İki veya daha fazla kimsenin, bir konu üzerinde, karşılıklı konuşturulmasına söyleşmeye bağlı (diyalog) anlatım denir. Söyleşmeye bağlı anlatımda iki kişinin karşılıklı konuşmasına “diyalog”, kişinin kendi kendine yaptığı konuşmaya ise “monolog” denir.
Söyleşmeye bağlı anlatım bulunulan mevki, bağlam ve konuşulan kişiye göre değişebilir. Çünkü kişi, yakınlarıyla daha rahat ve içten konuşabilirken resmî bir kurumda ciddi bir üslupla konuşmak zorunda kalır. Televizyonlardaki söyleşmeye dayalı programlar tartışma sanat ve spor programlarıdır. Bu programların her birinde farklı söyleşme şekli olabilir. Birisinde bir yönetici eşliğinde ve masa etrafında 3-5 kişinin bir konu hakkında doğaçlama yoluyla söyleşmesi olabilirken diğerinde iki kişi sırayla bir konu hakkında önceden yaptıkları hazırlıklar doğrultusunda konuşabilirler.
Söyleşmeye Bağlı Anlatımın Kullanıldığı Metin Türleri
“Sohbet, diyalog, mülâkat, röportaj, roman, hikâye, tiyatro, manzum hikâye” gibi türler söyleşmeye bağlı anlatım çevresinde oluşur. Bu metinler daha çok. “diyaloglardan oluşur. Ancak bu metinlerdeki kahramanların iç konuşmaları “monologlara dayanır.
Bir mülâkatta, röportajda ya da sohbette yalnızca konuşma varken tiyatroda hem konuşma hem de konuşmanın bağlamı vardır. Söyleşmenin yeri, zamanı, biçimi, sahneye giriş – çıkış gibi unsurlar belirtilir. Tiyatronun en belirgin yönlerinden biri de göstermeye dayalı olmasıdır. Tiyatro, olayı anlatmaz; gösterir.
Söyleşmeye Bağlı Anlatımın Özellikleri
- Jestler, mimikler ve bedensel davranışlar anlatımı destekler.
- Karşılıklı konuşmaların seviyesi, bağlama ve konuşan kişilere göre değişir.
- Görme ve işitme duyularıyla ilgili ayrıntılardan yararlanılır.
- Vurgu ve tonlama anlatımın etkisini artırır.
- Söyleşmenin yeri, zamanı, biçimi, sahneye giriş, sahneden çıkış gibi unsurlar söz konusudur.
- Tekrarlar ifadeyi kuvvetlendirir.
- Dil, göndergesel veya sanatsal işlevde kullanılır.
Söyleşmeye Bağlı Anlatım Örneği
Tekrar sordu:
– Söyle yavrum, o roman ne diyor?
Genç kız büyük gözlerini kaldırdı. Kitabı dizlerine indirdi. Nazik bir şive ile, “Büyükanneciğim, Fransızca bir roman iste…” dedi. Lakin büyük nine merak ediyordu, mutlaka anlamak istiyordu:
– Adı ne?
– Desenchant…
– Ne demek?
– Sevinçten, saadetten mahrum kadınlar demek.
– Onlar kimmiş?
– Biz… Türk kadınları…
(Ömer Seyfettin, Bahar ve Kelebekler)