlar. Yeni akımı özellikle Nurullah Ataç destekler. Bu akım, birçok genç izleyici bulduğu gibi dönemin ünlü ozanlarını da etkiler. Orhan Veli’nin yazdığı ön söz, bir bakıma bu yeni şiir deviniminin bildi­rişidir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) II. Yeni Akımı

B) Garip Akımı

C) Milli Edebiyat Akımı

D) Toplumcu Edebiyat

E)  Saf Şiir Anlayışı

 

48. Aşağıdaki eşleştirmelerin hangisinde yanlışlık vardır?

A)   Reşat Nuri Güntekin – Kızılcık Dalları

B)   Orhan Kemal – Baba Evi

C)  Kemal Tahir – Rahmet Yolları Kesti

D)  Yaşar Kemal – Yer Demir Gök Bakır

E)   Tarık Buğra- Susuz Yaz

 

49. Saf şiir anlayışı; Paul Valery’nin şiirde dili her şeyin üstünde tutan görüşünden hareketle, Batı edebiyatından Paul Valery, Stephane Mallerme ve divan şiirinin biçimci yapısından bir hayli etkilenen —- gibi şairlerimizde görülen ortak zevk ve anlayışa verilen addır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse bilgi yanlışı yapılmış olur?

A) Ahmet Haşim

B) Yahya Kemal Beyatlı

C)  Ahmet Hamdi Tanpınar

D)  Cahit Sıtkı Tarancı

E)   Ahmet Kutsi Tecer

 

50. ABD’ye gidip burada tiyatro üzerine çalışma ve araştırmalar yapmıştır. Oyun yazarlığı konusunda eğitim almıştır. 1967 yılında Amerika’da ilk oyunu olan Keziban’ı yazan sanatçı, yazdığı oyunların konularını genellikle tarihe dayandırmakla birlikte, tarihi incelemeye yönelik değil, karakterlerin kişilik ve iç dünyalarını yansıtmaya önem vermiştir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçıdır?

A)   Recep Bilginer

B)  Turan Oflazoğlu

C)  Refik Erduran

D)  Haldun Taner

E)   Musahipzade Celal

 

51.          

Çamlıbel’den Tokad’a doğru

Tozlu yolların aktığı ırmak

Ben seni çoktan unuttum

Sen de unuttun mu dön geri bak

Bu şiir, üslup ve biçim özellikleri yönünden ele alınırsa aşağıdaki dönemlerden hangisine ait olabilir?

A)   Milli Edebiyat Dönemi

B)   Cumhuriyet Dönemi

C)  İslamiyet Öncesi Dönem

D)  Halk edebiyatı

E)   Divan edebiyat

 

52. Kemal Tahir, İlk kitaplarında daha çok köy ve köylü sorunlarına eğildi. Daha sonra Türk tarihinin ve özellikle yakın tarihin olaylarını ele aldı. (I) “Devlet Ana”da, kuruluş sürecindeki Osmanlı toplumu ve yönetim sistemini, (II) “Kurt Kanunu”da Atatürk’e karşı düzenlenmek istenen İzmir suikastını, (III) “Rahmet Yolları Kesti” ve “Yedi Çınar Yaylası”nda ağalık kurumu ve eşkıyalık olgusunu inceledi. (IV) “Yorgun Savaşçı “da Anadolu’daki başsız, öndersiz ulusal güçlerin birleşip Kurtuluş Savaşı’na başlamasına kadar geçen dönemi anlattı. (V) “Küçük Ağa”da ise Kurtuluş Savaşı’ndaki savaşın zorluğunu ele aldı.

Bu parçada verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) I.           B) II.         C) III.        D) IV.         E) V.

 

53.          

Bir plak gibi dönüyor gökte mavilik

Sesi aşağıda, çok aşağıda

Üstünde bir duvarın. Duvarsa

Dondurma yiyen bir çocuğun eli sanki

Taşmış akıyor

Öpüyor toprağı kanatan narçiçeklerini.

Öpülüyorum bembeyaz çimlerinde yalnızlığımın

Sonsuzluk yarın.

Bu şiir; imgelem ve üslup ayrıntıları, içerik özellikleri yönünden Cumhuriyet Döneminin hangi şiir akımına dahil edilebilir?

A) I. Yeni

B) II. Yeni

C) Saf Şiir

D) Postmodern Şiir

E) Toplumcu Şiir

 

54. Edebiyat yaşamına şiirlerle başlamış, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yönelmiştir. İlk ro­manını yazana kadar oyun yazarlığını sürdür­müştür. Üst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından olmuştur. İlk romanı Ölmeye Yatmak, 1973'te yayımlanmıştır. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi ve Hayır adlı romanlarla bir üçleme oluşturmuş ve birçok ödül ka­zanmıştır.

Bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Sevgi Soysal

B)  Adalet Ağaoğlu

C)   Bilge Karasu

D)  Oğuz Atay

E)   Füruzan

 

55. 19.yüzyılın ikinci yarısında parnasizme tepki ola­rak ortaya çıkmış bir akımdır. Duygusallığa, in­sanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Onlara göre somut varlıklar, dış dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçi­miyle var olur. Yani insan, onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilir.

Bu parçada özellikleri verilen edebiyat akımı aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Romantizm

B)   Empresyonizm

C)  Sembolizm

D)  Dadaizm

E)   Fütürizm

 

56. Fransız edebiyatının önemli romanlarından biri olan Kızıl ile Kara realist bir romandır. Yazar, ro­manın konusunu gazetede çıkan bir haberden almıştır. Yapıtın yazarı psikolojik ve realist ro­man çığırının en önemli sanatçılarından sayıl­maktadır.

Yukarıda sözü edilen yapıt, aşağıdaki sanatçı­lardan hangisine aittir?

A)   Balzac

B)  Stendhal

C)  VictorHugo

D)  Tolstoy

E)   Gustave Flaubert

 

 

 

LYS Edebiyat Deneme Sınavı-11 İndir!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir