Bir varlığın, bir kavramın ne olduğunu, ne anlama geldiğini açıklamaya, belirtmeye tanımlama denir. Tanımlama, bir nesne ya da varlığın özelliklerini eksiksiz olarak belirtmedir. Tanımlamada öncelikle varlığın veya nesnenin özellikleri ile onu benzerlerinden ayıran yönleri belirtilmelidir. Diğer bir ifadeyle tanımlaması yapılan varlığı, tanınmayanlardan ayırt etmek, onun sınırlarını belirlemek gerekir. Tanımlamada anlam yoğunluğu söz konusu olduğundan, okurun bakışı ve düşüncesi belli bir noktaya yönelir. Paragraflarda tanımdan hareketle yazının devamına ve gelişmesine yön verilir. Genellikle nesnel olmaları nedeniyle tanımlamalar yanlış anlaşılmaktan uzak bir niteliğe sahiptir. Bu anlatım yolundan genellikle düşünce, tartışma, açıklama paragraflarından yararlanılır. Tanımlamaya genellikle paragrafların giriş bölümünde yer verildiği görülür. Bir paragrafta tanımlamaya başvurulduğunu söyleyebilmek için en az bir kavram veya varlığın tanımının verilmesi gerekir.
Örnek-1
Sabır; acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemidir. Üstesinden gelinmez gibi çetin işler karşısında istifini ve istikametini bozmadan günlerce, aylarca, yıllarca çalışabilme gücüne sahip olmadır. Hemen herkesin “Artık her şey bittir deyip bir köşeye çekildiği anda iradesini ve gücünü toplayıp yeniden hamle yapabilme gücünü kendinde bulmaktır. Canından çok sevdiği insanları kaybetmiş olsa bile yaşama sevincini yitirmeden hayat yolculuğuna devam edebilmektir. Bu paragrafın ilk cümlesinden başlanarak “sabır” kavramının tanımı yapılmıştır. Fakat bu kavramın, giriş cümlesinden sonraki cümlelerde de farklı biçimlerde tanımı verilmiştir. Bunun nedeni ise sabır gösterilmesi gereken olay ve durumların değişik biçimlerde ortaya çıkmasıdır.
Yazar, bu paragrafta sabrın farklı tanımlarını yapmış ve okura, insanın hangi durumlarda sabırlı olması gerektiğini anlatmaya çalışmıştır.
Örnek-2
Anıt, önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapıdır. Bir ulusun tarih boyunca kazandığı zaferleri, verdiği mücadeleleri, medeniyete yaptığı katkıları yansıtan sanat eserleri anıt olarak isimlendirilir. Anıtlar sayesinde ulusların kendilerine olan güveni artar, genç kuşaklar geçmişte büyük başarılar kazanan örnek kişileri tanıma imkânı bulurlar.
Bu paragrafın birinci ve ikinci cümlelerinde anıt kavramının tanımı yapılmıştır. Daha sonraki cümlelerde ise anıtların bir ulusun bireyleri için neden önemli olduğu ifade edilmiştir.