YGS Türkçe Deneme Sınavı-51 1. Biz, ümit dolu bir şarkı istiyoruz. Aşağıdakilerden hangisinin yüklemi, nesnesi yönüyle bu cümleninki ile özdeştir? A) Bahar, diriltici havasıyla şehre geldi. B) Dağ başını duman bürümüş. C) Beşiktaş iskelesinden akıntı ters geliyor. D) Gökyüzü akıp gidiyor başımızın üstünden. E) Kalp ağrılarım geceleri hiç dinmezdi. 2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde altı çizili sözcük farklı bir ek almıştır? A) Yöredeki herkes yazın yaylalara çıkardı. B) İlkin otele yerleşelim, sonra şehri dolaşırız. C) Son yıllarda, basın dünyasında şaşırtıcı gelişmeler oluyor. D) Buralardan, güzün turna katarları geçer. E) Kışın bir başka güzeldir, Erzurum ve bütün Doğu Anadolu. 3. (I) Fotoğrafın keşfi, sanat anlayışının değişimini hızlandırmıştır. (II) İlk fotoğraf makineleri kutu şeklinde ve çok ilkel idi. (III) Fotoğrafçı bir fotoğraf çekebilmek için, şahıs hiç kıpırdamadan uzun süre makinenin karşısında durmak zorundaydı. (IV) Makineler geliştikçe anlık izlenimler kaydedilmeye başlandı. (V) Üstelik yeni makineler, taşınabilir olduğundan gidilen her yere götürülebiliyordu. Numaralanmış cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 4. İki insanın gerçekten dost olabildiği yerde uygarlık vardır. Dostluk olmayan yerde hiçbir insanca değerin gelişebileceğine inanmıyorum. Dostluğa dayanmadıkça hiçbir düzen huzur getiremez insana. Dostluğa inanmayan, hiçbir dostuna güvenmeyen insanlar vardır ya! Asıl inanılmayacak, güvenilmeyecek insanlar onlardır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin üzerinde durulmaktadır? A) Bütün sistemlerin, insan eliyle kurulup yıkıldığı B) Dostluğun önemini kavramamış kimselerin çevrelerine zararı C) Birbiriyle anlaşabilen bireylerin yeni uygarlıklar oluşturabileceği D) insanların huzur ve mutluluğu için dostluğun önemi E) İnsanlar için birbirine inanıp güvenmenin önemi 5. Halkın edebiyattan kopması gibi bir sorun yalnız günümüze ait değil bence. Halk, ne zaman edebiyatı sevmişti ki! Bugün üç-beş bin kişi ilgileniyor şiirle, öyküyle, romanla. Dün daha mı çoktu! Halk denilen geniş kitle, edebiyata karşı ilgisiz. Her ne kadar halkı ilgilendiren konular işlense de bu durum değişmiyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmaktadır? A) Günümüzde, şiire karşı ilginin artması B) Sanatçıların halktan kopuk olması C) Toplumda okuryazar oranının düşük olması D) Sanata ilginin zamanla azalması E) Halkın, her dönemde edebiyata ilgisizliği 6. Resim senin benden istediğin değil, benim sana verdiğimdir. Aşağıdakilerden hangisi bu söz ile anlamca aynı doğrultudadır? A) Sanatçının bir konuya yaklaşma biçimi ve anlatımı yönlendirilemez. B) Sanatçı, dış dünyadaki malzemeden kendince bir eser oluşturur. C) Toplumsal beğeni, sanat eserlerinin biçimi üzerinde belirleyici olmamalıdır. D) İlgi görmek isteyen sanatçı, halkın genel düzeyini dikkate almalıdır. E) Her sanat dalının kendine özgü birtakım kuralları vardır. 7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "kaygı" anlamı vardır? A) Bu projeyi iki ay sonra bitirebilir. B) Herkes yardımcı olmak için çırpınıyor, fakat onun kılı kıpırdamıyor. C) Kaza ile ilgili anlattıklarınıza kimse inanmaz. D) Bu kazadan sonra iyileşip ayağa kalkabileceğinden emin değilim. E) Havası temiz bir yere gitseydiniz, belki çocuğun sağlığı için yararlı olurdu. 8. Bir edebiyat, milli olduğu ölçüde uluslararası değere sahip olur. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenen ile anlamca aynı doğrultudadır? A) Sanatçının görevi, toplum sorunlarını ortaya koymak ve onlara çözüm bulmak olmalıdır. B) Her edebi dönem, aslında, kendi kuşağının duygularının anlatımıdır. C) Kendi ulusunun değerlerini yansıtamayan edebiyatın evrensel olma şansı yoktur. D) Tüm insanlığa seslenmeyi hedefleyen sanatçı, öncelikle evrensel konulara yönelmelidir. E) Yazdıkları toplumun değerleri ile uyuşmayan sanatçının, kalıcılığı olası değildir. 9. Hüseyin Rahmi'nin romanlarında olaylar, çoğunlukla İstanbul'un kenar mahallelerinde geçer. Küçük insanları anlatır. Denizle ilgili romanları yoktur. Oysa uzun yıllar Heybeli'de yaşamış, her gün denizi seyrederek, Denizden hiç esinlenmemiş mi; anlamak güç. Sait Faik'te ada insanları, balıkçılar, deniz esinleri ne kadar çoksa, Hüseyin Rahmi de yok denecek kadar az. Bunun nedenini nerede aramalı? Bu parçada Hüseyin Rahmi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yapıtlarında İstanbul'un kenar semtlerini konu ettiğine B) Yaşamında denize yer olmadığına C) Yaşamının bir bölümünü adada geçirdiğine D) Yapıtlarında, deniz ile ilgili ayrıntılara pek yer vermediğine E) Kahramanlarını, sıradan insanlar arasından seçtiğine 10. (I) Varlık dergisi, edebiyatımızda abartılmış değerler ya da değerleri yeterince belirtilmemiş sanatçılar konusunda bir anket düzenlemiş, (il) Bu ankete verilecek cevapları çok merak ediyorum. (III) Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Abartılma ya da hakkı yenme saptamasını yapmak için vakit çok erken. (IV) Bizler ancak geçmiş dönemlerin yazarları, şairleri üstüne konuşabiliriz. (V) Yaşayan sanatçılar ile ilgili değerlendirmeler hangi ölçüde sağlıklı olacaktır? Parçada geçen numaralanmış cümlelerden hangisinde, kişisel görüşler dile getirilmemiştir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 11. (I) Orman bir bölgenin iklimi üzerinde düzenleyici etkiye sahiptir. (II) Ormanların çatısı ve toprak örtüsü radyasyonu önlediği için bu alanlar açık alanlara oranla daha az ısınır. (III) Bunun yanında orman toprağı, ısının atmosfere geçmesini de önler. (IV) Ormanlık alanlarda diğer alanlara göre daha az yerleşim görülür. (V) Bu nedenle ormanların havası yazın daha serin, kışın da daha sıcak olur. Numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 12. Çok şair tanımışımdır. Oturup konuştuğumuzda gerçek şiirin nasıl olması gerektiği üstüne çok şeyler söylerler. Anlattıklarına, dinleyen herkes hak verir. Oysa dergilerde, kitaplarda şiirlerini gördüğümde söyledikleriyle eserleri arasında bir ilinti bulamam. Bunların sıradan şeyler olduğunu her okuyucu anlayabilir. Konuşurken söyledikleri başka, yayımladıkları şiir başka gelir bana. Öyle ki en küçük bir ilgisi bile yoktur söyledikleri ile yazdıklarının. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin nasıl olması gerektiğini bilmek, iyi şiir yazmak için yeterli değildir. B) Şiir yazmak göründüğü kadar kolay değildir. C) Şairlik zaman içinde öğrenilebilecek bir meslek değildir. D) Gerçek şair, şiirlerinde içten davranmaya özen gösterir. E) Çok eser veren sanatçı başarılı sanatçı demek değildir. 13. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yer alan ikileme, ikilemeyi oluşturan sözcüklerin sıralanışı yönüyle farklıdır? A) Mustafa'yı, buraya gelmesi için zar zor ikna ettik. B) Tamer, yarım yamalak İngilizcesiyle turistlere, tapınağı anlatmaya çabalıyordu. C) Saçma sapan sorularından, çevresindeki herkes bıkmıştı. D) Gişede oturan adam ufak tefek biriydi. E) Murat'ın eğri büğrü yazılarını, hiçbirimiz okuyamazdık. 14. (I) Ülkemizde eğitim alanında bugüne kadar birçok araştırma ve çalışma yapılmıştır. (II) Çalışmalar her zaman ilgi görmemiş, her araştırma, uygulama alanı bulamamıştır. (III) Günümüzde okulların seviyesi ve verdiği eğitim eski dönemlere göre oldukça gelişmiştir. (IV) Öğrenciyi ve kişisel farklılıkları ön plana alan çalışmalar önem kazanmıştır. (V) Uygulanacak programların her zaman öğrenci merkezli olması bu çalışmaların en belirgin niteliğidir. Numaralanmış cümlelerden hangi ikisinde altı çizili bölümlerin atılması cümlenin anlamında daralmaya yol açmaz? A) IV. ve V. B) II. ve III. C) I. ve II. D) I. ve III. E) II. ve V. 15. Aşağıdakilerden hangisinde birinci dizedeki durumun, eylemin nedeni ikinci dizede belirtilmiştir? A) Kaman civarına bahar gelince, / Yıkılır ovadan abdal çadırlar. B) Dağlar birbirinden yüce, / Yamaçlarında kireç yakılır. C) Bir avuç toprağıma çöreklenmek için, / Yürümüş selamsız sabahsız. D) İstasyon deresi kabarmıştır, / Hacıdağ'ın selinden. E) Kara bir duman çökmüş, / Üstüne dağların. 16. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "yakınma" anlamı vardır? A) Hafta sonunda ne yapacağınıza hâlâ karar veremediniz mi? B) Bir eleman daha alınmalı, ben her gün akşamın sekizine kadar bekleyemem ki! C) Saat kaç oldu, hâlâ gelmedi, bir daha arasak mı? D) Böyle çalışmayı sürdürürsen bu işin sonunu doğrusu pek iyi görmüyorum. E) Böyle davranırsanız korktuklarınız başınıza gelebilir. 17. Öğrenmenin sonu yoktur sanatta. Keşfedilecek yeni şeyler vardır onda her zaman. Büyük yapıtlar izleyicisine her bakışta farklı görünür. Onlar da insanın kendisi gibi önceden kestirilemez. Hiç kimse bu dünya hakkında her şeyi bildiğini ileri sürmemelidir, çünkü hiç kimse onu tamamıyla bilemeyecektir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) izleyici, sanat eserinden her zaman yeni bir şeyler öğrenebilir. B) Sanat yapıtı, izleyicisinde yeni duygular uyandırdığında büyür. C) Öğrenilecek şeylerin sanatta sonu gelmez. D) Sanat yapıtının izleyicisi, bir yapıtta nelerle karşılaşacağını önceden bilemez. E) Gerçek sanat yapıtları da dünya gibi her yönüyle bilinemez. 18. Eleştiriler beni kızdırmıyor. En amansız eleştiriyi dahi büyük bir dikkatle okuyorum. Otuz yıllık yazarlık hayatım boyunca karşı cevap yazdığım bir tek eleştirmen olmadı. —- Bu sözler aşağıdakilerden hangisi ile sürdürülemez? A) Hakkımda yazılan her yazıdan bir şeyler edinmeye bakarım. B) Her değerlendirmenin bir emek mahsulü olduğuna inanırım. C) Bu tür yazılarda asla kötü niyet aramam. D) Bazen benim de duygularıma engel olamadığım zamanlar olabiliyor. E) Her eleştirmenin, kendince doğru gördüklerini ortaya koyduğunu düşünürüm. 19. (I) Suçlu sandalyesinde oturan adam birdenbire ayağa kalktı. (II) Büyükada'da oturan kimsem yok, dedi. (III) Şahitler birbiri ardına geliyordu. (IV) Hepsi Ahmet'in suçlu olduğunu söylüyordu. (V) Aslında olayın nasıl olduğunu hiçbiri görmemişti. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde belgisiz zamir kullanılmamıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 20. Bu satırları yazdım, Ben bir gece sabaha karşı İnsanları ve seni düşünerek. Bu dizelerdeki cümlede aşağıdaki öğelerden hangisi yoktur? A) Belirtili nesne B) Yüklem C) Dolaylı tümleç D) Zarf tümleci E) Özne 21. Hiçbir sanatçı, yalnız bugün için eser vermez, ölümsüzlüğe özenir. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesne eksikliği B) Özne – yüklem uyumsuzluğu C) Gereksiz sözcük kullanımı D) Birinci cümlenin yükleminin olumsuz olması E) "ölümsüzlük" sözcüğünün yanlış anlamda kullanılması 22. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) Bu yıl çeşitli anlaşmalara ve projelere imza attık. B) Depremin de etkisiyle insanların alım gücünde düşüş oldu. C) Ekonomik dengesizlikten dolayı kaynaklanan darboğaz nihayet aşıldı. D) Ekonominin bir dengeye kavuşması piyasaları rahatlattı. E) Enflasyon artış hızında, kayda değer bir yavaşlama oldu. 23. Şiir, daha çok duyulmak için yazılır. Düz yazıya çevrilen bir şiir, şiir olmaktan çıkar; özelliklerini yitirir. Fakat dil ve anlatım gücümüzü artırmak, anadilimizin inceliklerini ve özelliklerini kavramak; kısaca dili iyi kullanabilmek için şiiri düz yazıya çevirme denemeleri yapmak kaçınılmaz bir gereksinmedir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Şiirin düz yazıya çevrilmesi çabalarının bir ihtiyaç olduğuna B) Düz yazıya çevrilen şiirlerin değerini yitirdiğine C) Şiirin nesre çevrilmesiyle ilgili çalışmaların anadil için yararlı olduğuna D) Şiirde önemli olanın söyleyiş değil, anlam olduğuna E) Dilin incelik ve güzelliklerinin şiirden düz yazıya yapılacak çevirilerle anlaşılabileceğine 24. Dere kenarında, hafif eğimli çimenlik bir alanda kalın gövdeli birkaç ağaç var; gölgeleri geniş ve koyu. Ortalıkta kimseler yok. Suyun şırıltısı ve şakalaşan kuşlardan başka ses de yok. İlerde tepenin yamacında, toprak yolda bir toz bulutu beliriyor. Ardından bir toz bulutu daha. İki araç peş peşe aşağı doğru iniyor, çimenlik alana yaklaşınca yavaşlıyorlar. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Belli bir zaman dilimindeki gözlemler yansıtılmıştır. B) Bazı kavramlar ayrıntılı biçimde açıklanmıştır. C) Görsel ve işitsel ayrıntılardan yararlanılmıştır. D) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. E) Betimleyici anlatım tekniğine başvurulmuştur. 25. Şafak… Güneşin ilk ışıkları, gökyüzünü tarayıp, yumuşak bir su mavisine dönüştürüyor. Sıcak bastırmadan önceki son birkaç saat,,. Sabahın ilk saatlerinde kanyon duvarları nehirde suretlerini seyretmek için eğilmişler sanki. Altın sarısı, turuncu ve kızıl kuşaklarla su üzerine yansıyorlar. Bir çalıkuşu şarkı söylüyor, şarkısı uçurumdan boşluğa bırakılmış bir çakıl taşı gibi boşlukta kayboluyor. Notalar, müziğe sabah meltemini ekliyor, sabah meltemi kaynamış kahve ve adaçayı kokusuyla teninizi okşuyor. Bu parçada hangi duyu ile ilgili ayrıntılara yer verilmemiştir? A) Görme B) Tatma C) Koklama D) İşitme E) Dokunma 26. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) Milli Eğitim Bakanlığı, 100 yıl önce yayımlanan bazı eserleri yeniden bastıracakmış. B) Sınavla ilgili başvurular, okul müdürlüklerine yapılacak. C) Öğrenciler, N. Kemal'in "Vatan yahut Silistre" adlı oyununu sahneleyecekler. D) "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" kimi yönleriyle otobiyografik roman sayılabilir. E) Yabancı bir televizyon kanalında "Kanıt Var Mı? adlı bir program izlemiştim. 27. Toplumcu görüşlere inananlar, yaşamı değiştirmek isterlerdi (I) Yaşamı, dünyayı değiştirmek (II) Eşitliği, sevgiyi, insancıllığı güncel kılmak (III) Acımasızlıkları, yanlışlıkları, haksızlıkları kökünden yok etmek (IV) Ancak, insanı değiştirmeden nasıl olur da yaşamı, dünyayı değiştirebiliriz (V) Numaralanmış yerlerden hangi ikisine üç nokta (…) konulamaz? A) I. ve III. B) III. ve IV. C) I. ve IV. D) II. ve V. E) I. ve V. 28. – Bu yalnız bizim edebiyatımıza özgü bir sorun değildir. Edebiyat bir anlamda halktan kopuyor. Özellikle şiir. Şiir, belki hiçbir çağda bugünkü kadar azınlığın malı olmamıştır. Bunun çeşitli nedenleri var. Önce alanını iyice kesinleştiriyor. Salt kendi yarattığı alana bağlanmak istiyor. Bu da onu, ister istemez çoğunluktan uzaklaştırıyor. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığıdır? A) Edebiyatımızın halktan kopma eğilimi konusunda ne düşünüyorsunuz? B) Size göre şiirin bu kadar ilgi görmesinin nedeni nedir? C) Günümüzde şiir neden eskisi kadar ilgi görmüyor? D) Sanatçıların, halka karşı tavırları hakkında ne düşünüyorsunuz? E) Edebiyata ilginin azalmasında sanatçıların rolü var mı? 29. Bir sanatçının yetiştiği çevreden etkilenmemesi düşünülemez. Dil gibi, tarih ve gelenek gibi ortak koşullar altında yetişen sanatçının bunlardan etkilenmesi kadar doğal ne olabilir ki! Üstelik sanatçının ulusal özelliklerinin olması değerinin düşmesi evrenselliğini yitirmesi anlamına gelmez. Aksine, evrenselliği yakalamanın temel koşulu ulusal değerleri olabildiğince temsil edebilmektir. Romantizmin temsilcileri ulusallığa değer vermiş ve gerçekten sevilerek okunmuşlardır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuçtur? A) Kişi, her şeyden önce kendi toplumunu incelemelidir. B) Gerçek sanatçı evrensel değil, ulusal temalara yönelir. C) Romantizm, Batı'da en çok ilgi gören akım olmuştur. D) Dil ürünlerinde evrenselliği yakalamak oldukça güçtür. E) Yaşadığı toplumdan etkilenmesi ve ulusal özellikleri yansıtması sanatçı için bir eksiklik değildir. 30. Bunca aykırı koşul altında ölen şair ve yazarlar üstüne sıcağı sıcağına eleştiri yapmak sakıncalıdır. Yarardan Çok zararı dokunur birçok kişiye; eleştireni saptırır, okuru yanıltır, eleştirileni dev aynasında gösterir. Bundan dolayı ölen hiçbir şair, yazar için "güncel eleştiri" yazmadım şimdiye değin. Edebiyat alanında en sevdiğim, beğendiğim kimseleri bile yitirdikten sonra sustum istemeyerek, üzülerek. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisi üzerinde durmaktadır? A) Eleştiri yazılarının kimi zaman dikkatsiz okuyucuları yanıltabileceği B) Ünlü kişilerle ilgili eleştirilerin nesnel olmasının önemi C) Sanatçıların ölümünün hemen ardından onlarla ilgili eleştiri yazmanın yanlışlığı D) Eleştiri yazılarının yarardan çok zarar getirdiği E) Eleştiri yazılarının ne zaman yazılması gerektiği 31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğelere ayırmada bir yanlışlık yapılmıştır? A) Bu merdivenlerden / ağır ağır / çıkacaksın. B) Yaşlı kadının / bitmez tükenmez derdi / vardı. C) Şu bademler / güneşi görünce / açılıverir. D) Çocukları / bu yaz / İngilizce kursuna / göndereceğim. E) Eninde sonunda / sen de / bu gerçeği / kabul edeceksin. 32. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla birlikte kullanılmamıştır? A) Mahkeme başlayınca tanıklar, eski ifadelerinden vazgeçmiş, ağız değiştirmişlerdi. B) Bu yazın sonunda en küçük kızını da baş göz edip evlendirmeyi düşünüyordu. C) Ne yapacağımı bilemiyorum, bocaladım, aklım karıştı doğrusu. D) Canım İstanbul, senden ayrılalı on gün oluyor, gözümde tütmeye başladın. E) Üzüntüden bir haftadır hiç konuşmuyor, ağzını bıçak açmıyor. 33. Dünya edebiyatına baktığımız zaman 18. yüzyılda Fransız romanı, 19. yüzyılda Rus romanı, 20. yüzyılda Latin Amerika romanı öne çıkıyor. Edebiyat bugün Avrupa'da pek pırıltılı değil, Tolstoy'u aşan bir romancıyı bulmak zor. Ama 3, Dünya'da edebiyat var. Avrupa bu edebiyatla yeterince ilgileniyor mu? Türkiye'de edebiyatın sıcak olduğu görülüyor. Bana sürekli şiir kitabı yolluyorlar. Edebiyatsız bir insanlık düşünmek olanaksız. Edebiyatseverler, düşünmesini bilenler, şiirden, romandan, öyküden zevk alanlar her zaman toplumlarda en belirleyici kesimi oluşturacaklar. Çünkü onlar düşünüyor, onlar duygulanıyor; onlar duyarlı kesimlidir. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Ülkemizde edebiyatın durumunu nasıl görüyorsunuz? B) Günümüzde, Avrupa'da çok başarılı romanlar yazılıyor mu? C) Dünyanın hangi bölgesinde edebiyat alanında bir canlılık var. D) Sanata ilgi duyanlar toplumu etkileyebilir mi? E) Şiir türünde ülkemizde dikkate değer yapıtlar yayımlanıyor mu? 34. Bir şiirin gerçekten şiir olması için şu sorulara cevap vermesi gerekir: Gündelik hayatta kullandığımız sözü, saf bir sanat malzemesi haline getirmiş mi? Ondan ayrı bir şekil yaratmış mı? Bu şekil, şiirin gelişme zincirine yeni bir halka eklemiş mi? Bize yeni ufuklar açıyor mu? O şair olmasaydı toplumda bir eksiklik olur muydu? Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi gerçek şiirin özelliklerinden biri değildir? A) Günlük dili özgün bir şiir dili haline getirmesi B) Toplum sorunlarını ele alıp çözüm üretmesi C) Şiir sanatının gelişmesine katkıda bulunması D) Günlük dildeki sözcüklerle, ayrı bir biçim oluşturması E) Okuyuculara bakış açısı kazandırması 35. Okuduğum yazılarda aradığım özellikleri, kendi yazılarımda da bulundurmak zorundayım. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Gerçek sanatçıların tüm yazıları, aynı ortak nitelikleri taşır. B) Seçici okurların beklentilerini karşılayamayan bir yazar başarılı olamaz. C) Başarılı bir yazar başkalarının yazılarında gördüğü üstün özelliklerin kendi yapıtlarında da olmasına gayret eder. D) Sanatçının yapıtlarını en doğru değerlendirebilecek kişi yine kendisidir. E) Yazarın bir yazıda görmek istediği nitelikler, öncelikle kendi yazdıklarında olmalıdır. 36. Sabri Berkel'in bir tutumu vardır, çok severim: Güncel yargılardan etkilenmez o, zamana inanır; sınavını zamana vereceğini bilir. Güncelin, bütün çağlardan daha çok çağımızda at koşturduğunu düşünürsek zamana inanmanın bir karşı koymak eylemi olduğunu söylemek gerekir. Böyle bir inançta bugün var olan, yarın yok olacak yığınla etkene direnmek çabası vardır. Kişinin, bilincinin bağımsızlığını savunuşu anlamına gelir. Ayrıca zamana inanmakla sanata inanmanın özdeş kavramlar olduğu da söylenebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuçtur? A) Zamanın sınavını aşabilen eserler, sanat eseri niteliğine kavuşur. B) Güncel yargılar, bir eserin sanatseverlerce anlaşılmasını sağlar. C) Zaman, güncel yargıların birçoğunu gelecek kuşaklara aktarır. D) Zamanla yarışmak, sanatçıları birçok yönden olgunlaştırır. E) Konusunu güncel olaylardan alan eserler daha çok ilgi görür. 37. (I) Bu, son zamanlarda okuduklarım arasında en beğendiğim şiir kitabı. (II) Bu kitaptaki şiirler için "aydınlık, sessiz" sıfatları kullanılabilir. (III) Sanatçı, şiirde hikâye anlatmayı seviyor. (IV) Yer yer şiiri bilmeceye dönüştürme çabalarının yoğunlaştığını görüyoruz. (V) Çoğu zaman şiiri, bir yaşam öyküsü olmaktan çıkarıyor. Numaralanmış cümlelerin hangisinde sözü edilen kitaba yönelik olumsuz eleştiri vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 38. Kişioğlu için yaşamanın birçok anlamı vardır belki, bir anlamı da kendisinde olmayanı elde etmek özlemidir. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Yaşamdan ne istediğini bilmeyen insan için yaşamanın anlamı yoktur. B) insanın, yaşamı süresince isteklerini gerçekleştirmesi mümkün değildir. C) Elinde olmayan şeylere ulaşmak arzusu insanın hayattaki hedeflerinden biridir. D) Her insanın yaşam boyunca kendine göre hedefleri vardır. E) İnsanın, gerçekten arzu etmediği hedefe ulaşması mümkün değildir. 39. Tam yirmi beş sene sigara içtim. Bir gün doktorlar "Ya canını ya sigarayı…" deyip dayattılar. O zaman bıraktım. Fakat çok zor oldu. Bırakacağıma dair evdekilere söz vermiştim. Bir gün çatışma odamda otururken gayet nefis Reji tütünlerini masamda gördüm. Usulca kapıyı kilitleyerek bir tanesini yaktım. Henüz bir nefes çekmiştim ki içimde bir ses çalkandı: "Kapı kilitlenince evdekiler aldandı, ya kendin?" Derhal sigarayı tablaya bastırdım. O gün bugün, aşağı yukarı otuz senedir içmiyorum. Paragrafın son bölümünden hareketle parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Sigara insan sağlığı için zararlı maddelerin başında gelmektedir. B) İnsan, sağlığını her şeyin üstünde tutmalıdır. C) İnsanın kendi kendini kandırmaması, kişiyi doğru yönlendiren bir yaşam ilkesidir. D) Sonucu düşünülmeden yapılan küçük bir yanlışlık, kişinin başına büyük sorunlar açabilir. E) İnsan, doğası gereği, yasaklara karşı aşırı ilgi duyar. 40. Ben de bir yazarım. Ama yazar olmanın günümüzde bir değeri var mıdır? Yazar, edebiyat ve düşünce alanına yeni bir şeyler getirebiliyor mu? Bu ancak yazarın kitaplarından anlaşılır. Dergilerde, gazetelerde çıkan yazıları yıllar geçtikten sonra nereden bulup da üzerlerinde düşüneceksiniz? İşte ben onun için —- Paragrafın son cümlesi en uygun biçimde aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) gazetelerde çıkan yazılarımı saklarım, çocuklarım da onları okuyup düşünsün diye. B) gazete ve dergilerde hiç yazı yazmam, okuyanlar bu yazıların değerini anlamaz diye. C) bir kitabım olsun isterim; okuyanlar yargılasınlar, bir değeri olup olmadığını söylesinler diye. D) yazılarımı hep biriktiririm, gelecekte okunsun, değerli bulunursa kitaplaştırılsın diye. E) bir yayınevi kurmayı düşünüyorum, yazılarını kitaplaştırmak isteyenlere yardımcı olayım diye. CEVAP ANAHTARI 1-B 2-C 3-C 4-D 5-E 6-A 7-D 8-C 9-B 10-A 11-D 12-A 13-A 14-D 15-D 16-B 17-E 18-D 19-A 20-C 21-B 22-C 23-D 24-B 25-B 26-E 27-E 28-A 29-E 30-C 31-B 32-D 33-E 34-B 35-E 36-A 37-D 38-C 39-C 40-C