Sezai Karakoç (1933-2021) 1933’te Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğmuş olan sanatçı, parasız yatılı olarak Gaziantep Lisesi’nde okumuş ve 1955 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nden mezun olmuştur. 1956-1965 yılları arasında Maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerinde çalışmış ve temmuz 1965’te memurluktan ayrılarak gazetecilik ve yayıncılık işlerine yönelmiştir. Diriliş dergisini yayımlayan sanatçı, 1971’den sonra kısa bir süre için Gelirler Genel Müdürlüğü’nde çalışmış, tekrar devlet memurluğu görevinden ayrılarak gazetecilik ve yayıncılığa devam etmiştir. Sanatçı 16 Kasım 2021 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. Edebi Kişiliği: İkinci Yeni şairleri arasında kendine özgü imgelerle, mistik ve İslamî içeriğe yer veren şiirleri ile dikkat çekmiştir. Din ve inanç yoluyla fizik ötesi kaygıları yenmiş mistik bir şair olan Karakoç; anlatımdaki kapalılık, karanlık imaj evreninden dolayı İkinci Yeni sayılmaktadır. Şiirlerinin en önemli noktasını özü olarak gören şair, şiirlerinde ölüm ve kadın konusuna çokça yer vermiştir. Bir ülke düşler. O ülkede gül kurtarıcı bir imgedir. Şiirlerinde kutsal kitaplardaki kıssaları çağdaş bir anlatımla okuyucusuna sunması, modern Fransız şiirinden ve dinsel kaynaklardan yararlanması onun büyük bir bilgi birikiminin olduğunu göstermektedir. İlk şiirlerinde heceyi kullanan, daha sonraları serbest şiire yönelen şair 1952 yılında kaleme aldığı, edebiyatımızın unutulmaz aşk şiiri “Mona Rosa” ile geniş kitleler tarafından tanınmıştır. Bu şiir 50 yıl boyunca kitap haline gelmemesine rağmen, fotokopiyle çoğaltılarak yüz binlerce insan tarafından okunarak bir rekora imza atmıştır. Kısaca özetleyecek olursak; İkinci Yeni akımında kendine ayrı bir yer edinmiştir. “Diriliş” dergisini çıkarmıştır. Şiirlerinde İslami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştırmıştır. Mistisizmden, evliya-enbiya kıssalarından yararlanmıştır. Çarpıcı benzetme ve imgelerle, denenmemiş sentezlere ulaşmıştır. Yeni, kapalı ve karanlık bir imge evreni vardır. Cemal Süreya onun şiirleri için “kırık bir Verlaine” demiştir. 2007’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”ne layık görüldü. Eserleri: Şiir: Hızır’la Kırk Saat, Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Körfez, Şahdamar, Sesler, Zamana Adanmış Sözler, Ayinler, Çeşmeler, Leyla ile Mecnun, Ateş Dansı, Alın Yazısı Saati, Monna Rosa, Karayılan, Gün Doğmadan (Şiirlerin Toplu Basımı) Çeviri Şiir: Batı Şiirlerinden, İslâm’ın Şiir Anıtlarından Deneme: Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir, Dişimizin Zarı, Eğik Ehramlar Düşünce: Ruhun Dirilişi, Kıyamet Aşısı, Çağ ve İlham I-II-III-IV, İnsanlığın Dirilişi, Diriliş Neslinin Amentüsü, Yitik Cennet, Makamda, İslâm’ın Dirilişi, Gündönümü, Diriliş Muştusu, İslâm, İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü, Düşünceler I-II, Dirilişin Çevresinde, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I-II-III, Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II, Unutuş ve Hatırlayış, Varolma Savaşı, Çağdaş Batı Düşüncesinden, Çıkış Yolu I-II-III İnceleme: Yunus Emre, Mehmet Akif, Mevlâna Piyes: Piyesler, Armağan Hikâye: Meydan Ortaya Çıktığında, Portreler Günlük yazılar: Farklar, Sütun, Sur, Gün Saati, Gür Röportaj: Tarihin Yol Ağzında