1. Aşağıdakilerden hangisinde “geçmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
A) Bir yerin yakınından veya içinden gitmek. – Antalya’ya giden otobüslerin hemen hepsi, Kütahya’dan geçer.
B) Tükenmek, bitmek sona ermek. – İşe başladığında çok hırslıydı, ama bu hırs yavaş yavaş geçti.
C) Söylemeden veya bitirmeden atlamak. – Bu konuyu isterseniz geçelim; toplantı çok uzayacak.
D) Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmak. – Ben bu olaylardan sonra kârdan geçtim, bari sermayeyi kurtarsam
E) Geride bırakmak, aşmak. – Çocuk iki yıl içinde öyle uzadı ki boyu, babasının boyunu geçti.
2. Aşağıdakilerin hangisinde “kesmek” sözcüğü “bir şeyden yoksun bırakmak” anlamında kullanılmıştır?
A) Çıkan olaylar yüzünden salı günü yaptığı dersleri kesmişti.
B) Telefon faturasını iki ay yatırmayınca telefonu kesmişler.
C) Geç geldiği günler yüzünden maaşının bir kısmını kestiler.
D) Aşırı kar yağışı, her yıl o köylere giden yolları keserdi.
E) Bahçedeki dut ağacının, komşu bahçeye uzanan dallarını kestik.
3. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili bölüm cümleye ötekilerden farklı anlam katmıştır?
A) Babam dün akşam çok hastaydı; eve gelir gelmez yattı.
B) Ahmet Bey’i on beş yıldır görmemiştim; ama görür görmez tanıdım.
C) Bu yazarımızı daha önce okumuştum, kitabın adını duyar duymaz tanıdım.
D) Servet, biraz ölçüsüzdür; bilir bilmez her konuda konuşur.
E) Küçük kız, o kadar yorulmuş ki yatar yatmaz uyudu.
4.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde kullanılan deyimin açıklaması yoktur?
A) Müdür bey elli elli beş yaşlarında, yaşam deneyimi olan, gün görmüş bir insandı.
B) Gençler eskilere burun kıvırıyor; onları hem beğenmiyor, hem de küçümsüyorlar.
C) Bu sorunları, ancak el ele verip yardımlaşırsak aşabiliriz.
D) Her gün yeni bir işle ilgilenir, daldan dala konardı.
E) Bürodaki memur işi yokuşa sürse de, işin üstesinden gelmiştik.
5. Orhan Veli getirdiği yeni şiir anlayışı ile bir anda öne çıkmıştır.
Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Sanatçının ilk görevi, yaşadığı topluma ayna tutmaktır.
B) Bu sanatçımız eski konulardan vazgeçse de eski biçimleri terk edememiştir.
C) Halit Ziya, Servet-i Fünun kurulmadan önce, zaten düzyazıda yeterince sivrilmişti.
D) Konu sıkıntısı birçok sanatçının elini kolunu bağlar.
E) Edebiyatımızda ödüllerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
6. Hoşgörülü geçinirsin, ama beğenmediğin her fikre karşı çıkıyorsun.
Altı çizili sözün anlamı aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Eminim, sen bu alanda çok ünlü bir doktor olacaksın.
B) Böyle terli terli su içersen bir gün hastalanırsın.
C) İstersen hafta sonu sen de bizimle gelirsin.
D) İki şiir kitabı bile okumazsın, fakat şairlik taslarsın.
E) Okulunu bitirince sanırım iyi bir iş bulursun.
7. Batı toplumu, yabancıların Batılılar gibi yapıtlar vermeye çalışmasını anlamıyor. Bir yapıt hangi ülkeye aitse onda, o ülkenin rengini, kokusunu arıyor.
Alta çizili bölümle bir ülkenin hangi yönü belirtilmek istenmiştir?
A) Sanat ve edebiyat anlayışı
B) Kullandığı dilin izleri
C) Kalıcı ve tarihi güzellikleri
D) Ulusal ve kültürel özellikleri
E) İnsanlarının nitelikleri
8. (I) Bu sabah balkon kapısını açıp havayı kokladım. (II) Çürümüş yaprak kokusunu andıran ağır kokuyu hissettim. (III) Yaprak dökümü zamanı geliyordu, oldukça yakınımızdaydı. (IV) Balkona çıkınca yanılmadığımı anladım; bahçedeki çınarın yaprakları dökülmeye başlamıştı. (V) Balkondaki sardunya ise sanki inadına beyaz çiçekler açıyordu.
Yazar, numaralanmış cümlelerden hangisine yorumunu katmamıştır?
A) I – IV
B) III – V
C) II – IV
D) I – III
E) IV – V
9. (I) Acıbadem koruları, bahçeleri ve çayırlarıyla İstanbul’un en güzel semtlerinden biriydi. (II) Bu güzel semt doğal görüntüsü yanında köşkleriyle de ayrı bir görkeme sahipti. (III) Osmanlı zamanında burada sultanların, şehzadelerin yaşadığı söylenirdi. (IV) Büyüklerimiz arasından o günleri hatırlayanlar vardı. (V) Falan sultanın köşkü bu, filanınki şu diye gösterilirdi. (VI) Ne var ki bu köşkler görkemli ve şaşaalı günlerini çoktan kapatmışlardı. (VII) Bazıları terk edilmişti, bazılarının camları kırıktı. (VIII) Yaban otları bürümüştü bahçelerini.
Numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak sözü edilen semtle ilgili olumsuz yargılara yer verilmiştir?
A) II. B) III. C)IV. D)V. E) VI.
10. Şiire giremeyecek konu yoktur; çünkü şiirde önemli olan konu değil, konunun işlenişidir.
Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir şiirin değeri işlenen konuya değil, konunun işlenişine bağlıdır.
B) Bir şiirde, konu kadar onun işlenişi de önemlidir.
C) Başarılı olmak isteyen sanatçı bildiği konuları, tanıdığı çevreleri ele almalıdır.
D) Şairin başarısı, kendini yenilemesine ve geliştirmesine bağlıdır.
E) Kendi anlatımına uygun konu seçmeyen sanatçı başarılı olamaz.
11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir “beklenti” dile getirilmiştir?
A) Telefona yetişemedim, önemli biri aramış olabilir.
B) Bize verdiği sözü bu hafta yerine getireceğini umuyorum.
C) Önümüzdeki yılın sonunda Aysel fakülteyi bitirmiş olacak.
D) Acele etmeyin, nasıl olsa ilk dersi kaçırdık.
E) Okulunu bitirince sanırım babasının yanında çalışacak.
12. I. Ancak yaşadığı toplumu yansıtan sanatçılar, seslerini dünyaya duyurabilir.
II. Sanatçı, yarattığı güzellikleri halkıyla paylaştığında, sanat yapıtı amacına ulaşmış olur.
III. Halk, içinden çıkanı yüceltmiş, ona destek olmuş, hep onun yanında olmuştur.
IV. Halk, kendisini seslendiren, kendisini duyuran kendi malı olan eserlere sahip çıkar.
Numaralanmış cümlelerden hangileri aynı düşünceyi dile getirmektedir?
A) I – II
B) II – III
C) III – IV
D) II – IV
E) I – III
13. (I) Gerçek sanatçı, halktan kopmayan, halkının yaşantısını, özlem ve duygularını eserlerinde dile getirendir. (II) Eğer sanatçı bunu eserlerinde yapmıyorsa o, gerçek bir sanatçı değildir. (III) Zaten sanatın da gerçek işlevi budur. (IV) Onun için her sanatçının eseri kalıcı olmaz. (V) Karacaoğlan’lar Yunus’lar edebiyatımızda hâlâ varsa, bu, halkla ne derece ilgilendiklerinin bir göstergesidir. (VI) Halkı göz ardı edip toplumdan uzak dursalar, zamanın yıkıcılığına asla dayanamazlardı.
Numaralanmış cümlelerden hangisi atılırsa parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
14. Aşağıdakilerden hangisinde işin gerçekleşmesi şartta bağlıdır?
A) Evden çıkarken yağmur yağdı, biz de gelmekten vazgeçtik.
B) Bütün gün evde oturdum, kimse kapımızı açmadı.
C) Dün kendimi çok kötü hissediyordum, doktora gittim.
D) Dün gelen usta çok uğraştı; fakat arızayı gideremedi.
E) Sabah geçerken seni de alırım, ama beni kapının önünde bekletmeyeceksin.
15. (I) Birkaç gün öncesi balkon faslını kapattım. (II) Artık havalar, balkonda oturulmayacak kadar serinledi. (III) Şöyle bir çıkıp bakıyorum, o kadar. (IV) Sarmaşıkların bütün yaprakları döküldü diyebilirim. (V) Uzaktaki ıhlamur da her rüzgâr esişinde sararmış yapraklarını savuruyor. (VI) iğne yapraklı çamlar kendi içlerine kapandılar.
Numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki yargının gerekçesi durumundadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
16. Aşağıda cümlelerde yer alan altı çizili bölümlerden hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) Okulunu bitirir bitirmez bu şehri terk etmesi gerekiyordu.
B) Dükkanda babama yardım etmekte hoşuma gidiyordu.
C) Kendisine çok dikkat etti, ama hasta olmaktan kurtulamadı.
D) Yaptığı hatayı fark etmemiz uzun zaman aldı.
E) Konukları yolcu etmeyi hiç ihmal etmezdi.
17. Ağzı laf yapmak, konuşma sanatında usta olmak için yeterli değildir. Vaktiyle bir anne () kızından şöyle söz etmişti ( ) “Kızımı mı soruyorsunuz ( ) O sadece söyler ( ) hiçbir zaman konuşmaz.”
Yukarıda parantezle ( ) belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi getirilmelidir?
A) (,) (.) (,) (.)
B) (,) (:) (?) (,)
C) (;) (;) (?) (!)
D) (;) (:) (?) (.)
E) (,) (:) (.) (.)
18. Nihayet dördüncü günde, çaresizlik yüzünden boynumu eğdim.
Altı çizili sözcüklerde bulunan ses olayları, aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Ünlü daralması – ünsüz benzemesi
B) Ünsüz türemesi – hece düşmesi
C) Ünsüz yumuşaması – hece düşmesi
D) Ünsüz düşmesi – ünlü daralması
E) Ünsüz benzeşmesi – hece düşmesi
19. I. Görüyorduk uzaktan dereye inen yolu.
II. Sağ yanında bir çayır, solda çam ağaçları
III. Öyle yakındı ki dağların yamaçları
IV. Dereye düşen bahar bir daha çıkamamış
V. Bu ne güzel memleket, dört mevsim yaşanırmış.
Numaralanmış dizelerden hangisinde hem isim hem sıfat tamlaması vardır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
20. Elinizdeki eser, Ataç’ın 1947′den bu yana gazetelerde yayımlanmış yazılarını içeriyor.
cümlesiyle öğeleri ve öğelerinin sıralanışı bakımından özdeş olan cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Batı edebiyatı, bizim edebiyatımızı çok etkilemiştir.
B) Tanzimat döneminde, edebiyatımızda birçok yenilik olmuştur.
C) Yazar ve şairlerimiz, Batı edebiyatından alınan bazı türleri denemişlerdir.
D) Tanzimat’la birlikte edebiyatımızın konusu da değişmiştir.
E) İlk gazete, ilk tiyatro eseri ve ilk makale Tanzimat döneminde yazılmıştır.
21. (I) Sen de benim gibi yalnız mısın? (II) Öyleyse yalnızlığın ne demek olduğunu bilirsin. (III) Akşam oldu mu bir tortu gibi çöker insanın içine. (IV) İşte o zaman kitap ve plaklara sığınırım. (V) Roman kişileri bile o anlarda çekilmez olurlar.
Numaralanmış cümlelerden hangisinde nesne kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
22. Sanatçı, yazar, şair yalnızca yaşadığı günlerin insanı değildir; onun geleceğe, sonraki kuşaklara bırakacağı bir bildirisi vardır.
Bu cümle ve cümleyi oluşturan sözcükler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Türemiş sözcükler kullanılmıştır.
B) İsim tamlaması vardır.
C) Sıfat-fiiller kullanılmıştır.
D) Sıralı cümledir.
E) Edat ve bağlaçlara yer verilmiştir.
23. (I)Dökülen sularda günün rengi sönerken.
(II)Boğuk (III)gıcırtılarla o zayıf at dönerken,
Her (IV)adım (V)atışında bir inilti yükselir.
Numaralanmış sözcüklerden hangileri hem yapım hem çekim eki almıştır?
A) II ve IV
B) I ve IV
C) V ve VI
D) IV ve VI
E) III ve V
24. Aşağıdakilerden hangisindeki ikileme ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Cihangir parkında öbek öbek dururdu, hercai menekşeler.
B) Güneş ışığı bile o salonu, ancak yer yer aydınlatabilmekteydi.
C) Çiçekçi camekanlarındaki koca koca karanfillerden çocukluğumda da hoşlanmazdım.
D) Bu caddenin başındaki yazlık sinemayı hayal meyal hatırlıyorum.
E) O tuhaf sarmaşık, sarı badanaları pul pul kabarmış duvardan sarkar durur.
25. Aşağıdakilerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
A) Yazılarında gözlemlerine yer veriyor; duygularını anlatmıyor.
B) Sanatçı gözlemleriyle gerçeğe ulaşır; yorumlar ve yeniden yaratır.
C) Sanatçı, çevresinde olup bitenlere kayıtsız kalamaz.
D) Şair duygularını bir kuyumcu titizliği ile dizelere döker, okurlara aktarır.
E) Romancı, gözlemlediği olayları düş gücüyle yeniden biçimlendirir.
26. (I) Dilin, millet hayatındaki rolü, öğretim ve eğitimdeki görevi önemlidir. (II) Oysa ülkemizde dil ile ilgili çalışmalarla, bir devlet kurumu ve birkaç eleştirmen ilgilenir. (III) Çoğunluğun dil konusunda bir kaygı ve endişesi yoktur. (IV) Dilin, ulusu ve kültürü meydana getiren baş unsur olduğu unutulmuş gibidir. (V) Dilin fertleri birleştirici, en büyük güç olduğu göz önünde tutulmalıdır.
Numaralanmış cümlelerden hangisinde gereksiz sözcük kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
27. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “kadar” sözcüğünün atılması cümlenin anlamında bir eksilme veya değişmeye yol açmaz?
A) O kadar çok konuşuyorsun ki seninle uğraşamam.
B) Tek başına bu kadar işin üstesinden gelemezsin.
C) Şu kadar yıldır bu kuruma hizmet ettim; sonucu böyle mi olmalıydı?
D) Evin ne kadar güzel bir manzarası vardı, anlatamam.
E) Kapının önünde yüz kadar öğrenci toplanmış, bağırıyordu.
28. (I) Toplumumuzda sinema küçük kasabalara kadar yayılmış bir eğlencedir. (II) Sosyal ve teknik olanaklarımız içinde halk kütlelerini geniş ölçüde etkiler.
(III) Zaten sinemanın değeri de bundan ileri gelir.
(IV) Toplumun eğlence ihtiyacını geçmiş yıllarda radyo karşılıyordu.
(V) Fakat göze de kulağa da hitap ettiği için sinema, radyonun önüne geçmiştir.
Numaralanmış cümlelerden hangisinde bir sözün yanlış anlamda kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır?
A) I. B) II. C ) III. D) IV. E) V.
29. “Yeni üretilen bu diş macunu, diş etlerine zarar vermeden sadece iki haftada beyazlatır.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dolaylı tümleç eksikliği
B) Özne eksikliği
C) Gereksiz sözcük kullanımı
D) Tamlama yanlışlığı
E) Nesne eksikliği
30. Yöreyi gezerken doğrusu şaşkınlığımı gizleyemedim. Dağlarından yağ, ovasından bal akıyordu sanki. Zeytin ağaçlarıyla incir ağaçları birbirine karışmıştı. Ovasından geçen kocaman nehir hemen her tarlayı sulayacak kadar büyüktü. Ama buna rağmen —-
Düşüncenin akışına göre bu parça aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanabilir?
A) çoluk çocuk demeden güneşin altında çalışıyorlardı.
B) sabahın erken saatlerinden tarlalara giden yola diziliyorlardı.
C) dümdüz tarlalar göz alabildiğine uzanıyordu.
D) halkın büyük bir bölümü parmağını bile oynatmıyordu.
E) komşu köylerden çalışmaya gelenler oluyordu.
31. Bugün hemen her baba, çocuklarından yakınır. Konuşmalarından tutun da giyinişlerine kadar onların her davranışını, her halini sert bir tenkit süzgecinden geçirir. Ölçüleri de kendi çocukluklarıdır. İsterler ki çocukları kendilerinin birer minyatürü, örneği olsun.
Düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) Çocuklarından yakınan bu babalar kendi çocukluklarını unutmuş gibidirler.
B) Bilmezler ki bir zamanlar kendi babaları da onlardan yakınmışlardı.
C) Böyle bir şeyin olamayacağını aslında onlar da iyi bilirler.
D) Çocukken kendi yaptıklarının da garip karşılandığını unutuverirler.
E) Davranışlarına dikkat eden çocukların babaları ile iyi anlaştıkları da bilinen bir gerçektir.
32. —- Bence bunun hem birçok nedeni var, hem de bu nedenler birbirine çok bağlı. Öyle sanıyorum ki nedenlerin başında yoksul bir toplum oluşumuz ve okur-yazar olmayışımız geliyor. Yazar yetişmesi için yazının para etmesi, yazarını geçindirmesi gerekir. Yazının para etmesi müşteri bulmasına bağlı. Müşteri bulması halkın okuma-yazma bilmesine, ayrıca da kitaba verebilecek para bulmasına bağlıdır. Yazar ekmek parasını bile günü gününe kazanırken, ondan aylarını hatta yıllarını vereceği bir eser istemeye hakkımız var mı?
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Ülkemizde okur-yazar oranının düşük olmasının nedenleri nelerdir?
B) Bizde başarılı yazar yetişmemesinin nedeni nedir?
C) Toplumda sanatın gelişmesi sizce neye bağlıdır?
D) Ülkemizde edebiyat etkinliklerini geliştirmek için neler yapılmalıdır?
E) Başarılı bir sanatçı olmanın koşulları nelerdir?
33. (I) Dün gece Jean Lurçat’nın bir konferansını dinledim. (II) Konferansın konusu duvar halısı idi. (III) Sanatçı, bir ressam olarak halıcılığa nasıl başladığını, birkaç arkadaşıyla küçük bir kasabada halıcılığı nasıl geliştirmeye çalıştığını anlattı. (IV) Konferanslarda, genellikle, konuşmacı düşüncelerini uzun uzun anlatır. (V) J. Lurçat ve arkadaşlarının bilinçli ve sürekli çabalarıyla halı, bugün Paris’te günün modası olmuş. (VI) Gözde sanatçıların imzalarını taşıyan halılar dört bir yana yayılmış. (VII) Resim galerinin çoğunda halılar sergileniyor.
Numaralanmış cümlelerden hangisi konunun akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
34. Yürüyorum suda. Yürü, yürü su belime geliyor ancak. Sonunda boyuma ulaştı, çeneme dayandı. Durdum baktım uyuyan dünyaya. Kumsalda tek kişi bile yok. Denizde de… Bana bırakmışlar denizi. Ne kadar? On beş dakika daha belki! Birazdan çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler, yaşlılar, zayıflar, göbekliler dolarlar buraya. O zaman kaçarım ben de… Sabahın ilk saatlerindeki denizin sahibiyim ben. Benim olan bir denizin…
Parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme
B) Tartışma
C) Tanımlama
D) Karşılaştırma
E) Açıklama
35. Bir şiirin dergilerde yayımlanması, bir kitaba girmesi onun son biçimini aldığı anlamına gelmez. Asıl önemli olan okurun şiiri okuması ve bir anlamda onu yeniden yazmasıdır, hem de şairin hiç düşünmediği anlamlarla…
Bu sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Okurun bir şiiri okuması ve onu kendince yorumlamasıyla şiir tamamlanır.
B) Şairler, şiirlerini her zaman değiştirip yenileyebilirler.
C) Şair, şiirini oluştururken toplumun beklentisini dikkate alır.
D) Şiir, bazı anlarda şairin kontrolünden çıkabilir.
E) Şair, şiirine okurun izlenimleri ışığında son halini verir.
36. Çevrenizdekilere bir göz atın. Geçen yıllar onların üzerinde ne gibi değişiklikler yaptı. Yaşlanmışlardır elbette, saçlarındaki aklar çoğalmıştır. Yüzdeki kırışıklıklara yenileri eklenmiştir, zamanın ezici yükü altında kaldıkları her hallerinden bellidir. Çevremizdeki kişilere geçen yılların etkisi ancak böyle olur. Kafa yönünden birkaç yıl önce nasılsalar, birkaç yıl sonra da öyledirler. Ne yeni bir bilgi, ne yeni bir zeka pırıltısı, ne yeni bir endişe, ne yeni bir arayış…
Bu parçada yazarın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geçen zamanın bazı kişileri fazla etkilediği
B) Yaşlılığın insan için kaçınılmaz bir şey olduğu
C) Zamanın, kişilerin sadece dış görünüşünü değiştirdiği
D) Yaşlanan insanların çevresi tarafından dışlandığı
E) Yılların insanların kişiliği üzerinde etkili olduğu
37. Bugüne kadar insanların sanattan farklı beklentileri olmuştur. Sanatın neyin hizmetinde olması gerektiğini Tolstoy’un şu tarifi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor: “Sanat, güzelliğin ifadesidir.” Aynı gerçeğe realizmin kurucusu Flaubert şöyle bir cümleyle dokunur: “Hiçbir anlam ifade etmeyen güzel bir mısra, bir anlam ifade eden fakat daha az güzel olan bir mısradan çok üstündür.”
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Tolstoy ve Flaubert dünya edebiyatındaki ünlü şairlerdir.
B) Sanat, tarih boyunca insanların beklentilerine karşılık vermiştir.
C) Her sanatçı, sanatını farklı amaçlara hizmet için kullanmıştır.
D) Sanatın tek gayesi bir güzellik ortaya koymaktır.
E) Toplum yararına kullanılmayan hiçbir sanat, kalıcı olamamıştır.
38. İlhan Tarus’un altıncı kitabı “Köle Hanı”nı okuyup bitirince, Goethe’nin bir sözünü hatırladım: “Yeşil bir ağaç karşısında her teori kül rengi kalır.” İlhan Tarus’un hikayelerinde de bir kül rengilik var. ilkokulda bazı güzel kır çiçeklerini koparır, defterlerimizin, kitaplarımızın arasında kuruturduk. İlhan Tarus da sanki insan gerçeğini, toplum gerçeğini hikaye haline getirirken kurutuyor.
Yazara göre, İlhan Tarus’un öykülerinin eksik yönü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşamın sıcaklığını yansıtamaması
B) Toplumsal yaşamı anlatmaması
C) Doğaya gereğince yer vermemesi
D) Büyük yazarlardan etkilenmemesi
E) Çok iyi bilmediği çevreleri anlatması
39. Sanatçı duyuşlarını, gözlemlerini en etkili biçimde ortaya koyan kişidir. Bu birikimlerse toplum yaşayışının bir ürünüdür. Doğadaki olayları gözlemleyerek sergileyen ressam; yöresinin sorunlarını, özlemlerini dile getiren yazar; halkının sesini duyarlı bir ezgide birleştiren ozan gerçek sanatçıdır. Duymadığı yaşamadığı olayları, duyguları işleyen bir sanatçı yapaydır. Kimseye, özellikle halka seslenemez, onun düş alemine giremez.
Parçaya göre gerçek sanatçının başta gelen özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatın ilkelerinden ödün vermemesi
B) Çok iyi bir eğitimden geçmesi
C) Konu seçimiyle birlikte biçime de önem vermesi
D) Ele aldığı her duyguyu ve konuyu özümsemiş olması
E) Etkileyici bir anlatımının olması
40. “Gözlemciyi, gözlediği şeyden ayırmak zordur.” Paul Valery’in bir sözü bu. Nasıl ki gözlemciyi gözlediği şeyden ayırmak zorsa, tarihi de tarihçinin kişiliğinden ayırmak öyle zordur. Tarih yazanlar kişiliklerine, eğilimlerine, çıkarlarına, kendilerine özgü düşüncelerine göre davranırlar. Tarihte ne ararsanız bulursunuz, istediğiniz, özlediğiniz örneği seçip gösterebilirsiniz Bunlar da ayrı ayrı yanılmalara götürür kişiyi ve onun arkasından giden kuşakları. Bu, toplum açısından oldukça tehlikeli bir durumdur.
Parçada yazarın söz ettiği tehlikeli durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) insanların daha önce yaşadıklarından ders almamaları
B) Toplumun kendi tarihini anlamaya çalışmaması
C) Tarih yazarlarının nesnellikten uzak bir tavırla çalışması
D) Tarihle uğraşırken geleceğin göz ardı edilmesi
E) Yazarların dil ve anlatıma önem vermemesi
CEVAP ANAHTARI
1-D 2-B 3-D 4-E 5-C 6-D 7-D 8-A 9-E 10-A 11-B 12-C 13-C 14-E 15-A 16-B 17-B 18-C 19-B 20-C 21-B 22-E 23-E 24-C 25-B 26-C 27-D 28-B 29-E 30-D 31-E 32-B 33-C 34-A 35-A 36-C 37-D 38-A 39-D 40-C