Sözlük anlamı “dönme” olan rücû’, söylenen sözden bir nükteye dayalı olarak geri dönme anlamında bir edebî terimdir. Rücû’ daha önce söylenen söze dönüş olabileceği gibi söylenen sözü iptal edip farklı bir düşünceye yöneliş de olabilir. Yerinde yapıldığı takdirde şaire heyecanını dışa yansıtma imkânı verir ve ifade edilmek istenen düşünceyi güçlendirir.
Rücû’ Sanatına Örnekler:
Makber mi, nedir şu gördüğüm yer?Ya böyle revâ mı cây-ı dilber?
Bir tecrübedir bu, hiledir bu
Yok, mahvıma bir vesiledir bu
İçinde bulunduğu heyecanı başarılı bir şekilde okuyucu ya da dinleyiciye yansıtan şair, uzun bir manzumeden alınan bu dört mısraın üçüncüsünde, durumu kendisi için bir tecrübe ya da kendisine karşı yapılan bir hile olarak tespit etmiş; fakat hemen alt mısradaki “yok” sözüyle bu tespitten vazgeçerek hükmünü değiştirmiştir. Dikkat edilirse ikinci tespit ve hüküm ilkinden daha güçlüdür; bu ileri hükmün etkisini ise ilk tespit hazırlamaktadır.
“Makber, makber değil bir türbe, türbe değil bir ma’bed, ma’bed değil bir kürre, kürre değil bir fezâ-yı bî-intihâ olmalı.”
Şeklen tam bir rücu örneği olan bu cümle ifade açısından eleştirilmiştir.
Zaman gelir ki cihân içre ins ü cân kalmazDeğil değil yalınız ins ü cân cihân kalmaz
Şair ilk mısrada “Öyle bir dönem gelir ki dünyada insanlar ve cinler kalmaz.” dedikten sonra söylediğinin eksik olduğunun farkına varıp ikinci mısrada bu sözünden dönerek “Dünya da kalmaz.” demektedir.
Ol mihr ü mâh-rûyum bir serv-kâmet ancak Yok yok ne serv-kâmet ol kad kıyamet ancakŞair ilk mısrada sevgilisinin boyunu önce “serv”e benzetmiş; ikinci mısrada “yok yok” sözüyle bu düşüncesinden tamamen dönerek onun boyunu “kıyâmet” ile nitelemiştir.