Uyağı oluşturan sözcüklerden birinin, diğer sözcüğün içinde tam olarak yer almasıyla oluşan uyak türüne “tunç uyak” denir. Tunç kafiyede sözcüklerden biri bağımsız bir sözcük, diğeri ise bunun son hecelerinden meydana gelmiş gibi aynı anlamlı bir sözcüktür. Tunç uyakta iki veya daha fazla ses benzerliği söz konusudur.
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Necip Fazıl Kısakürek’e ait olan bu beytin ilk dizesindeki “düz” sözcüğü, ikinci dizenin sonundaki “gündüz” sözcüğünün içinde aynı seslerle yer aldığından bu dizeler tunç kafiyelidir, “-e” ekleri rediftir.
Bursa’da eski bir cami avlusu
Mermer şadırvanda şakırdayan su
Ahmet Hamdi Tanpınar’a ait olan bu beytin ikinci dizesindeki “su” sözcüğü, ilk dizenin sonundaki “avlusu” sözcüğünün içinde aynı seslerle yer aldığından bu dizeler tunç kafiyelidir.