1. Belli bir toplum içinde dünyaya gelen bir roman, gerçek sanat değerini, devrindeki sosyal olayları geride bıraktıktan sonra kazanır. Büyük romanların biyografileri de bunu gösteriyor. Bir romanın zamanında tutulması bir değer ölçüsü sayılmaz. Büyük romancılardan çoğunun zamanlarında büyük bir ilgi uyandırmadığı, bir Stendhal’in çok sonraları anlaşıldığı bir gerçektir.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçek roman, yazıldığı devrin olaylarından sıyrılıp sonraki dönemlerde ilgi görür.
B) Kendi devrinin olaylarını konu edinen romanlar başarılı olamaz.
C) Romanın, kitleleri peşinden koşturmak gibi bir görevi yoktur.
D) Başarılı sanat eserleri her devirde ilgi görmüştür.
E) Her devrin, kendine göre bir sanat anlayışı ve beğenisi vardır.
2. İnsanı, başkaları gibi düşünmeye zorlamak kötünün kötüsü bir iştir; bu, insanı kendi çıkar düzenine göre biçimlemektir, Böyle düşünenler için, insan bir varlık değil araçtır. En kötü insan da kendini bu çıkar düzenine uydurmaya çalışandır. Bakıyorsunuz, kuş kadar bir insan, koca bir gemiyi yüzdürüyor. Sanıyorlar ki insan da o gemi gibi yüzdürülür; dümeni, rotası istenilen yöne göre düzenlenir, işte çağının sorumluluğunu duymayan bir İnsan, o koca geminin kaderini yaşar.
Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eğitimin ilk basamağı insanı tanımak olmalıdır.
B) Kişiyi, belirli kalıplara sokmaya çalışmak doğru değildir.
C) Aklını kullanan insanın başaramayacağı iş yoktur.
D) Her fert, yaşadığı çağın sorumluluklarını taşımayı bilmelidir.
E) Akıllı insan, kendini başkalarının arzularına araç olmaktan kurtarabilir.
3. Hep kendimi öne sürüyor, hep kendi sözümü ediyormuşum… Doğru; ama başka ne söyleyeyim? Kendi duygularımdan, düşüncelerimden dışarı çıkabilir miyim? Ben de birçokları gibi yargılarımın öznel değil, nesnel olduğuna çevremdekileri inandırmaya kalkabilirdim: “Bu yalnız benim için böyle değil, herkes için böyledir.” demek zor bir iş miydi? Belki bana kananlar da bulunurdu. Ama önce kendimi kandırmak istedim.
Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Düşünceleri ile çevresindekilere yararlı olmayı amaçlamıştır.
B) Düşüncelerinin, topluma değil de yalnızca kendine ait olduğunu belirtmek istemiştir.
C) Hayatta her şeyden çok kendi görüşlerine değer vermektedir.
D) Topluma hür düşüncenin yollarını göstermek istemiştir.
E) Kendi düşüncelerinin dar kalıplarını aşmayı amaçlamıştır.
4. Sanat daima baskının sonucudur. Onun, ne kadar serbestse o kadar yukarılara yükseleceğini sanmak, uçurtmanın yükselmesine engel olan şeyin ip olduğunu sanmaktır. Kanadını rahatsız eden hava olmasa daha iyi uçacağını zanneden güvercin, uçmak için kanadını dayayabileceği havaya muhtaç olduğunu takdir etmemektedir. Sanat da böyledir; yükselmek için karşı koymalara ve baskıya dayanmak zorundadır.
Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Sanat ve özgürlük
B) Güvercin ve uçmak
C) Sanat güvercini
D) Yükselme tutkusu
E) Sanat ve baskı
5. Bizde, yazdıklarını koltuklarına alıp gidenlerden, bugüne değin bir dönen olmadı. Yalnız seçkinlerce okunmayan sanatçılar değil, şiirleri dillerden düşmeyen Cenap, romanları elden ele dolaşan Mehmet Rauf da bilinmiyor. Doğrusu, okul kitaplarında şiirleri de bulunmasa, “Fikret yaşamış mıydı?” diye insanın soracağı geliyor.
Parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmaktadır?
A) Sanatçıların yaşadıkları topluma yabancı kalmaları
B) Sanatçıların ölümlerinden sonra unutulmaları
C) Yazarlarımızın hak ettikleri ilgiyi görememeleri
D) İlgisizliğin sanatın gelişmesine engel olduğu
E) Yazarlarımızın yerli konulara yönelemeyişi
6. Eskiden gençlerle konuşmayı severdim. Neler düşündüklerini, neler okuyup nelerle ilgilendiklerini öğrenmek isterdim. Onlarla tartışmaktan kaçınmazdım. Birine bile kendi görüşümü, kendi kanılarımı aşılamaya çalışmazdım. Bu, kişiliğe olan saygımdandı. Kimseye savunduğu düşünceyi, yolunu değiştirmesini öğütlemedim. Bence yaşamın en büyük güzelliği düşüncelerin türlü türlü olmasındadır. Bireylerinin hepsi de birbirine benzeyen, hepsi de birbiri gibi düşünen bir topluluk çekilir mi?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuçtur?
A) Gençlerin toplumla ilgili düşünceleri, zaman içinde biçimlenir.
B) Yazarların görevi gençlere yol göstermek değildir.
C) Gençler her türlü düşünceye hoşgörü ile bakacak biçimde yetiştirilmelidir.
D) Toplumdaki kişilerin aynı düşünceleri savunmalarını beklemek doğru değildir.
E) Her insan, düşüncelerini aktarırken öznel davranabilir.
7. Okuduğumuz bir öykü, bir roman ya da şiir değişik yönlerden etkiler bizi. Esinler, duygulandırır, içinde bulunduğumuz gerçekler ortamından uzaklaştırır; yepyeni dünyalar sunar bize. Bu etkilenmeler gelip geçici bir esinti değildir. Okuma bittikten sonra da sürüp gider bu etkilenme. Çünkü bir kurguya bağlı metinler, gerçekte okuma süreci içinde tamamlanmış olur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebi eserler, okurların gerçeğin farklı yönlerini görmesini sağlar.
B) Gerçek sanat eserleri, çoğu zaman ilk okuyuşta anlaşılmaz.
C) Edebi eserler, okurların kattığı yorumlarla zenginleşir.
D) Edebi eserin etkisinin kalıcı olması, sanatçının anlatım yeteneğine bağlıdır.
E) Okuduğu edebi eserler, okuru kalıcı biçimde etkiler.
8. (I) Ne güç bu şehirde yaşamak. (II) Bir işin mi var, uzun uzun gideceksin. (III) İstanbullular günlerinin yarısını yolda geçiriyorlar. (IV) Ben Ada’da oturduğum için “Bana mı öyle geliyor?” diye düşündüm. (V) Değil, burada pek az kimse işine yakın bir yerde oturabilir. (VI) Ötekiler bütün gün bir taşıt arkasından koşacak; vapur, otobüs, minibüs, tramvay…
Numaralanmış cümlelerden hangisi bu parçanın ana düşüncesi olabilir?
A) I. B) III. C) VI. D) V. E) VI.
9. Yarınlardan umudunu kesince kişi, beklemenin boş olduğunu anlayınca arkaya dönüp dünlere sarılmak, dünlere tutunmak istiyor. “Varsın yarınlar olmasın, benim en tatlı umutlarla bezediğim dünlerim var ya, yeter bana onlar. Hepsini birer birer anıp yeniden yaşarım; sevinçleriyle gülüp, açılarıyla ağlarım.”
Parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan, her zaman geleceğe ümitle bakamayabilir.
B) Gelecekten beklentisi olmayan kişi, teselliyi anılarına sığınmakta bulur.
C) İnsanların gelecekteki yaşamı konusunda geçmişleri her zaman belirleyici olmuştur.
D) İnsanlar, yaşadıkları zaman ile geçmişi karşılaştırırken duygusal davranır.
E) Duygusallıktan kurtulabilen kişiler, geleceğe umutla bakar.
10. Bir yazar, bir sanatçı yaşadığı çağın beğenisine kendini kaptırmamaya çalışmalı, Bunun için de çağın yerleşmiş beğenisine hiç aldırış etmemeli. Kitaplarının, eserlerinin beğenilip beğenilmemesi, birtakım ünlü kişilerin övgülerini toplayıp toplayamaması, okur çoğunluğunu, okur çoğunluğunun sevgisini, hayranlığını uyandırıp uyandıramaması bir ölçü, bir değer gücü olmamalı.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatçı, çağının beğenisine ters düşmemeye çalışmalıdır.
B) İyi sanatçı, eleştirmenlerin önerilerini değerlendirebilir.
C) Bir sanatçının, yaşadığı dönemde beğenilip, övülmesi önemli değildir.
D) Topluma seslenmek isteyen sanatçı, inandığı değerlerden ödün verir.
E) Beğenilmek isteyen sanatçı, çağının olaylarına uzak duramaz.
11. Büyük ozanlar, büyük öykücüler asırlardan beri insanla uğraşmışlardır. Dünyanın yaratılmasından bu yana kişioğlunu çözümlemek bütün sanatçıların başlıca uğraşı olagelmiştir. Öykücüler, ozanlar ya kendilerini ya çevrelerini anlatarak insanı karanlıktan çıkarmak istemişlerdir. Kişioğluna kendini tanıtmaya öğretmeye çalışmışlardır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanı konu edinen eserler, her dönemde büyük ilgi görmüştür.
B) Yüzyıllar boyunca pek çok sanatçı yapıtlarında insanı anlamaya ve tanıtmaya çalışmıştır.
C) Kişisel sorunlarını çözümlemede zorlanan insan, çözümü edebi eserlerde arar.
D) Her çağın okurunu düşündüren konuları işlemek sanatçının amacı olmalıdır.
E) Eserleriyle kendini kabul ettirmek isteyen sanatçı, yakın çevresindeki kişileri konu edinecektir.
12. Alain’in kitabını aldım. Okuyacak mıyım? “-O başka!” Doğrusunu söyleyeyim; anlayamıyorum ben Alain’i. Karanlık mıdır, onun yazıları? -Değildir, ışıklıdır. Kimileri çok çabuk kavrıyor onun ne dediğini. Onu öyle kolayca anlamak için özel bir birikim gerek. Filozofları okumuş, içinize sindirmiş olacaksınız, yüzyıllar boyunca gelişmiş bilimin verilerini bileceksiniz. Alain “mutlu azınlık” için, en mutlu azınlık için yazar. Benim gibi pek okul görmemiş kimselerin anlayabileceği yazarlardan değildir.
Bu parçaya göre yazar, Alain’in yazılarını nasıl değerlendirmektedir?
A) Okuyanların bilgi dağarcığını genişletir.
B) Anlatımı ve dili alışılmıştan çok farklıdır.
C) Toplum sorunlarını ve günlük yaşamı konu edinmez.
D) Ancak dikkatli okurların anlayacağı biçimde yazılmıştır.
E) Anlaşılması belli bir birikim ve düzey gerektirir.
13. Eleştirme, yol göstermek demek değildir. Eleştirmen gördüğü ya da okuduğu eseri inceler; sanatçının ne yapmak istediğini, bu isteğinde ne derece başarılı olduğunu araştırır. Önceki eserleriyle ele aldığı arasında karşılaştırmalar yaparak düşündüklerini anlatır. Eser başarılı ise neden başarılı olduğunu göstermeye çalışır. Ama tutup da, bıraksın bu İşi, böyle eserler yerine şöylelerini yazsın, demeye başladı mı eleştirinin çerçevesinden çıkarak akıl hocalığı sınırına girmiş olur.
Bu parçaya göre eleştirmenin görevi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değerlendirdiği eserin iyi ve kötü yanlarını belirlemek
B) Sanatçıya sorunlarını çözmede yardımcı olmak
C) Edebiyat dünyasında tartışılacak görüşler ileri sürmek
D) Okurlara kitap seçiminde yardımcı olmak
E) Toplumun beğenisini geliştirmeye çalışmak
14. La Fontaine yazdıkları ile orta mali olmuştur. Orta malı olan şair hayrat çeşme gibi oluyor. Her geçen, bu çeşmeden su içiyor. İçiyor ve çeşmeden çok kendi kendini düşünüp gidiyor. La Fontaine, kimi öğretmenin elinde karınca gibi kalpsiz, tilki gibi hinoğlu hin, aslan gibi haksız olur. Kimi öğretmenin elinde de ağustos böceği gibi sevimli, güvercin gibi dost, geyik gibi dost olur. Kimi Fransız eleştirmenler ona, en büyük şairimiz der, kimi en büyük serserimiz. Kimine göre La Fontaine haktan yanadır, kimine göre haksızlıktan yana. Bir zaman da gelir herkes La Fontaine’de birleşir.
Bu parçadan La Fontaine ile ilgili çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazdıklarını, herkes kendince yorumlamıştır.
B) Her devrin insanına seslenmeyi başarmıştır.
C) Eserlerinde kimi zaman güçlülerden, kimi zaman da güçsüzlerden yana olmuştur.
D) Ne anlatmak istediği yeteri kadar açık değildir.
E) Eserlerinde herkesin bildiği konuları işlemiştir.
15. Ağaç, mimarimizin ve bütün hayatımızın en yararlı yardımcısıdır. Mimarlarımız eserlerinin yanı başında birkaç çınar veya serviyi eksik etmezlerdi. Bazıları daha ileriye gider; cami veya medrese avlusunun geometrik güzelliklerinin ortasında çınarın, servinin yetişmesi, gülün açması, sarmaşığın halkalanması için yer ayırırdı. Küçük büyük her çeşmeyi iri gövdeli bir çınar yahut da servi beklerdi. Mimarın veya mimari eseri yaptıranın diktiği ağacın büyüdüğünü görüp görmemesinin önemi yoktu. Dikilmiş olduğunu bilmesi yeterdi.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eski eserlerin çevresindeki ağaçlar, geçmişi günümüzde de yaşatır.
B) Eski mimarimizde ağaç bir amaca yönelik olarak yer alırdı.
C) Karşılık beklenilmeden dikilen ağaçlar, eskileri mutlu etmeye yetmiştir.
D) Eski mimarimizde kendisine yer bulabilen ağaç türleri servi ve çınardır.
E) Ağaç, mimarinin içinde ondan ayrı düşünülemeyecek kadar, önemli bir yer tutar.
CEVAP ANAHTARI
1-A 2-B 3-B 4-E 5-B 6-D 7-E 8-B 9-B 10-C 11-B 12-E 13-A 14-A 15-E