Edebiyat Öğretmeni

LYS Edebiyat Deneme Sınavı-6

1. Çok mektup aldım on beş yıllık gazete yazarlığımda ama galiba en çok duygulandığım, günlerce etkisinden kurtulamadığım mektuplar bunlardı. On bir, on iki yaşlarındaki çocukların o dupduru iç dünyası, o teklifsiz hitapları birkaç gündür içimi dışımı aydınlatıp duruyor. Yazının gücü böyle bir şey olmalı. Yazının gidip nerelerde, hangi gönlün telini kıpırdatacağı belli olmuyor.

Bu parçada, "gönlün telini kıpırdatmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Duyguları beslemeyi terk etmemek

B) Yaşama bağlanması için gönlü neşelendirmek

C) Gönülden geçenleri açık açık söylemek

D) İnsanı bir şeyler yapması için harekete geçirmek

E) İnsanı derinden etkileyecek şekilde duygulandırmak

 

2. İlk başlarda her kitabı önyargısız ve sevgiyle okuyordum; fakat daha sonra kitaplarla aramda resmi bir ilişki gelişti. Önüme gelen her kitabı okumuyordum artık, üniversite yıllarım öyle geçti. Sonraları kitaba karşı daha da seçici olmaya başladım. Yalnızca okumam gerektiğine inandığım kitapları okudum.

Bu parçadaki altı çizili sözle yazar, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?

A) Okuyacağı kitapları dikkatli bir elemeden geçirdiğini

B) Yazarını bilmediği kitapları okumadığını

C) Okuyacağı kitapla ilgili yapılan eleştirileri önemsediğini

D) Sıradan değil, sıradışı anlatımlı kitapları okuduğunu

E) Yazacağı konuyla ilgili kitaplara yöneldiğini

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "olumsuz eleştiri" söz konusudur?

A) Yazarın ilk romanının birçok dile çevrilmesi herkesi şaşırttı.

B) Yılda bir kitap yayımlayan sanatçı, yıllardır çizgisini korumayı başardı.

C) Kitapta her denemenin başına o denemeden alınan spot cümlelerin veriliş biçimi kitabın güzelliğine yakışmamış.

D) Yakaladığı akıcı anlatımı tüm kitaba ustaca yayarak zevkle okunacak kitaplara imza atıyor.

E) Son eserinde gözlemlerine ağırlık vererek güzel bir iş yapmış.

 

4. (I) Birtakım insanlar işleri, ciddi olan işler ve ciddi olmayan işler, diye ikiye ayırıyorlar. (II) Bence her iş ciddidir. (III) Ciddi olmayan hiçbir iş yoktur. (IV) Bu konuda işin niteliğine değil, işi yapan kişinin o işe yaklaşım biçimine bakmak gerekir. (V) Yani bir iş, o işi yapan tarafından ciddiye alınıyorsa ciddidir, alınmıyorsa değildir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.     

B) II. ve III.

C) III. ve IV.

D) IV. ve V.

E) I. ve V.

 

5. (I) Roman düz yazıyla yazılan bir türdür. (II) Bu türde anlatılan olaylar kahramanlık öyküleri değil, sıradan insanların günlük yaşantılarıdır. (III) Roman her zaman okurun ilgisini çekti ve çok okunan bir tür oldu. (IV) Günlük yaşamdan seçilen olaylar, saraylar ve savaş alanları gibi destansı mekânlarda değil, sokaklar, evler, meyhaneler gibi sıradan mekânlarda geçer. (V) Bu mekânlarda olaylara yön veren kişiler, çoğu zaman toplumun içinden, sıradan kişilerdir. (VI) Romanda bu kişilerin duygu ve düşünceleri, günlük yaşamda kullanılan yalın bir dille ifade edilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II.   B) III.   C) IV.   D) V.   E) VI. 

 

6. —-. Çünkü doğada böyle bir şey yok. Gülün bile dikeni var! Her insanın yaşamında zor dönemler vardır. Önemli olan bu zorlu dönemleri umutsuzluğa düşmeden, en az zararla atlatabilmek… Unutmamak gerekir ki bu dönemler uzun sürmez. Yaz yağmuru gibi gelir geçer. Yeter ki insan sabretmesini bilsin.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) İnsanlar, mutlu olmanın yollarını araştırır

B) İnsanlar, yaşamları boyunca birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalır

C) İnsanlar, sabırsız davrandığı için sürekli, zorluklar yaşar

D) İnsanlar, mutluluğu hep uzaklarda sanır

E) İnsanlar, her zaman güllük gülistanlık bir yaşam sürmez

 

7. Büyük Fikret, Aşiyan'dan göçeli 43 yıl geçmiş. O gidince Aşiyan öksüz, bakımsız kalmış. O güzelim bahçe harap olmuş. O en ince noktasına kadar hassasiyetle korunan bina, kendi kaderine terk edilmiş; yer yer çökmeler baş göstermiş. Bahçedeki toprak kayması yüzünden de Aşiyan iki yıl kapalı tutulmuş… Aşiyan yolu üzerine çitten bir duvar örmüşler ve üzerine de "ziyarete resmen kapalıdır" yazmışlar. Binanın en güzel özelliklerinden birini teşkil eden, koleje açılan merdiven, paramparça olmuş ve öylece bırakılmış…

Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Fikret'in değerinin yeterince bilinmemesinden

B)Fikret'in Aşiyan adlı evinin içler acısı durumundan

C) Tarihi değeri olan yapıların her geçen gün yok olmasından

D) Resmi kurumların müzelere karşı duyarsız kalmasından

E) Aşiyan'ın aslına uygun olarak restore edilmemesinden

 

8. "2001 Şiir Yıllığı", okuyucuya ulaştı. Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan en genç şairlere kadar, tam 125 şairden yapılan seçmeler, yıllığı hazırlayanın estetik ölçütlerinden olur alarak şiir çevrelerinin beğenisine sunuldu. Yazarın bir eleştirmen kimliğiyle yaptığı seçmelere kimsenin bir diyeceği olamaz, olmamalı da. Sonuçta, bir bize yansıyan. O bakımdan, "Efendim, o imza var, bu imza niye yok?" ya da "O isim olduğuna göre, bu isim de olmalıydı." biçimindeki değerlendirmeler tümüyle boşunadır.

Bu parçada yazar, şiir yıllıklarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?

A) Hazırlayanın kişisel beğenisini yansıtmasının doğal olduğunu

B) Belli bir ideolojinin sesi olmaması gerektiğini

C) Sanatçıların değerini gösteren bir ölçüt olarak görülmemesi gerektiğini

D) Eleştirmenlik yönü olan kişiler tarafından hazırlanması gerektiğini

E) Her okurun, aradığı şiiri bulabileceği kapsamda olması gerektiğini

 

9. İngilizceyi biraz bilirim ya, yetmez Shakespeare'i okuyup anlamama. Fransızcasından okumak da doyurmuyor, kandırmıyor beni. Çevirmenler birtakım açıklamalara girişiyor: Şurada bir sözcük oyunu varmış, dilden dile geçerken bozuluyormuş, şurada bu incelik varmış, gösterilemezmiş başka dilde. Bu açıklamalar beni büsbütün üzüyor. Shakespeare'in bir ozan olarak bana hep kapalı kalacağını anlıyorum da onun için.

Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?

A) Shakespeare'i anlayacak kadar İngilizce bilmediğine

B) Shakespeare'i Fransızcasından okumanın tatmin edici olmadığına

C) Çevirmenlerin, Shakespeare'in kimi söyleyişlerini başka dile çeviremediğine

D) Shakespeare'i yeterince anlayamamaktan üzüntü duyduğuna

E) Shakespeare'in dünyanın en büyük ozanı olduğuna 

 

10. Rıfat İlgaz, edebiyat sevgisini halk masallarından, halk öykülerinden aldığını söyler. "Kerem ile Aslı", "Zeycan ile Asuman" gibi halk öyküleriyle oluşan bu temel, sanırım onun halkçı bir şair ve yazar olmasında etkili olmuştur. Söz konusu bu masal ve halk öyküleri, her ne denli bir aşk izleği üzerinde yürürlerse de hep bir acıyı, bir yoksunluk ve yoksulluk duygusunu kaçınılmaz olarak barındırır. Bu duyguyu açıklıkla görebiliriz Rıfat İlgaz'ın yapıtlarında.

Bu parçadan Rıfat İlgaz ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyat sevgisini halk edebiyatı ürünlerinden aldığına

B) Gençleri halk masal ve öyküleriyle tanıştırdığına

C) Halk masal ve öykülerinde görülen acı ve yoksulluğun yapıtlarına yansıdığına

D) Hem şairlik hem yazarlık yönünün bulunduğuna

E) Halk masal ve öykülerinden beslenmesinin onu halkçı yaptığına

 

11. Avrupa'da klasik müziğin gerilediği doğru. Ama bunu Türkiye ile karşılaştıramayız. Biz zaten klasik müzik konusunda Batı'yı yüz yıl geriden izliyoruz. Gerilemenin nedeni, eski eserlerin fazlasıyla kanıksanması, yenilerin ise özensiz olması… Yaşlı dinleyici bitiyor. Genç dinleyici de artık yenilik istiyor. Bu müziği kitlelere yaymak, popülerleştirmek zorundayız.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Klasik müziğin Avrupa'da gittikçe gerilediğine

B) Klasik müzikte bizim Batı'yı geriden izlediğimize

C) Eski eserlerin kanıksanmasının klasik müziğin gerilemesine neden olduğuna

D) Klasik müzik alanında yeni bestecilere ihtiyaç duyulduğuna

E) Genç dinleyicinin klasik müzikte yenilik istediğine

 

12. Afazi, büyük bir boşluğu, karmaşayı ifade eder. Çevreden gelen sesli ve yazılı uyaranların kişide hiçbir izlenim uyandırmadığı bir boşluktur bu ruh hafi, silinmişliktir. Büyük bir şaşkınlık ve bellek kaybıdır. Afazi hastası bu karmaşa ve bellek kaybı içinde hiçbir şey yakalayamadığı, her şey uçar gibi cereyan ettiği için hasarın boyutu hakkında bir düşünce de oluşturamaz.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Betimleme

B) Öyküleme

C) Açıklama

D) Tartışma

E) Karşılaştırma

 

13. Ah nerede o eski İstanbul, demenin zamanı değil şimdi. Aksine işten güçten, eşten dosttan zaman çalıp bu ketin altını üstüne getirmenin tam zamanı. Yıllar boyu bakıp da göremediğimiz yerlerini gezmeli bir bir. Hatta bildik tanıdık yerlerini de yeniden, yeni baştan gezip tozmalı. Aldırmayın, her tarafını sarmış hoyrat kalabalıklara. O, yalnız bir kent. O, yirmi dört saat yaşayan, soluk alıp veren bir kent. O, aynı zamanda her geçen gün biraz daha yitirdiği otantik değerleri hatırlamaya, hatırlatmaya çalışan bir kent. O, gezenlerden ilgi isteyen, kaybolan değerlerini anlatmak isteyen bir kent. Şimdi ona kulak vermenin tam vakti.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Alıntılarla düşünceyi pekiştirme

B) Deyimler kullanma

C) Mecaz anlamlı sözcükler kullanma

D) Yinelemelere yer verme

E) Varlıklara, insana özgü nitelikler yükleme

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlam (zaman) kayması vardır?

A) Aileler çocuklarına bayramlık almak için çarşıda dolaşıyor.

B) Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.

C) Yarın okul arkadaşlarının hepsi yemeğe geliyor.

D) İçeride gazetelerin spor sayfalarını okuyor.

E) İşlerinizi bitirmenizi dört gözle bekliyorum. 

 

15. Radyonun (I)üstündeki (II)rengârenk şal, hâlâ (III)örtülü duruyor ve radyo; (IV)o cızırtılar, parazitler, aryalar arasından (V)yitirilmiş bir çocukluk aşkı gibi gülümsüyor bana.

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisi, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

16. Göklere yükselmeyen fikir, yerde sürünmeye mahkûmdur.

Aşağıdakilerin hangisinde, öğeleri ve öğelerinin sıralanışı bu cümledekiyle aynıdır?

A) Eğri olanın gölgesi de eğridir.

B) Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekânın kullanılmasıdır.

C) Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur.

D) Cesareti olmayan insan, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer.

E) Affetmek, intikam almaktan daha iyidir.

 

17. (I) Dışarıda buz gibi bir hava var. (II) Rüzgâr, insanı içten içe titretiyor. (III) Ağaçlar, bir o yana bir bu yana sallanıyor. (IV) Sokaktan, yukarıya kalkmış yakalan, soğuktan morarmış dudaklarıyla birkaç insan geçiyordu. (V) Herkesin sıcak yerleri seçtiği besbelliydi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle dolaylı tümleç, özne ve yüklemden oluşmuştur.

B) II. cümle kurallı bir fiil cümlesidir.

C) III. cümlede özne, bir söz öbeğinden oluşmuştur.

D) IV. cümlede vurgulanan öğe, öznedir.

E) V. cümlede pekiştirilmiş sözcük yüklem görevinde kullanılmıştır.

 

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Okulun son günü yaramaz bir öğrenci bütün arkadaşlarını rahatsız etti.

B) Takımın kupadan elenmesini sağlayan kaleci takımdan kovuldu.

C) Bahar gelince Ayşe teyze evini bir güzel havalandırırdı.

D) Bahçeye çıkar çıkmaz etrafını öğrencileri sardı.

E) Seyircilerin stadı doldurması futbolcuları memnun etti.

 

19. Eskişehir denince üç şey geliyor benim aklıma (I): Kentin modern yaşamı, Porsuk Çayı civarı ve merkezdeki müzeler (II)… Kentin kurulduğu ilk yer olan Odunpazarı renkli, ahşap süslemeli, cumbalı evleriyle eski bir Anadolu kenti havasını hissettiriyor insana (III). Hamamyolu'na doğru ilerlediğinizde ise şunlar çıkıyor karşınıza (IV): Küçücük dükkanlar, tezgâhlar, ayakkabı tamircileri, boyacılar (V)…

Bu parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

 

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) Çocukken yaşadığı sıkıntıları düşündükçe gözleri yaşarıyordu.

B) Önceden plan yapsaydık belki de daha güzel bir yolculuk geçirecektik.

C) Mesleğinde bu kadar başarılı olmasını, eminim ki düzenli çalışmaya borçludur.

D) 1983'te Anadolu'nun ücra bir köyünde başlamıştı öğretmenliğe.

E) Alemdağ caddesindeki mağazalar, pazar günleri çok kalabalık olurdu. 

 

21. Dağlar çayırlar çimenler

Unutamaz yolundan geçenler

Ovalarda kavunlar, karpuzlar

Bahçelerde koyunlar, kuzular

Sürüsü ile gezen çobanlar

Bambaşkadır benim köyüm

Bu dizelerde aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü bir nitelik vardır?

A) Didaktik şiir

B) Epik şiir

C) Satirik şiir

D) Lirik şiir

E) Pastoral şiir

 

22. —- yazı türünde sanatçı, ele aldığı konuya kendi penceresinden, başkalarından farklı, öznel bir biçimde bakar. Görüşlerini üstüne tarih atarak, kısa, özlü, okuyucuyu sıkmayacak biçimde yansıtır. Okuyucuyu kalıplaşmış konularda farklı düşündürmek için çaba harcar.

Bu parçanın başına, verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Eleştiri

B) Makale

C) Fıkra

D) Anı

E) Günlük

 

23. (I) Son zamanlarda mısır patlar gibi tiyatrolar açıldı. (II) Tiyatroların kimileri perdelerini açmaya koyuldu. (III) Bazılarıysa son hazırlıklarını yapıyor, bugün yarın seyirciyle buluşacak. (IV) Özel tiyatro toplulukları da kuşkusuz yoğun çaba içinde. (V) Ne ki onların perde açış tarihleri birinden ötekine değişebiliyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde benzetme yapılmıştır?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

24. Kalktı deli gönül, sürdü yürüdü

Gel oldu, gidelim bizim illere

Gözüm yaşı yeryüzünü bürüdü

Sel oldu, gidelim bizim illere

Bu dörtlükte ağır basan söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tevriye

B) Kinaye

C) Telmih

D) Mübalağa

E) Tezat

 

25. Aşağıdakilerin hangisinde verilen dizelerde redif kullanılmamıştır?

A) Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya

Baktılar korkulu gözlerle suya

B) Yıldızlar o yanda, biz bu yanda

Hülya gibi hoş geçen zamanda

C) Sevilmek istersen öğren sevmeyi

Kendine bakıp da tanı her şeyi

D) Her sabah onunla uyanır, güler

Gümüş aydınlıkta serviler, güller

E) Kayan yıldız gibi geceki izden

Bakışlar saçılsın kirpiğinizden

 

26. – Nerde kaldın? Beni hiç yoklamadın evlâdım! Haklısın, bende kabâhat ki haber yollamadım. Bilirim çoktur işin, sonra bizim yol pek uzun… Hele dinlen azıcık, anlaşılan yorgunsun. Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın… Üşüyorsan eşiver mangalı, eş eş de ısın. Sürünüp mangala yaklaştı bizim Seyfi Baba.

– Ihlamur verdi demin komşu… Bulaydık şunu, bir…

– Sen otur, ben ararım…

– Olsa içerdik, iyidir…

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İmgelerle yüklü bir anlatımı vardır.

B) Manzumeye özgü nitelikler ağır basmaktadır.

C) Ahenk unsurlarından yararlanılmıştır.

D) Karşılıklı konuşmalara yer verilmiştir.

E) İsmin yerini tutan sözcükler kullanılmıştır.

 

27. Bayram geldi diye oynuyor kızlar

Yâri düşününce yüreğim sızlar

Karalar giyinmiş gökte yıldızlar

 

Tez gel ağam tez gel bayram geliyor

Eller sevdiğine allar alıyor

Bu dizelerde aşağıdaki nazım şekillerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır?

A) Koşma      

B) Türkü        

C) Varsağı

D) Semai        

E) Destan 

 

28. Zalim bir beyden babasının öcünü almak için dağa çıkan, kalabalık bir eşkıya grubu oluşturarak kervan yollarını tutan, baç vermeyeni öldüren, soyan, "esir etmek yok ha çalın kılına" diye acımasızca dövüşen, varlıklılardan aldığını yoksullara dağıtan, serüvenleri âşıkların öykülerine konu olan kahraman gerçek kimliğiyle bir halk şairi ve Celâli reisi idi.

Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Köroğlu

B) Karacoğlan

C) Kayıkçı Kul Mustafa.

D) Bayburtlu Zihnî

E) Dertlî

 

29. Aşağıdakilerden hangisi edebî bir metin olabilir?

A) Çevre sorunlarına çözümler öneren bir metin

B) Köyden şehre göçün yol açtığı sorunları anlatan bir metin

C) Bayrak ve ulus sevgisini anlatan bir metin

D) İklimin halkın yaşamına etkisini inceleyen bir metin

E) Uzay konusunda yapılan çalışmaları anlatan bir metin

 

30. Sözlü edebiyattan yazılı edebiyata geçildikten sonra Türkler İslamiyet’e girmiş ve edebiyatta yeni bir dönem başlamıştır. İslam’ın etkilerinin görüldüğü geçiş döneminde meydana getirilen eserlerde hece vezninin yanında aruz vezni de kullanılmış, Türkçeye Arapça ve Farsça sözcükler geçmiştir. Divan-ı Lügati't Türk bu dönemde dil alanında yazılmış bir eserdir. Dini düşüncenin daha çok görüldüğü eserler ise Kutadgu Bilig, Divan-ı Hikmet, Atabet'ül Hakayık'tır. Muhakemet'ül Lügateyn ise bu eserlerin ardından gelen bir başka eserdir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eserlerin yazarlarından biri değildir?

A) Kaşgarlı Mahmut

B) Yusuf Has Hacip

C) Bilge Tonyukuk

D) Edip Ahmet Yükneki

E) Ahmet Yesevi

 

31. I. Divan şiirine İran edebiyatından geçmiştir.

II. Tek dörtlükten oluşur.

III. Kafiye düzeni "aaxa" biçimindedir.

IV. Aruzun özel kalıplarıyla yazılır.

V. Hayatın anlamı, dünya görüşü gibi felsefi konularda yazılır.

Yukarıda özellikleri verilen divan edebiyatı nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mesnevi

B) Gazel

C) Terkibi bent

D) Kaside

E) Rübai

 

32. Divan edebiyatının coşkun şairlerindendir. O; aşk, zevk ve neşe şairidir. Divan şiirine yeni bir söyleyiş, yerli ve gerçekçi bir içtenlik, nükteli bir ses kazandırır, İstanbul Türkçesini, halk deyişlerini şiirlerinde büyük bir ustalıkla kullanır. Divan şiirinin yaygın sembollerinin dışında, kendine özgü semboller kullanır. Saz şairlerine özenerek hece ölçüsüyle bir de koşma yazar.

Bu parçada sözü edilen divan şairi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nedim      

B) Nefi

C) Fuzuli        

D) Baki

E) Hoca Dehhani

 

33. Aşağıdakilerden hangisi divan şiirinin genel özelliklerinden biri değildir?

A) Parça güzelliği değil, bütün güzelliği önemsenir; bu yüzden birkaç beyit değil, şiirin tamamında güzellik yakalama amaçlanır.

B) Göz için kafiye anlayışı benimsenmiş, genellikle tam ve zengin uyak kullanılmıştır.

C) Söz oyunlarına, sanatlı söyleyişe önem verilmiştir.

D) "Servi, ok, kalem, gül" gibi ortak semboller kullanılmıştır.

E) Dil ve biçim yönünden Arap ve Fars kültürünü; sanat zevki, estetik ve zihniyet yönünden Türk kültürünü yansıtır. 

 

34. Abdülhak Hamit Tarhan için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Şiirlerinin dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptığı

B) Aruzun yanında heceyle de şiirler yazdığı

C) Şiirlerinde günlük yaşamı, doğa ve insan ilişkilerini işlediği

D) Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdığı

E) Şiir ve tiyatronun yanında öyküler de yazdığı

 

35. Tanzimat sanatçılarının, edebiyatımızda gerçekleştirdikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Dil alanında çalışmalar yapmışlar, sözlük hazırlamışlardır.

B) Divan edebiyatı şiir geleneğini olduğu gibi devam ettirmişlerdir.

C) Batı edebiyatından çeviriler yapmışlardır.

D) İlk özel gazeteyi çıkarmışlardır.

E) Roman, hikâye, tiyatro gibi türlerde ilk eserleri vermişlerdir.

 

36. Aşağıdakilerden hangisi "Fecr-i Ati" topluluğunun amaçlarından biri değildir?

A) Batıyı günü gününe takip etmek

B) Genç sanatçıların yetişmesini sağlamak için zengin bir kütüphane kurmak

C) Batıdaki bazı eserleri Türkçeye kazandırmak için dil komisyonu oluşturmak

D) Edebiyat ve fikir konularında konferanslar vererek halkı eğitmek

E) Dili sadeleştirerek halkın anlayabileceği bir edebiyat oluşturmak

 

37. Aşağıdakilerin hangisinde, belirtilen özellik birlikte verildiği akımla ilgili değildir?

A) Duygulardan çok, akıl ve sağduyuya önem verme (Klasisizm)

B) Yaşamın gerçeklerini gözlemlere dayalı olarak verme (Realizm)

C) Coşkulu ve heyecanlı bir anlatımı öne çıkarma (Romantizm)

D) Gerçekleri bilim adamı tarafsızlığıyla anlatma (Parnasizm)

E) Görüleni simgeler aracılığıyla anlatma (Sembolizm)

 

38. Ben, vatan delisi, millet divanesi, burada ben, harp malûlü Ahmet Celal yapayalnızım. Bunun sebebi? Bunun sebebi, Türk münevveri, gene sensin! Bu viran ülke ve bu yoksul insan kütlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu, bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. O, katı toprakla kuru göğün arasında yabani bir ot gibi bitti. Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki ne biçeceksin?

Yakup Kadri'nin Yaban romanından alınan bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Dönemin zihniyetiyle ilgili bilgiler içermektedir.

B) Aydın – halk çatışmasını ele almaktadır.

C) Anlatmaya bağlı bir metin türünün özelliklerini yansıtmaktadır.

D) Kahramanın özeleştirel bakışı söz konusudur.

E) Ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır.

 

39. Sanatçının şiir serüveni iki dönemde incelenebilir. Servet-i Fünun anlayışına paralel olarak yazdığı şiirlerinde aşk, tabiat ve günlük yaşamdaki küçük sorunlar gibi konulara ağırlık vermiştir. Bu ilk dönemde Fransız parnasyenlerinin etkisiyle biçimi ve gözlemi öne çıkaran şiirler yazmıştır. Sanatçı, Servet-i Fünun'un dağılmasından sonra ise toplumsal konuları ve sorunları öne çıkaran şiirler yazmıştır. Aruz ölçüsünü şiirlerinde başarıyla kullanan sanatçı, heceyle de başarılı şiirler yazmıştır. Şiirlerini "Rübab-ı Şikeste", "Haluk'un Defteri" ve "Şermin" adlı kitaplarda toplamıştır.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tevfik Fikret        

B) Halit Ziya

C) Mehmet Rauf       

D) Ahmet Haşim

E) Cenap Şahabettin 

 

40. Özellikle üçer beşer kelimelik kısa, hareketli, canlı cümleleriyle devrinin yazı yönteminden büsbütün ayrılmış, konuşma dilini ve İstanbul ağzını bütün incelikleriyle ustaca kullanmıştır. "Şehir Mektupları", kimi gazete ve dergilerde yazdığı fıkra, deneme, sohbet karışımı yazılarını bir araya getirdiği dört ciltlik bir eseridir. Bu eserinde, yazarın; dönemin İstanbul'una dair ayrıntıları, güzel bir Türkçe ile bazen muzip esprilerle, bazen ince ironilerle süsleyerek okuyucularına anlattığını görürüz.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hüseyin Rahmi Gürpınar

B) Refik Halit Karay

C) Reşat Nuri Güntekin

D) Ahmet Rasim

E) Falih Rıfkı Atay

 

41. —-, modem Türk şiirinin önemli şairlerindendir. Adı —- topluluğu ile birlikte anılsa da, izlediği şiir anlayışı bakımından aslında o, bağımsız bir şair profili çizer. Nitekim şiirde anlamı bir kenara atıp söyleyiş güzelliğini ve müziği öne çıkarması, onu özgün bir şair kılmakla bırakmaz, sonraki kuşakları da derinden etkiler. Onun şiirleri, çizgileri gölgelenmiş, karartılmış ve silinmiş birer tablo gibidir. Bu şiirlerde gerçek değil, sadece izlenim verilmek istenmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ahmet Haşim – Fecr-i Âti

B) Tevfik Fikret – Servet-i Fünun

C) Ziya Gökalp – Yeni Lisan

D) Cenap Şahabettin – Servet-i Fünun

E) Mehmet Emin Yurdakul – Millî Edebiyat

 

42. "Beş Hececiler" için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Anadolu gerçeğini yansıtan romantik şiirler yazmışlardır.

B) Ulusal nazım biçimlerinden yararlanmışlardır.

C) Şiirlerini Genç Kalemler dergisinde yayımlamışlardır.

D) Şiirde sade ve özentisiz olmayı tercih etmiş-lerdir.

E) Şiire aruzla başlamış, sonradan hece ölçüsü ile şiir yazmışlardır.

 

43. Dadılar arasında geçirdiği çocukluk yılları, İstanbul yaşamını ve insanlarını bütün ayrıntılarıyla öğrenmesini sağladı. Bu dönemde ev kadınlarının çeşitli konulardaki düşüncelerini öğrendi. Batılı yazarların yanı sıra Türk halk edebiyatından da yararlandı. Ahmet Mithat Efendi, çizgisini sürdürdü. Romanı bir yönüyle sokağın aynası oldu. Eserlerinde toplumsal ve ekonomik eşitsizlikleri, kadın-erkek ilişkilerini, din sorunlarını ele aldı. Romanlarında İstanbul'un her kesiminden insana yer verdi. Çevre betimlemeleri üzerinde durmaktansa karakterlerini güçlendirmeyi tercih etti. Bu karakterleri yerel şivelerle konuşturmakta ustalaştı. Emile Zola'nın deneysel roman yöntemini benimsedi.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Halide Edip Adıvar

B) Peyami Safa

C) Falih Rıfkı Atay

D) Nurullah Ataç

E) Hüseyin Rahmi Gürpınar

 

44. (I)Haldun Taner'in (II)"Şişhaneye Yağmur Yağıyordu" adlı eseri (III)roman; (IV)"Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" adlı eseri ise (V)tiyatro türündedir.

Bu parçada altı çizili bölümlerden hangisi bilgi yanlışına neden olmuştur?

A) I.   B) II.   C) III.   D) IV.   E) V.

 

45. Garip akımı sanatçıları için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yalnızca şiir türünde yapıtlar vermişlerdir.

B) Şiirsel deyişleri, konuşma dilinin doğallığında bulmuşlardır.

C) Şiirlerinde gündelik yaşama, sıradan insanlara yönelmişlerdir.

D) Günübirlik, önemsiz konuları şiirleştirmişlerdir.

E) Şiirlerinde algılanabilir bir dünya sunmaya çalışmışlardır. 

 

46. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatı ile ilgili aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) Atatürk ilke ve inkılâpları edebî eserlere yansımıştır.

B) Anadolu coğrafyası ile Anadolu insanının hayatı, zevkleri edebî eserlerde fazlaca işlenmiştir.

C) Batı düşüncesindeki gelişmelerden doğan yeni açılımlar edebî eserlerde kendini göstermiştir.

D) Dil ve anlatımda divan edebiyatı geleneği devam ettirilmiştir.

E) Milleti oluşturan değerler farklı yönleriyle edebî metinlerde yer almıştır.

 

47. Cumhuriyet Döneminde halk edebiyatı ve halk kültürüne ilgi büyük bir yaygınlık kazanmış, sonraki nesillere de geçirilmiştir.

Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Döneminde halk şiiri geleneğini sürdüren sanatçılardan biri değildir?

A) Âşık Veysel Şatıroğlu

B) Murat Çobanoğlu

C) Abdurrahim Karakoç

D) Bayburtlu Zihni

E) Âşık Mahsuni Şerif

 

48. I. Öykücülüğümüzde "Maupassant" tarzının temsilcisidir. (Ömer Seyfettin)

II. Yapıtlarında genellikle Ege, Akdeniz kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olayları işlemiştir. (Abdülhak Şinasi Hisar)

III. Yurt köşelerinin manzara ve insan gerçeklerini, modern bir biçim ve yeni bir romantizmle şiirlerine aktarmıştır. (Cahit Külebi)

IV. İlk romanı "Fahim Bey ve Biz"i akıcı bir dil ve yetkin bir üslupla kaleme alınmıştır. (Halikarnas Balıkçısı)

V. "Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü" ile "Edebi-yatımızda Eserler Sözlüğü" adlı önemli iki yapıtı da vardır. (Behçet Necatigil)

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle birlikte verilen sanatçı adlarından hangi ikisi yer değiştirirse bilgi yanlışlığı giderilmiş olur?

A) I. ve II.     

B) I. ve V.     

C) II. ve IV.

D) III. ve V.  

E) IV. ve V.

 

49. —- ilk dönem şiirlerini "sezgicilik" kavramıyla tanımlamaya çalışmak daha doğru olur. İlk örneklerini "Havaya Çizilen Dünya"da gördüğümüz bu özgün şiir dünyası, "Çocuk ve Allah'ta büyük bir yoğunluktadır. O, "Çocuk ve Allah"ta, varlığın gizlerinin araştırılışı, çocukluk dünyası, insan yaşamının ince ayrıntılarından söz etmiştir. Bu kitaptaki şiirler, genellikle dörtlük biçiminde ve uyaklıdır. Duygularını, o güne kadar şiirimizde örneği bulunmayan imgelerle, derin ve içten bir lirizmle, az rastlanır bir gözlem ve anlatım gücüyle yansıtmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ahmet Muhip Dıranas'ın

B) Necip Fazıl Kısakürek'in

C) Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın

D) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın

E) Cahit Sıtkı Tarancı'nın

 

50. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi romanlarından biri değildir?

A) Hayal İçinde

B) Çıkrıklar Durunca

C) Yezidin Kızı

D) Kurtlar Sofrası

E) Miskinler Tekkesi

 

51. Şiirlerinde yer yer Anadolu halk motiflerini işleyen sanatçı, duygulu şiirler ve memleket şiirleriyle tanınmış bir şairimizdir. Hece ölçüsüne yeni biçimler arayışı da başka bir özelliğidir. Batılı şiir anlayışından âşık tarzı söyleyişe yönelmiştir. Günlük yaşamı yurt görüntülerini konu almış, ülke insanının yazgısını belirleyen koşulları tarih, coğrafyaya bağlayarak vermiştir. Edebiyata dramatik oyunlar kazandırmıştır. "Şiirler", "Köşebaşı", "Koçyiğit Köroğlu" gibi eserler vermiştir.

Yukarıda sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ahmet Hamdi Tan pınar

B) Ahmet Kutsi Tecer

C) Behçet Necatigil

D) Kemalettin Kamu

E) Cahit Külebi

 

52. Zalimin elinde tutsak

Cahile kurban olarak

Yalanla kirli havada

Güçlükle soluk alarak

Savunmak gerçeği, çoğu kez

Yalnızlığını bilerek

Korkağı, döneği, suskunu

Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanıyor ölü arkadaşlar

Her biri bir yerden gelerek

Cumhuriyet Döneminde yazılan bu şiir, biçim ve içerik yönünden hangi şiir anlayışının özelliklerini yansıtmaktadır?

A) Âşık tarzı şiir

B) Halk şiiri

C) Öz şiir

D) Toplumcu gerçekçi şiir

E) Divan şiiri

 

53. Şiirin en önemli öğelerinden biri olarak imgeyi görmüşler ve kendinden öncekilerin, şiirden kovduğu imgeye kapılarını sonuna kadar açmışlardır. Şiirlerinin en belirgin özelliklerinden biri olan kapalı anlatım ve soyutlamayı, büyük oranda imgenin yardımıyla gerçekleştirmişlerdir. Şiirin bir şey anlatmak için yazılmadığını savunmuşlar ve şiiri bir imge sanatı olarak kabul etmişlerdir. Onlara göre anlamdan uzaklaşan şiir, ondan beklenen coşkuyu ve etkiyi imgeyle sağlayacaktır.

Yukarıda sözü edilen edebî topluluk, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Garipçiler

B) Maviciler

C) Beş Hececiler

D) Toplumcu Gerçekçiler

E) İkinci Yeniciler

 

54. Dokuz yaşındayken bütün ömrünce etkilerini gördüğü kemik hastalığına yakalandı. Doktorlar tarafından ayağının kesilmesine karar verilmesine rağmen buna izin vermedi. On yedi yaşına kadar hastane koridorlarında zor bir hayat geçirdi. Çocukluk yıllarına ait bu izlenimlerini daha sonra romanlaştırdı.

Bu parçada sözü edilen sanatçı ve eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Peyami Safa – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

B) Ahmet Hamdi Tanpınar – Huzur

C) Sait Faik Abasıyanık – Kayıp Aranıyor

D) Memduh Şevket Esendal – Vassaf Bey

E) Tarık Buğra – iki Uyku Arasında

 

55. Aşağıdaki sanatçı-yapıt eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

A) Recep Bilginer – Keşanlı Ali Destanı

B) Abbas Sayar – Yılkı Atı

C) Oğuz Atay – Tutunamayanlar

D) Yusuf Atılgan – Anayurt Oteli

E) Orhan Pamuk – Cevdet Bey ve Oğulları

 

56. Refik Halit Karay, çok güçlü bir gözlemcidir. Olayları ve karakterleri en ince ayrıntılarına kadar inceler. Yapıtlarında kişilerin iç dünyalarına, ruh çözümlemelerine ait betimlemeler çok az görülür. Sanatçının, —- adlı eseri, edebiyatımızda başarılı ilk Anadolu öyküleridir. Bu öykülerde dili sadedir. Yazar, bu öykülerde Anadolu hayatını yakından gözlemlemiş ve tüm canlılığı ile ortaya koymuştur.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Bizim Akdeniz

B) Memleket Hikâyeleri

C) Efruz Bey

D) Tanrı Misafiri

E) Sürgün

 

 

 

LYS Edebiyat Deneme Sınavı-6 İndir!

Exit mobile version