Dize sonlarındaki iki ses (harf) benzerliğine “tam uyak” denir. Tam uyak, tam ses değerindedir. Tam uyağı oluşturan seslerin biri ünlü biri ünsüzdür. Ancak üzerinde uzatma işareti bulunan “â, û, î” sesleri ile yapılan uyaklar da tam uyak kabul edilmektedir. Çünkü uzatma işareti bulunan sesler tam ses sayılmaktadır.
Bütün sevgileri atıp içimden
Varlığımı yalnız ona verdim ben
Elverir ki bir gün bana derinden
Ta derinden bir gün bana “gel” desin
Ahmet Kutsi Tecer’e ait olan yukarıdaki dörtlükte, dize sonlarında bulunan “içimden, ben, derinden” sözcüklerindeki benzer olan “en” sesleri tam kafiye yapılmıştır.
Çiçek ülkesinden girerken yaza
Örer her doğan gün bir altun koza
Yukarıdaki dizelerin sonlarında yer alan “yaza, koza” sözcüklerindeki benzer olan “za” sesleri tam kafiye oluşturmuştur.
Eski dilde okunuşu aynı olan sözcüklerin dize sonlarında bulunması kafiye oluşturur.
Adalardan yaza ettik de vedâ
Sızlıyor bağrımız üstündeki dağ
Seni hatırlıyoruz Viranbağ
Yahya Kemal Beyatlı’ya ait olan bu dizelerin sonlarındaki sesleri inceleyelim. İlk dizenin sonundaki “vedâ” sözcüğünün sonundaki “â” sesi uzun okunur. İkinci dizenin sonunda “dağ” sözcüğü ile üçüncü dizenin sonundaki “Viranbağ” sözcüklerinde bulunan “ağ” sesleri de “veda” sözcüğündeki “â” sesi gibi okunur. Bu bağlamda bu dizelerdeki (â, ağ, ağ) sesleri tam kafiye oluşturmaktadır.
Üstünde uzatma işareti bulunan ünlüler iki ses sayıldığından tam kafiye oluşturur.
Bir dize işittim yine ey şûh-ı dil ârâ
Bir hoşça da bilmem ne demek istedi ammâ
Nedim’e ait olan bu dizelerdeki “dil ârâ” ve “ammâ” sözcüklerinin sonlarındaki benzer olan “â” sesleri, tam kafiye oluşturmaktadır. Çünkü bu sesler uzun ünlüdür.