Musahipzade Celal, 1868 yılında İstanbul’da doğdu. Tiyatroya bu türün yeniden önemsenmeye başlandığı II. Meşrutiyet yıllarında başlayan sanatçı, Cumhuriyetin ilanından sonra eserler vermeye devam etmiştir. Eserlerinde konularını genellikle Osmanlı döneminden ve günlük yaşamdan almıştır.
Edebi Kişiliği
Osmanlı toplumunda yozlaşan değerleri hicveden komedi tarzında eserler vermiştir. Sosyal tenkide büyük önem vermiş, bu hicivlerle eserleri daha çok töre komedisi halini almıştır. Tiyatroya olan ilgisi Tercüme Odası’nda görev yapmaktayken ortaya çıktı. Arkadaşları ile arasında orta oyunları tertip edip bizzat kendisi de bu oyunlarda zenne rollerine çıktı. Osmanlı Kumpanyası’nın oyunlarını takip etmesiyle oyun yazmaya karşı merak duydu.
Tiyatro bilgisini Ahmet Vefik Paşa’nın Moliere çevirilerini inceleyerek artırdı. 1908’de Tercüme Bürosu’ndan ayrılınca zamanının büyük bölümünü oyun yazma çalışmalarına ayırdı. Yayımlanan ilk oyunu olan Türk Kızı’nı bu dönemde yazdı, oyun 1912’de Köprülüler adıyla Manakyan Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Belediye işlerine kadıların baktığı devri hicveden İstanbul Efendisi adlı ilk müzikal oyununun ardından; Macun Hokkası, baba parası yiyen mevki sahibi kimseler ile yaşamlarını alın terleriyle kazanmaya çalışan emekçiler arasındaki karşıtlığı anlatan Yedekçi, Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl gibi oyunları yazmaya ve sahnelenmeye devam etti. 1919-1924 yılları arasında yazdığı oyunların hepsi Osmanlı Operet Heyeti tarafından sahnelendi.
Lale Devri adlı oyunu, İstanbul’da ilk defa kadınların tiyatroya gelmesini sağlayan oyun oldu. O sene Ramazan ayında ilk defa kadınların da gece tiyatroya gelip bu oyunu izlemesi için izin verildi. Türkiye’ye özgü denebilecek bir müzikal komedi türünün ilk yazarı olma özelliğini taşıyan Musahipzade, 18.yüzyıl Osmanlı toplumundaki idari bozuklukları ve dini sömürüyü yansıtmıştır.
Musahipzade Celal, hem Milli Edebiyatın hem de Cumhuriyet’in önemli bir tiyatro yazarıdır. Sanatçının adı bir vefa borcu olarak günümüzde Şehir tiyatrolarının Üsküdar sahnesine verilmiştir.
Kısaca özetleyecek olursak;
- İlk oyunu 1913’te sahneye konulan “Köprülüler”dir.
- Hafif, müzikli oyunlar yazmayı sürdüren yazarın oyunları, daha çok töre güldürüsü niteliği taşır.
- Konularını daha çok Osmanlı tarihinden alan oyunlar yazmıştır.
- Oyunlarında çeşitli dönemlerdeki sosyal hayatı, töreleri, inançları ve düşünceleri gülünç yanlarıyla anlatmıştır.
- Sosyal eleştiriye büyük önem vermiştir.
- Oyunları siyasal ve belgesel niteliktedir.
- Saray yaşamını ve sosyal dramları anlatmıştır.
- Yakın tarih ve Türk dünyası işlediği konular arasındadır.
- Oyunları teknik yönden başarılı değildir.
- Kişileri döneminin dil özellikleriyle konuşturmuştur.
- Üsküdar’daki tiyatro onun adını taşımaktadır.
Eserleri
- Türk Kızı, Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lâle Devri, Macun Hokkası, Yedekçi Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl, Moda Çılgınları, İtaat İlâmı, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Pazartesi-Perşembe, Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman, Gücü Gücü Yetene, Kadın Tertibi, Kısmet Değilmiş gibi kendi yazdığı; Hisse-i Şayia, Sekizinci, Ceza Kanunu gibi uyarlama oyunları vardır.