Kırgızlar arasında oluşan Manas Destanı, bugün de bütün canlılığı ile devam etmektedir. Manas destanının 11 ile 12. yüzyıllar arasında meydana geldiği düşünülmektedir. Bu destanın ana kahramanı Manas da, tıpkı Oğuz Kağan destanının İslâmî rivayetindeki ve Satuk Buğra Han gibi İslamiyet’i yaymak için mücadele eden bir yiğittir. Böyle olmakla birlikte Manas destanında Müslümanlık öncesi Türk kültür, inanç ve kabullerinin tamamını sergilenmektedir. Bazı varyantları dört yüz bin mısra olan Manas destanı Türk-Bozkır medeniyetinin Kazak -Kırgız dairesinin kültür abidesi niteliğindedir.
Büyük Türkolog Wilhelm Radloff (1837-1918) bu destanla ilgili ilk derlemeyi, Kırgızistan’ın Tokmak şehri güneyindeki Sarı Bağış boyuna mensup bir Manasçıdan 1869′da yapmıştır. Radloff’un derlediği yedi bölümlük Manas Destanı, toplam 11 bin 454 mısradan oluşur. Fakat Manasçıların okuduğu dize sayısı, 16 bin mısra civarındadır. Bu yönüyle dünyanın en uzun destanıdır.
Kırgız Türklerinin ulusal kahramanı Manas’ın etrafında örgülenen Manas Destanı’nın ilk bölümünden itibaren; Manas’ın doğumu, daha beşikte iken konuşmaya başlaması, kâfirleri yeneceğini söylemesi, büyüyüp delikanlı olunca Çinlileri yenmesi, Müslüman yiğit Almanbet’le tanışıp, birlikle birçok savaşa girmeleri, Manas’ın evlenmesi, düşmanları tarafından iki defa öldürülmesine rağmen tekrar dirilmesi, Mekke’yi ziyaret ve Kâbe’yi tavaf etmesi, lirik bir üslupla anlatılır.
Manas Destanı’nın Bölümleri
1.Bölüm: Manas’ın Doğuşu
Radloff’un Kara Kırgızların Sarı Bağış boyuna mensup bir Manasçı’dan derlediği ilk bölümdeki (164 mısra) önemli noktalar şunlardır: Manas’ın soyu ve doğum yeri (m. 1-9); Çıyrıçı’nın (Manas’ın annesi) çocuğunun olmaması ve babası Cakıp Han’ın bir çocuk vermesi için Tanrıya yalvarması (m. ı 0-41); yeni doğan çocuğa Manas adının verilmesi ve çocuğun geleceği hakkında çeşitli kehanetlerde bulunulması (m. 42-65); beşikte konuşmaya başlayan Manas’ın kafirleri yeneceğini bildirmesi (m. 62-72); ileride iyi bir savaşçı olması için yetiştirilmek maksadıyla Cakıp Han tarafından Bakay Han’ın görevlendirilmesi (m. 73-148); Manas’ın çabucak büyüyüp yiğit bir delikanlı olması, Hokand ve Buhara’yı haraca bağlaması ve Kaşgar’da bulunan Çinlileri Turfan’a, Turfan’dakileri Aksu’ya sürmesi (m. 150-164).
2.Bölüm: Almambet’in Müslüman Olup Er Kökçö’yü Terk Etmesi ve Manas’a Katılması
İkinci bölüm 1862 mısradan oluşmaktadır. Bu bölüm kendi içinde de iki kısma ayrılır. Birinci kısım Almambet isimli kahramanın, doğumundan Müslüman olup Manas’ın yanına gitmesine kadar geçen süredeki hadiseleri (m. 1-1131) ihtiva etmektedir. Almambet, Oyrot kabilesinden Kara Han’ın oğludur. Dünyaya geldiğinde Ala Dağ isimli sıra dağlar korkudan eğilir, akar sular korkudan durur. Bütün bu olağanüstü hadiseler onun ileride büyük bir kahraman olacağına işarettir. Bir gün Er Kökçö isimli kahraman, sağ taraftan Manas’ın, sol taraftan da Kara Nogoy Camgırçı’nın sıkıştırması sonucu, maiyeti ile birlikte Oyrotların bulunduğu bölgeye gitmeye karar verir. Isık Köl’ün kenarına vardığında Almambet ile karşılaşır. Almambet’i karşısında gören Er Kökçö, önce korkuya kapılır; ancak bir müddet sonra bu karşılaşma Almambet’i karşısında gören Er Kökçö, önce korkuya kapılır; ancak bir müddet sonra bu karşılaşma Almambet’in Müslüman olmasıyla sonuçlanır. Lamaist-Buddhist dinine mensup Oyrotların soylu kahramanı Almambet, Er Kökçö sayesinde Müslüman olmuştur. O artık Müslüman bir köle olmayı, kafir bir han olmaya tercih etmektedir. Ancak babası ve annesi Almambet’in Müslüman olmasını hiç de hoş karşılamaz. Sonuçta Almambet babasını öldürerek Er Kökçö’ye katılır. Destanın bu bölümü dramatik olaylara da sahne olur. Çünkü Er Kökçö’nün adamları, Almambet’in Er Kökçö’ye katılmasını çekemediklerinden, Almambet’in Er Kökçö’yü karısı Ak-erkeç ile aldattığını iddia ederler. Prof. Dr. Gürsoy-Naskali bu ithamı, Germen destanı Nibelungenlied’de geçen bir olaya benzetir. Germen destanında da kimsenin karşı koymaya cesaret edemediği bir kahraman, ev sahibinin sadakatli karısıyla birlikte olmakla suçlanmaktadır; ancak ev sahibi koca işin iç yüzünü bilmekle birlikte hadiselere açıkça müdahale edemez. Bizim kahramanımız Er Kökçö ise hem kendi kıskanç mizacının, hem de çevresindekilerin çevirdiği oyunun tuzağına düşerek Almambet gibi kendisine çok büyük bir güç katan kahramanı elinden kaçırır. Bu itham karşısında dengesini korumaya çalışan Almambet, sonunda Er Kökçö’nün rakibi Manas’ın yanına gitmeye karar verir.
Bu bölümün ikinci kısmı ise Almambet’in Manas’ın yanına geldikten sonraki olayları ihtiva etmektedir (m. 1132-1862). Almambet’ in geleceğini haber alan Manas, yüksek bir yerden onun gelişini seyretmeye başlar. Almambet iyice yaklaştığında, Manas’ın çizmesiyle çökerttiği ize rastlar. Ayağı ile izin üzerine bastığında, Manas’ın ayak izinin daha büyük olduğunu görür. Bu hadise Almambet ile Manas arasındaki güç dengesini, Manas’tan yana ortaya koymaktadır. Bundan sonra Manas’ın yiğitleri Almambet’in etrafını sararlar ve atının dizginlerini elinden alırlar; fakat Almambet meydan okurcasına dizginleri yiğit1erin ellerinden çeker. Bu hadise de Almambet’in Manas’tan sonra ikinci büyük kahraman olacağına işarettir. Almambet ile Manas’ın buluşmasında bir de mucizevı bir hadise cereyan eder: Manas, Almambet’i annesi ve babası ile tanıştırdığında, annesinin kurumuş memelerinden süt gelir. Bu hadise sonucunda Almambet ile Manas süt kardeş olurlar.
3.Bölüm: Manas ile Er Kökçö’nün Dövüşü, Manas’ın Kanıkey ile Evlenmesi, Ölümü ve Yeniden Dirilişi
Üçüncü bölüm (2686 mısra) de iki kısımdan oluşmaktadır. 351 mısradan oluşan birinci kısımda Manas, sürüleri bahane ederek Er Kökçö ile teke tek dövüşür. Fakat Er Kökçö’nün Manas’ı tüfekle vurması sonucunda Manas ilk defa ölümü tadar. ilk defa ölümü tadar diyoruz, zira destanda Manas iki defa daha ölecektir. Birinci ölümünde kırk yiğidi Manas’ı yer altı dünyasından geri getirir. Bu bölümün ikinci kısmında (m. 352-2686) Manas’ın babası Cakıp, uzun yollar kat ederek Manas’a bir eş arar. Sonuçta Temir Han’ın Kanıkey adlı kızı Manas’a eş olarak seçilir. Beşinci bölümde etraflı bir şekilde anlatılan Manas’ın Közkaman ve Kökçököz isimli eşkıyalar tarafından zehirlenmesi hadisesinden bu bölümde de bahsedilir. Bu defa zehirlenerek ölen Manas’a atı, köpeği ve doğanı yas tutar. Tanrı, hayvanların bu üzüntüsü karşısında Manas’ın hayatını ikinci defa bağışlar.
4.Bölüm: Bok-murun (Sümüklü Burun)
2197 mısradan oluşmaktadır. Bok-murun güçlü yiğit Er Töştük ile bir perinin oğludur. Yaşlı Kırgız Ham Kökötöy, Bok-murun’u kendisine varis seçer. Bok-murun, Kökötöy’ün ölümünden sonra bir cenaze yemeği düzenler. Bu törene uzaktan yakından herkes çağırılır, hatta düşman Kalmuklar dahi davet edilir. Bokmurun bu tören sonunda hanlığa layık görülmeyi beklemekte, Bok-murun adı yerine kendisine bir yiğit ismi verilmesini dahi ümit etmektedir. Ancak, işler planladığı gibi gitmez. Törende Manas ön plana çıkarken, Bok-murun silik kalır. Yine bu bölümde Bok-murun’un elçisi Cas-uul, santranç oyununda Almambel’e yenilerek bahsi kaybettiği için Manas tarafından öldürülür. Bozkır kanununa göre elçinin öldürülmesi affedilmeyecek suç olmasına rağmen, Bokmurun, Manas’ın bu davranışı karşısında hiçbir şey yapamaz. Böylece hiçbir zaman Kökötöy’ün yerine han olamayacağını da ispatlamış olur.
5.Bölüm: Közkaman
2540 mısradan oluşur. Bu bölümde, üçüncü bölümde de bahsedilen Közkaman ve Kökçököz isimli eşkıyalar tarafından Manas’ın zehirlenme hadisesi etraflı bir şekilde anlatılmaktadır. Zehirlenen Manas’ı kayın pederi Temir Han’ın kendi yaptığı ilaçlar kurtarır. İkinci kez hayata dönen Manas, Mekke’ye giderek tavafta bulunur. Yine bu bölümde Almambet, Kalmuk prensesi Altınay ile evlenir.
6.Bölüm: Sernetey’ in Doğuşu
Altıncı bölüm 1078 mısradan oluşmaktadır. Bu bölümde artık ihtiyar Manas’ı hasta yatağında görüyoruz. Kanıkey ile evleneli otuz iki yılolmuştur ve Kanıkey yedi aylık hamiledir. Ancak Manas, doğacak çocuğunu görerneden üçüncü defa ölür. Manas’ı Talas ırmağının boyunda, Sulpukor (Zülfikar) dağı başına gömerler. Manas ölmeden önce, doğacak çocuğunu, her zaman yardımlarını gördüğü kırk yiğidine emanet etmiştir. Manas’ın ölümünden sonra Kanıkey, türlü badireler atlatır. Bilhassa Manas’ın kardeşleri Abeke ve Köböş ile babası Cakıp, Kanıkey’e rahat yüzü göstermez. Çünkü “At ölse, postu miras kalır; ağabey ölse, yenge miras kahr.” diyen Cakıp, Kanıkey’i iki oğlundan biri ile evlendirmek istemektedir. Kanıkey ise böyle bir evliliğe şiddetle karşı koyar. Bir müddet sonra Kanıkey’in bir oğlu olur. Bu sefer de Cakıp ve oğulları çocuğu öldürmek isterler. Ancak Kanıkey çocuğu ile kaçmayı başarır. Kanıkey ile çocuğunu bulamayan Cakıp ve oğulları ise Kanıkey’in oturduğu evi ateşe verirler. Kanıkey güç bela babasının evine gidebilir. Kanıkey’in babası bütün halkı toplayarak bir ziyafet düzenler. Bu ziyafette ak sakallı bir ihtiyar tarafından çocuğa Semetey Han adı verilir. Semetey Han delikanlılık çağına gelince, babası Manas’ın yurduna giderek, mirasını ele geçirmek ister. Bunun üzerine Kanıkey oğlunu Manas’ı da yetiştiren Bakay’a gönderir. Semetey, Bakay’ın da yardımı ile, Cakıp ve oğullarını öldürerek Manas’ın mirasına sahip olur.
7.Bölüm: Semetey
Son bölüm (1927 mısra), adından da anlaşılacağı üzere Semetey’i ve bir ölçüde de oğlu Seytek’i anlatmaktadır. Bu bölümde Semetey başa geçtikten sonra işleri iyi idare edemez. Töre bilmezliği yüzünden Manas’ın yiğitlerini de gücendirir. Hatta bir rüya ile ikaz edilene kadar ölmüş babasının hatırasına saygıda kusur eder. Bütün bu hatalarının sonucunda Cediger’in oğlu Er-kıyaz’a yenilir ve kaybolur. Oğlu Seytek, Er-kıyaz tarafından öldürülmek üzere iken, annesi Ay-çürök, kuğu şekline gireceğini ve babası Akın Han ile yiğitlerini çağıracağını söyleyerek Er-kıyaz’ı tehdit eder ve oğlunun hayatının kurtarır. Seytek büyüyünce Er-kıyaz’ı öldürür ve atası Manas’ın yaşadığı Talas Ovasından Taşkent’e kadar olan yerlerde hüküm sürer.